TIMETURK / Haber Merkezi
2004’ten bu yana Hamas siyasi büro şefliğini yürüten Halid Meşal’in bir dönem daha görevine devam edeceği açıklanmıştır. Bu birçok bakımdan ilginç bir gelişmedir. Zira Hamas’ta liderlik seçimlerinin 2012 yılının Mayıs ayında yapılması planlanmış, özellikle Meşal’in yorulduğu artık istifa etmek istediği açıklamalarının[1] ardından Hamas’ta seçimler birçok kere ertelenmiştir. Meşal’in aday olmama kararının Gazze’deki liderliğin kendisine çekilmesi yönünde yaptığı baskıya bağlanıyordu.[2] Ancak anlaşıldığı üzere bölgesel güçlerin özellikle de Katar’ın ikna çalışmaları sonuç vermiş ve de Meşal’in Hamas’ın siyasi büro şefliği görevine devam etmesi kararı alınmıştır. Bu gelişme ilk önce Hamas’taki iç dengeler açısından daha sonra da Filistin’deki bölünmüşlüğü sona erdirecek uzlaşma çabaları açısından önem taşımaktadır.
2007 Haziran ayından bu yana Filistin; El-Fetih liderliğindeki Filistin Yönetimi ve Gazze’deki hükümet olarak hem bölgesel hem de kurumsal olarak ikiye bölünmüş durumdadır. Bu bölünmüşlüğün yanında Hamas’ta lider kadrosu Filistin’deki liderlik ve yurtdışındaki (sürgündeki) liderlik olmak üzere ikiye bölünmüştür. Gazze’deki Hamas liderliği ve sürgündeki Hamas liderliği arasında görüş ayrılıkları zaman zaman da sürtüşmeler ortaya çıkmaktadır. Bu bölünmüşlük Hamas 1987’de kurulduğundan bu yana devam etse de son dönemde Meşal liderliğindeki yurt dışı liderlik tarafından alınan kararlar da Hamas’ın özellikle Gazze’deki lider kadroları arasında tartışma yaratmaktadır. Bu kararlardan iki tanesi özellikle öne çıkmaktadır.
Bunlardan ilki Hamas’ın genel merkezinin Şam’dan Katar’a taşınması kararıdır. 2001-2012 arasında Hamas’ın genel merkezi Şam’da yer almıştır. Ancak kendisi de pragmatik bir lider olan ve Hamas’ın tedrici olarak meşru siyaset zeminine çekilmesinin isteyen Halid Meşal artık “dünyanın gözü önünde halkını katleden” Beşşar Esad yönetimi ile bağlarını koparma kararı almıştır. Meşal’in bu kararının arkasında Suriye’de yaşanan şiddetin yanında Arap coğrafyasında Mısır’da iktidara gelişleriyle de somutlaşan Müslüman Kardeşlerin yükselişidir. Zira Hamas da Müslüman Kardeşlerin Filistin kolu olarak ortaya çıkmıştır. Bunun yanında Suriye’de isyancıların önemli bir bölümü ya Müslüman Kardeşler’le bağlantılıdır ya da Müslüman Kardeşler’e yakındır. Tüm bunları göz önünde bulunduran Hamas liderleri 2012 başından itibaren Şam’ı terk etmeye, bazıları Kahire’ye bazıları Amman’a gitmeye başlamış bir kısmı da Gazze’ye dönmüştür. Ancak Hamas’ı kurumsal olarak tek kabul eden ülke Katar olmuş[3] ve Hamas’ın genel merkezi Katar’a taşınmıştır.
Ancak Meşal’in Şam’ı terk etmesi İran’ın büyük miktardaki parasal desteğinin büyük ölçüde kesilmesine yol açmıştır. Katar’ın mali desteği kuşkusuz bu açığı kapatacaktır. Ancak Hamas liderlerinin Şam’daki güvenli, alıştıkları merkezlerini terk etmeleri ve bazı liderlerin farklı ülkelere yerleşmeleri sürgündeki liderlik ile Gazze’deki liderlik arasındaki rekabette Gazze’deki liderliğe belirli bir üstünlük sağlamıştır. Meşal’in Şam’ı terk etmesinin ardından Hamas İran’ın yanında Suriye ve Hizbullah’ın desteğini kaybetmiştir. Bu da Hizbullah, Suriye ve İran’a yakın duran Hamas liderlerinden tepki toplamıştır. [4]
Öte yandan Meşal’in aldığı bir diğer kritik karar ise 6 Şubat 2012’de Doha’da, Katar’ın desteği ile Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas’la, Abbas’ın başbakan olacağı bir birlik hükümeti kurulması konusunda bir anlaşmaya imza atması olmuştur.[5] Bu karar özellikle Hamas’ın Gazze’deki önemli liderlerinden Dr. Mahmud Zahar ve Hamas’ın Gazze’deki başbakanı İsmail Haniye tarafından tepki ile karşılanmıştır.[6] Bu anlaşmaya göre belirsiz bir tarihte Gazze’de Hamas’ın da gireceği bir seçim yapılacaktı. Bu, Gazze’deki yönetimin feshedilmesi ve Gazze’deki özerk yönetiminin, belirsiz bir tarihte yapılacak seçimde kazanabilme olasılığı karşılığında, feda edilmesi anlamına gelmektedir. Bu bağlamda da oldukça büyük bir ödündür.
Meşal’in attığı kritik adımlar bir yandan Hamas içerisindeki daha katı ve radikal diyebileceğimiz kesimler tarafından tepki toplarken, diğer yandan Meşal’in özellikle Türkiye, Katar ve Mısır gibi ülkelerin desteğini almasını sağlamıştır. ABD ve Hamas’ı örgütü olarak tanıyan diğer batılı devletler henüz Hamas ile aralarına mesafe koymaya devam etseler ve Hamas’ı siyasi bir oluşum olarak tanımaktan uzak olsalar da Meşal’in esnek ve uzlaşılabilir yapısı onu batı için Hamas’ın başında görülmesi istenilen bir lider yapmaktadır.
Meşal, Suriye ve İran ile arasına mesafe koymasının yanında Arap Baharı sürecini de iyi değerlendirmek isteyen bir liderdir. Bunu Meşal’in bazı açıklamalarında görebiliyoruz. Meşal Arap Baharı ayaklanmalarının dünya gündeminde olduğu dönemde bazı açıklamalarında Filistin halkını İsrail ile olan mücadelede “halk direnişine” çağırmıştır.[7] Bu silahsız mücadele anlamına gelmektedir. Oysa Hamas geleneksel olarak, 1987’de İntifada sırasında kurulduğundan bu yana silahlı mücadeleden yana bir örgüt olarak öne çıkmakta bu nedenle de ABD, İsrail ve diğer batı ülkeleri tarafından terörist örgüt olarak kabul edilmektedir. Hatta Meşal bu konuda bir adım daha ileriye gidip 1967 sınırlarında bir Filistin devletini kabul edebileceği yolunda bazı sinyaller vermiştir.[8] Meşal bu tarz ılımlı açıklamalar yaparken bir taraftan da Hamas’ı destekleyen halk tabanlarını uzaklaştırmamak için herhangi bir barış ya da tanıma olmayacağının altını çizmeye devam etmiştir.[9] Tüm bunlar Meşal’in Arap Baharı rüzgârını arkasına alarak silahlı mücadeleden bir ölçüde uzaklaşarak Arap Baharının Müslüman Kardeşlerin güçlenmesine yol açtığı bir dönemde- bu etkiden faydalanmak ve Hamas’ın siyasallaşmasına ivme kazandırma amacını taşıdığını göstermektedir.
Ancak Meşal’in bu hamleleri Gazze’deki liderlerden tepki toplamış, kendisine örgütün arkasından iş çevirdiği ve politikalarından saptığı yönünde eleştiriler yöneltilmiştir. Meşal’in bu hamlelerine karşı çıkan grubun başında Dr. Mahmud Zahar yer almış ve birçok Hamas üyesi de özellikle Hartum ve Kahire’de yapılan kapalı toplantılarda ona katılmıştır. Bu grup özellikle Mahmud Abbas’ın başbakan olacağı bir planı kesin bir şekilde reddetmişlerdir.[10]
Bu dönemde Hamas’ın başbakanı İsmail Haniye de Arap ülkelerini içeren bir tura çıkmış ve bu ziyaretlerinde Doha anlaşmasını desteklediğini göstermekten kaçınmıştır. Ayrıca Körfez ülkeleri ve Müslüman Kardeşlerin önerilerini dinlemeyerek İran’a bir ziyarette bulunmuş, İran lideri Hamaney’le oldukça samimi bir görüşme yapmış[11] ve Gazze’ye doğrudan yardım istemiştir.[12]
Meşal’in Tekrar Seçilmesi Nasıl Okunmalı?
Halid Meşal’in tekrar Hamas Siyasi Bürosunun başına gelmesi özellikle bölge ülkeleri Katar ve Mısır’ın etkinliklerini arttırdıkları yönünde okunmalıdır. Meşal’in tekrar seçilmesi özellikle Katar’ın artan önemine işaret etmektedir. Artık İran desteğinin de azalmasıyla Katar Hamas’ın en önemli finansörü haline gelecektir.
Seçimlerin Kahire’de gerçekleşmesi de Mısır’ın Mısır’ın süreçteki rolünü göstermektedir. Müslüman Kardeşler kökenli Mursi’nin Mısırda iktidara gelmesi Hamas kanadında olumlu karşılanmıştı. Ancak son dönemlerde Mısır Sina’da 2012 Ağustos ayında 16 Mısır askeri öldürülmesi nedeniyle bazı sorunlar yaşanmıştır. Zira Mısır bu olaya Hamas’ın karıştığını düşünmektedir. Bunun ardından Mursi yönetimi Gazze-Mısır arasındaki tünelleri kapatmaya ve yıkmaya başlamıştır. Abluka altında yaşayan halk için ablukayı delmenin tek yolu olan bu tüneller halkın ihtiyaçlarının karşılanması açısından oldukça önem taşımaktadır. Bu nedenle Hamas Refah sınır kapısının insan ve ticari ürünlerin geçişine daimi olarak açılmasını istemektedir. Fakat Mısır şimdilik buna yanaşmamaktadır.
Mısırla olan ilişkiler açısından Meşal’in tekrar seçilmesi önem taşıyor. Meşal’in yeni döneminde önündeki en önemli konulardan biri de Mısır ile ilişkilerin düzeltilmesi olacaktır. Zira Mısır Ortadoğu’nun çok önemli bir ülkesidir ve eğer Hamas meşru bir zeminde dünyaya açılmayı düşünüyorsa Mısır’ın desteğine önemli ölçüde ihtiyaç duyacaktır. Bunun yanında Mısır’da Mursi yönetimi; Gazze yönetimi ve İsrail arasında Kasım ayındaki İsrail’in hava saldırısının ardından yapılan ateşkeste arabuluculuk yapan ülkedir. Hatta Hamas tarafından rehin tutulan İsrailli asker Gilad Şhalit de Mısır’ın arabuluculuğuyla serbest bırakılmıştır. Öte yandan bir diğer önemli güç olan Türkiye’nin bu süreç içinde var olmaması dikkat çekicidir. Bu bağlamda Erdoğan’ın Nisan ayında Gazze’ye yapmayı planladığı ziyaret önem taşımaktadır. Ancak bu ziyaretin İsrail ile ilişkilerin normalleşmeye başladığı bir dönemde ertelenmesi de olasıdır.
Meşal’in yeni döneminde öne çıkacak bir diğer konu da Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi ile kesintiye uğrayan sürecin tekrar başlatılması olacaktır. Bu süreç bölgesel güçlerin de desteği ve Meşal’in konuya ılımlı yaklaşımı nedeniyle tekrar başlayabilecektir. Ancak İsrail’in bu sürece muhalefeti ve engelleme çabaları kaçınılmazdır.
Halid Meşal’in önüne çıkacak bir diğer konu da İsrail ile her an yaşanabilecek olumsuzluklardır. Gazze tarafından İsrail’e roket saldırıları zaman zaman devam etmektedir. İsrail’in bunlara geçen Kasım ayında yaptığı gibi orantısız güç kullanması olasılığı bulunmaktadır. İsrail Kasım ayındaki 7 gün süren operasyonun ardından 3 Nisan 2013 tarihinde Gazze’ye yeni bir hava saldırısı düzenlemiştir. Gazze’den İsrail’e gerçekleştirilen roket saldırılarının önüne geçilmesi İsrail’le olan sorunların tırmandırılmaması ve İsrail’in bu saldırılara karşılık vermesinin engellenmesi açısından önemlidir. Bu nedenle Meşal’e bu saldırıları kontrol etme görevi düşmektedir.
Hamas uzunca bir süredir bir siyasallaşma süreci içerisindedir. Bu süreç içerisinde de Halid Meşal ılımlı kanadı temsil etmektedir. Meşal’in Hamas’ı Suriye ve İran’dan uzaklaştırması, Filistin Yönetimi ile uzlaşma görüşmelerine girişmesi, İsrail konusundaki esnek söylemleri bunu göstermektedir. Ancak bu Meşal ile Gazze liderliği arasında bir çekişme yaratmaktadır. Meşal’in önümüzdeki süreçte çözmesi gereken sorunlardan birisi de bu ikiliği ortadan kaldırmaktır. Son seçimlerde İsmail Haniye’nin Meşal’in yardımcısı olarak seçilmesini bu bağlamda Gazze’deki liderlik ile bir denge arayışı olarak yorumlayabiliriz. Öte yandan Meşal’in seçilmesinin hemen ardından Zahar politbürodan uzaklaştırılmıştır.[13]
Hamas’ın siyasallaşma süreci çerçevesinde belli bir toprak parçasını kontrol eden bir terör örgütünden devlet yönetmeye uygun ciddi ve sorumlu bir harekete dönüşecekse İsrail’i tanınması, terör ve şiddet faaliyetlerini sona erdirmesi ve İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü arasında imzalanan anlaşmaları tanıması gerekmektedir. Tüm bunlar Hamas ideolojisine taban tabana zıttır. Meşal İsrail’e karşı esnek bir söyleme sahip olsa ve iki devletli çözümün kabul edilebileceğine dair daha radikal kanat Hamas liderlerinin söylemlerinden farklı açıklamalar yapsa da henüz Filistin halkı tüm bunları kabullenmekten uzaktır. Bu nedenle Hamas’ın bu siyasallaşma süreci sancılı bir süreç olacaktır ve Meşal yeni döneminde de önemli sorunlarla karşılaşacaktır.
[2] “ Mashaal confirms he’s quitting as Hamas leader, vows continued ‘resistance’ against Israel”, Times of Israel, 1 Ocak 2012, http://www.timesofisrael.com/mashaal-confirms-hes-stepping-down-but-downplays-rift-with-gaza-leadership-takes-a-jab-at-egypt/
[3] Mısır, Ürdün ve hatta Sudan Meşal’in taleplerini reddederek Hamas’ın genel merkezinin ülkelerine taşınmasını kabul etmemişlerdir.
[4] Ehud Yaari “The Agony of Hamas”, Times of Israel, 27 Şubat 2012, http://www.timesofisrael.com/the-agony-of-hamas/
[5] Avi Issacharoff and Jack Khoury, “Abbas to lead Palestinian unity cabinet, following Hamas-Fatah deal”, Haaretz, 6 Şubat 2012, http://www.haaretz.com/news/middle-east/abbas-to-lead-palestinian-unity-cabinet-following-hamas-fatah-deal-1.411354
[6] “ Hamas official lashes out at unity agreement with Fatah, Haaretz, 11 Şubat 2012, http://www.haaretz.com/news/middle-east/hamas-official-lashes-out-at-unity-agreement-with-fatah-1.412339
[7] “Hamas to focus on popular resistance: Meshaal”, Daily Star, 25 Kasım 2011, http://www.dailystar.com.lb/News/Middle-East/2011/Nov-25/155167-hamas-to-focus-on-popular-resistance-meshaal.ashx#axzz2PU37MLiE
[8] “Meshal: Hamas seeks Palestinian state based on 1967 borders”, Haaretz, 5 Mayıs 2009
http://www.haaretz.com/news/meshal-hamas-seeks-palestinian-state-based-on-1967-borders-1.275412
[9] “Hamas leader vows never to recognize Israel”, Reuters, 8 Aralık 2012, http://www.reuters.com/article/2012/12/08/us-palestinians-hamas-speech-idUSBRE8B708L20121208
[10] Yaari, a.g.m.
[11] “Haniyeh’s trip to Tehran highlights rift in Hamas”, Hurriyet Daily News ,13 Şubat 2012 http://www.hurriyetdailynews.com/haniyehs-trip-to-tehran-highlights-rift-in-hamas.aspx?pageID=238&nID=13628&NewsCatID=352
[12] Yaari, a.g.m
[13] Shlomi Eldar, “Exclusive: Al-Zahar, Meshaal's Rival, Out of Hamas Leadership” , Al-Monitor, 3 Nisan 2013,
http://www.al-monitor.com/pulse/originals/2013/04/al-zahar-hamas-political-bureau.html
(Sibel Kalemdaroğlu / 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü)