"Beyoğlu'nda yaşanan Türkiye adına bir yüzkarası. Hiç affedilir, izah edilir bir tarafı yok" diyen Özgürel, sözlerine şöyle devam etti: "Biz şunu öğrenmeliyiz: Başbakan'ın Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nin karşısında pankart açmak isteyen gruplar var. Uluslararası alanda bu iş şöyledir: Pankartların açılabileceği alan belirlenir, o alanın gerisinde istediğiniz gibi protesto pankartı açabilir, sloganlar atabilirsiniz. Demokratikleşmeden söz edebiliyorsak Türkiye'de bu tür protesto eylemlerine toleransla bakabilmeyi de öğrenmeliyiz."
"DÜNYACA ÜNLÜ SANATÇILAR HASTANELİK OLACAKTI"
Özgürel, yaşananların izah edilemez olduğunu vurgulayarak "Emek Sineması protestosunda insanlar yerlerde sürükleniyor, uluslararası alanda ün sahibi sinemacılar 5 dakika önce oradan ayrılmamış olsalar hastanelik olacaktı. Bu hiçbir türlü açıklanamaz. Tarafların masada oturup karşılıklı ne anlatmak istediklerini konuşamadıkları bir sürecin ardından Emek Sineması'nın geldiği nokta bu" dedi.
Emek Sineması'na halkın da sahip çıkmadığına dikkat çeken Özgürel, "Birçok insanın hatıralarının olduğu bir kompleksten bahsediyoruz. İnsanların bu sinemalara sahip çıkması da gerek. Sinemaların son dönemlerinde salonlar bomboştu. O sinemalar yaşatılamadı. Siyasetin, belediyenin bu süreci iyi yönetemediğini görmemek mümkün değil. O yapıların ne hale getirileceği objektif bir ortamda değerlendirilebilirdi. Atilla Dorsay'ın gazeteden istifasını da fevkalade tutarlı ve ahlaklı buldum" açıklamasını yaptı. Gazeteciler