Kur’an-ı Kerim Latinceye nasıl çevrildi?
Tennessee Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Thomas E. Burman tarafından kaleme alınan “Latince Kur’an Çevirileri” isimli araştırma kitabı, 1140-1560 yılları arasında Hıristiyanlar tarafından yapılan ilk Kur’an çevirilerini mercek altına alıyor...
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-02-15 11:30:30
TIMETURK / Haber Merkezi
Bugün bilgiye ulaşmak ne kadar kolay değil mi? Merak ettiğimiz en olmadık, en acayip konularda bile bilgisayarın başına oturup dakikalar içinde uzman olabiliyoruz. Sadece 20 yılda yaşadığımız teknolojik “evrimi” düşünüp de bin yıl öncesini hayal etmeye çalıştığımızda ise akıl tutulması yaşıyoruz. Değil iletişim ağları, matbaanın dahi olmadığı çağlarda bilginin yayılması ne denli zordur düşünsenize. İşte bu tarihlerde, 1000’li yılların başlarında yazılan el yazmalarını konu alan bir kitaptan bahsedeceğiz. Üstelik üzerine “kalem oynatılan” konu da hayli hassas; Kur’an’ın Hıristiyanlar tarafından Latince’ye çevrilmesi.
Dinlerin birbirlerine karşı bu denli hoşgörülü olmadığı, aksine rakip olduğu, kültürlerin harmanlanmadığı, üstelik Haçlı Seferleri’nin (1095-1270) sürdüğü bir dönemde hayata geçirilen ilk çeviriler ne kadar tarafsız olabilir? (Türklerin Müslümanlığı 10. yüzyılda kabul ettiğini ve ilk Türkçe Kur’an çevirilerinin 10. ve 11. yüzyıllarda yapılmaya başlandığını hatırlatmakta fayda var. İlk Yunanca Kur’an çevirisininse 9. yüzyılda yapıldığı biliniyor.)
Zaten kitabın yazarı Thomas E. Burman da girişyazısında iki dinin birbirine “ilgi duyduğunu” ama aynı zamanda rakip olduğunu hatırlatıyor: “Kur’an, Orta Çağ ve Erken Modern Dönem’de Avrupa’da bir çoksatardı. Tıpkı Soğuk Savaş döneminde demokratik Batı ülkelerinde, komünist olan, olmayan ve hatta komünizm karşıtı bireyler tarafından okunan Komünist Manifesto ya da Das Kapital gibi, Kur’an da geniş, tehlikeli ve oldukça çekici bir rakip medeniyet hakkında bilgi veriş şeklinden ötürü, 12. yüzyılın ortalarından 16. yüzyılın ortalarına kadarki dönemde Hıristiyan Avrupalılardan rağbet gördü ve en az üç, kısmi bir versiyonu da hesaba katarsak dört defa Latince’ye çevrildi.”
ART NİYET YOK
Burman kitabında, bahsettiği bu dört çeviriyi ele alıyor. Kur’an’ın tamamını çeviren Kettonlu Robert (tahminen 1136-57) ve Toledolu Mark (tahminen 1193-1216), Ortaçağ Rönesansı ve Skolastik dönemin etkisiyle, bir din olarak İslam’la ilişki kurmaktan çok, çeviri işlerini layıkıyla yerine getirmeye çalıştılar. 1518 tarihli Latince Kur’an çevirisinin sahibi Iohannes Gabriel Terrolensis ve çağdaşı Flavius Mithridates (tahminen1475-85) ise 15 ve 16. yüzyılların çok daha farklı olan hümanist ortamında eserlerini kaleme aldılar.
İndirilip yazılması bile 23 yıl süren ve hayli bir zorlu bir metin olan Kur’an’ı çevirirken, elbette pek çok hataya da imza attı yazarlar. Arapça kelimelerin benzer köklerden türeyip pek çok farklı anlamlara sahip olması, çevirmenleri en zorlayan kısım oldu. Dönemin Müslüman âlimlerinden, tefsirlerinden ya da Müslüman olan “sade vatandaşlar”dan destek alan çevirmenlerin zaman zaman mükemmele yakın çeviriler yaptığını da hatırlatmak gerekiyor.
Kettonlu Robert, tüm Kur’an’ı çevirmesi ve mükemmel bir Latince kullanması ile öne çıkan isim. Ne var ki o da, anlaması zor kısımları açıklamaya ve bazı kısaltmalara gitti.
Yer yer Latince ve Arapça orjinallerinin karşılaştırmalı olarak verildiği, hayli açıklayıcı bir kitap yazmış Burman. “Latin-Hıristiyan entelektüellerin Kur’an’ın sayfalarını çevirdiklerinde nasıl tepki verdiklerine dair öğrenebileceğimiz birçok şey var” diyor yazar: “Bu durum kısmen, bu kişilerin Kur’an’ı okuduktan sonra hem kitapla hem de onun ilham ettiği dinle ilgili düşüncelerini yazdıkları, İslam’a saldırıp Hıristiyanlığı savunan çok sayıda metnin günümüze kadar ulaşmasından kaynaklanıyor” sözleriyle de devam ediyor. Bir de tabii elden ele dolaşan yazmaların kenarlarına “okurları” tarafından iliştirilen notlar, dönemin Hıristiyanlarının Müslümanlara bakışını sergiliyor; yazmaların çerçevelerine aşağılayıcı açıklama ve hatta resimler bile eklenmiş.
GÜÇ OLAN ÇEVİRİYDİ
Burman’ın çalışması, birçok bağlamda okunabilecek nitelikte: Orta Çağ’da okuryazarlık, İslam-Hıristiyan ilişkileri, el yazmalarının evrimi, genel olarak çeviri faaliyeti, Arapça metinlerin Latince’ye çevrilmesi vs. İthaki Yayınları Tarih Kitapları Editörü Selçuk Aylar “Kitabın asıl vurguladığı konu ise, Kur’an’ı Latince’ye çeviren çevirmenlerin, önyargılarını mümkün olduğunca bir kenara bırakıp Kur’an metninin özelliklerine odaklanmış olmaları” diyor ve kitabı anlatmaya devam ediyor: “Yazarın tezine göre, çeviri faaliyeti sırasında Hıristiyan - İslam sürtüşmesinin yerini doğru bir çeviri yapabilme endişesi almaktaydı. Söz konusu çeviriler, projeleri finanse eden kişiler tarafından İslam karşıtı amaçlarla kullanılsa bile, çevirmenler için aslolan şey, önlerindeki Arapça metni doğru anlayıp Latince’ye çevirebilmekti. Kitapta bu çeviri faaliyetinin güçlüğüne dair birçok örnek de yer alıyor.”
Thomas E. Burman, Latince Kur’an çevirileri üzerine yaptığı bu çalışmaya on yılını adamış. Sonuçta ortaya, İslam ve Batı konusuna meraklı herkesin yararlanabileceği, titiz, ayrıntılı, belgelere dayalı bir eser çıkmış.
(Vatan)
SON VİDEO HABER
Haber Ara