Ilgın Dağcı, Almanya’da yaşayan ve kendini hem Alman hem de Türk hisseden gençlerden biri. Almanya'da eğitimine başlayan Ilgın, üniversiteye hazırlanıyor.
Ilgın kısa süre önce resmi makamlardan bir mektup almış. Mektupta, “18 yaşını doldurdunuz. Alman vatandaşı mı yoksa Türk vatandaşı mı olmak istediğinize karar vermeniz gerekiyor” yazıyormuş...
"Türk'üm ve kendimi Türk gibi hissediyorum. Ama Türkiye'ye gittiğimde yurtdışında yaşadığım için oraya ait olmadığımı hissettiriyorlar bana. Buradaysa Alman vatandaşı olmama rağmen bana yabancı damgası vuruyorlar. Artık ne hissedeceğimi bilmiyorum, arada kaldım."
Roland Koch karşı çıktı
Yasalar uyarınca Ilgın'ın seçim yapması için 23 yaşına kadar zamanı var. 1999'da Sosyal Demokrat - Yeşiller koalisyonu tercih mecburiyetine karşı çıkarak Almanya’da doğan her çocuğa Alman vatandaşlığı hakkı verilmesini istiyordu. Hrıstiyan Demokrat Roland Koch, çifte vatandaşlığa karşı bir kampanya başlatana kadar... Çifte vatandaşlığı Hessen Eyaleti'nde seçim öncesi propaganda malzemesi yapan Koch, seçimleri kazanınca, hükümet uzlaşmaya gitmek zorunda kaldı ve çifte vatandaşlığa yaş sınırı getirdi.
Uygulamayı eleştiren uzmanlar, gençlerin zor bir kararla karşı karşıya bırakıldığını belirtiyor. Göç ve uyum uzmanı Gunnila Fincke, "23 yaşına kadar karar veremediği için mecburen Alman vatandaşlığından çıkan bir çok genç var. Özellikle ocak ayından bu yana sayıları artıyor. Bu uygulama Almanya'da yaşamak isteyen kişilerin uyumu açısından çok yanlış bir adım" diyor.
Bu yıl yaklaşık 3 bin, gelecek yıllardaysa on binlercesi ve toplam yarım milyon genç bu tercihi yapmak zorunda. Federal hükümet içinde de uygulamanın kaldırılmasını savunanlar var.
Hükümetin insan hakları sorumlusu Markus Löning, çifte vatandaşlıkta uygulanan eşitsizliğe dikkat çekiyor ve bu hakkın sadece Avrupa Birliği üyesi vatandaşlarına tanınmasını eleştiriyor. Löning, "Ayrımcılık yaptığımız söyleniyor. Uluslararası alanda ayrımcılık karşıtı olduğum, tüm azınlıkların eşit haklara ve şansa sahip olması gerektiğini savunduğum için, beni de eleştiriyorlar" diye konuşuyor.
Adalet Bakanı Leutheusser-Schnarrenberger çifte vatandaşlığı savunarak, bunun azınlıkların uyumuna olumlu katkıda bulunacağını belirtiyor.
Fakat iktidardaki Hrıstiyan Demokrat Birlik, özellikle Türklere çifte vatandaşlık verilmemesi konusunda kararlı. Hrıstiyan Demokrat Birlik Milletvekili Hans-Peter Uhl, "Çifte vatandaşlığa karşıyız. Hem devlet hem de vatandaş için sorun getirecektir. Her iki tarafta da bağlılık sorunları yaratacaktır" diyor.
'Vatandaşlık haklarında reform gerekiyor'
Muhalefetteki Yeşiller Partisi'nin milletvekili Omid Nouripour da uygulamayı eleştirenlerden. Vatandaşlık hakları konusunda reforma gidilmesi gerektiğini vurgulayan Nouripour, 15 yaşında ailesi ile İran'dan Almanya'ya gelmiş. Nouripour, şunları söylüyor:
"Ben çifte vatandaşım. Milletvekili olarak Almanya'daki insanları temsil ediyorum. İran'ın nükleer araştırmaları Almanya'yı tehdit ettiğinde tabii ki Almanya'nın güvenliğini düşünüyorum. Ama yine de akşam evime gittiğimde İran pop müziği dinliyorum ve o an için yine İranlı oluyorum. Ne olmuş yani?"
Öte yandan çifte vatandaşlık tartışması siyasi sorunlara da yol açıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çifte vatandaşlık konusundaki ısrarına, Merkel ve partisi kesinlikle karşı çıkıyor.
Hrıstiyan Demokrat Parti sözcüsü Hans-Peter Uhl, "Erdoğan'ın Almanya'da yaşayan Türkleri Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda kullanmak istediği çok aşikâr. Fakat bu durum kesinlikle bizim çıkarımıza değil" diyor.
Ilgın Dağcı bir ülkeyi tercih etmek zorunda. Arkadaşı Matep de yakında tercih mecburiyetiyle karşı karşıya kalacak. Her ne kadar aklı Türkiye'de kalsa da, Ilgın seçimini çoktan yapmış. Alman vatandaşlığına geçecek.
Deutsche Welle Türkçe