Eski Libya'nın yeni yüzü
Libyalılar uzun yıllar boyunca geçmişlerinin yönünü değiştiren bir diktatörün idaresinde yaşadı. Şimdi sırada gelecekleri için kurdukları hayaller var.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-02-25 15:57:03
Muammer Kaddafi'nin baş düşmanı, müzenin karanlık deposunda sırtüstü yatıyor. Tahta bir kasanın içinde bir bronz heykel artık o. Adı Septimius Severus... Kaddafi gibi onun da memleketi günümüz Libyası'ydı ve İS 2. ve 3. yüzyılları bağlayan 18 yıl boyunca Roma İmparatorluğu'nu o yönetti. Doğum yeri olan Leptis Magna kelimenin tam anlamıyla ikinci bir Roma'ya dönüştü.
Fenikelilerin Oea dediği günümüz Trablus kentinin 130 kilometre doğusundaki bir ticaret kentiydi Leptis Magna. İmparatorun ölümünden bin 700 küsur yıl sonra Libya'daki İtalyan sömürgeciler, sağ elinde bir meşale tutmuş halde betimlenen bir heykelini dikerek bu heybetli, sakallı lideri onurlandırdılar. Heykel 1933 yılında, Trablus'un ana meydanına (günümüzde Şehitler Meydanı) yerleştirildi ve bir diğer Libyalı önder alınganlık yapana dek, tam yarım yüzyıl orada kaldı.
Londra Kraliyet Koleji'nde arkeoloji profesörü olan Libya asıllı Hafed Valda, "Heykel, Kaddafi'nin cezalandıramadığı tek şeydi ve bu sayede muhalefetin sözcüsü haline geldi," diyor. "Her gün insanlar 'Septimius Severus bugün ne dedi?' diye soruyordu. Rejim açısından sinir bozucu bir figüre dönüşmüştü. Sonunda Kaddafi onu çöpe attırdı.
Ve Leptis Magna halkı onu kurtarıp memleketine geri getirdi." Ben de Septimius Severus'u işte orada, bahçe aletleri ve ıskartaya çıkarılmış pencere çerçevelerinin arasında tahta bir kutunun içinde uzanmış halde, yeni Libya'nın onun adına belirleyeceği konumu beklerken buldum.
Kaddafi, heykeli bir tehdit olarak görmekte haklıydı. Çünkü Septimius Severus, Libya'nın bir zamanlarki haline duyulan özlemi de simgeliyordu. Akdeniz'de olağanüstü bir kültürel ve ekonomik servete sahip, denizin ötesindeki dünyadan hiç de uzak olmayan bir bölgenin bir zamanlarına duyulan özlemdi bu.
Kıyıları 1800 kilometreyi aşan, ülkenin iki yanında parantez gibi yükselen dağlık arazilerin önce yarı kurak vadilere, sonra çölün bakır boşluğuna uzandığı Libya, uzun yıllar boyunca ticaretin, sanatın ve toplumsal arzuların merkezi oldu. Leptis Magna, Sıbrata ve Oea olmak üzere üç kenti içeren Trablus bölgesi, Romalılara buğday ve zeytin sağladı.
İtalya'yla Yunanistan'ın hemen güneyindeki konumuyla Afrika'dan Avrupa'ya geçiş noktalarından biri Libya. Ancak Kaddafi, ülkenin, yönetilebilir nüfusu (İtalya'nın altı katı büyüklüğünde bir alanda yedi milyondan az kişi yaşıyordu) ve engin petrol rezervleri gibi avantajlarını heba etti. Yenilikçiliği ve özgür ifadeyi bastırdı. Kaddafi'nin Yeşil Kitap'ında anlattığı karman çorman felsefesini ezberleyen okullu çocuklar için, ülkelerinin öyküsü iki bölümden oluşuyordu: Batı'nın emperyalist baskısı altında geçen karanlık günler ve ardından Kardeş Lider'le gelen ihtişam dönemi.
Gerek diktatörün gerekse Libya'ya dair çarpık görüşlerinin ölmüş olduğu bugünlerde, ulus yenilenme patlamaları yaşıyor. Valda'nın ifadesiyle, "Keşif yolculuğu yeni başladı. Şu an pek çok açıdan, savaş döneminden daha tehlikeli." Yasalar ve resmi prosedürler reforma uğrarken geçici hapishaneler kaderlerini bekleyen binlerce Kaddafi yandaşıyla tıklım tıklım dolu.
Ülkenin geniş alanları milislerin kontrolünde. Silahlar savaş sırasında olduğu kadar ortalıkta değil. Ama bu, yüz binlerce silah sahibinin bunları gözlerden ırak tutmayı öğrendiği anlamına geliyor. Kırsal bölgelerdeki otoyollarda (suvvâr denilen eski asilerin nöbet tuttuğu kontrol noktalarını saymazsanız) denetim sıfır. Batı ve güney sınırlarından Libya'ya göçmen akın ediyor. Kaddafi'nin önemli yandaşlarının yanı sıra, eşi ve bazı çocukları halen yakalanamamış. Yeni bakanların bazıları rüşvet almaya başlamış bile.
Geçtiğimiz eylül ayında Bingazi'deki ABD Konsolosluğu'na yapılan terör saldırısı, bıçak sırtında bir ülke izlenimi yarattı. Ama yaşadığı zorluklara rağmen, Libya'nın anarşinin eşiğinde olduğu söylenemez. Demokratik seçimle gelen Genel Ulusal Kongre, yeni bir anayasayı devreye sokmak üzere. Trablus, genel olarak sakin. Kentin merkez üssünü oluşturan, devrim sırasında silahların susmak bilmediği Şehitler Meydanı'nda birkaç motorlu sürücü, yeni kurulmuş lunapark alanının çevresinde gürültüyle zikzaklar çizerek ilerliyor.
Kent merkezinde amaca yönelik bir ruh hâkim. İsyan başlayalı beri mantar gibi biten yeni yayınların pek çoğunu, meydanın güney ucundaki satıcılarda bulmak mümkün. Doğu yönünde onlarca Libyalı, Osmanlı döneminden kalma bir saat kulesinin altındaki şık kafenin terasında toplaşmış, latte ve kruvasan eşliğinde sohbet ediyor.
Tahtından indirilen Kral İdris'le bağdaştırılan ve bu nedenle Kaddafi tarafından 42 yıl boyunca yasaklanan kırmızı, siyah ve yeşil Libya bayrağının resmedildiği afiş ve duvar yazıları, artık görünürdeki tüm binaları süslüyor. Reklam panolarında, posterlerde, yaşamını yitirmiş pek çok Libyalı isyancının resimleri ve "Biz hür Libya için öldük, hür kalmasını sağlayın!" ve "Bütün silahları toplayın!" gibi yazılar var. Sokaktan geçenler İngilizce olarak "Yeni Libya'ya hoş geldiniz!" diye bağırıyor.
National Geographic Türkiye / Şubat 2013
SON VİDEO HABER
Haber Ara