Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kısa kısa AB süreci tarihi

AB üyeliği yolunda atılan adımlar, yıldan yıla katedilen mesafeler ve sürecin nasıl ilerlediğine dair kronolojik sıralama...

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-04-08 17:56:43

Kısa kısa AB süreci tarihi

TIMETURK / Haber Merkezi

AB’ye üyeliğin Türkiye açısından anlamı, en kısa özetiyle Türkiye’de daha iyi yaşam koşullarına ulaşmak... Bu perspektif çerçevesinde, AB üyelik sürecinin daha iyi anlaşılması, önyargıların giderilmesi açısından temel bir kronolojik sıralama niteliğinde olan bu listeyi derledik.

İşte AB üyeliği yolunda atılan adımlar, yıldan yıla katedilen mesafeler ve sürecin nasıl ilerlediğine dair kronolojik sıralaması:

1959: Türkiye, 31 Temmuz 1959 tarihinde Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) ortaklık başvurusunda bulundu.

1963: Gümrük Birliği ve Avrupa Ekonomik Topluluğu tam üyeliği perspektifiyle, Ankara Anlaşması (Ortaklık Antlaşması) ve I. Mali Protokolü imzalandı.

1970: Katma Protokol ve II. Mali Protokol Brüksel’de imzalandı.

1973: Gümrük Birliği’nin nasıl kurulacağını açıklayan Katma Protokol yürürlüğe girdi.

1980: 12 Eylül askeri darbesinin ardından Türkiye ve AET arasındaki ilişkiler donduruldu.

1987: Türkiye, 14 Nisan tarihinde, AET’ye tam üyelik başvurusu yaptı.

1996: Türkiye ve AB arasındaki “Gümrük Birliği” 1 Ocak itibariyle yürürlüğe girdi.

1997: Aralık ayındaki Lüksemburg Zirvesi’nde AB liderleri Türkiye’nin adaylık statüsünü tanımadı. Siyasal ilişkiler Türkiye tarafından donduruldu.

1998: Avrupa Komisyonu Türkiye hakkındaki ilk ilerleme raporunu yayınladı.

1999: Avrupa Konseyi, Aralık ayındaki Helsinki Zirvesinde Türkiye’ye AB üyeliği için aday ülke statüsünü verdi.

2001: Avrupa Konseyi 8 Mart tarihinde Türkiye’nin AB katılım sürecinin yol haritası olan “AB - Türkiye Katılım Ortaklığı Belgesi’ni kabul etti.

2004: 17 Aralık tarihinde Avrupa Birliği Konseyi, Türkiye ile üyelik görüşmelerini başlatma kararını aldı.

2005: 3 Ekim tarihinde Türkiye’nin AB’ye katılım müzakereleri ve Tarama Süreci resmen başladı. Müzakere Çerçeve Belgesi kabul edildi.

2006: AB Türkiye’nin Gümrük Birliği yükümlülüklerini Birliğin yeni üyelerinden Kıbrıs’a karşı uygulamadığı için 8 başlıkta müzakereleri bloke etti.

2007: AB’ye yeni üyelerin girişini referanduma sunmayı anayasal zorunluluk haline getirmiş olan Fransa tam üyelikle bağlantılı beş başlığın müzakeresini bloke etti.

2010: Haziran 2010 itibarı ile 35 başlığın 13’ü müzakereye açılmış ve 1 tanesi geçici olarak kapatılmış durumda.

MÜZAKERE SÜRECİ

2005: 3 Ekim 2005 tarihinde başlayan müzakere sürecinin ilk aşaması olarak adlandırılabilecek tarama süreci, 20 Ekim 2005 tarihinde “Bilim ve Araştırma” faslıyla başlamış, 11-13 Ekim 2006 tarihinde “Yargı ve Temel Haklar” faslında yapılan ayrıntılı tarama toplantısıyla sona ermiştir.

2006: Tarama sürecinin devamı olarak Avusturya dönem başkanlığı sırasında 12 Haziran 2006 tarihinde “Bilim ve Araştırma” faslı müzakereye açılmış ve aynı gün geçici olarak kapatılmıştır.

Aralık 2006 tarihinde AB tarafından 8 başlık (“Malların Serbest Dolaşımı”, “Yerleşme Hakkı ve Hizmet Sunumu Serbestisi”, “Tarım ve Kırsal Kalkınma”, “Gümrük Birliği”, “Dış İlişkiler”, “Balıkçılık”, “Mali Hizmetler”, “Ulaştırma”) Türkiye’nin Gümrük Birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerinin Güney Kıbrıs’a karşı yerine getirilmemesi nedeniyle askıya alınmıştır. Aralık 2006 tarihinde AB Konseyi’nin aldığı bir diğer karar ise Türkiye’nin liman ve havaalanlarını Güney Kıbrıs’a açması konusunun tüm başlıklarda geçici kapanma kriteri olmasıdır.

2007: Yılın ilk yarısında Almanya dönem başkanlığı sırasında “İşletmeler ve Sanayi Politikası” ve “İstatistik” ve “Mali Kontrol” başlıkları müzakerelere açılmıştır.

2007’nin ikinci yarısında Portekiz dönem başkanlığı sırasında “Trans-Avrupa Ağları”, “Tüketici ve Sağlığın Korunması” başlıkları müzakereye açılmıştır. Bu yıl içinde “Ekonomik ve Parasal Politika”, “Tarım ve Kırsal Kalkınma”, “Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu”, “Kurumlar” ve “Mali ve Bütçesel Hükümler” başlıkları doğrudan üyelik ile ilgili oldukları için Fransa’nın itirazı üzerine bloke edilmiştir.

2008: 2008’in ilk yarısında Slovenya dönem başkanlığı sırasında “Şirketler Hukuku” ve “Fikri Mülkiyet Hukuku” başlıkları müzakereye açılmıştır.

Yılın ikinci yarısında Fransa dönem başkanlığı sırasında “Bilgi Toplumu ve Medya” ve “Sermayenin Serbest Dolaşımı” başlıkları müzakereye açılmıştır.

2009: Çek Cumhuriyeti dönem başkanlığınında “Vergilendirme” başlığı müzakereye açılmıştır. Yılın ikinci yarısında İsveç Dönem Başkanlığı sırasında "Çevre" başlığı müzakereye açılmıştır.

2010: Yılın ilk yarısında İspanya dönem başkanlığında "Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı" başlığı müzakereye açılmıştır.


YAKIN TARİHTE AVRUPA BİRLİĞİ İLERLEME RAPORLARI

AB MÜZAKERE SÜRECİNİN ALTINCI YILINDA TÜRKİYE 2011 İLERLEME RAPORU:


-Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde önemli alanlar olan ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünde eksiklikler,
-adalet sisteminde aksaklıklar,
-kadınların durumu ve cinsiyet eşitliğinde AB normlarıyla uyumsuzluklar
- Türkiye’de çoğulculuğun ve canlı bir sivil toplumun olduğu vurgusu
-yeni bir anayasanın gerekliliği
-Türkiye’nin ekonomik performansına övgü
-ekonomide bazı yapısal sorunlar ve cari işlem açığı
-Kıbrıs sorunu
- basın ve ifade özgürlüğü, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı gibi siyasi kriterler
-Türk hukuk sistemi üzerinde yaratılan şüphenin kaldırılması
-özel yetkili mahkemeler ve uzun tutukluluk süreleri
- Balyoz ve Ergenekon davaları(Söz konusu davalarda savunmanın savcılık tarafından gösterilen bazı delillere erişiminin engellenmesi, çok sayıda sanığın tutuklu olarak yargılanması, tutuklanma ile iddianamenin hazırlanması arasında uzun bir süre geçmesi, dava öncesi tutukluluk sürelerinin aşırı derecede uzaması ve bunun neredeyse cezai bir niteliğe bürünmesi, henüz basılmamış bir kitaba suç delili olarak el koyulmasının, davaların meşruiyeti, savunma hakkının kullanılması ve adil yargılama ile ilgili olarak soru işaretlerine neden olduğu anlaşılmaktadır.)
-KCK davası(yargı gözetimi yerine tutuklamaların yaygın şekilde yapılması, dava dosyalarına erişimin kısıtlanması ve seçimle gelmiş yerel idarecilerin tutuklanması gibi konular nedeniyle adil yargılanma ve adalet sisteminin uluslararası standartları karşılamaması ile ilgili eleştirilerde bulunulmaktadır.)

2012 İLERLEME RAPORU

2012 Türkiye İlerleme Raporu ve Genişleme Stratejisi:

-Türkiye’de güvenlik güçleri üzerinde sivil denetimin daha da sağlamlaştırıldığı
-Genelkurmay’ın siyasi konularda doğrudan ya da dolaylı baskı yapmaktan genellikle kaçınıldığı
-sivil-asker ilişkilerinde yaşanan olumlu gelişmeler arasında,
-subayların artık milli güvenlik dersleri vermemesi,
-istihbarat paylaşımına askeri istihbaratın da dahil edilmesi,
-askeri harcamaların Sayıştay ve TBMM tarafından denetlenmesinde kısmen ilerleme sağlanması
-sivil-asker ilişkilerinin demokratikleşmesine dönük bazı sembolik adımların atılması
- "Balyoz Planı" ve "Ergenekon" gibi yapılanmalara yönelik davaların Türkiye’de demokratik kurumların uygun işleyişine ve hukukun üstünlüğüne güveni artırmak için fırsat sunduğu fakat yargılama sürecindeki eksiklikler ve geniş kapsamla ilgili gerçek endişelerin bu davaları gölgelediği
-Söz konusu davalarda, savunma hakkının, uzun tutukluluk sürelerinin ve aşırı uzun ve türlü ayrıntılara giren iddianamelerin endişe kaynağı olduğu, davaların siyasette kutuplaşmaya katkı yapabileceği
-Kürt meselesinin Türkiye’nin demokrasisi için kilit bir meydan okuma olmayı sürdürdüğü
-Aralık ayında Şırnak’ın Uludere ilçesinde 34 sivilin ölümüyle sonuçlanan hava saldırısının ve bu olayla ilgili "şeffaf bir soruşturma yapılmamasının güven kaybına neden olduğu ve siyasi sorumluluğun tartışılmadığı" değerlendirmesine yer verildi.
-yeni anayasa sürecinin Kürt meselesi başta olmak üzere Türkiye’nin köklü sorunlarına çözüm fırsatı sunduğu dile getirildi.
-İfade özgürlüğü başlığı altında Türkiye’de Ermeni meselesi ve ordunun rolü gibi hassas konuların tartışıldığı ve muhalif görüşlerin sıklıkla ifade edildiği, tutuklu yargılanan birçok gazetecinin serbest bırakıldığı ve 3’üncü yargı paketiyle, basılmamış kitaplara el konulmasının yasaklandığı aktarılan raporda, bu "reformların ifade özgürlüğüyle ilgili kaydadeğer ilerleme sağlamaya yetmediği


(Hürhaber)
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara