TIMETURK / Haber Merkezi
Falco’nun eseri, ‘Baba’ filmlerinin başlangıcından 10 yıl öncesinde, Büyük Buhran döneminde Sicilyalı göçmen Vito Corleone’nin çetelerin arasında ayakta kalma mücadelesiyle başlıyor. Corleone yakın dostu Genco Abbandando ile birlikte ‘Genco Pura Zeytinyağı Şirketi’ni işleten bir işadamı. Ancak, sadece görünüşte ‘dürüst’ ; ailenin büyük oğlu Santino ‘Sonny’ Corleone babasının işletmesini şöyle anlatıyor: “Kentteki her bakkal onun zeytinyağını satar ya da yangın sigortası yaptırır.”
Dönemde, New York sokaklarının liderleri, İrlanda çetesi O’Rourke’lar ve hapisanedeki Al Capone’un halefi ‘Pire Joe’ Giuseppe Mariposa. İki taraf, birbirlerinden nefret etmelerine rağmen, kaçak içki ve kumar konusunda bölgeleri parselleyerek, ‘geçinip gidiyorlar’. ‘Pire Joe’nun Caponde dışında önemli bir kozu da, kendi babasını doğrayan kabadayı Luca Brasi. Bu sayede Mariposa ‘Baba’ konumunda. Bu durum, Corleone’yi sinir gidiyor. 1933’te alkol yasağının kalkacağını öngören suç lideri harekete geçiyor: ‘Don’ olmak için polis teşkilatına rüşvet yerdiriyor, politikacıları satın alıyor, yeraltındaki düşmanları da Pire Joe’nun kabadayısını kendi safına çekerek da sindiriyor.
Sonny'nin gizli çetesi
Tüm bunlar olup biterken, Vito Corleone’nin aile ideallerini de görüyoruz. Corleone saygın ve suçtan uzak bir aile düşlüyor; Tamircide çalışan büyük oğlu 15 yaşındaki Sonny’nin otomotiv devi, ortanca Fredo’nun saygın bir işadamı, küçük Michael’ın da senatör olması en büyük hayali... Ancak tüm bu planlar, ailenin büyük oğlu ‘Playboy’ Sonny’nin babasının gangster olduğunu öğrenmesiyle değişiyor. Vito’ya tapan Sonny, yakın arkadaşıyla gizli bir çete kurarak Pire Joe’ya kök söktürüyor. Mallarını çalıyor, baskınlar yapıyor. Öyle ki faliyetleri, çete liderleri birbirine düşüyor, baba savaşının eşiğine geliniyor. Oğlunun gerçek yüzünü öğrenen Vito, caydırak için ona ve arkadaşlarına işkence bile eder, ama başaramayınca işin ‘inceliklerini’ öğretmeye başlar. Baba, oğul, rakipleriyle birlikte yeni bir savaşa giriyorlar.
.jpg)
itapta babaları buluşturan ziyafet sofralarından, New York sokaklarında destansı bir savaş sahnesine, nefes kesen suikast planlarına, bir ‘Godfather’dan ne beklerseniz var. Detayları kitabın yazarı Eddie Falco anlattı.
Mario Puzo’nun ‘kutsal emanetini’ teslim alıp, kitabı yaratma süreci nasıl işledi?
- Puzo’nun ailesi temsilcim Neil Olson’la irtibata geçip, Mario Puzo’nun üzerinde çalıştığı 50 sayfalık ham metni yolladı. İçinde olaylar zinciri ve bazı diyaloglar vardı. Benim görevim bu 50 sayfayı alıp, 450 sayfalık bir kitaba dönüştürmekti. Tekniğim, Mario Puzo’ya kıyasla daha sinematik oldu. O, uzun tasvirler kullanmayı sever. Ben ise yazarken gözümde hep sahneleri canlandırdım, ‘nasıl çekilir?’i düşündüm. Yine de yemek, vahşet ve seks bölümlerinde ben de ‘Baba’ kitaplarındaki yoğun tasvir ekolünü sürdürdüm.
Filmleri izlemeyen, kitaplarını okumayan neredeyse kalmadı. Mimiklerini, giyim tarzlarını, konuşma biçimlerini biliyoruz. Bu durum sorun yarattı mı?
- Aksine, çok yardımcı oldu. Bir yazar için en zoru karakterleri yaratma aşamasıdır. Zaten okurların kafasında ‘kim kimdir’ o kadar net ki… Yeni karaterleri yaratmak, eskilerine de farklı boyutlar katmak da hem zorlayıcıydı. Malum, ‘Baba’ fanatikleri kahramanlar üzerlerinde de pek oynansın istemezler. Eskiye sahip çıkarak, yeni boyutlar katmaya çalıştım ben de.
Sonny’nin yükselişi ve ‘Don’luğun babadan oğula geçmesinin detaylarını okuyoruz. Sonny, fevri, çapkın, sinirli ama vicdanlı da...
- Onu çok genç ve henüz nispeten masumken tanıyoruz. Kötü bir adam değil ve olmak da istemiyor. Ama taptığı babasına benzemek için müthiş bir istek duyuyor. (“Sen dürüst bir yurttaş değilsin, Papa. Mafyasın. Gerektiğinde insan öldürürsün ve bu yüzden korku uyandırırsın. Ben de senin gibi olmak istiyorum.) Babası gibi olmak için de, oldukça kötü şeyler yapması gerekiyor. Kendi içinde müthiş çelişiyor, bu da onu daha enteresan bir karakter yapıyor.
Vito’nun ailesi için başka hayalleri var, ama sonuç değişmiyor…
- Vito’nun kanun dışı işlere girişmesindeki tek neden yükselme, güç ve refaha kavuşma arzusu. Bunun için suç işlemesi gerekiyor. Ama oğullarının yasal yollarla iktidara sahip olmasını istiyor. Kendisi çok güçlü olduğu için, gerekli bağlantıları sağlayacağını düşünüyor. İşte bu noktada yanılıyor. Ailesinin kaderini değiştiriyor, ama umduğundan farklı bir yönde. Yükseltmek isterken onları tamamen karanlık dünyaya itiyor.
Corleone’nin düşmanının kabadayısı psikopat Luca Brasi’yle işbirliğine gitmesi, şaşırtıcı bir olaydı….
- Vito kesinlikle bir politikacı gibi hareket etti. Ama şöyle görmek lazım; o herşeyin başında bir gangster. Rakiplerinin gözünü korkutmak ve pis işlerini görmek için ‘kaba kuvvete’ ihtiyacı vardı. Luca’nın da içindeki caniyi serbest bırakmak için bir alana... Birbirlerini tamamladılar bir anlamda. Luca caniliğiyle Vito’nun imparatorluğunun bel kemiği oldu.
Kitaptaki favori karakterleriniz kim?
- Sonny’nin en yakın arkadaşı Cork (İrlandalı Bobby Corcoran). Onun dışında Luca Brasi’yi anlatmak beni çok zorladı. Luca çok karmaşık bir karakterdi; hem tehlikeli, hem de bir noktada çekici bir derinliği olan...
KİTABI FİLM ÇEKİLSİN DİYE YAZDIM
Corleone Ailesi’ raflarda yerini alır almaz, şanına yaraşır biçimde film hakları konusunda mahkemelik oldu. Yapım şirketi Paramount ve Puzo Ailesi arasında çekişme sürüyor…. ‘Baba 4: Corleone Ailesi’ni ne zaman beyaz perdede izleyeceğiz?
- Ben de bunu bekliyorum zaten. Bu kitabı ‘Baba’ geleneğini sürdürmek için yarattım. Yani çok okunacak, sevilecek bir kitap yazdım; ondan daha da popüler olacak bir film olsun diye. Paramount ve Puzo Ailesi’nin aralarındaki sorunları halletmesini bekliyorum ki, ‘Corleone Ailesi’de hak ettiği gibi unutulmaz ‘Baba’ filmlerinden biri olsun. Yakında sorunun çözüleceğini tahmin ediyorum.
İrlandalılar ve İtalyanlar arasında büyük kapışma
Falco, 1930’lu yıllardaki çete savaşlarının bir tarihi gerçek olduğunu söylüyor: “Amerikan Suç Tarihi’ne bakarsak, İrlanda ve İtalya arasındaki kapışmanın ‘makarnacılar’ın zaferiyle sonuçlandığını görürüz. İrlandalı göçmenler New York’a ilk ayak basanlardı. Ve İtalyanlar gelene kadar poltikacılar ve çete liderleri arasında düzen çoktan oturtulmuştu. İtalyanlar geldiğinde, sadece kontrolü İrlandalıların elinden aldılar, o kadar… Ve daha iyi organize olduklarından, rakiplerini ezdiler ve yıllarca güç onların elinde kaldı.”
Tom Hagen aileye nasıl girdi?
Vito Corleone’nin manevi oğlu ve ‘Consiglieri’ (Danışman) olarak atadığı ailenin avukatı Tom Hagen, aileye girişini, Sonny’ye borçlu. 11 yaşında babasını gizlice takip eden Sonny, onun arkadaşı Tom Hagen’ın babası Henry Hagen’ı döverek öldürdüğüne tanık olur. Birkaç hafta sonra sokakta hastalık içinde kıvranan Tom’a rastlar. Annesi yıllar önce ölen Tom, babasının da ‘kaybolmasıyla’ kimsesiz kalmıştır. Sonny, onu evine götürüp, babasına “O benim kardeşim” der. Vito, Sonny’nin onu neden eve getirdiğini sorgulamadan çocuğu evine yerleştirir, bakımını üstlenir.Ed Falco’ya göre Corleone, Hagen’da kendini gördü: “Vito, Tom Hagen’ın hem vicdan azabından, hem sorumluluk duygusundan evlat edindi. Kendini Tom Hagen’la bir noktada özdeşleştirmiş de olabilir. O da Sicilya’da babası mafya tarafından öldürüldüğü için öksüz kalmış bir çocuktu. ”
(Hürriyet / Aslı Barış)
