Barış için, ölen 3 çocuğunu 'helal' etti!
Kürt sorununun çözümüne yönelik atılan tarihi adımlara Batman halkı da tam destek veriyor. Batman'dan sürece en anlamlı destek ise saldırılarda 3 çocuğunu kaybetmiş bir baba ve eşini kaybetmiş bir kadından geliyor..
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-03-27 12:15:11
TIMETURK / Haber Merkezi
Yaşanan çözüm süreci sonrası halkın nabzını tutmak üzere gittiğimiz Güney Doğu'da üçüncü adresimiz yer altı zenginlikleri ile ünlü, Türkiye'nin petrol üssü diye adlandırılan Batman oldu.
Batman da, 30 yıldır süren ve dönem dönem şiddetlenen savaş ortamından en çok zarar gören illerden bir tanesi... Yüzlerce köy bu sorun yüzünden boşaltılmış ve binlerce insan doğup büyüdüğü topraklardan nedeni halen bugün dahi anlayamadığı bir sorun yüzünden göç etmek zorunda bırakılmış.
Bugün ise gelinen son noktada, sokakta kime dokunulsa bu konuda çok söyleyecek sözü olduğu görünüyor. Halk artık bu sorunu konuşmaktan bıkmış ve normal insanlar gibi hayatın farklı güzelliklerine odaklanmak istiyor. Çünkü onlar bu zamana kadar hep hayatın acı tarafını gördüklerine inanıyor ve bu yüzden de en azından bundan sonra hayatlarını acıdan ve gözyaşından uzak huzurlu, mutlu ve umutlu bir şekilde yaşamak istiyor. Ve bir şeyi çok iyi biliyorlar o günler çok yakın...
Son gerçekleştirilen müzakereler sonrası atılan adımları, Haber7.com olarak Batman sokaklarında, halka sorduk. Batman'da halk artık bu zamana kadar hiç olmadığı kadar umutlu ve dağlarında barut kokusu yerine papatya kokularını koklayacağı, silah sesleri yerine ise kuş cıvıltılarını duyacağı günleri büyük bir özlem içerisinde heyecanla bekliyor.
Batman'dan atılan adımlara en büyük destek ise; 3 çocuğunu mayınlı saldırıda toprağa vermiş olan bir baba ve yine aynı saldırıda eşini kaybetmiş olan bir kadından geliyor...
Geçtiğimiz yıllarda PKK tarafından yola döşenen mayının patlaması üzerine aynı araçta bulunan 3 çocuğunu kaybeden Süleyman Özdemir, Başbakan'ın bu sorunu çözeceğine inandığını belirtip, helalleşilmesi gerekiyorsa 'ben çözüm ve barış için helalleşiyorum' diyerek sürece en anlamlı desteği verirken, aynı saldırıda genç yaşta eşini kaybetmiş olan Hülya Özevin ise 'Başkasının ateşiyle ekmeğinizi ısıtmayın' sözleri ile barış için atılan adımları eleştiren muhalefet partilerine çok anlamlı bir mesaj gönderiyor...
BEN BARIŞ İÇİN HELALLEŞİYORUM
Süleyman Özdemir ( Üç oğlunu teröre kurban verdi): İnsanım diyen herkes barışı ister, savaşı istemez. Hele bu konuda çok acı yaşayan biri olarak ben istiyorsam herkes de ister. Öcalan savaş derse savaş olur, barış derse barış olur. Ben bir saniyede 3 tane ciğerimi kaybettim. Ama barışın gelmesi için helalleşmeye hazırım. Helalleşiyorum. Bu acıları yaşamış olmama rağmen ben böyle diyorsam daha fazla kanın dökülmemesi daha fazla insanın canının yanmaması için herkesin üzerine düşeni yapması lazım. 50 bin insanımızı kaybettik bu uğurda. Eğer bu adımlar daha önce atılmış olsaydı bu kadar can yanmazdı. Ben Başbakan'a inanıyorum ve güveniyorum. Biz barış için üzerimize ne düşerse yapmaya hazırız.
BAŞKASININ ATEŞİYLE EKMEĞİNİZİ ISITMAYIN!
Hülya Özevin (Eşini mayınlı saldırıda kaybetti): Bizim için yeni bir umut değil barış. Zaten biz eskiden beri bunu istiyoruz. Savaşın acısını yaşamış insanlar olarak tek umudumuz vardı o da barış. Barış bizim her zaman öncelikli tercihimiz oldu. Acıları yaşamadan da yaşananları biliyorduk. Nevruz'un havası bizi çok sevindirdi. Ama bir şeyi de düşünmüyor değiliz. Bundan sonra ne olacak. O mektuba çok büyük umutlar yüklendi. Devletin barışması gereken çok kesim var, sadece Kürtler değil. Herkesin taleplerinin ve toplumun bütün kesimlerinin karşılanmama sorunu var. Helalleşilmesi gerekiyor. Bunu herkesin yapması lazım. Biz sevdiklerimizi kaybettik, istiyoruz ki kimse bu acıyı yaşamasın. Siyaset bir tarafa, başkasının ateşiyle ekmeği ısıtmak asla kabul edilemez. Barış için ve demokrasinin geliştirilmesi için üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız.
BU SORUN TARİHİN TOZLU RAFLARINA KALKACAK
Batman Belediye Başkanı Serhat Temel: Bölgede halktan çok büyük bir beklenti var. Bu beklenti kalıcı ve onurlu bir barışın sağlanması yönünde... Bununla ilgili b ir takım görüşmeler yapıldı ve umut verici sonuçlar ortaya çıktı. Ancak bu sürecin başarı ile sonuçlanması için çok meşakkatli yollardan geçilecek. Öncelikle güven ortamının oluşturulması gerekiyor.
Çünkü yaşanacak barış ortamı herkese kazanç sağlayacak. Sokakta yaşanan olumlu gelişmelerin yansımalarını görüyoruz.
Halk buna inanmak istiyor ama halen akıllarında soru işaretleri var o yüzden süreci yönetenlerin başta Başbakan Erdoğan olmak üzere halkın kafasındaki soru işaretlerini giderecek somut adımlar atması gerekiyor. Bizde bir taraftan kendi kitlemizi süreç ile ilgili bilgilendiriyoruz. İnşallah bu sorun atılan tarihi adımlar ile tarihin tozlu raflarına kaldırılmış olacak.
BİZ DAĞLARIMIZDA BOMBA SESİ DEĞİL KUŞ CIVILTILARI DUYMAK İSTİYORUZ
Memur-Sen Mehmet Şafi Özperk: Tarafların ortaya koyduğu çözüm iradesini samimi buluyoruz. Bizlerde artık bölgemizde barışı umut ediyoruz ve bunun çok yakın olduğunu düşünüyoruz. Ancak halen ülke içinde bulunan silahlı unsurlar bizi tedirgin ediyor çünkü bunların birbirleri ile karşılaşması durumunda sürecin zarar göreceğini düşünüyoruz. O yüzden bir an önce süreç tamamlanmalıdır. Bu arada bir parti liderinin 'Ölmenin ve öldürmenin de zamanı gelecek' söylemleri bizi ciddi anlamda endişelendiriyor. Umuyoruz bunlar azınlıkta kalır. Biliyoruz ki bu durumu kabul etmeyenler olacaktır ve bu da normaldir. Ama görünen o ki başka mihrakların süreci sabote etmek için bir takım hazırlıklar içerisinde. Yine umuyoruz ki halkımız bu girişimlere pirim vermeyecektir. Bu işin kırılma noktası yerel seçimler olacaktır. Halk bu sürece verdiği desteğini o zaman gösterecektir. Yüreğimizdeki umutlar eskiye göre çok güçlü o yüzden biz bu süreçte kim risk aldıysa hepsine minnettarız. Çünkü biz artık dağlarımızda bomba sesleri değil kuş cıvıltıları duymak istiyoruz, çadırlar kurarak dağlarımızı keşfetmek istiyoruz ve bunun çok yakında gerçekleşeceğini umut ediyoruz.
2013'ÜN BAHARINA UMUTLA GİRDİK!
Batman İnsan Hakları Derneği Başkanı Osman Kündaş: 30 yıldır bölgede çatışmalı süreç var... Bu zamana kadar 50 binin üzerinde insan hayatını kaybetti ve 500 milyar dolarlık bir ekonomik kayıp yaşandı. İşte böyle korkunç rakamların kaybedildiği süreçten bugünlere gelindi. O yüzden artık yeni bedeller ödenmesin ve Türkler ile Kürtler bu coğrafyada birlikte kardeşçe yaşasın. Biz bu bağlamda Öcalan'ın mektubunu çok anlamlı ve kapsayıcı bulduk. Bu mektup ile Ortadoğu yeniden şekillenecek. Artık gerçekten inanıyoruz ki bundan sonra insanlar yaşamını yitirmeyecek ve analar ağlamayacak. Biz bu umutlar doğrultusunda 2013'ün baharına umutla girdik. Kürtler baharlarında barut değil papatya kokusu içine çekmek istiyor. Bize bundan sonra düşen görev bu süreçte risk alan herkesin elini güçlendirmek için elimizden gelenin ötesini yapmak. Bundan sonra kalıcı bir barış sağlanırsa herkes için büyük bir kazanç olacaktır. Yalnız provokasyonlara dikkat edilmeli, çünkü süreci sabote etmek isteyenler olacaktır.
BÖLGE İVEDİKLE SİLAHLARDAN ARINMALI
Mazlum-Der Batman Şube Başkanı Hasan Argünağa: Bu bölgenin bir bireyi olarak vakti zamanında yaşanan adaletsizlikler yüzünden çok büyük acılar çektik. O yüzden bu acıların bir daha yaşanmaması için 21 Mart'ta Türkiye'de yeni bir döneme girdi. Bugün gelinen noktada sorunun silahlarla ve gözyaşı ile çözülmeyeceği ortaya çıktı, bu da bölge halkını çok sevindirdi.
Bu noktada hükümetin attığı her adımı çok önemsiyoruz. Yeni sürecin başarıya ulaşması ve yarın yeni örgütlerin ortaya çıkmaması için öncelikle ciddi adımların atılması ve kalıcı adaleti gözeten tedbirlerin alınması gerekiyor. Öte taraftan bölgenin ivedi olarak silahlardan arınması gerekiyor. Aksi takdirde bir risk her zaman mevcut olacaktır. Hiçbir kimsenin bu konuyu farklı yerlere çekmeden destek olmasını bekliyor ve umut ediyoruz.
HİÇ BİR BAŞBAKAN BU CESARETİ GÖSTEREMEDİ
Batman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Mısıroğlu: Daha öncede birkaç defa barış süreci yaşandı ama bu süreçler kötü niyetli insanlar tarafından provoke edilerek, başarısızlığa uğratıldı. Ancak gelinen noktada Başbakan'ın ve hükümetin attığı ciddi adımları ciddi bir şekilde olumlu karşılıyoruz. Bu zamana kadar hiçbir başbakanın göstermediği bir cesaret ile yaklaşık 100 yıldır devam eden Kürt sorunun üzerine kararlılıkla gidilmektedir. Ayrıca sorunun çözümü noktasında Abdullah Öcalan'ın ne kadar etkili olduğunu bir daha görmüş olduk o yüzden okunan mektubu çok önemsiyoruz. Yaşanan süreçlerin yansımasını sokağa indiğimizde bütün halkımızın da yüzünde bir gülümseme olarak görüyoruz.
MEKTUP MACNA CARTA DEKLORASYONU GİBİ!
Batman Tabipler Odası Başkanı Dr. Mehmet Demir: Son iki ayda Türkiye'de baş döndürücü gelişmeler yaşandı. Tabi bu gelişmeler yıllardır özellikler Doğu ve G.Doğu illerinde olmak üzere tüm Türkiye'de özlemle bekleniyordu. Yapılan çağrı her açıdan çok insani ve çok kapsayıcıydı. 1215 yılında yapılan Macna Carta deklarasyonu nasıl insan hakları noktasında tarihi bir yazılı belge ise bu mektupta o doğrultuda bir öneme sahip idi.
Eşitliğin saygı ilkesine inanan ve önemseyen tüm insanların bunu göz önünde bulundurarak sürecin herkesi memnun eden, kaybedeni olmayan, herkese kazandıran bir sonuçla sonuçlanması için çaba göstermelerini temenni ediyorum. Gerek Kürtler gerekse Türkiye'nin bir bütünlüğü açısından atılan son adımlar bir şanstır o yüzden bizlerde bu şansı çok iyi değerlendirip gereken desteği vereceğiz. Tabi bu arada emperyalist güçler tarafından sürecin iki aktörü olan Başbakan Erdoğan ve Abdullah Öcalan'a yönelik bir takım girişimler olabilir o yüzden gerekli tedbirlerinde alınması gerekiyor.
BARIŞA KARŞI ÇIKANLAR BÜYÜK VEBAL ALTINA GİRİYORLAR
Özgür-Der Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şat: Hükümetin 30 yıllık bu sorunun çözümü noktasında çok ciddi bir irade ortaya koyduğunu görüyoruz bu da bizi çok memnun ediyor ve ümitlendiriyor. 30 yıldır süren bu savaşın sihirli bir değnek ile hemen çözüleceğini de beklemek yanlış olur. Savaşı başlatmak için nasıl kararlı bir topluluk olması gerekiyorsa barış içinde aynı şey geçerlidir. Bugün sevinçle görüyoruz ki bu kararlı topluluk oluşmuş gözüküyor. İki tarafta ciddi manada artık barışa hazır durumdalar. Barışa itiraz edenlerin artık marjinal kalıp toplum tarafından da itibar görmediğini görüyoruz. Batı'daki insanlar bir takım tavizler verildiğini öne sürerek barışa karşı çıkıyorlar ama yeniden insanların ölmesine razı olmak adeta insanların ölmesini istemek çok büyük bir vebaldir ve kimse bu vebalin altından kalkamaz. Eğer barış olacaksa uzlaşma ile olur, uzlaşma ise karşılıklı tavizlerle gerçekleşir. Eskiye dönük defterlerin yeniden açılması sürece zarar verir. Onun için barış istiyorsak iki tarafında geçmişi unutması gerekiyor. Biz STK'lar olarak üzerimize düşen tüm görevleri yerine getiririz.
ÇÖZÜM İÇİN İŞİ HER İKİ TARAFTA İŞİ YOKUŞA SÜRMEMELİ
Ataullah Hamidi ( Anavatan Partisi Eski mİlletvekili - Eski Belediye Başkanı): Kürt halkı çok şey kaybetti ama gelinen süreç çok olumlu ve önemli. Bizim temennimiz inşallah bu süreç güzel neticelenir. Bu huzur ve barış ortamı sağlanır Türkiye'miz kazanır. O zaman istihdam olur, ülkemiz hak ettiği konuma gelir. Ülkemizi bölmeden, hiçbir kesimin birbirini zorlamadan bu sürecin güzel bir şekilde neticelenmesini istiyoruz. Bu ülkemizin insanının yüzde doksanı bu gelinen noktaya ve atılan adımlara çok sevindi.Ne Kürtlerin işi yokuşa sürmesi, nede devletin bu işi küçümsememesi gerekiyor.
HERKES BU SÜRECİ SELAMLIYOR
Mustafa Tekik (Petrol İş Şube Başkanı) : Biz Kürtler ve Türkler olarak ortak bir hayatın temellerini attık. Bazı hatalar yapıldı geçmişte ama şimdi çözüme yönelik bir irade ortaya koyuldu. Biz bu işleri saygıyla minnetle selamlıyoruz. Bu sürecin aktörlerinin Ortadoğu'daki değişiklikleri iyi okuduklarını düşünüyorum. Birbirimizin haklarına saygı gösterirsek bu ülkedeki aidiyet duygusu daha da gelişir. Bir çift sözümüz de bu sürece direnen muhalefet partilerinedir. Bu ülke halkını kandırmaya çalışmasınlar. Bu halk çok çekti. Bu sürecin selametle neticelenmesini bekliyoruz. Nevruz'da verilen mesajlardan sonra bölgedeki psikolojik ambiyans yüzde yüz değişti. Tam demokratik tam barışçıl, tam müreffeh bir ülkenin temel atma törenidir bu süreç. Bu süreci herkes destekliyor ve herkes selamlıyor. Dört ay öncesine göre bu ülke yaşıyor olma mutluluğu kat be kat arttı. Bizler STK'lar olarak düşen her şeyi yapmaya hazırız.
HERKES SAMİMİ OLMALI
Faris özdemir ( Eski DYP Milletvekili- Raman Aşireti) : Bu işi bitmesini istiyoruz. İnsanlar artık huzur bulmak istiyor. Kimse gözyaşı istemiyor. Bölge insanı da bunu istiyor. Herkes samimi olsun. Biz bölge insanı olarak üstümüze düşen her şeyi yapmaya hazırız. Her konuda her göreve hazırız yeter ki bun bu gözyaşı dursun. Bu ülkede en büyük acıları çekenlerden biriyim. Neler yaşamadık ki... Mezarlarımıza bomba mı koyulmadı, insanlarımız mı öldürülmedi, neler yapılamadı ki...Herkes bir gün doğruyu konuşmak zorunda kalır, doğruyu söylemek zorunda ve doğrudan yana olmak zorunda. Süreç bunu gerektiriyor. Öcalan da öyle Erdoğan için de öyle.
EĞİTİM FAKÜLTELERİNE KÜRTÇE BÖLÜM AÇILMALI
Davut Okçu ( İlim Yayma Cemiyeti Başkanı -Siirt Üniversitesi Öğretim Üyesi ): Bölgedeki huzursuzluk bölgeyi büyük ölçüde geri bıraktı. Geldiğimiz nokta önemli bir nokta. Öcalan'ın mektubu çok tatmin edici. Bundan sonra atılacak adımlar da önemli. Kardeşlik hukuku eşitlik ilkesine dayanır.
Bu mektubun oluşturduğu güzel bir ortam var. Umuyoruz ki bu ortamı bozacak kötü bir şey olmaz. Geniş kitleler bu süreçten çok ümitli...
Bizler de STK'lar olarak bu sürece katkıda bulunacağız. Olumsuz ortam olumluya dönüşebilirse her konuda güzel şeyler yapılır. Eğitim fakültelerinde Kürtçe bölüm açılmalı.Bu yapılırsa umuyoruz ki bölgede daha çok kültürel yatırımlar da yapılır.
TÜRKİYE TARİHİNDE ALINAN EN CESUR KARAR
Av. Nuri Mehmetoğlu ( Ahmedi Hani Derneği Başkanı): Bu karar Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri alınan en cesur politikadır...
Başbakanı çok samimi buluyoruz. Bunun tek çözümü barıştır. 21 Mart Nevruzu insanların psikolojisi açısından da bir bahar etkisi yaptı. Kürtler ve Türkleri birleştirecek ve kaynaştıracak tek politiki barış politikasıdır.
Provokasyonlar olacaktır. Bu sürecin kararlı bir şekilde devam etmesi gerekiyor. Bu ülke hepimize yeter. Türkiye'nin geri kalmasının tek sebebi Kürt Sorunu'dur. Ölmeye ve öldürmeye karşıyız. Bu kan bu gözyaşı dinsin.
BAŞBAKANIN GÖSTERDİĞİ İRADEYİ ÖNEMSİYORUZ
Ahmet Sevim ( Batman Barosu Başkanı): Herkes barışı istiyor. Mektubun içeriği umutlarımızı arttırdı ve bizi çok sevindirdi. Bölge bu konuda bir beklenti içindeydi. Özellikle şiddetin durması noktasında. Şiddetin bitip siyasetin devreye girecek olması güzel. Hiç kimse sesimizi duymuyordu. Kürtler bölücü değil, sadece haklarını istediler. Ancak bu yıllarca bölücülük olarak anlaşıldı. Bu süreçle birlikte bu kırıldı. Ana dilde eğitim olmazsa olmazlardan biridir. Artık yeni ve sivil bir Anayasayı bu ortamda daha rahat tartışabiliriz. Yeni bir Türkiye'den bahsedilecekse Kürt Sorunu'nun çözülmesi lazım. Başbakanın gösterdiği iradeyi önemsiyoruz. Kardeşlik hukuku anlamında iyi bir niyete sahip. Batman halkı bu süreci kayıtsız şartsız destekliyor. Biz de STK'lar olarak üzerimize düşen her şeyi yapmak istiyoruz. (Kenan Biter / Remziye Karakus HABER7)
Haber Ara