Cem Karaca'sız 9 yıl geçti!
Sosyal konuları ele alan eserleriyle gönüllerde taht kuran Karaca, 8 Şubat 2004 yılında hayata veda etmişti.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-02-08 14:33:35
Bugün, Türkçe rock müziğini Anadolu insanına sevdiren, kendine özgü stiliyle dikkatleri üzerinde toplayan büyük sanatçı Cem Karaca'nın 9. ölüm yıldönümü.
Sosyal konuları ele alan eserleriyle gönüllerde taht kuran Karaca, 8 Şubat 2004 yılında hayata veda etmişti.
Peki, Cem Karaca'yı ne kadar tanıyorsunuz?
ACEM BABA VE ERMENİ ANNENİN ANADOLU AŞIĞI OĞLU
5 Nisan 1945’de İstanbul’da dünyaya gelen Cem Karaca, Toto Karaca ve Mehmet Karaca’nın ilk çocuğudur. Tiyatro ve Müzik ile birlikte iç içe büyüyen Cem Karaca’nın müzik ile ilk tanışması annesinin teyzesi Rosa’nın Cem Karaca'ya piyano notaları ve piyano nağmeleri öğretmesi ile olmuştur.
14 yaşında İzmir’de tatildeyken âşık olduğu kızı etkilemek için Johnny Guitar adlı şarkıyı söyleyen Cem Karaca, annesi Toto Karaca’yı daha çok etkiler. Cem Karaca’nın müziğe olan yatkınlığını gören Toto Karaca, oğlunun müziğe yönelmesinde büyük rol oynamıştır.
İLK GRUBUNU 1963'DE KURDU
Profesyonel müzik hayatının ilk dönemlerinde Rock n Roll tarzı çalışmalarıyla bilinen Cem Karaca 1963 senesine doğru “Dinamitler” adı altında arkadaşları ile kurduğu grupla sahne almaya başladı.
Müzikten kopmak istemeyen Cem Karaca 1964 yılında “Cem Karaca – Jaguarlar” grubunu kurdu. 1967 – 1969 yılları arasında Apaşlar grubu, Hürriyet gazetesinin düzenlediği altın mikrofon yarışmasında ikinci olarak büyük bir başarıya imza attı.
APAŞLAR, KARDAŞLAR, MOĞOLLAR, DERVİŞAN...
Apaşlar’ı Kardaşlar grubu izledi. Kardaşlar Dadaloğlu çalışmasıyla büyük başarı elde etti. Kardaşlar grubundan ayrılan Karaca, Moğollar grubu ile çalışmalarını sürdürdü. Moğollar grubundan ayrıldıkltan sonra Cem Karaca Dervişan grubunu kurdu.
Grup politik – rock ve progressive rock çalışmalarıyla biliniyordu ve Cem Karaca tam anlamıyla ilk stüdyo albümü; “Yoksulluk Kader Olamaz”ı Dervişan ile çıkardı.
ALMANYA'DA SÜRGÜNDE YAŞADI MÜZİKTEN KOPMADI
Bir yandan politik bir kimlik edinen Karaca, Türkiye'nin önemli sol örgütlerinin konser ve gösterilerinde boy gösterdi. Edirdahan grubunun çalışmaları ardından Almanya’ya giden Karaca, 12 Eylül sonrasında yurduna dönemedi. 1987 yılına kadar Almanya'da sürgün hayatı yaşamak zorunda kaldı.
ÖZAL'IN ELİNİ ÖPTÜ, SEVENLERİNİ ÜZDÜ
Gurbet acısı Cem Karaca’nın bu dönemdeki en iyi albümünü Almanca dilinde çıkarmasına yol açtı. Sürgün hayatı Karaca'nın annesi, tiyatrocu Toto Karaca'nın Turgut Özal'dan ricası sayesinde sona erdi. Davaları düşüp yurda dönüş için izin çıkınca, teşekkür etmek için ziyaret ettiği Özal'ın elini öpen Karaca, bir dönem kendisini çok seven sol çevrelerin de kalbini kırmış oldu.
"DÖNEKSEM DÖNDÜM DİYE MEMLEKETİME"
Karaca bu dönemde kendisine yöneltilen "dönek" eleştirilerini ise "ben döneksem döndüm diye memleketime / döndüm baba döndüm işte/ oh be!" diyerek söylediği Oh Be! isimli şarkısı ile yanıtladı.
ALBÜM, TELEVİZYON, FİLM MÜZİĞİ
Yurda geri döndükten sonra 1990 ve 1992 yıllarında “Yiyin Efendiler” ve “Nerede Kalmıştık” albümleriyle müzik hayatını sürdürdü. 1997 yılında Ağır Roman’ın film müziği “Resimdeki Gözyaşları” Cem Karaca’yı yeniden popular yaptı. Bir yandan Flash TV'de televizyon progamı da hazırlayıp sunan Karaca, 1999 yılında “Bindik bir alamete…” albümünü çıkardı. Karaca, Kahpe Bizans filmi için 3 parça kaydedip filmde de küçük bir rol aldı.
2000’li yıllarda şiir çalışmaları ve Barış Manço’nun grubu Kurtalan Ekspres ile sahne aldı. 8 Şubat 2004 tarihinde, solunum ve kalp yetmezliği nedeniyle Cem Karaca müziğe ve hayata gözlerini yumdu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara