Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

‘Bizim devlet’te demokrat olmak

'Bugün devlete muhtaçlar ve bağımlı olanlar kimler ve sayıları ne kadar? Demokrasi düzeyimiz bu sorunun cevabında gizli...'diyen Zaman Gazetesi yazarı İlhan Dağı , bizim devlette demokrat olmak başlığı altında bir yazı yazdı.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-03-14 10:02:25

‘Bizim devlet’te demokrat olmak
TIMETURK / Haber Merkezi

Dün ‘vesayet devleti’ topluma, siyasete hâkimdi. Onları tanzim ediyor, denetliyordu. Peki bugün ‘yeni devlet’e karşı siyaset ve toplum daha mı özgür ve özerk? bu soruların cevabını ZAMAN gazetesi yazarı İhsan Dağı bugünkü köşe yazısında cevapladı.

İlhan Dağı'nın bugünkü yazısı ; 

Bu ülkede hep ‘devlet merkezli’ bir düzen egemen oldu. Devletin ‘merkezi’ konumu kah güvenlik endişeleriyle meşrulaştırıldı, kah Kemalist ideolojiyle... Devlet temel, kurucu ve başat güç olarak toplumun da bireyin de üzerindeydi.

Çok partili dönemde anayasal dayanaklara kavuşan ‘vesayet rejimi’ni demokratlar kadar dindar ve muhafazakâr çevreler de eleştirdi. Ancak devletin ‘sahipliği’ Kemalistlerden muhafazakârlara el değiştirdikçe devletin kurucu, temel ve başat güç olmasına yönelik eleştirel pozisyonlar da erimeye başladı. Dindar ve muhafazakâr kesimler artan bir düzeyde devlete karşı özerk ve mesafeli tutumlarını terk ediyor ve devletle bütünleşiyorlar. ‘Devlet-toplum kaynaşması’ olarak da resmedilen bu süreçle cumhuriyetin başından itibaren kendini devlete karşı konumlandıran büyük bir toplumsal kesim aslında özerkliğini de kaybediyor. Bu, devlet karşısında toplumun zayıflaması anlamına geldiği gibi ‘resmiyet’ karşısında ‘sivilliğin’ erozyonuna da işaret ediyor.

Toplum-devlet ilişkisinin günümüze ait en önemli meselesi bence bu; geniş muhafazakâr kesimlerin ‘sivil’ alandan (yani toplumdan) ‘resmi’ alana (devlete) geçmeleri... Birçok kişi bunu demokratikleşme üzerinden muhafazakâr ‘çevre’nin ‘merkez’e taşınması olarak okuyabilir. Doğrudur da bu... Ancak önemli olan ‘devlet’le bütünleşen muhafazakârların devlete ilişkin tutumları; devleti mi sivilleştiriyorlar, yoksa kendileri mi devletleşiyorlar? Kanaatim, ‘devlete doğru’ muhafazakâr çevreden gelen bu hareketlenmenin devletle toplum arasındaki güç dengesini devlet lehine değiştirdiği. Paradoksal görülse de ‘sivil alan’ zayıfladı. Devletin sivil alanı kontrol edebilme yeteneğinin ve istediğinin devam ettiği böyle bir durumda demokrasi ihtiyacı çok daha derin. Devlet, devşirdiği yeni toplumsal kesim ve meşruiyetle daha güçlüyse ‘dışarda kalan’ toplumsal kesimlere karşı onu sınırlayacak ‘çoğulcu demokrasi’ye ihtiyaç da o kadar büyük. Devlet hâlâ temel kurucu güç, merkezi bir değer olmaya devam ediyor. Yeni devletin toplumu belirleyici, düzenleyici ve denetleyici aygıtları da arttı. Ve bu gücüyle ekonomiye, topluma, kültüre ve bireysel tercihlere ‘müdahale’ etmeye de istekli.

Devletin toplumu yukarıdan aşağıya belirlediği bir düzenin yanlışlığı ‘belirleyici gücün’ kafasındaki modelin ‘sakat’lığından kaynaklanmaz. Bizatihi toplumsal ve bireysel alana devletin müdahalesidir kötü olan. Çünkü bu müdahaleler devletle toplum arasında ‘hiyerarşik’ bir ilişki yaratır. Kötü olan budur; böyle bir ilişkide toplum özerkliğini, kendindenliğini kaybeder. Devlete muhtaç hale gelir, onsuz yaşayamaz... Son yıllarda askeri vesayet rejimine ağır darbe vuruldu. Toplumsal meşruiyete dayanan bir siyaset alana hâkim. Ancak öyle bir hâkim ki ‘devlet gücü’ne dönüşen siyasetin toplum üzerindeki kuşatıcılığı, belirleyiciliği, tekliği bir sorun haline gelmiş durumda. Geçmişte devlete karşı siyaseti savunanların, devletleşen siyasete karşı şimdi de toplumu, toplumun özerkliğini savunmaları gerekmez mi? Gerekir elbette, ama dün siyaseti savunurken devletten ‘özerk’ olan bu insanlar ve unsurlar bugün devlete muhtaçlar. Kendileri özerk olmayınca toplumun özerkliğini de savunamazlar. Birey ve toplum devletten özerk olmalıdır çünkü varlığı devlete bağlı olan bir toplum özgür olamaz. Kaç kişi, kaç sivil toplum örgütü, kaç şirket, kaç kişi özgür bu durumda Türkiye’de?

Bana göre bir ülkede demokrasinin düzeyini belirleyen, ‘devlete muhtaç ve bağımlı insan sayısı’dır. Bugün devlete muhtaçlar ve bağımlı olanlar kimler ve sayıları ne kadar? Demokrasi düzeyimiz bu sorunun cevabında gizli...

(zaman)




Haber Ara