Ankara'da konuşulan 5 kritik konu
Öcalan’ın, 'çekilin' çağrısı yaptığı Nevruz mesajından sonra, süreç kritik bir aşamaya geldi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-04-10 08:58:19
Hükümet güvenlik güçlerine ve sivil bürokrasiye çekilme sürecinde nasıl davranacaklarını gösteren yazılı emir yoluyla talimat yollayacak.
Abdullah Öcalan’ın, örgüt üyelerinin çekilmeleri yönündeki çağrısına ilişkin mektubuna Kandil’in verdiği yanıtın, bazı tereddütler içermekle birlikte beklendiği gibi olumlu olması yeni bir aşamayı işaret ediyor. Peki bundan sonra ne olacak?
Kandil’in yanıtının Ankara’ya ulaştığı dün, Milliyet'ten Serpil Çevikcan, iktidar kulislerinde nabız yokladı. Edindiğim bilgileri derleyen muhabirin haberi şöyle oldu:
1- KANDİL’İN TAVRI: Silahı elinde bulunduran, dolayısıyla sürecin gidişatını değiştirebilecek güç merkezlerinden biri olan Kandil’den Murat Karayılan’ın, örgüt üyelerini silahsız çekilmeye ikna etmenin zor olacağı, Başbakan’ın “atın önüne araba koştuğu” gibi açıklamalarının taktik olabileceği değerlendiriliyor. “‘Öcalan diyemiyor, biz diyelim’ taktiği olabilir. Öcalan’ın çağrısına ‘hayır’ diyemeyecekleri için işi dolandırma taktiği olabilir ya da ‘Öcalan bizden bu aşamada bu tavrı bekleyebilir’ gerekçesiyle yapılmış açıklamalar olabilir” görüşü dillendiriliyor. Kandil’in “ama”larının ana istikameti değiştirmeyeceği kaydediliyor.
2- ÇEKİLME TAKVİMİ: Hükümet, başından bu yana çözüm sürecinin en kritik aşaması olan çekilme ve silahların bırakılması aşamalarına ilişkin bir takvim telaffuz etmemeye özen gösterdi. Kulislere yansıyan bilgiler, PKK’nın en fazla önem verdiği ve kritik eylemlerde kullandığı grupların çekilmeye başladığını gösteriyor. Suça karışmamış örgüt üyelerinin dışında sınırdışına çekilecek PKK’lı sayısının 1000’i bulmayacağı belirtiliyor ve çekilmenin ağustos sonundan önce, yaz bitmeden tamamlanması bekleniyor. Hükümette, çekilmenin vakit kaybetmeden başlaması ve tamamlanması beklentisi hakim. Ankara, örgüte “Artık çekilme vakti” diyor. Ayrıca örgüt kamuoyunu rahatsız edecek görüntülerle çekilmeyecek. Bu faaliyet sırasında asker ve sivil bürokrasinin aktif olarak devrede bulunacağı bir prosedür de işlemeyecek. Örgüt mensuplarının resmen çıkış yapamayacaklarına işaret ediliyor. Ankara, “İsim isim kaydedip, pasaport verip gönderecek halimiz yok” diyor.
3- SİLAHLARIN BIRAKILMASI: Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “silahı göm, öyle çık” açıklaması ile tartışma başka bir boyuta taşınsa da ana hedef işin başındaki gibi Kandil, Kuzey Irak’taki kamplarındakiler dahil eli silahlı 5 bin örgüt mensubunun silah bırakması. Ankara, Türkiye sınırları içindekilerin silahlarını bırakıp gitmesini ana hedefin küçük bir parçası olarak görüyor. 5 bin kişinin silahlarını, cephanelerini bırakmasının en ciddi aşama olduğu değerlendiriliyor ve bunun için uzmanların teknik çalışmaları sürüyor. Yani “silahları bıraktık” demekle de iş bitmiyor. Örgütün silah ve cephanelerini yeniden kullanamayacağı biçimde, Türkiye dışında bir ülke ya da oluşuma teslim etmesi gibi seçenekler üzerinde çalışılıyor.
4- ASKERE, SİVİLE TALİMAT: Çekilme sürecinde, güvenlik kuvvetleri ve sivil bürokrasinin nasıl davranacakları tartışılıyor. Güvenlik güçlerinin PKK’lılara müdahale etmemeleri halinde, görevi ihmal suçu işleyecekleri iddia ediliyor. TSK da süreçle ilgili yeni bir direktif almadıkları mesajını veriyor. İktidar kulislerinden edindiğim bilgilere göre hükümet, askeri ve sivil bürokrasinin elini rahatlatacak. Güvenlik güçlerine ve sivil bürokrasiye çekilme sürecinde nasıl davranacaklarını gösteren bir hukuki çerçeve belirleyecek. Böylece, güvenlik güçleri ve sivil bürokrasiye bir anlamda güvence sağlamış olacak. Bunun hazırlıklarının yapıldığı belirtiliyor. Ancak şeklinin kesinleşmediği, yazılı emir yoluyla talimat verilmesinin yüksek olasılık olduğu konuşuluyor. “Her şey hukuka uygun olacak” ifadesi de büyük ölçüde bu adımı ifade ediyor. Bu talimatın, kanunlar çerçevesinde ve kamuoyunun bilgisi dahilinde olacağına, gizli-kapaklı olmayacağına vurgu yapılıyor.
5- DEMOKRATİK SİYASETİN GELİŞTİRİLMESİ: Hükümet, çözüm sürecinin bir “al-ver” süreci olarak gösterilmesinden rahatsız. “İmralı istiyor, Ak Parti veriyor. Silahla alınmak istenenler farklı bir yolla alınıyor” iddiası şiddetle reddediliyor. Çekilme ve silahların bırakılması aşamalarının doğal sonucunun demokratik siyasetin geliştirilmesi olduğu belirtiliyor. Bu çerçevede başkanlık, eyalet sistemi, federasyon gibi tartışmaların süreçle bağlantılı olmadığı kaydedilerek, yeni anayasaya işaret ediliyor. Yeni anayasanın silahların bırakıldığı aşamada demokratik siyasetin önünün açılması için bir fırsat olduğu savunuluyor. Hükümetin bu yaklaşımı, önümüzdeki mayıs, haziran ve temmuz aylarında hem çekilmenin tamamlanacağı hem de Ak Parti’nin anayasa metnini Meclis’ten geçirebileceği bir dönemi ifade ediyor.
6- KAMUOYU DESTEĞİ: Kaynaklar, henüz akil adamlar başta olmak üzere saha çalışması yapılmadan sürece olan desteğin yüzde 60’a dayandığını ve daha da artacağını söylüyor. “Her şey planlandığı gibi gidiyor” değerlendirmesini yapıyor. Bu desteği Ak Parti ve Başbakan Erdoğan’a duyulan güvene bağlıyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara