Dolar

34,8691

Euro

36,7026

Altın

3.021,43

Bist

10.047,50

Kara Ahmet'in yendiği Büyük Rus güreşçi İvan’ın acıklı hikayesi

Dünyanın en büyük güreşçileri arasında sayılan Pol Pons Amerikalı rakibini yenerek dünya şampiyonu olur. Ancak Pons, Türkiye’den gelen Kara Ahmet’in önünde duramaz ve Dünya şampiyonu unvanını bir Türk’e bırakmak zorunda kalır. Avrupa’yı gücüyle kendisine hayran bırakan Kara Ahmet, daha sonra Türkiye’ye döndüğünde 2. Abdülhamit tarafından devlet nişanıyla ödüllendirilmiştir.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-03-04 09:54:45

Kara Ahmet'in yendiği Büyük Rus güreşçi İvan’ın acıklı hikayesi

Büyük Rus güreşçi İvan Paddubnıy, uzun yıllar boyunca Avrupa, Amerika, Asya ve Afrika arenalarında güreşti. Paddubnıy, döneminin bütün ünlü güreşçilerini tuş etmiş ve adı “Şampiyonlar Şampiyonuna” çıkmış bir güreşçiydi.
Aslen Ukrayna’nın ünlü Zaporojya Kazakları’ndan olan ünlü güreşçi, 8 Ekim 1871 yılında günümüzde Ukrayna sınırları içinde olan Poltava bölgesinde 7 kardeşten ilki olarak dünyaya geldi. Babasıyla birlikte 21 yaşına kadar çiftlik işlerinde uğraşan Paddubnıy, aşık olduğu kızı, yoksul olması yüzünden alamayınca, Sivastapol’a gider ve bir süre liman işçisi olarak çalışır.
Kariyerinin ilk zamanları
Güreşle 1896 yılında şans eseri Feodor adlı bir sirkte tanışan Paddobnıy, burada zamanın en büyük güreşçileri Lurih, Borodanov, Razumov ve İtalyan Pappiyi görür. Ardından güreşmek için bu sirke başvurur. Burada karşısına çıkan tüm güreşçileri devirmeyi başaran Rus güreşçi, zamanının en ünlü güreşçilerinden Lurih’i 2 dakika içinde tuş etmeyi başarır. Spor çevrelerinin ilgisini üzerine çekmeyi başaran Paddobnıy, önce St. Petersburg atletizm toplumundan, ardından da Fransa’dan güreşmesi için davet edilir.
Zamanın büyük güreşçisi, Kara Ahmet
Ancak o dönemde Paddubnıy’da daha ünlü isimler de vardır. Dünyanın en büyük güreşçileri arasında sayılan Pol Pons Amerikalı rakibini yenerek dünya şampiyonu olur. Ancak Pons, Türkiye’den gelen Kara Ahmet’in önünde duramaz ve Dünya şampiyonu unvanını bir Türk’e bırakmak zorunda kalır. Avrupa’yı gücüyle kendisine hayran bırakan Kara Ahmet, daha sonra Türkiye’ye döndüğünde 2. Abdülhamit tarafından devlet nişanıyla ödüllendirilmiştir.

Dünya Şampiyonu
Fransa’dan davet alan İvan, buradaki turnuvaya hazırlanmak için o devrin en önemli antrenörlerinden olan Jean de Pari’den Fransız tarzı güreş sitillerini öğrenir. Ardından şampiyona için Fransa’ya geçen Paddobnıy, burada ünlü güreşçi Raoul le boucher ile güreşir. Ancak üzerine yağ sürerek arenaya çıkan Leboucher, sahtekarlık yapmasına rağmen hakem kurulu tarafından galip ilan edilir. Ancak maç daha bitmemiştir. 1904 yılında St. Petersburg’da düzenlenen ve dünyanın ünlü güreşçilerinin davet edildiği müsabakada, Poddannıy, Le Buşe ile karşılaşması dahil tüm maçları kazanarak “Dünya Şampiyonu” ilan edilir.
Paddubnıy’ın düşmanı Le Buşe’nin hazin sonu
Ancak şampiyona çıkışı eve dönerken yolda dört kişi önünü keser. Paddubnıy’a şüpheli görünen kişiler, ‘kendilerinin fakir olduklarını ve eğer sorun olmazsa evine şampanya içmeye davet edip etmeyeceğini ‘sorarlar. Paddobnıyolayı şöyle anlatır: Adamlarla karşılaştıktan sonra kollarında bıçak sakladıklarını fark ettim. Onlar şampanya değil kan istiyorlardı. Daça(Yazlık ev)’ma davet ettim. İkisi orda kaldı, diğer ikisi arkamdan geldi. Yolda giderken arkadaşımla karşılaştım ve çaktırmadan arkadakileri işaret ettim, o da hızlıca polis çağırmaya gitti.”
Ardından eve giren ünlü güreşçi, adamlara fark ettirmeden odasına gider ve silahını alarak saldırganları rehin alır. Polis gelmeden de kiralık katilleri konuşturmayı başarır. Kiralayan ortaya çıkmıştır: Ünlü güreşçi Raul Le Bushe.
Raul Le Bushe, Paddubnıy’ı öldürmeleri için kiralık katillere büyük bir ödül vadetmiştir. Paddobnıy ölmeyince de, kendisinden parayı isteyen kiralık katillere parayı vermeyi reddeder. Bu yüzden, bir akşam yolda giderken önünü kesen kiralık katiller tarafından lastik sopalarla feci şekilde dövülür ve kısa bir süre sonra Le Bushe hayata veda eder.
Duraklama dönemi
Daha sonra, dünyanın birçok yerinde turnelere çıkan Paddobnıy, 6 dünya şampiyonluğu kazanır. Kazandığı tüm madalyaları uzun yıllar sandığında saklar. 1910 yılında ise şampiyon güreşçi ani bir karar verir ve güreşi bıraktığını açıklar. Memleketine döner ve araziler satın alır. Ancak bu durum fazla sürmez. 1913 yılında tekrar mindere döner ve yine madalyalar kazanmaya devam eder. Kısa zaman sonra ise Birinci Dünya Savaşı başlar ve Paddobnıy bu süre içinde zor zamanlar yaşar. Bir süre hapis yatmak zorunda kalır.
Paddobnıy Amerika’da
1925’de 54 yaşında olan güreşçi Amerika’dan gelen bir teklif üzerine bu ülkeye gider. Önüne çıkan tüm güreşçileri yener ve burada “Amerika Şampiyonu” olarak ilan edilir. Burada kaldığı süre boyunca çıktığı turnuvalarda büyük paralar kazanan güreşçiye ABD vatandaşlığı teklif edilir, ancak o kabul etmez. Bir süre sonra ise Rusya’ya dönmek istediğini açıklar.
Ancak Paddubnıy üzerinden iyi paralar kazanan organizatörler, onu ellerinden kaçırmak istemez. Paddubnıy ise, kazandığı 500 bin doları alıp evine dönmekte kararlıdır. Bunu üzerine organizatörler, bu parayı vermemek için güreşçinin kontratına, “Sadece ABD vatandaşları kazandıkları paraları ülke dışına çıkarabilir.” ibaresini ekler. Paddubnıy kazandığı parayı geride bırakıp bir gemiyle Rusya’ya döner.

Yeni bir hayat
Ancak döndüğünde Paddubnıy büyük bir şok geçirir. Çünkü bütün akrabaları “kulak” (zengin toprak ağası) olarak sayılmış ve ellerinden malları alınarak Rusya’nın çeşitli bölgelerine sürülmüştür. Şampiyon güreşçi bu duruma oldukça üzülür ancak elinden de bir şey gelmez. 1939 yılına gelindiğinde, Stalin tarafından “Sovyet sporuna verdiği üstün hizmetler nedeniyle” Paddubnıy’e Kızıl Bayrak İşçi Nişanı verilir.
Hayatının son dönemleri sefaletle geçti
Ünlü güreşçi 1941 yılında 70 yaşına geldiğinde minderi bıraktığını açıklar. Yaşamının son dönemini ise büyük bir sefalet içinde geçirir. Zira ekmek alacak bile parası yoktur. Bir süre çevredeki komşuların yardımlarıyla yaşar. Yiyecek satın alabilmek için elindeki bütün madalyaları satmak zorunda kalır. Bu yüzden günümüzde ona ait bir madalya bulunmamaktadır. 8 ağustos 1949 tarihine gelindiğinde tek başına hayata veda eder. Naşı, Krasnodar bölgesinde bulunan Eys şehrinde gömülür. Ölümünden sonra ise İvan Paddobnıy’ın hayatını anlatan bir çok kitap yazılır. Yaşamıyla ilgili belgesel çekilir. Mezar taşında ise, “İvan Paddubnıy; Büyük Rus Bahadırı.” yazılır.(Haberrus)

Haber Ara