TAF'da bu yıl Türkiye ve Arap ülkeleri arasında bankacılık ve finans dünyasının geleceğideğerlendirilirken, İstanbul Finans Merkezi, sukuk ve sağlık öne çıkan başlıklar olacak. 500'ün üzerinde hükümet temsilcisi ve üst düzey yöneticiyi biraraya getirecek olan TAF'ta, gayrimenkul, müteahhitlik, enerji, gıda, tarım sektörlerinde de önemli işbirliği ve yatırımolanakları ele alınacak.
TAF'ın Kurucusu ve Koordinatörü Murat Efe, yaptığı değerlendirmede, 2004 yılında Arapülkelerindeki yatırımcı potansiyelini Türkiye'ye getirmek amacıyla kurdukları platformda hem siyasal konjonktüre hem de ekonomik gelişmelere göre gerek hükümetlerden gerekse özel sektörden en doğru isimleri Türkiye'de en doğru muhataplarıyla en yüksek verimlilikte buluşturmayı hedeflediklerini söyledi.
Forumun her sene ana teması yatırım ilişkileri ve finans olmak üzere detaylarda değişiklikler yapılarak devam ettiğini belirten Efe, sürekli değişen dinamiklere, siyasi ve ekonomik dengelere sahip bölgede TAF'ın olumsuz spontan gelişmelere rağmen sürekliliğini sağladığını, hükümetler ve Arap Ligi başta olmak üzere bütün kurumların desteğini aldığını ifade etti.
Efe, ''Burası artık Ortadoğu'nun en büyük ekonomik ve diplomatik platformu. İnsanların, kurumların güven duydukları bir platform'' dedi.
''Körfez ülkelerindeki yatırım kapasitesi 1 trilyon dolar''
Körfez ülkelerinde ciddi bir yatırım potansiyeli bulunduğuna dikkati çeken Efe, bu potansiyeli bu ülkelerle hem ortak tarihi geçmiş, hem lojistik hem de stratejik avantajı bulunan Türkiye'ye yönlendirmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Geçen yılın rakamlarına bakıldığında Körfez ülkelerindeki yatırımcıların Körfez ülkeleri dışında yaptığı yatırımın sadece yüzde 2-2,5 gibi bir oranının Türkiye'ye geldiğine işaret eden Efe, ''Sahip olduğumuz avantajlarla karşılaştırıldığında bu çok komik bir rakam. Son 10 yılı gözönüne alırsak Arap ülkelerinden gelen doğrudan yatırım rakamı, Türkiye'nin sağladığı avantajlara, açtığı kapılara rağmen yaklaşık 15-20 milyar dolar civarında. Bu, bizi tatmin etmemesi gereken bir rakam. Körfez ülkelerindeki yatırım kapasitesi 1 trilyon dolar. Bunun yüzde 2'si bize geliyorsa, özellikle özel sektör açısından bu bizim kendi içimizde düşünmemiz gereken bir şey'' diye konuştu.
''İstanbul onlar için bir hayal şehir''
Birçok ortak noktaları ve karşılıklı avantajları bulunmasına rağmen iki tarafın da birbirini henüz çok iyi tanımadığını vurgulayan Efe, ekonomik ilerlemenin ancak ikili iletişimle toplumların ve kültürlerin birbirini tanıması yoluyla sağlanabileceğini, son birkaç yılda Arap ülkelerinden Türkiye'ye gelen turist sayısındaki artışın da sadece turist rakamı değil bir yaşam biçimi olarak Türkiye'nin onlara kapıyı açması anlamına geldiğini söyledi.
İlk başlarda yatırım amacıyla Türkiye'ye geldiklerinde Arapların ciddi bir boşlukla karşılaştıklarını, çünkü karşılarında direkt muhatap alabilecekleri bir kurum veya platform bulunmadığını anlatan Efe, şöyle devam etti:
''Burada Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'nın özellikle son 4-5 yıl içerisinde olağanüstü bir görevi ve başarılı bir misyonu oldu. Hem orada açtığı ofislerle hem de burada artık yabancı yatırımcının geldiğinde direkt bir resmi ve güvenilir muhatap bulması, onlar için en büyük güven unsuruydu. İkincisi direkt yatırıma geldiklerinde burada aslında aradıkları partner. Artık finansal olarak kendileri burada varoldukları için bu sefer yatırımlarda daha güvenli hareket etmeye başladılar.
Finans ayaklarının kurulmasından sonra gayrimenkulde, tarımda hatta sanayide yatırımların daha fazla akabileceğini görüyoruz. Eş zamanlı olarak bizde değişiklik yapılan yasalar onlar için pozitif kapılar açtı. Son noktada ise İstanbul onlar için bir hayal şehir, en az bizim kadar onlar için de özel bir şehir. Sosyal olarak burada kendilerini rahat hissetmeleri mutlaka yatırımlarda da bizim önümüzü açar.''
''Araplar artık Türkiye'yi, İstanbul'u hedef alıyor''
Türkler ile Araplar arasındaki bilgi eksikliğini doldurmada TAF'ın önemli bir yeri olduğunu dile getiren Efe, yapıldığı tarih itibariyle TAF'ın ilk kez kapıları açmış olmak gibi bir misyonu olduğunu söyledi.
Efe, ''TAF'ı standart toplantı konseptinden uzaklaştırıp sosyal ortamları artırdığımız bir platforma çevirdik ve insanların ikili ilişkiler geliştirebilmesini sağladık. Ayrıca bu ilişkilerin sadece toplantı günlerinde sınırlanmayıp toplantı öncesinde ve sonrasında da geliştirilmesine devam ettik. Çünkü Arap ülkeleri ile ilgili en büyük problem her zaman ulaşılabilirlikti ve biz bunu sağladık'' ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin bölgesinde birçok sorumluluk ve risk alarak sosyal ve politik olarak önemli roller üstlendiğini vurgulayan Efe, ''Bunun ilk yansımalarını da görüyoruz. Lübnan, Araplar için hem güvenilir finans merkezi hem de yaşam merkezidir. Şimdi o yaşam merkezi ve finans merkezinin Türkiye olduğunu, İstanbul oldu. Geçen sene Lübnan'daki oteller yüzde 60-65 oranda boştu. Oradaki turist de artık bize geliyor. Veya bölgede hatta Avrupa'da gayrimenkul alıp kendine bir yaşam alanı yaratmaya çalışan Araplar artık Türkiye'yi, İstanbul'u hedef alıyor. Bizim burada gayrimenkul projelerimizin Arap ülkelerini hedeflemesinin en temel sebebi bu. Araplar şu anda hem kendileri hem gelecekleri için alternatif ve güvenli bir yaşam alanı arıyor ve o yaşam alanı olması adına da İstanbul en önemli merkez'' değerlendirmesinde bulundu.
Murat Efe, Türkiye'nin de Arap kültürünü ve ortak noktaları çok iyi tanımadığını ifade ederek, bütün Araplarda Türkiye'nin yüzünü onlara dönmesi gerektiğine dair bir algı ve şimdiye kadar neden dönmediğiyle ilgili bir soru işareti bulunduğunu, bu bölgede sınırlara ihtiyaç olmadığını, vizelerin kaldırılmasının da olumlu adımlar olduğunu belirtti.
Bu sene konuk ülke Ukrayna
Forumun, 2010 yılında ''Bölgenin Davos'u'' olarak nitelendirildiğini hatırlatan Efe, kendileri için önemli olanın hem hükümetlerin hem resmi kurumların hem de özel sektörün kendini özgürce ifade edebileceği, böylece insanlar, kurumlar ve toplumlar arası yakınlaşmanın sağlanabileceği bir platformu sunabilmek olduğunu söyledi.
Bu sene forumun ana temasının gayrimenkul ve sukuk olduğunu belirten Efe, sağlık ve gıda yatırımlarının da ele alınacak diğer önemli başlıklar olacağını kaydetti.
Efe, forum kapsamında İstanbul Finans Merkezi projesinin özel bir tanıtımının yapılacağını, aynı gün katılımcıların İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın Borsa İstanbul olarak lansmanının yapılacağı galaya katılacağını da ifade etti.
Efe, forumun, Türkiye'deki gayrimenkul projelerinin hedef kitlelerinden olan Araplara tanıtılması ve özellikle mütekabiliyet yasası ile gelebilecek avantajların katılımcılarla paylaşılması noktasında önemli bir işlevi olacağını da dile getirdi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in katılımının da beklendiği foruma, Arap ülkelerinin ilgili bakanları ile merkez bankası başkanlarının da davet edildiğini ifade eden Efe, Ukrayna'yı da forumda konuk ülke olarak ağırlayacaklarını söyledi.
Ukrayna Başbakanı Birinci Yardımcısı Sergey Arbuzov ve beraberindeki heyetin foruma ilk kez 3. bir ülke olarak katılacağını belirten Efe, ''Türkiye artık Arap ülkeleri ile ilişkilerinde önemli mesafe katetti ama Türkiye'nin rolü bununla sınırlı değil. 3. ülkelere de Türk-Arap işbirliğini taşımaları gerektiği inancıyla Ukrayna'yı hedef ülke olarak belirledik. Bu senenin sonunda ilk kez bir Ukrayna-Arap Ekonomik Forumu yapılacak ve bu kapıları açan ülkenin Türkiye olmasını istiyoruz. Ukrayna Başbakan Yardımcısı burada Arap katılımcılara seslenip kendi ülkesine davet ederken, istiyoruz ki Arap yatırımcıları hiç bilmedikleri yeni hedefe ülkelere girdiklerinde Türkiye'yi partner olarak yanlarında olsun'' diye konuştu.
Bu arada, bu yıl 8'incisi 4-5 Nisan tarihlerinde Four Seasons Bosphorus Otel'de gerçekleştirilecek TAF, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesi ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ev sahipliğinde, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Arap Birliği (League of Arab States) resmi desteğinde, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) ve Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) işbirliği ile Al-Iktissad Wal-Aamal (AIWA) tarafından düzenleniyor.