Diyarbakır Müftüsü çözüm süreci ve Dicle Üniversitesindeki olaylarla ilgili konuştu
Diyarbakır İl Müftüsü Nimetullah Erdoğmuş, çözüm süreci ile ilgili yaptığı konuşmada, 'Baskı, şiddet, çatışma bize çok şey kaybettirdi. Ahlaki düşüklük ve fikri zenginlikler de bizi adeta tarumar etti. Ama barış bize bu ikisinin yeşermesi onarılması tamiri fırsatını veriyor. Biz yangının önüne çıkıp da o yangının zararlarını etkisini durdurabilecek bir inisiyatif koyamadık. Fakat şimdi yangının arkasındaki enkazla ilgili ben bir şeyler yapabilirim' dedi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-04-10 16:03:12
Kutlu doğum haftası etkinlikleri kapsamında basın mensupları ile kahvaltıda bir araya gelen Diyarbakır İl Müftüsü Erdoğmuş, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Diyarbakır Atatürk Stadyumu'nda düzenlenecek olan kutlu doğum haftası programı ile ilgili bilgi veren Erdoğmuş, "14 Nisan Pazar günü stadyumda Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in teşrifi ile bir kutlu doğum ana programı gerçekleşecek. Şu anda bir olumlu manevi bir moral iklimini hep beraber yaşıyoruz. İlimiz, bölgemiz ülkemiz yaşıyor. Kutsal sulha doğru şu anda adeta seyru sefer halindeyiz hepimiz" diye konuştu.
Dicle Üniversitesi'nde son dönemlerde karşıt görüşlü iki grup arasında çıkan çatışmalar hakkında da konuşan Erdoğmuş, "Görevimiz kolaylaştırmaktır, birleştirmektir, çocuklarımızdan, gençlerimizden beklentilerimiz bu barış ve sulh ortamının akabinde gelebilecek o güzel havada adeta fikri şölenlerin başlatılmasıdır. Biz bunu bekliyoruz üniversite gençliğimizden ve arkadaşlarımızdan Diyarbakır'a böyle bir katkı sunmalarını bekliyoruz. Hiç kimse hiçbir insanı siz kavga ederek siz çatışarak siz çarpışarak hiçbir insanı tatmin edemezsiniz. Kendi vicdanınızı da tatmin edemezsiniz. Ben o kardeşlerimize sesleniyorum. Vicdanlarını hakem tayin etsinler ortaya koysunlar onlar vicdanlarına sorsunlar, onların vicdanları onları reddedecek, naksedecek ve onları hakikate çağıracak" şeklinde konuştu.
İmamların Kürtçe vaaz vermeleri hakkında da konuşan Erdoğmuş, Diyarbakır'da Kürtçe vaaz konusunda 2 yıldan bu yana bir uygulamalarının olduğunu söyledi. Diyarbakır'a bağlı köylerde sadece Kurmanci veya Zazaki konuşan insanların olduğuna dikkat çeken Erdoğmuş, "Onlarla aynı dili konuşabilen görevlilerimiz vaaz ve hutbe beraber müşterek camilerimizde okuma hakkına sahiptir, cemaatte onu dinleme hakkına sahiptir. Bu bir haktır bu bir lütuf asla değildir. Bizim cemaatimiz sadece Zazaki ve Kurmanci konuşanlardan ibaret değil. Şehirlerimde özellikle Kurmanci bilmeyen Zazaca bilmeyen ve Türk olan Türkçe konuşan binlerce insanımız var. Biz o insanlarımız camiye gelirken bizim söylediğimiz mesajlardan mahrum kalmalarını istemiyoruz. Elimiz kolumuz bağlı olarak uzun bir süre bu olayların gerisinde kaldık bunu da itiraf etmek istiyorum. Fakat barış ortamı bizim o geçmişimizi de telafi edebileceğimiz bundan sonraki dönemde de hayırlı işlerde en önde yarışabileceğimiz bize imkanlar sunuyor" ifadelerini kullandı.
Kutlu doğum programı kapsamında, Bağlar Belediyesi'nin Nevruz Parkı'nı Çimler zedelenir' nedeniyle tahsis etmediği iddiasını da değerlendiren Erdoğmuş, "Diyarbakır Müftüsünü, müftülüğünü sebep göstererek bilmeden, hazreti paygambere (sav) karşı en ufak söylemde veya davranışta bir cahilane tavır içerisinde girerse ben ondan kendimi sorumlu addederim" dedi.
Çatışmaları yangına benzeten Erdoğmuş, şöyle devam etti: "Ben şahsen çatışmaları bir yangına benzetiyorum. İster büyük çatışmalar olsun ister büyük kavgalar olsun, yangın önünü kasıp kavurur hiç ayrım yapmaz önüne geleni şiddetine göre yakar götürür adeta bir ölüm ateşi gibi her şeyi öldürür götürür. Sadece önünü mahvetmez yangın, arkasında da enkaz bırakır. Biz o yangının önüne çıkıp da o yangının zararlarını etkisini durdurabilecek bir inisiyatif koyamadık. Fakat şimdi yangının arkasındaki enkazla ilgili ben bir şeyler yapabilirim. Dolayısıyla herkesi şuna davet ediyorum. Bir cihat ruhu ile davet ediyorum. Geliniz yangın sonrası enkazı onarım cihadı düşüncesi ile şuuru ile gelin bu enkazı hep beraber çalışalım. Nedir benim görevim, benim önümde iki problem var, bir önümüzde çok ciddi bir fikri zenginliğin fuarları açılacak. Diyarbakır bunun merkezi olacak. Fikri zenginliklerde düşüncelerimizi en kaliteli bir şekilde pazarlayabileceğimiz pazarlara hazır olalım diyorum. İkincisi şu anda aslında hepimizin tek tek bildiği hepimizin yaşadığı hatta daha beteri hepimizin kabullendiği bir çöküntü var, bir çöküş var. Biz genel anlamda bir ahlaki çöküntünün şu anda bu enkaz cihadının onarımında bizim gönüllü olarak görev almamız lazım. Aileler çöktü, bireyler çöktü ahlaksızlığında ahlakı olabilecek numuneler de yok oldu. Baskı şiddet çatışma bizim bu ana iki konuda bize çok şey kaybettirdi. Ahlaki düşüklük ve fikri zenginliklerde bizi adeta tarumar etti. Ama barış bize bu ikisinin yeşermesi onarılması tamiri fırsatını veriyor. Ben herkesi hep beraber buna davet ediyorum. Ben bir müftü olarak söylüyorum, şahsen dinden inançtan sorumluluğumdan elde ettiğim tecrübe bana gelmeyene gitmektir, bana sövene sövmemektir bana elini kaldırana karşı benim elimi kaldırmamamdır."(Gazetea24)
Haber Ara