Mavi Marmara'da bedel ödeyenler konuştu
İsrail'in özür dilemesi sonrası Mavi Marmara'da bedel ödeyenler konuştu: 'Açtığımız hukuki davaları geri çekmeyeceğiz, biz haklıydık. İsrail'in özür dilemesi Müslümanların başarısıdır...'
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-03-28 10:15:54
TIMETURK / Murat Gerger
"Uygulamayı görmeden İsrail'in sözlerine güvenmemek gerekiyor'"
Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine düzenlenen baskında öldürülen Furkan Doğan'ınbabası Doç. Dr. Ahmet Doğan, ''İsrail, Mavi Marmara baskını nedeniyle Türkiye'den özür dilemiş olabilir ama uygulamayı görmeden İsrail'in sözlerine güvenmemek gerekiyor'' dedi.
Doç. Dr. Ahmet Doğan, ''Aldığımız bir bilgiye göre, eğer doğruysa İsrail'in bizim Mavi Marmara olayından sonra söylediğimiz 3 temel şartı, yani Filistin topraklarına ve Gazze'ye uygulanan ambargonun kaldırılması, özür dilenmesi ve ceza mahiyetinde bir tazminat ödenmesini belirtmiştik. Bugün gelinen noktada, İsrail, özür dileyerek, suç işlediğini, hata yaptığını kabul etmiş oluyor. Bu durumda Mavi Marmara ve orada şehitolanların amacına ulaştığı anlamına gelir. Oğlum Furkan ve diğer Mavi Marmara yolcuları gemiye binerken, tek amaçları Gazze'ye uygulanan ambargoyu kaldırmak ve bu ambargoya dikkat çekmekti. Bu amaca ulaşıldı. Ancak bu arada biz evladımızı kaybettik, şehitler verdik. Gazze'ye yaptığımız ziyarette, Furkan'ın ne kadar ulvi bir amaç için yola çıktığını, ne kadar bilinçli bir çocuk olduğunu görmüş olduk. Mavi Marmara'nın amacına ulaştığı ve ambargoyu kırdığı görülüyor'' diye konuştu.
''Uygulamayı görmeden İsrail'in sözlerine güvenmemek gerekiyor'' diyen Doç. Dr. Doğan, şöyle devam etti:
''İsrail böyle bir devlet. Uluslararası siyaset anlamında böyle bir adım atmış olabilir ama somut olarak ambargonun kalktığını ve bizim gibi o topraklarda özgür yaşadığını görmekten sonra özür ve tazminat düşünülebilir. Şu an itibarıyla özür devletten dilenmiştir, bizlerden dilenen bir özür yoktur, bu konuda bize bir bilgi verilmemiştir. Evladını, babasını kaybedenler, devlet değil, bizleriz, özrün merkezi de bizleriz. Dolayısıyla özür dilendi bitti olarak düşünülmemelidir. Ambargo kalkarsa ve bizden bizzat özür dilenirse, şartlar yerine gelmiş olur. İsrail bu 3 şartı yerine getirirken, ilave şartlar öne sürmemiş olmasını diliyorum. Eğer ilave şartlar sunarak, açtığımız davaların geri çekilmesi gibi şartları varsa bunu asla kabul etmiyoruz. Zaten özür, suçlu olduğunun kabulüdür. Suç işlenmişse bunun cezasının da bir şekilde ödenmesi gerekir.''
Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Doğan, "İsrail hükümetinin özür dilediğini ve tazminat ödeyeceği haberini, üniversitede ders çıkışı gelen telefonlardan öğrendim. Daha sonra medya mensupları da beni aradı. Bizim başından beri bu konuda 3 şartımız vardı. Birincisi özür, ikincisi tazminat, üçüncüsü ve en önemlisi ise oğlumun şehit olmasına yol açan Gazze'deki ambargonun kaldırılmasıdır. Özür dileme ve tazminat tek başına yeterli değildir. Gazze'den ambargonun kaldırılması da gerekir. Zira, oğlum bu uğurda şehit oldu" diye konuştu.
"Askerler, komutanlar, devlet büyükleri hesap vermeli”
İsrail’in Mavi Marmara Gemisi’ne yaptığı saldırıda hayatını kaybeden Fahri Yaldız’ın ailesi, İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi ve tazminat ödemeyi kabul etmesini Türkiye’nin başarısı olduğunu fakat asıl sorunun Filistin’e uygulanan ambargonun olduğunu söyledi.
31 Mayıs 2010 tarihinde İsrail donanması tarafından Mavi Marmara Gemisi’ne yapılan saldırıda hayatını kaybeden 9 kişiden biri olan Adıyamanlı Fahri Yaldız’ın ailesi, İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi ve tazminat ödemeyi kabul etmesini değerlendirdi. Fahri Yaldız’ın kardeşleri Hasan Yaldız, Habip Yaldız ve Faruk Yaldız gelinin durumun sevindirici olduğunu fakat yetersiz olduğunu ifade ettiler. Hasan Yaldız, para ve özür konusunun kendileri için ikinci planda olduğunu asıl konunun Filistin’e uygulanan ambargonun kalkması olduğunu kaydetti. Hasan Yaldız, “İsrail’in vahşi saldırısında 9 kişi şehit oldu. Son gelinen aşamada ambargonun kalktığına dair durum söz konusu değil. Sadece tazminat ve özür var. Birinci önceliğimiz ambargonun kalkmasıydı. Kudüs’ün özgür olmasını ambargo ve tecridin kalkmasını istiyoruz. Gelinin aşama hükümetin siyasi bir başarısıdır. İsrail ilk kez bir devlet ve devletin halkından özür diledi. Bu hükümetin bir başarısıdır ve dünya bunu konuşuyor. İsrail’e açtığımız davamız devam edecek. İsrail’de bu vahşeti işleyen askerler, komutanlar, devlet büyükleri hesap vermeli” dedi.
Habip Yaldız ise, İsrail gibi bir devletin Türkiye’den özür dilemesinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Bizim için özür tabii ki önemlidir. İsrail Devleti bugüne kadar hiç kimseden özür dilememiş. Bugün Türkiye’den özür diliyorsa bu Türkiye’nin başarısıdır, Mavi Marmara’nın bir başarısıdır. İsrail bugün bizlerden ve kamuoyundan özür dilemesini iyi bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Gazze’nin özgürleşmesi ve ablukanın kalkması için çalışacağız. Filistin’deki abluka kalkarsa ağabeyimizin kanı yerde kalmamış olacak” diye konuştu.
"GAZZE HEPSİNDEN DAHA ÖNEMLİ”
İsrail’in Mavi Marmara Gemisi'ne yaptığı saldırıda yaralananlar ve hayatını kaybedenlerin yakınları özrü önemli bir gelişme olarak yorumladı.
Mavi Marmara’da hayatını kaybedenlerin avukatlarından Av. Nesip Yıldırım, müvekkillerinin amacının tazminat olmadığına vurgu yaparak, İsrail’in özür dilemesini pozitif karışladıklarını söyledi. Yıldırım, “Mavi Marmara mağdurlarının avukatları olarak İsrail hakkında hukuki bir süreç başlatmıştık. İsrail’in bugün özür dilemesini pozitif bir şekilde değerlendiriyoruz. Tabii ki sonucunu görmek gerekiyor. Mehmet Ali Zeybek adlı müvekkilimi aradığımda, kendisi 9 kurşunla yaralanmıştı. Onun bana söylediği ilk husus, Gazze’deki ablukanın ne olacağıydı. Biz özrün anlamı olmasıyla beraber, bu zulmü yapanların cezalandırılması gerektiğini söylüyoruz. İnsanların adaletsiz ve hukuksuz bir şekilde öldürüldüğü zaman, özür bunun tam bir karışıklığı değildir. Bu özür, hatanın yapıldığını kabul etmek anlamındadır. Geçmişte hiç özür dilemeyen İsrail devleti geri adım atmış olması pozitif bir adım olarak değerlendirilebilinir ama bundan sonrasını görmemiz gerekiyor. Fakat gecikmiş de olsa özrün dilenmesi ve Türkiye’nin 3 talebinin karşılanıyor olması müvekkillerimiz önemli olduğunu görüyorlar. Gazze’deki abluka kaldırılsın ve haksızlığı yapanların yanına kar kalmamasını hedefliyorlar. Tazminat almak için bu dava açılmadı” dedi.
Mavi Marmara saldırısında eşini kaybeden Saniye Bengin, “Özür bizim için her şeyi ifade ediyor. BaşbakanErdoğan’a çok teşekkür ediyoruz. Allah ondan razı olsun diyoruz. Biz, Başbakan’a güveniyorduk. Başbakan’ın arkasındayız her zaman. Özrün olacağını zor görüyorduk ama oldu. Bunun gururunu hissediyorum. İsrail’in bizden özür dilediğini duyunca çok duygulandım. İsrail’den alacağımız tazminatı Gazze için de kullanacağız” dedi.
“TAZMİNAT, ÖZÜR ÖNEMLİ AMA GAZZE HEPSİNDEN DAHA ÖNEMLİ”
Ali Haydar Bengin’in kayınbiraderi Muhammed Ensari ise, tazminat ve özrün önemli olduğun fakat Gazze’nin hepsinden daha önemli olduğuna dikkat çekti. Ensari, “Türkiye’den dilenen özür bize göre, dünyadaki bütün mazlumlardan dilenen özürdür. Sayın Başbakanımızın o dirayetli duruşu, arkasında bulunan güç, büyük Türkiye hesabı İsrail’i dize getirdi. İsrail’in şunu bilmesi gerekiyor, biz İslam dünyası olarak, Gazze ile yanıp tutuşan insanlar olarak bizim para ve pulla pek işimiz olmaz. Bizim tazminat gibi bir derdimiz de yoktur. Ama İsrail’in canını yakmak iyidir. Kudüs, Gazze, Filistin ile biz kan bağı kurduk. Selahaddin-i Eyyübi’den 900 yıl sonra Türkiyeli Türkler ve Kürtler olarak biz bedel ödedik” şeklinde
MAVİ MARMARA'DA EŞİ ÖLEN ÇİĞDEM TOPÇUOĞLU: BİZ ÖZRÜ KABUL ETMİYORUZ
Gazze'ye insani yardım götürürken saldırıya uğrayan 'Mavi Marmara' adlı gemide yaşamını yitiren milli tekvandocu 54 yaşındaki Çetin Topçuoğlu'nun olay sırasında yanında olan eşi Çiğdem Topçuoğlu, İsrail'in özrünü kabul etmeyeceğini söyledi ve şunları ekledi:
"İsrail, bugün Türkiye'den özür diledi. Başbakanımız da bu özrü kabul ettiğini izah etti. Ama bu özür bizim için yeterli değil. Bugüne kadar katletmiş olduğu tüm insanlıktan özür dilemeli. Ancak bu şekilde özür yerine ulaşır. Tüm insanlıktan özür dilemesi için çocukları katlettiklerinde onları sadece bir varlık olarak gördüklerini söyledikleri zihniyetlerini değiştirdiklerinde o özür kabul olur. İnsan, insanlıktan nasibini almışsa o özür geçerlidir. Biz şehit Çetin Topçuoğlu ailesi olarak özrü kabul etmiyoruz."
Mehmet Yıldırım: Davadan geri adım yok
Mavi Marmara gemisiyle Gazze’ye giderken İsrail askerlerinin saldırısında ağır yaralanan Muşlu Mehmet Yıldırım,İsrail'in özür dilemesi için 'başarı' yorumunu yaptı.
Mehmet Yıldırım, yaptığı açıklamada, İsrail'in kuruluşundan bugüne kadar İslam dünyası ile ilişkilerinde hiçbir zaman hukuk tanımadığını belirterek, Filistin halkına karşı sürdürdüğü savaşta da bunu açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.
SİLAHSIZ OLDUĞUMUZ HALDE SALDIRDILAR
Yaptığı eylemler karşısında cezalandırılmamasının, İsrail'in 'her istediğini yapabilme' güvenini ortaya çıkardığını vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu: "Biz o gün uluslararası sulardaydık. İsrail sularında değildik. Silahsız olduğumuz halde bir donanmayla bize saldırdı. Orada 9 arkadaşımız şehit oldu ve 54 kişi yaralandık. İsrail olaydan 3 yıl sonra özür diledi. Bu Türkiye açısından büyük bir başarı, İsrail için ise bir hezimettir.”
TERÖRİST EYLEMİ KABUL ETTİ
İsrail'in, özür dilemesiyle terörist bir eylem yaptığını ve uluslararası sularda hukuksuzluk yaptığını kabul ettiğini vurgulayan Yıldırım, İsrail'in özrünün, aynı zamanda 'biz cinayet işledik ve bunu kabul ediyoruz' anlamı taşıdığını bildirdi.
DAVADA GERİ ADIM YOK
Yıldırım, İsrail aleyhine açtıkları davalar konusunda geri adım atmayacaklarına değinerek, “İsrail açısında bir hezimettir ve suçun kabulüdür. İsrail’in Gazze’de ki ablukayı da önemsiyoruz, ama bunun tamamen kalkmasını istiyoruz. Özür suçun ikrarıdır. İsrail tazminat ödeyip suçu üzerinden atar diye çekiniyorum. Türkiye ve başta olmak üzere başta açtığımız davalardan vazgeçmeyeceğiz. "
ASLA DÜZELMEYECEK
Özürü "Türk diplomasi açısında büyük bir başarı" olarak değerlendiren Yıldırım, "Ben ayağımdan yaralanmıştım yaram iyileşmem için iki yıl sürdü. Platinle yaşayacağım. 20 ye yakın kemiğim kırılmıştı, ancak doktorlar altı yedi parçasının asla düzelmeyeceğini, işlem göremeyeceğini ve ömür boyu platine mahkûm olacağımı söylediler. Ayrıca madem özür dilemiş, suçunu kabul etmiş, bize deniz yolunu da açmalıdır. Özellikle şehit aileleri, bizler ve diğer katılımcılar tekrar gemi yolculuğuyla Filistin'e gidebilmeliyiz." dedi
Cevdet Ökenek: Önemli olan Filistin’in özgür olmasıdır
Gazze 'ye insani yardım götüren Mavi Marmara Gemisi'nde İsrail askerlerinin saldırısında yaralanan Cevdet Ökenek, İsrail'in özür dilemesine ilişkin, ''Bizim için önemli olan Filistin'de yaşayan kardeşlerimizin özgür olmasıdır'' dedi.
Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde lokanta işleten Ökenek, 31 Mayıs 2012 tarihinde Mavi MarmaraGemisi ile Gazze'ye yardım götürdükleri sırada uluslararası sularda İsrail askerlerinin saldırısına maruz kaldıklarını hatırlattı.
Koluna ve kalçasına isabet eden kurşunlarla yaralandığını, uzun bir tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuştuğunu anlatan Ökenek, şunları kaydetti:
''Kamuoyu uzun zamandır İsrail'den özür bekliyordu. Türkiye'den bu konuda özür dilenmesi önemli bir gelişme. İsrail'in özür dilemesi önemli bir olay. Bizim için önemli olan Filistin'de yaşayan kardeşlerimizin özgür olmasıdır. Bu da inşallah en kısa sürede gerçekleşir.''
İnegöl Mavi Marmara Tanığı İlyas Sağlam: Bu Müslümanların bir başarısıdır
İNEGÖL İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Derneği Eski Başkanı İlyas Sağlam, İsrail'in Türkiye'den özür dilemesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Mavi Marmara gemisinde de bulunan Sağlam yaptığı açıklamada "Elhamdülillah bugün Müslümanlığın bir başarısıdır. Zafer diyemeyiz, ama inşallah zaferde olur ambargonun kalktığı gün Filistinli kardeşlerimizin özgürlüğüne kavuştuğu gün orda ki İsraillin ambargosunun bittiği gün zafer olacaktır. Bugün hiç olmayan bir şey oldu hani olmaz denen şeyler olmaya başladı. Allaha çok şükür İsail özür diledi. Bu onun bütün dünyada artık suçluluğunun ispatıdır. Bundan sonra zannediyorum dünyada adalet varsa bu özrü mutlaka mahkemeler dikkate alacak ona göre karar verecektir. İlyas Sağlam biliyorsunuz 31 Mayıs 2010 tarihinde İsrail'in Mavi Marmara saldırısında 9 kardeşimiz şehit oldu, bir kardeşimiz o zamandan bu zamana hala yoğun bakımdan çıkmadı. Bir nevi bitkisel hayat yaşıyor, Allah kendisine acil şifalar versin. Tabi yaralılarımız orda yaşanan bütün bir alemi müslümanın tüm insanlığın gözleri önünde ceyran etti. Şükürler olsun bugün artık bir hak ortaya çıktı. Az önce bunu bende televizyonlardan yeni izledim. Gerçi insan bir garip oluyor baya baya ümidi kesmiştim. Yani İsrail'in ama Cenabı Allah demek ki olayları öyle geliştiriyor ki bundan sonrası için inşallah şunu anladım ki eğer insan inanırsa eğer birlik ve beraberlik içinde olursak ve beraberce hareket edersek özellikle millette destek olursa demek ki birşeyler kazanılıyor. Yok bu kadar bir ülke bu kadar güçlü ülke bütün bunlar hepsi zamanla aşılıyor. İnşallah çabalarımızı sürdürmeye Allah yolunda ihlasla yaptığımız hizmetlere devam edeceğiz. İnşallah alacağımız mesafeler daha çok var bunlarıda rabbim lütfetsin diyorum" dedi.
Sağlam, İsrail'in tazminat vermeyi kabul etmesini de değerlendirdi. Sağlam, tazminat almaları halinde İnegöl'den giden Varol Yılmaz, Fikret Bayram ve kendisi bu parayı Filistin'e bağışlamayı kararlaştırdıklarını söyledi. Son olarak olayı duyduğu andaki tepkisini paylaşan İlyas Sağlam, "Aslında sevinçli haberler üst üste geliyor. Biliyorsunuz memleketimizde 35 yıldır devam eden bir PKK belası inşallah tarihe gömülecek onun burukta olsa sevinci vardı. Buruk sevinç iki oldu. Yani buda öyle bu da buruk. Neden? Çünkü öbür tarafta İsrail, hala zulümleri devam ediyor, hala Kudüs esaret altında dolasıyla sevindik tabi. Ama şunu dedim ilk tepkim şu oldu; Bu İsrail'in zilleti inşallah İslam'ın da izzetinin ortaya çıkışıdır" diye konuştu.
Mavi Marmara Gemisi'ne düzenlenen saldırıda yaralanan Muhyettin Yıldırım da, yaptığı açıklamada, İsrail'in Türkiye'den özür dilemesini ''samimi bulmadığını'' belirtti.
Ortada bir hata, kusur varken bu kadar süre beklenmesinin bir anlamı olmadığını ifade eden Yıldırım, ''İsrail şu anki konjonktür gereği bu özrü yapıyor. Çünkü, Orta Doğu'da, dünyada yalnızlaştı, bu yalnızlığı sadece Türkiye ile aşabileceğine inanıyor. Özürü de buna bağlıyorum. Belli bir kabahat, kusur, işlediği için diye değil, yalnızlığından dolayı özür dileme pozisyonu var ortada'' diye konuştu.
Yıldırım, bu özrün kendilerini tatmin etmediğini vurguladı.
Mehmet Tunç: Filistin halkına bağışlayacağım
Saldırıda Mavi Marmara Gemisi'nde yaralanan Mehmet Tunç, yaptığı açıklamada, İsrail'in Türkiye'den özür dilemesini ''olumlu bir gelişme'' olarak nitelendirdi. Saldırıların üzerinden yaklaşık 3 yıl geçtiğini belirten Tunç, ''Aslında bu özür daha önceden olmalıydı. Çok gecikmiş bir özür'' dedi.Bugüne kadar İsrail'e yönelik şahsi bir dava açmadığını, dava açmak için İsrail'in özür dilemesini beklediğini dile getiren Tunç, şunları söyledi:
''Bu özrün ardından şahsi olarak maddi ve manevi tazminat davası açacağım. Tazminatı alırsam da bir kuruşuna dahi dokunmadan Filistin halkına bağışlayacağım. Çünkü biz o yola çıkarken sadece Allah rızasını düşündük ve Filistin halkının özgürlüğü için yola düştük. Bir kere daha böyle bir şey olsa bu sefer o gemiye ailemi de alıp giderim.''
Saldırıda gemide bulunan İHH Şanlıurfa Şube Başkanı Behçet Atila: Kibirli ve kendini beğenmiş bir ülke
Gemide İsrail askerlerinin saldırısından yara almadan kurtulan İHH Şanlıurfa Şube Başkanı Behçet Atila, yaptığı açıklamada, yardım faaliyeti için Gazze'de bulunduğunu, İsrail'in özür dilediğine ilişkin haberi burada almanın kendisinde çok farklı duygular uyandırdığını belirtti.
İsrail'in şu ana kadar herhangi bir konuda özür dilediğini hatırlamadığını aktaran Atila, ''İsrail'e özür diletmek bile başlı başına bir olay. İsrail, çok kibirli ve kendini beğenmiş bir ülke. Bildiğim kadarıyla bugüne kadar herhangi bir ülkeden hiçbir konuda resmi olarak özür dilemiş değil. Bu tavırları Türkiye'nin gücünü gösteriyor. İsrail'in geri adım attığını gösteriyor'' diye konuştu.
Sadece özür ve tazminatın kendileri için yeterli olmadığını vurgulayan Behçet Atila, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İsrail'in özür dilemesi ve tazminat ödemesi sevindirici ama yeterli değil. Filistin'e uygulanan ambargo da bir an önce kalkmalı. Mavi Marmara'nın yola çıkmasının hedefi de zaten ambargoyu kırmaktı. Allah'ın izniyle ambargonun kaldırılmasına yönelik mücadelemiz sürecektir.''
Mehmt Ali Zeybek: Tazminatı mağdurlara vereceğim
Saldırıda yaralanan Mehmet Ali Zeybek: ''Tazminatı alırsam Gazze'deki mağdur insanlara kendi elimle vermeyi düşünüyorum''
Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara Gemisi'nde İsrail askerlerinin saldırısında yaralanan Mehmet Ali Zeybek, İsrail'in Türkiye'den özür dilemesine ilişkin, ''Tazminatı alırsam Gazze'deki mağdur insanlara kendi elimle vermeyi düşünüyorum'' dedi.
Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinde eczacılık yapan 2 çocuk babası Zeybek yaptığı açıklamada, İsrail'in Türkiye'den özür dilediğini arkadaşlarından ve avukatlarından öğrendiğini belirterek, Mavi Marmara gemisinde bulunmalarının temel gayesinin Gazze'ye yönelik ablukanın kaldırılması olduğunu belirtti.
Zeybek, İsrail'in Gazze'deki ölen çocuklardan da özür dilemesi gerektiğini vurgulayarak, ''Gazze'deki ablukanın kaldırılması lazım. Konuyu yargıya taşımamızın nedeni İsrail'i kamuoyu nezdinde biraz daha köşeye sıkıştırarak ablukayı kaldırmasıydı. Biz olaya karışan yetkililerle askerlerin de yargılanarak cezalandırılmalarını istiyoruz. Çünkü o askerler masum insanlara saldırdılar. Bunun planlı bir saldırı olduğu ölü ve yaralı sayısından anlaşılıyor'' dedi.
Zeybek, yaşanan sorunun bir kısmını kendilerinin yaşadığını, temel sorunun ise Gazze'deki ablukanın sürmesi olduğuna dikkati çekerek, tazminatın verilecek olmasının da bir gelişme olduğunu belirtti. ''Tazminatı alırsam Gazze'deki mağdur insanlara kendi elimle vermeyi düşünüyorum'' diyen Zeybek, tazminatla aç, ilaçsız ve evsiz kalan insanlara yardım etmek istediğini söyledi.
Zeybek, alacağı tazminatta Gazze'dekilerin de hakkı olduğunu ifade ederek, ''Tazminatta benim bir hakkım varsa Gazze'dekilerin 99 hakkı var. 9 kurşunla yaralandım. Ellerimde kalıcı yüzde 75 his kaybı oluştu. Ancak Gazze'deki kolsuz bacaksız üstelik aç insanları düşündüğümde bu beni üzmüyor. Davet edilirsem gönüllü olarak yine giderim'' diye konuştu.
Başbakana teşekkür
Ayetullah Tekin: Çıkmaz sokağa girdiler
Saldırıda yaralananlardan merkez Sur ilçesinde esnaflık yapan Ayetullah Tekin de İsrail'in özür dilemeye zaten mahkum olduğunu belirterek, Başbakan Erdoğan'a bu konudaki hassasiyeti nedeniyle teşekkür etti.
Tekin, İsrail'in olayın hemen ardından özür dilemesi gerektiğini vurgulayarak, ''Bu daha mertçe bir davranış olurdu. Çıkmaz sokağa girdikleri, Suriye konusunda bir politika belirleyemediklerinden Türkiye'ye muhtaç oldukları için böyle bir sonuca vardılar. Tabii bu işin garantörü Obama idi. Bunu biliyorduk. Obama ziyaretinin ardından böyle bir şey gerçekleşti. Bence İsrail daha ağır bir bedele mahkumdur. Buruk da olsa sevincimiz var. Başbakan ilk günden beri bizimleydi, kendisine teşekkür ediyoruz. Başbakan bu olayla ilgili her yerde hassasiyetini dile getirmişti'' ifadelerini kullandı.
Saldırıda Mavi Marmara Gemisi'nde bulunan Konya Sivil Toplum Kuruluşları Başkanı Selvi: İsrail baskı altında kaldı
Saldırıda Mavi Marmara Gemisi'nde bulunan Konya Sivil Toplum Kuruluşları Başkanı Latif Selvi, yaptığı açıklamada, Gazze'ye insani yardım götüren gemiye İsrail askerlerince uluslararası sularda düzenlenen saldırı karşısında dünya kamuoyunun tutumu sonrası ABD ve İsrail'in baskı altında kaldığını söyledi.
İsrail'in pozisyonu itibarıyla büyük bir daralma yaşadığını aktaran Selvi, şunları kaydetti:
''İsrail, buna rağmen düşüncelerinden vazgeçmiyordu. Kararlı bir şekilde tavırlarını sürdürüyordu. Bu özür Türkiye'nin çok kararlı bir duruşunun sonucudur. Bu noktada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na teşekkür ediyorum. Bu özür, İsrail'in haksızlığının tescilidir. İsrail ilk defa çaresiz kaldığını hissederek özür diledi. Filistin ile ilgili de önemli adım atacaktır. Bu özür, bölgedeki yıllar içinde birikmiş İsrail sorununa çözüm olacaktır. Bundan sonraki süreçte İsrail bölgede iyi ilişkiler kurmak ve eski politikalarından vazgeçmek zorunda kalacaktır.''
Saldırıdan yara almadan kurtulan İHH gönüllüsü Merdivan: Allah'ın izniyle çok şey değişti
Gemide İsrail askerlerinin saldırısından yara almadan kurtulan İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) gönüllüsü Salih Merdivan (48), yaptığı açıklamada, bugün yeryüzünde Allah'ın izniyle bir çok şeyin değiştiğini gördüklerini söyledi.
İsrail'in yenilgiyi kabul ettiğini ifade eden Merdivan, ''İsrail yaptığı zulmü gördü ve özür diledi. Bu Müslümanların şükretmesi gereken bir manzaradır. Biz Allah'a şükrediyoruz. Bizi böyle bir ikramla karşılaştırdığı için'' dedi.
Müslümanların direndiğini vurgulayan Merdivan, şunları kaydetti:
''Bugün yeryüzünün şekli Allah'ın izniyle değişti. Mavi Marmara gemisindeki vicdan sahibi insanlar, Müslüman kardeşlerimize ve ezilen insanlara yardım etmek için oraya gittiler. Geminin içerisinde sadece Müslümanlar yoktu. Hristiyanlar, Yahudiler ve hiçbir dine inanmayan insanlar da vardı. Bu insanların vicdanlarını ayağa kaldırdı. Allah, yeryüzünde bu direnen Müslümanların vesilesiyle yeni bir dönem başlattı. İsrail de yenilgisini gördü. İnanıyoruz ki yeryüzü artık hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak. İnşallah zalimlerin devamı olan Suriye'deki Esed rejimi de yıkılacak. Müslümanlar gün be gün daha güçlü hale gelecekler.''
Gemide bulunan Müslümanlar'ın sabrettiğini ve yollarından dönmediğini ifade eden Merdivan, ''Allah onların o sabrıyla bu ikramı gerçekleştirdi. Suriye'deki Müslüman kardeşlerimiz de direnecekler. Bu yenilgiyi nasıl İsrail tattıysa, Esed rejimini destekleyenler de tadacaklardır. Müslümanların sabırlı olması ve direnmesi gerekiyor. Allah'ın izniyle yerdeki zalimlerin sonu yaklaşıyor'' diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara