Mehmet Şevket Eygi'ye büyük ayıp ve vefasızlık
Yazar Mehmet Şevket Eygi, 'Evinizin altında Bizans kalıntısı var' denilerek yıllarca oturduğu evden çıkarılmaya çalışıyor.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-02-28 09:49:24
Mehmet Şevket Eygi 1933 doğumlu. Kendi sitesinde hayatını anlatırken, "Oturduğum daireden başka gayr-i menkulüm yoktur. Hayli zengin ve çeşitli bir şahsî kütüphânem, evimi dekore edecek kadar hüsn-i hat kolleksiyonum vardır. Şahsî veya siyasî, nüfuz veya menfaat hususunda hiçbir emelim yoktur. Elden geldiği kadar Müslümanca yaşamak ve Müslüman olarak ölmek isterim. İ'tikaden Mâtüridî, mezheben Hanefî, meşreben (.....) mensubuyum. Ehl-i sünnet dairesi içindeki çeşitli meşreb ve hareketlere muhabbet intisabım ve alâkâm vardır." diyerek hayatta evinden ve kitaplarından başka bir şeyi olmadığını belirtiyor.
Eygi'nin evi Sultanahmet'te bulunuyor. Hazine, altında Bizans Magnaura Sarayı kalıntıları olduğu iddiasıyla Eygi'nin oturduğu binanın tapusunun iptal edilmesi ve mülkün kamulaştırılması için 2. Asliye ve Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı.Yakın zamanda Anıtlar Kurulu Mehmet Şevket Eygi'ye bir yazı göndererek, "Yıllardır oturduğunuz evin altında Bizans kalıntıları var. Bu nedenle sizin buradan bedelsiz olarak çıkmanız gerekiyor. Buraya el koyacağız."Hazine mahkemeden 3 hissedarından birisi Eygi olan apartmanın tapusuna ihtiyatı tedbir koyulmasını talep etti. Skandal burada da bitmedi. Mülk sahiplerine herhangi bir istimlak bedeli ödemekten de kaçınan Hazine, 80 yaşındaki Eygi ve diğer hisse sahiplerine yıllar sürecek bir yol gösterdi: Bedel için dava açın..
Eygi şimdi bu gelişmeler karşısında hem şaşırmış hem de ne yapacağını düşünüyor
Bu gelişmeye itiraz eden Ilgaz Zorlu ve Abdurahman Dilipak gibi Eygi'nin dostları, " Bu nasıl bir zulumdür.Belediye kedilere ve köpeklere bile barınak yapıp ev verirken, Türkiye'ye hizmetlerde bulunmuş bir insana böyle bir iş yapıyor.Şevket Bey Allah'a şükür ki yirmili yaşlarda değil, eminiz ki o zaman çok şeyler yapardı. Ama kendisi şeker hastası ve yaşı ilerlemiş bir insan." diyerek Eygi için bir şeyler yapılması çağrısında bulundular.
Bütün bu gelişmeler yaşanırken Eygi'nin dostaları gibi Eygi'de durumunu anlatan mektupları dostlarına göndererek bu haksızlığı durdurma çağrısında bulunuyor. İşte Eygi'nin gönderdiği o mektuplar:
MALIMI ALIP SOKAĞA ATMAK İSTİYORLAR
Pek muhterem kardeşime,
Size bu fakir için son derece üzücü mahiyette olan bir haber vermek istiyorum: Devlet (Hazine avukatı vasıtasıyla) İst. Sultanahmet'te halen oturmakta olduğum dairemi elimden almak üzere tapu iptal davası açmış bulunmaktadır.
(Bir dairesinde oturduğum apartmanın benden başka üç hissedarı daha vardır. Onlar aleyhinde de tapu iptal davası açılmıştır.)
Dairemin tapusu çok sağlamdır. Herhangi bir ihtilaf vs mevzuubahis değildir. Devlet, tapumun iptalini istiyor ama herhangi bir istimlâk bedeli ödemekten bahsetmiyor. Yâni bendenizin malını elinden alıp sokağa atmak istiyor. Bu ise büyük bir haksızlık ve adaletin-insafın ayaklar altına alınmasıdır.
CİVARDAKİ DİĞER EVLERE DOKUNULMADI
Tapu iptali davasının gerekçesi veya bahanesi şudur: Oturduğum binada Bizans Magnaura Sarayı kalıntıları varmış. Bu iddia doğru değildir. Magnaura kalıntıları bir kilometre uzunluğunda olup, oturduğum binanın yanında bir miktar kalıntı görülmektedir ama onların tapusu başka bir şahsa aittir.
BİR SORU: Magnaura kalıntıları tapu iptal davası konusu olabiliyorsa, niçin civardaki öteki bina sahipleri aleyhinde de dava açılmamıştır. Sultanahmet'in toprak altı zaten kalıntılarla doludur. Nereyi kazsanız tarih ve arkeoloji fışkırmaktadır.
BEDEL İSTİYORSAN DAVA AÇ
Önemli bir husus: Oturduğum apartman bahçeli, deniz gören bir mülktür ve son yıllarda değeri artmıştır. Mülkümüz birçok rant kurdunun dikkatini, ilgisini ve iştahını çekmektedir. Devlet istimlâk bedeli ödemeden mülküme el koymak istemektedir. "Sen de istimlak bedeli almak için devlet aleyhine dava aç!.."
Böyle diyenlere şu cevabı veririm: Seksen yaşındayım, böyle davalar hayli uzun sürüyor. Ömrüm, belki de istimlâk bedeli almaya yetmeyecektir. Devlet, mahkeme kararıyla istimlâk bedeli ödese bile piyasa rayicine göre ödememektedir.
KİTAPLARIMI SATIP TÜRKİYE'DEN GİDECEĞİM
Devlet hem aleyhimde tapu iptal davası açmış, hem de tapuya ihtiyatî tedbir koydurtmuştur. Bendenizin, İstanbul"da oturacağım başka bir mülkü yoktur. Evden atıldığım takdirde yeni bir mülk alabilecek para ve servetim de yoktur.
Bendeniz uzun yıllar boyunca inançlarım, fikirlerim, görüşlerim yüzünden ağır baskılara maruz kaldım.
Ağır Ceza mahkemelerinde, Devlet Güvenlik mahkemelerinde süründüm. Hapishanelerde çürüdüm. Altı seneye yakın yurt dışında sürgünde yaşamak zorunda kaldım. İki günlük gazetem süresiz kapatıldı... Şimdi de bu iş başıma geldi.
Bu haksızlık düzeltilmezse (imkân ve fırsat bulabilirsem) bir yere (bilâ bedel) vakfetmeyi düşündüğüm kütüphanemi satarak yurt dışına göç edeceğim. Keyfiyeti arz eder, selam ve hürmetlerimi sunarım.
İŞTE DAVA BELGELERİ
SON VİDEO HABER
Haber Ara