Dolar

34,8709

Euro

36,7210

Altın

3.041,91

Bist

10.058,47

Muhabir basın kartı yok diye gözaltına alındı

Başbakan Erdoğan'ı takip etmek isteyen haber sitesinin muhabiri 'basın kartı yok' diye gözaltına alındı.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-04-24 21:04:46

Muhabir basın kartı yok diye gözaltına alındı
Başbakan Erdoğan'ı takip eden haber sitesi Yazete.com'un muhabiri, sarı basın kartı olmadığı gerekçesiyle karga tulumba gözaltına alındı...

İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği'nin (ÖNDER) Kutlu Doğum Haftası sebebiyle Sinan Erdem Kapalı Spor Salonu'nda düzenlediği etkinliğe Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Aynı etkinliğe Kurtlar Vadisi Pusu'nun sevilen karakteri Emin Olcay, nam-ı diğer Ömer Baba da katıldı.

Yazete.com muhabiri, hem etkinliği haber yapmak hem de Pana Film oyuncusu olan Emin Olcay'ı takip etmek için basın mensupları arasında yerini almak üzere Sinan Erdem'e gitti.

Sarı basın kartı olmadığı gerekçesiyle basın girişinden girmek istediğinde içeri alınmadı.

ÖNDER yetkilisi bir personel de "davetlimiz" diyerek muhabirin içeri girmesini sağlamaya çalışsa da bu çabaları sonuç vermedi.

Emin Olcay'ın da, muhabiri içeri aldırma girişimi sonuçsuz kalınca genç muhabir birden içeri girip Başbakan Erdoğan'ın fotoğraflarını çekmeye başladı.

Korumalar hemen müdahale ederek, muhabiri karga tulumba salondan çıkartarak gözaltına alınmasını sağladılar.

Gazete ve TV muhabirlerine verilen sarı basın kartları, halen internet gazetecilerine verilmemekte.

YAZETE.COM TEPKİSİNİ DİLE GETİRDİ

Sitenin konuyla ilgili yazısı:

İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği’nin (ÖNDER) Kutlu Doğum Haftası sebebiyle Sinan Erdem Kapalı Spor Salonu’nda düzenlediği etkinliğe Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Aynı etkinliğe Kurtlar Vadisi Pusu'nun sevilen karakteri Emin Olcay, nam-ı diğer Ömer Baba da katıldı. Muhabirimiz, hem etkinliği haber yapmak hem de Pana Film oyuncusu olan Emin Olcay'ı takip etmek için basın mensupları arasında yerini almak üzere Sinan Erdem'e gitti. Basın girişinden girmek istediğinde ise içeri alınmadı.

Neymiş, Başbakan gelecekmiş, sarı basın kartı olmayanları almıyorlarmış!

Muhabirimizin bin türlü çabası sonuçsuz kalıyor, Emin Olcay (Ömer Baba) kapıdaki görevlilerden rica ediyor, benimle beraber diye ama yok!

ÖNDER yetkilisi bir kız da bir hayli çaba gösteriyor. Davetlimiz falan diyor ama nafile!

İlla sarı basın kartı olacak!

Muhabirimiz o sırada Başbakan'ın geldiğini görünce direkt dalıyor, başlıyor fotoğraf çekmeye. Korumalar haliyle karga tulumda gözaltına alıyor.

GÖREVİNİ LAYIKIYLA YERİNİ GETİRME HEVESİ VE HEYECANI İÇİNDE OLAN MUHABİRİMİZ BU TAVRI HAK EDİYOR MUYDU?

BU AYIP SAYIN BAŞBAKAN'IMIZINDIR!

Neden?

Diyebilirsiniz ki siz de muhabirinize sarı basın kartı çıkartsaydınız?

İşte kriz de burada başlıyor zaten!

Çünkü sayın Başbakan'ımız internet gazetelerini gazete olarak görmüyor!

Her gün yüz binlerce insanın, milyonlarca insanın haber aldığı internet medyasını, medya olarak, gazete olarak görmüyor!

Darbeleri gün ışığına çıkaran, gizli planları deşifre eden, yüzlerce gazetecilik mezununa ekmek veren internet gazetelerini yok sayıyor! 10 bin satan kağıda sarı basın kartını layık gören Başbakan'ımız 250 bin okunan Yazete.com'a ve bizim gibi yayın yapan diğer internet gazetelerine sarı basın kartını layık görmüyor!

Ben bu satırları yazarken muhabirimiz Başbakanlık korumaları tarafından gözaltında tutuluyor.

Bu bir ayıpsa kimin ayıbı? Bizim mi, muhabirimizin mi, korumalarının mı, yoksa feryadımızı duymayan Başbakan'ın mı?

Özellikle çözüm sürecinde dibine kadar verdiğim desteğe rağmen bu konuda Başbakan'a öfkem dinecek gibi değil!

Sayınç Bülent Arınç umarım sesimizi duyuyorsunuzdur! Umarım bu satırları okurken yüzünüz kızarıyordur! Verdiğiniz onca söze rağmen internet medyası hala yasasız! Hala hakkını arıyor!

Yazık! Çok yazık!

Benzer bir olayı 2 sene önce Wow Hotel'de de yaşamıştık. Online Medya Derneği yönetici 6 kişi Başbakan'ın da katıldığı bir davetteydik. Gelmişken, Başbakan'ın basın açıklamasını da dinleyelim dedik. Basın açıklamasının yapılacağı odaya girdik. Sonra biri geldi. Başbakan'ın korumasıymış. Sarı basın kartı göstermemimizi istedi.

Benim var (O dönem aynı zamanda radyoda da çalışıyorum o nedenle), dernek başkanımız Engin Sağ'ın var(Engin Bey'in de Samanyolu Televizyonu nedeni ile var). Diğer arkadaşlarınsa yok.

Nazikçe hayde dışarı denildi.

Diğer arkadaş dediklerimse her biri kelli felli gazeteci. Üstelik içlerinde patron olanlar da var. Tanınmış isimler...

Dert bizim derdimiz...

Sayın Başbakan umarım bizim derdimizle de dertlenir bir gün! O günleri de görürüz ölmeden!

NOT: Arkadaşlar, öyle herkes basın kartı alamıyor. Her kağıt gazete de. Bu işin istihdamı var vergisi var. Yani külfeti var. İnternet siteleri de bu kurala uyuyor (Uyan en az 50 site sayabilirim size. Vergisini veren çok sayıda editörü yasasına uygun istihdam eden). Ama kağıt olmadığı için devlet bu hakkı çok görüyor internet gazetelerine... Devlet dediğime bakmayın, Başbakan Erdoğan'dan bahsediyorum!

Sorun burada. Ayrımcılık yapılıyor. Kağıdın varsa, radyon ya da televizyonun varsa gazete sayılıyorsun, sarı basın kartını hak ediyorsun! Ama internetsen çöplüksün! İşte biz internet gazetecilerinin tepkisi de buna...

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara