NEDEN SAVAŞ AÇTI?
Peki Merkez Bankası 2012'de dolara karşı neden savaş açmıştı? Bunun temel nedeni enflasyonlar mücadele... Merkez Bankası bundan önceki birçok açıklamasında vurguladı: Merkez Bankası'nın birincil görevi fiyat istikrarını sağlamak fakat bunun yanında finansal istikrarı gözetmek de bankanın kanuni sorumlulukları arasında. Türkiye 2011 yılında birincil düşman olarak finansal istikrarı tehdit eden cari açıkla savaşmayı tercih etti. Bunun için de dolar kurunun değerlenmesine izin verdi. Neden mi? Çünkü doların TL karşısında değerlenmesi demek ihracatçının rekabet gücünün artması, ithalatçının ise işinin zorlaşması demek... Böyle olunca ihracat artarken ithalat azaldı. Dış açık ve dolayısıyla cari açık hızla gerilemeye başladı...
Fiyat istikrarı mı yoksa finansal istikrar mı?
TABİ her ilacın bir de yan etkisi var. İhracatta artışı beraberinde getiren dolardaki değerlenme Türkiye'nin diğer bir yumuşak karnı olan enflasyonda da yükselişe neden oldu. 2010 yılında yüzde 7'nin altına inen enflasyon, ekonomik aktivitedeki hızlanmanın yanısıra dolardaki yükselişle beraber yüzde 10'ların üzerine çıktı. Yılı da hedefin çok üzerinde, çift hanelerde tamamlayan enflasyon yüzünden Erdem Başçı hükümete 'Neden başaramadık' mektubu yazmak zorunda kaldı...
Rövanşta rölanti bir oyun oynar
PEKİ 2013'te ne olacak? Merkez Bankası son dönemde attığı adımlarla birlikte (faiz indirimi ve zorunlu karşılık düzenlemeleri) doların daha fazla değer kaybetmesine izin vermeyeceğinin mesajını verdi. (Doların gerektiğinden fazla değer kaybetmesi finansal istikrarı tehdit ediyor. Bir anlamda 2011'e dönüş gibi düşünmek mümkün...) Uzmanlar da dolarda çok büyük bir hareket beklemiyor. Yani Merkez ilk maçı kazanarak avantaj sağladı. Rövanşta daha rölanti bir oyun tercih edebilir...
Başçı'nın yardımına Bernanke koştu
2012'DE ise hükümet her iki cephedeki savaşına devam etti. Dolara karşı psikolojik savaş uygulayan Başçı, bu savaştaki ilk cepheyi 6 Ocak'taki konuşmasıyla açtı. Toplantıda iddialı çıkışlarıyla 'Patron benim' diyen ve piyasaya güven vermeye çalışan Başçı'nın yardımına Fed'in parasal genişleme kararı koştu. Tabi Erdem Başçı'nın bu konuşmayı yapmasındaki en önemli neden ABD'de böyle bir politikaya doğru gidildiğini fark etmesi oldu. Fed tarihi kararını yaz sonunda verdi. Bundan birkaç ay sonra Fitch'ten gelen not artırım kararı da pastanın üzerindeki 'çilek' oldu. Bu gelişmelerle birlikte dolar, 2012'yi 2011'deki zirvesinin neredeyse yüzde 7 altında kapattı...
Merkez, aşırı değerli TL'ye izin vermez
İŞ Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen: Merkez Bankası Başkanı Başçı Türk lirasının aşırı değer kazanmasına izin vermeyeceklerini açıkladı.Kur tarafında TL'nin değer kazanmasını bekliyoruz. Ama değer kazancı Merkez Bankasının kontrolünde olacak. TL'nin çok fazla yukarı çıkmasına izin vermeyecek. Kısmi, yıllık yüzde 2'ler civarında bir değer kazanması söz konusu olabilir.
Dolar TL kuru 2 lirayı geçebilir
Anadolu Yatırım Stratejisti Halil Reçber: 2013 yılında doların tüm dünyada talep çekeceğini düşünüyorum. Euro dolar paritesi düşüş trendine girdi. Bu yıl Avrupa tarafında euro dolar paritesinde gerileme bekliyorum. Parite 1.16-1.15 civarına gerileyebilir. Hatta 2014 yılında parite 1'lerin altını bile görebiliriz. Türkiye'de ise 2013 son çeyreğine doğru 2 liranın üzerini konuşuyor olacağız. 2014 yılında ise 2.20-2.50 TL aralığını görebiliriz.
Dalga boyu dar olur
TEB Stratejisti Erkin Işık: Merkez Bankası yatırım yapılabilir seviyeye geçmemizin ardından çok temkinli konuştu. Reel kurda değerlenmeye izin vermeyeceğini net bir şekilde söyledi. Dalgalanma boyu çok dar olur. Çok sert hareketler olmaz. Geçen sene de büyük ölçüde öyleydi. O şekilde devam eder. 2013 yıl sonunda doların 1.7940 TL civarında olacağını tahmin ediyoruz.
Parite 2013 yılını 1.83'te bitirir
Garanti Yatırım Sratejisti Tufan Cömert: 2012 yılında Merkez Bankası'nın yaptığı hamleler işe yaradı. Bu açıdan Merkez Bankası haklı çıktmış oldu. 2013 yılında ise TL'de aşırı değerlemeye izin vermeyeceğini söyledi. Dolar TL kurunda çok yukarı bir hareket olmaz. İkinci yarıdan itibaren Avrupa'da faizlerin yeniden düşmesi sözkonusu. Bu bir miktar dolarda talebi artırabilir. Parite bağlantılı olarak kurda bir hareketlenme olabilir. Ama bu çok büyük olmaz. Tahminimiz; dolar yıl sonunda 1.83 TL olur.