Bakan Ahmet Davutoğlu, İrlanda Başbakan Yardımcısı Eamon Gilmore ile heyetler arası görüşme yaptıktan sonra basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda, Türkiye- AB ilişkileri ve Kıbrıs meselesi konuşuldu. Davutoğlu, "Türkiye AB ilişkileri yarım yüzyılı geçen ilişkilerdir. Sabırla geçirdiğimiz uzun soluklu bir süre. İlk kez bir müzakere süreci başladığında açıkçası beklentimizi bu sürecin en kısa sürede tamamlanmasıydı. Maalesef son 9 yıl içinde sürece sekte vurdu. Birincisi Kıbrıs sorunu. Bu yüzden 2006 yılında 8 fasıl askıya alındı. Halbuki 2004'te yapılan referandumda Türk tarafı evet oyu kullanmıştı. Olumsuz olmalarına rağmen Rum tarafı kabul edildi ama Türk tarafı izole edildi, dışlandı. Alınan karar değişmedikçe bütün taraf anlaşsa bile fasıl değişmiyor. İkinci bir konu da Fransa'nın Sarkozy döneminde getirdiği ek sınırlamalardır. Bu iki durum 2 buçuk yıl geciktirdi ve hiçbir fasıl açamadık. Bundan bir ay önce Paris'teki ziyaretim sonrası 22. fasıl açıldı. Ancak realist olmak lazım hiç oktan iyi olan bir başlangıç. Biz eğer bu iki engel ortadan kalkarsa Kıbrıs sorunu gibi siyasal bir sorun engel olmaktan çıkarsa bütün fasıllar açılır. Süratle bu fasılları kapatırız. Türkiye performansının ne kadar üst düzeyde olduğunu gösterdi. Bu iki konuda AB'nin gereksiz ve hiçbir ülkeye dayatmadığı bazı şartları Türkiye'nin önüne koymaktan vazgeçmesiyle ilgili bir olay. O zaman çok daha süratli bir yol alırız." değerlendirmesini yaptı.
"BİR FIRSAT VARSA BİR DAKİKA BİLE BEKLENMEMELİ"
Kıbrıs sorununa da değinen Davutoğlu, "Güney Kıbrıs Rum yönetimindeki değişimin Kıbrıs'taki müzakere sürecini olumlu yönde etkileyeceğiyle ilgili beklentiler vardı. Bunun iki sebebi vardı. Birincisi 2004'te Anastasiyadis evet oyu kullanmıştı. İkincisi de seçim öncesi yaptığı kampanyada Kıbrıs sorununa daha yapıcı tavra dair işaretler vermişti. Ama daha seçimden sonra büyük bir hayal kırıklığı da oluştu. Sayın Eroğlu, Anastasiyadis'le bir araya gelmek istedi. Fakat Anastasiyadis ekonomik krizlerle meşguliyetini bahane etti. Müzakereye mesafeli yaklaşıyorlar ya da istediklerini elde etmeye çalışıyorlar. Zayıfsalar 'bekleyin güçlenelim' diyorlar. Ne zaman bu müzakereler neticeye ulaşacak? Bunları tahmin etmek çok güç. Bir fırsat varsa bir dakika bile geçirilmemeli. Atılan adımlar Güney Kıbrıs Rum yönetimindeki ekonomiyi de kolaylaştırır. Eğer Kıbrıs Rum yönetimi, Türk tarafının evet dediği plana hayır dememiş olsaydı, bugün Rum yönetiminde ekonomik kriz olmazdı. Türkiye'nin büyüyen ekonomisi Kıbrıs Rum yönetimine de refah getirirdi. Ama maalesef krizi artırmayı bir politika olarak benimsediler." şeklinde konuştu.
Öte yandan Gilmore'un yarın mülteci kamplarını ziyaret etmek üzere Gaziantep'e gideceği açıklandı
