Görmez, bu yıl ki kutlu doğumun konusu olan 'İnsanlık Onuru'nu anlatırken Hz. Muhammed'in (S.A.V) ve sahabelerin hayatından örnekler verdi. Görmez, " Hacer-ül Esved'e eli değdiği için o taşa elini süren hiçbir mümin, eline silah olarak mümin kardeşine doğrultamaz." dedi. Görmez programın sonunda sahneye çağırdığı Başbakan Yardımcısı Atalay, Bakan Eker, BDP'li Altan Tan ve Baydemir ile AK Partili vekillere gül verdi.
Görmez, konuşmasına Diyarbakır'ın Eğil ilçesinde kabri bulunan Hz. Zülkilf ve Hz. Elyesa peygambere selam göndererek başladı. Görmez, "Diyarbakır'da Halid Bin Velid'in oğlu Süleyman hazretlerine selam olsun. Belki Cennet-ül Baki'den sonra en çok sahabenin metfun olan Diyarbakır'dayız. Efendimizin bu sahabelerine selam olsun." dedi. Stadı dolduran binlerce kişiyi Kürtçe de selamlayan Başkan Görmez, "Sizleri kendi dilinizde. Gelî brano, xwuşk û brano. Şeva we bixêrbe. Xwuda şeva xer bike. (Ey kardeşlerim, bacı ve kardeşler. Geceniz hayırlı olsun. Allah gecenizi hayırlı eylesin.)" diye konuştu.
İNSAN ONURU İDEOLOJİYE FEDA EDİLEMEZ
Cahiliye döneminde kalan bazı şeylerin zaman zaman nüksettiğini anlatan Görmez, bunun Abbasi, Emevi ve Osmanlı'nın yıkılışın da nüksettiğini kaydetti. Görmez, "Diyarbakır'a İslam ordularının geldiği dönemde Sad bin Ebi Vakkas ile Selmani Farisi arasında küçük bir kırgınlık yaşandı. Herkes kendi atalarını saymaya başladı. Sıra Selman-i Farisi'ye gelmişti. Selman, 'Benim İslam döneminde hiçbir atam olmadı. Ben İslamoğlu Selman'ım' dedi. Bunu işiten Hz. Ömer, ben de İslamoğlu Ömerim. Herkes bilsin ki ben Selman'ın kardeşiyim. Evet insan gaye bir varlıktır. Hiçbir insan kendi hayatını insanlık onurunu ayaklar altına alamaz bir ideolojiye feda edemez. İnsan devlet, hukuk değildir. Devlet hukuk insan içindir. Onuru zedeleyen hiçbir şey meşruiyetini İslam ve İslam peygamberinden alamaz." ifadelerini kullandı.
MÜMİN KARDEŞİNE SİLAH DOĞRULTAMAZ
Peygamber sevgisini içinde taşıyan müminin kendisi için istediğini kardeşi için de istemesi gerektiğini anlatan Görmez, şöyle devam etti: "Onun sevgisiyle yanan gönül kin intikam nefret bulundurmaz. Onun sevgisiyle bakan mümin masum bir insanın gözyaşı dökmesine razı olmaz. Hacer-ül Esved'e eli değdiği için o taşa elini süren hiçbir mümin eline silah olarak mümin kardeşine doğrultamaz."
NURSLU SAİD'İN ÇAĞRISINI DİKKATE ALIN
Görmez konuşmasına şöyle devam etti: "Bütün Diyarbakırlı kardeşlerime bizi dinleyen herkese sesleniyorum. Bu haftada hepimiz hırkayı yere koyalım. İçerisini bugüne kadar ülkede kırılan bütün onurları kalpleri koyalım ve hep birlikte Hakkari, Ankara, Edirne'de her birimiz bugüne kadar zedelenen insan onurunu koyalım ucundan tutalım. Ve Kabenin o şerefli köşesine yerleştirelim diyorum. Ey tarihlerin de birbir badireden başarılı geçmiş dik durmuş Diyarbakırlı kardeşlerim Ahmed-i Hani'nin torunları. Hep birlikte ülkemizi eman, selam, adalet, fazilet yurduna dönüştürelim. Öyle bir yurda dönüştürelim ki Şam, Bağdat'ta ölen kardeşlerimize eman olsun. Bu bölgenin yetiştirdiği bir alimin 'milletimizin imanını selâmette görürsem, cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur' diyor. Evet Nurslu Said'in bu çağrısını tekrar etmek gerekiyordu. Bu topraklarda onuru zedelenen ve kırılan hiçbir insan kalmasın. Hiçbir çocuk, genç kadın erkek kalmasın. Bu topraklarda kalbi kırık hiçbir mümin kardeşim kalmasın."
Diyarbakır Müftüsü Nimetullah Erdoğmuş ise bugün rüzgarın artık akıcı yakıcı ölüm ateşinin iştahını kabartacak yönde esmediğini belirterek bu ölüm ateşinin sönmeye yüz tuttuğunu belirtti. Bu seneki temanın insan onuru olduğunu hatırlatan Erdoğmuş, Hz. Peygamber'in yaşamında onurla ilgili kendilerine kelamlar bıraktığını söyledi.