Dolar

34,8662

Euro

36,6135

Altın

3.046,43

Bist

10.058,47

12 Eylül davasında ihbar damgası

12 Eylül davasında, Cumhuriyet Savcısı Cemil Tuğtekin, 1 Mayıs 1977'deki olaylara ilişkin soruşturmanın genişletilmesi ve sanıkların evinde arama yapılması taleplerinin reddini istedi. Savcı, 'Hasan Duman' tarafından gönderilen mektubun incelenmesi için Genelkurmay Adli Müşavirliği'ne yazı yazılmasını talep etti.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-04-18 21:09:26

12 Eylül davasında ihbar damgası
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada hazır bulunanların isimlerinin ardından, celse arasında dosyaya giren belgeler tutanağa geçirildi.

Belgeler yazılırken, sanık avukatlarınca, 1 Mayıs 1977 olaylarıyla ilgili 5 madde halinde, soruşturmanın genişletilmesi amaçlı dilekçe verildiği kaydedildi.

Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, "Hasan Duman" adlı kişi tarafından, "askeri görevlilerce, 12 Eylül darbesiyle ilgili bazı belgelerin mahkemeye gönderilmeyerek saklandığı, hatta imha edildiğine" ilişkin mektup gönderdiği açıklandı.

İhbarın birer sureti sanık ve müdahillere verildi.

Söz alan Avukat Ömer Kavili, davada müdahilken hayatını kaybeden Berfo Ana'yı duruşma salonuna geldiğinde müdahil avukatlarının ayakta karşıladığını belirterek, "Bir ananın evladına olan sorumluluğu ve bağlılığını görmüştük. Bu çerçevede bu davanın, anaların, acı çeken insanların yaşamı sona ermeden bir an önce karara bağlanmasını talep ediyoruz" dedi.

Davanın başlangıcında duruşmada bulunan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın şu anda Kandıra F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunduğunu belirten Kavili, "Kendisini ziyarete gittiğimde bana söylediği söz, 'Hükümetin eli silahlı, yüzleri maskeli adamları gece evimizi bastılar. Hükümetin cübbeli adamlarının karşısına çıktık. Şimdi de esir olarak burada tutuluyoruz' oldu. İşte, darbeci iki generalin kurduğu sistem, tüm kurumlarıyla yürürlüktedir" diye konuştu.

-"MİT görevini yapmamış"-

Sanık avukatlarından Bülent Acar, "iddianamenin, soruşturmasız bir iddia olduğunu" öne sürdü.

Acar daha sonra, 1 Mayıs 1977 olaylarına ilişkin soruşturmanın genişletilmesi taleplerini anlattı.

Olay günü, Taksim'de toplanan kalabalığın üzerine sistemli bir şekilde ateş edildiğini, birçok kişinin de çıkan kargaşada ezilerek öldüğünü ifade eden Acar, "Beni ilgilendiren, Konsey Başkanı ve üyesi ile bu seri ateşleme arasında bir irtibat olup olmadığı, bir delilin bulunup bulunmadığı" dedi.

Konuyla ilgili dosyaya Emniyet Genel Müdürlüğü'nden, MİT'ten gelen belgeler bulunduğuna dikkati çeken Acar, şunları söyledi:

"İki ayrı iddia var. Birinci iddia ismi geçen sol gruplar arasında silahlı çatışma olduğu ve bu olayların meydana geldiği, ikinci iddia da devletin içerisinde kontrgerilla denilen özel bir yapılanma var. Devlet içindeki kontrgerilla denilen bir çetenin darbenin hazırlığı olarak bu işi yaptırdığı iddiası var. Bu iddialarla Konsey Başkanı ve üyesi arasında direkt bir bağlantı yok. Cumhuriyet savcısının yararlandığı kitapta da Gladio var. Gladio'nun sol grup içerisindeki kişilerle işbirliği içinde olduğu ve bu katliamın yapıldığı iddiası var. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden gelen yazıyı aldık. Ben kamusal savunma makamı olarak aldım ve dosyaya koydum."

MİT'ten dava dosyasına konuyla ilgili gönderilen belgeleri yorumlayan Acar, 1 Mayıs 1977 olaylarıyla ilgili, "Bana göre MİT görevini yapmamış, görevini yaptı izlenimi vermeye çalışıyor" ifadesini kullandı ve belgedeki, olay gününe ilişkin hususları özetledi.

Acar, "Ben, MİT gibi ulusal bir kuruluştan somut bir açıklama bekliyordum. DİSK buradan başarıyla çıkmış. Demokratik kitle örgütü olarak DİSK kendisine düşen görevi iyi yapmış. Çıkan olaylarda DİSK'in bir etkisi gözükmüyor" diye konuştu.

Bülent Acar, müvekkilleriyle olaylar arasında nedensel ve eylemsel ilişki olup olmadığının ortaya çıkması için DİSK'in eski Hukuk Dairesi Başkanı Müşür Kaya Canpolat'ın, olayla ilgili soruşturma yapan Muhittin Cenkdağ'ın, "Beyaz Renault'dan ateş edildi" diyen dönemin İstanbul Mali Şube Müdürü Recep Ordulu'nun, Taksim'deki Intercontinental Otel'de bulunan Mustafa Tütüncü, Zeki Tamay ve Salih Boran'ın tanık olarak dinlenmesini istedi.

Olayın ardından yapılan soruşturmadaki eksikliklerden örnekler veren Acar, "Tarih, tarihin karanlığında kalmasın. Benim müvekkillerim suçluysa da çeksinler cezalarını" dedi.

Acar, olayla ilgili adı geçen 13 kişinin MİT'te, Emniyet Genel Müdürlüğü'nde ve Özel Harp Dairesi'nde görevli olup olmadıklarının veya buralar tarafından kullanılıp kullanılmadığının sorulmasını istedi.

-"Devlet töreni yapılmasın"-

Avukat Mehmet Horuş da 12 Eylül darbesine zemin hazırladığı ileri sürülen Bayrak Harekat Planı dışında daha geniş ve önceden hazırlanan bir planın bulunduğunu, bunun da Kenan Evren'in hatıralarını kaleme aldığı kitaplarda yer aldığını ifade ederek, Evren'in anılarının yer aldığı kitapları mahkemeye sundu.

Avukat Öztürk Türkdoğan da bir naip hakim aracılığıyla Genelkurmay Başkanlığı'nda arama yapılmasını ve 12 Eylül dönemine ilişkin gerekli belgelere el konulmasını ve dosyanın mütalaa için cumhuriyet savcılığına gönderilmesini istedi.

Avukat Kazım Genç de 1 Mayıs 1977'de yaşanan olaylara atıfta bulunarak, darbecilerin, eylemleri alt tabakalardaki insanlara yaptırdığını ileri sürdü.

Evren ve Şahinkaya'nın yaşlarının Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu beliren Genç, "Şahısların rahmetli olup davanın düşmesi gibi bir durum var. Biran önce karar verilsin ve sanıklar mahkum edilsin ki sanıkların sıfatları düşsün ve devlet töreni yapılmasın. Dosya mütala için iddia makamına verilsin" dedi.

Avukat Müşir Deliduman da sanık avukatının davayı uzatmaya çalıştığını ileri sürerek, "Artık bunların işkenceci, zalim oldukları ortadadır. Bunların eserleri Ergenekon, Balyoz, asit kuyuları, hepsi bundadır. Dosyanın mütala için savcıya verilmesini ve sanıkların rütbelerinin sökülmesini istiyoruz" ifadesini kullandı.

-"Genelkurmay'ın arşivine girmeye hazırız"-

Avukat Arif Ali Cangı da Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini ve barış umudunun ortaya çıktığını belirterek, mahkemenin vereceği kararın yeni Türkiye'nin kurulmasına katkı sağlayacağını vurguladı.

Sanıkların suçlarının belli olduğunu ve kanıtlandığını ifade eden Cangı, mahkemenin yazdığı yazılara cevap vermeyen kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını ve dosyanın mütala için cumhuriyet savcısına verilmesini talep etti.

Diğer müdahil avukatları da dosyanın mütala için cumhuriyet savcısına verilmesini istedi.

Duruşmada söz alan sanıkların avukatı Bülent Hayri Acar, iddianamede, müvekkillerine yönelik suçlamalar olduğu için savunma yaptıklarını belirterek, davayı uzatma gibi bir niyetlerinin olmadığını bildirdi.

Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Cemil Tuğtekin de 1 Mayıs 1977'deki olaylara ilişkin soruşturmanın genişletilmesi ve sanıkların evinde arama yapılması taleplerinin reddini isteyerek, "Hasan Duman" tarafından gönderilen mektubun incelenmesi için Genelkurmay Adli Müşavirliği'ne yazı yazılmasını talep etti.

Avukat Ömer Kavili, 12 Eylül'de yaşanan olayların belgelerini elde etmek için Genelkurmay Başkanlığı'nın arşivine girmeye hazır olduklarını söyledi.

Avukat Mehmet Horuş da sanıkların evlerinde arama yapılmasını, tutuklanmalarını ve gelecek celse hazır bulundurulmalarını istedi.

Sanık Avukatı Bülent Acar, müdahil avukatlarının taleplerinin reddini talep etti.
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara