Türk Hematoloji Derneği'nin düzenlediği 'HALKEP- Hasta ve Hasta Yakınlarına Yönelik Kan Hastalıkları Bilgilendirme Toplantıları'nın ikinci ayağı 'Kan Sizsiniz' Trabzon'da gerçekleşti. Yeni Şafak'ın haberine göre toplantıda konuşan Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Teoman Soysal, 'Son yıllarda kanser tanı ve tedavisinde süregelen ve hem hastaları hem de hekimleri heyecanlandıran olumlu gelişmeler habis kan hastalıklarında da gerçekleşiyor. Genelde toplumda 'Kan hastalığı' denilince ürkütücü geliyor' dedi.
Prof. Dr. Soysal, 'Örneğin kronik miyeloid lösemi tedavisinde artık haplar veriliyor ve bu haplarla tedaviler sağlanıyor. Bu haplar sayesinde hastaların yaşam kalitesi düzeldi, hastalığın ileri evrelere geçme oranı büyük oranda azaldı ve hastalar uzun yaşama şansını elde etti' diye konuştu.
Prof. Dr. Teoman Soysal, sözlerine şöyle devam etti:
Benzer gelişmeler kronik lenfosittik lösemi ve bazı lenfoma türleri için de gerçekleşmekte olup halen çalışmaları sürmekte olan çok sayıda hedefe yönelik tedavi geniş bir hasta grubunun da umut kaynağı. Erişkinlerde en çok rastlanan lösemi türü olan kronik lenfosittik lösemide yakın gelecekte hedefe yönelik tedaviler kullanılabilecek. Bu ilaçlarla ilgili çalışmalar henüz ruhsatlanma aşamasına gelmedi.
YENİ MÜJDE
Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Muzaffer Demir ise şunları söyledi:
Hemofili yaşam kalitesini düşüren bir hastalık. Tedavi edilmezse eklem sakatlıklarıyla yaşam kalitesi bozuluyor. Tedavileri ise kan ve kan ürünü olarak adlandırılan ilaçlarla yapılıyor ve bu ilaçlar ithal ediliyor. Son yıllarda eklem içi kanama olmadan hastaya eksik maddeyi vererek eklemleri korumak üzerine çeşitli yöntemler gündeme geldi. Yeni tedavilerle hemofililerde yaşam standardı daha yüksek hale geliyor.
Hasta artık sarsılmayacak
Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sönmez ise lenfomalar hakkında çeşitli bilgiler verdi. Prof. Dr. Sönmez, 'Artık lenf kanseri hastalıksız bir yaşam vaat eden tedavilere sahip. Klinik kullanım tedavileri gelmeye başladı. Artık 10 hastadan 7'sini kurtarmaya başladık, tedavilerle elimiz güçlendi' dedi. Prof. Dr. Fahir Özkalemkaş da, sık görülen kronik lenfositin tedavisinde ABD başta olmak üzere Avrupa'daki çalışmalarla son 10 yılda önemli mesafeler kat edildiğini söyledi. Özkalemkaş, geçmiş yıllarda 1-2 ilaçla nispeten kontrol edilen hastalığın günümüzde hem kemoterapik ilaçlarla hem de biyolojik bazı ajanların birlikte kullanılmasıyla daha iyi tedavi sonuçları alındığını belirterek, şöyle devam etti: 'Genetik tetkikler sonucunda tedavi edemeyeceğimizi baştan fark ettiğimiz hastalar ile yan etkileri kaldıramayan bir grup hastada çaresizlik devam ediyor. Bu hastalarda, 'tümöre etki etsin, hastayı çok fazla sarsmasın ama iyi sonuçlar alalım' mantığı yavaş yavaş deneniyor'