Gazze'de savaş ve ihmal kurbanı tarih
Gazze Şeridi'nde yıllardır devam eden çatışmalar bölgedeki tarih hazinesine ağır darbeler vurdu. Bazı tarihi kalıntılar hâlâ varlığını korurken, toprağın altında günışığına çıkmayı bekleyen birçok eser yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-01-07 17:40:30
Beş bin yıldır medeniyetlere beşiklik eden Gazze, bronz çağından bu yana katman katman yükselmiş.
İlgili Konular
Her medeniyet kendi izlerini bırakmış: Kiliseler, manastırlar, camiler, saraylar ve binlerce sanat eseri mevcut.
Hamas'ın yönetimi altında bulunan Gazze'deki Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı'nda arkeolog olarak görev yapan Hayam Albetar "Gazze'nin altında başka bir Gazze daha yatıyor, ama buradaki bütün arkeolojik alanlar tesadüfen bulunmuş durumda" diyor.
"Selahaddin Caddesi'ni yaparken işçiler bir mozaikle karşılaşınca toprağın altında bir Bizans kilisesi olduğunu farkettik" diye devam ediyor.
Arkeolojik kazılardan ve buluntuların korunmasından sorumlu olan bakanlık son zamanlarda birçok engelle karşılaştı.
Kasım ayındaki İsrail bombardımanı sırasında bakanlık binası yerle bir olmuş. Birçok tarihi alan da.
Bakanlık, Bizans kilisesinin de bombardımandan zarar gördüğünü, mozaiklerinin tahribata uğradığını söylüyor.
Memlük'lerden kalma el Başa sarayı ve eski Gazze'nin surları da bombardımanların etkisiyle hasar görmüş.
Bakanlık yetkilileri, parasızlık nedeniyle Bizans kilisesindeki hasarın onarılmasının zor olacağını belirtiyor.
İsrail'in sınırlamaları
Bütün restorasyon ve koruma işlemleri bakanlık tarafından yapılıyor. İsrail, ABD ve AB tarafından "terörist" olarak görülen Hamas ile bağlantılı durumuna düşmemek için dışarıdan gruplar bu çalışmalara destek verme konusunda fazla istekli değil.
Fakat bütün sorunlara rağmen arkeolog Hayam Albetar, Gazze'nin mümkün olduğunca geniş kesimlerini koruma altına almak için elinden geleni yapıyor.
Albetar'ın işini zorlaştıran sadece savaş değil. İsrail Gazze'ye bütün giriş çıkışları sıkı bir denetime tabi tutuyor ve militanların kullanacağı düşüncesiyle makina ve ekipman girişine izin vermiyor.
Albetar, "Burada çalışanlar eğitim amacıyla dışarı çıkamıyor ve sadece yerel aletleri kullanabiliyor; bu da gerektiği gibi kazı yapmamızı engelliyor. İsrail bazı maddeleri çifte kullanımlı düşündüğü için tarihi paraları temizleme ve restore etmek için gereken maddeleri kullanamıyoruz örneğin" diyor.
Bugün mozaikler kumla kaplanmış halde bulunuyor. Albetar bunun en iyi koruma yöntemi olduğunu söylüyor.
Kıyıdaki hazine
Gazze limanı yüzyıllar boyunca doğuya açılan kapı olarak işlev görmüş, parfüm, tahıl, kumaş ve baharat ihracatına tanıklık etmişti.
Liman nedeniyle hızla gelişen kıyı şeridi, zengin tarihsel kalıntılarla dolu.
"Sakin bir gün su altında Mayumas Limanı'nın temellerini görmeniz mümkün; burada madeni para, cam ve kil eşya bulduk" diyor yerel tarihçi Selim.
Roma devrine ait Mayumas, 10 kiliseye sahip büyük bir liman kenti iken, çok az arkeolojik kalıntı bulunmuş.
"Tarihi kalıntıları ortaya çıkaracak özel keşifler yapma fırsatımız yok" diyen Selim, bu kalıntıların bazen tesadüfen ortaya çıktığını, iki yıl önce yaşanan yoğun fırtına sonrasında Mayumas Limanı'na ait olduğu düşünülen sekiz kilise sütununun kendiliğinden kıyıya vurduğunu belirtiyor.
İhmale uğrayan tarih
Gazzeliler işsizlik, yoksulluk, konut, tarım, balıkçılık ve ithalata uygulanan sınırlamalar gibi sorunlarla boğuşmaktan tarihi kalıntılara özen gösterme fırsatı bulamıyor.
Gazze'de adım başı tarihe rastlamak mümkün. Es-Samara Hamamı ve Tevrat'ta sözü edilen Samson'un yıktığı Dagon Tapınağı'nın kalıntısı olduğu düşünülen el-Ömer Camisi restore edilmiş.
Ama eski Gazze şehrindeki birçok tarihi kalıntı, genişleyen kentin çöplüğü ya da üzerine yeni binalar eklenen temel taşları olarak işlev görüyor.
Savaşlarda insan kaybı yıkıcı etkiler doğurur. Fakat tarihi kalıntıların hasar görmesi ve arkeolojik bilgi ve aletlerin paylaşımı konusunda getirilen sınırlamalar nedeniyle Gazze'nin binyılları bulan zengin tarihi yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.(Bbc)
Haber Ara