Dolar

34,8654

Euro

36,6039

Altın

3.048,64

Bist

10.058,47

Dubai'ye kaçan Irak sermayesi Türkiye'ye mi geliyor?

Irak'ta birikmiş sermayenin 100 milyar dolara yakın olduğunu belirten Feridun Gündüz, Irak sermayesinin Türkiye'ye yönlendirilmesi için özel bir teşvik sistemi getirilebileceğini söyledi.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-01-07 12:29:08

Dubai'ye kaçan Irak sermayesi Türkiye'ye mi geliyor?
TIMETURK / Haber Merkezi

Türkiye-Irak Uluslararası Yatırımcılar Derneği (TURİYAD) Genel Başkanı Feridun Gündüz istihdam, üretim, ihracat ve büyüme için yabancı sermayeli yatırımlara ihtiyaç duyulan bir dönemde Dubai'ye kaptırılan Iraklı yatırımcıların yeniden Türkiye'ye gelmeleri için çalışma başlattıklarını söyledi. Gündüz, Irak'ta birikmiş belki 100 milyar dolara yakın bir sermayeden söz edilebileceğini vurgulayarak, "Bu insanlar yurtdışına götürüp yatırım yapmak istiyorlar. Türklerle iş yapmak istiyorlar. Buna dönük politika oluşturmak lazım" diye konuştu. Gündüz, bir Iraklı ile bir Türk vatandaşının ortak bir şirket kurabileceğine dikkat çekerek "6'ıncı bölge teşviklerinden yararlanarak burada bir fabrika kurup üretim yapabilirler" dedi.

Gündüz, karşılıklı yatırımları artıracak girişimlerin yanı sıra Irak ile olan ticaret hacmini 50 milyar dolara çıkarmak için çaba harcadıklarını da ifade etti. Güney Irak'ta yüz milyarlarca dolarlık müteahhitlik işi olduğunu da dile getiren Gündüz, Türk müteahhitlerin yabancı ortaklarla bu pastadan ciddi pay alabileceğini kaydetti. TÜRİYAD Genel Başkanı Feridun Gündüz, Ankara Temsilcimiz Ferit B.Parlak ve arkadaşımız Filiz Coşkun'un sorularını yanıtladı.

Irak pazarının riskli ama fırsatlar barındırdığı ifade ediliyor? Ne tür fırsatlar var?

Irak sıkıntılı ama popüler bir pazar. İhracatımızdaki payı birinciliğe doğru gidiyor, Almanya'yı geçecek herhalde, öyle gözüküyor. Fakat Irak'a gidip, Kuzeyini Güneyini gezince ve iş dünyasıyla halkıyla sohbet edince gelinen rakamların çok minimal olduğunu görüyorsunuz. Çok daha büyük fırsatlar var aslında.Şu an günde 2 milyon 400 bin varil petrol çıkıyor Irak'tan. Önümüzdeki 10 yıllık projeksiyonda bu rakamların kademeli olarak günlük 9 milyon varile çıkacağı belirtiliyor. O rakamlara ulaştığında karşımızda gerçekten ciddi zenginliği olan bir ülke olacak. Tabii orada iktisadi boyutu değerlendirirken bunun siyasetten kopuk yapmak mümkün değil. Kürt bölgesi, onların ifadesiyle Kürdistan bölgesi. Toplam Irak petrol gelirinin yüzde 17'sini Kürt bölgesine vermişler. Bu yüzde 17 petrol geliri ile çok güzel bir kent yaratmışlar, Erbil'den başlamak üzere.

Kuzey ile Güney arasında ciddi sıkıntılar başladı. Bu gidişi etkiler mi?

O konuda aşağı yukarı her ay birkaç küçük polemik çıkıyor ortaya ama ben bunları çok önemli görmüyorum. Çünkü Irak'ın yüzde 80'lik petrol geliri alan Arap bölgesine baktığınızda başkent Bağdat, ticari başkent aslında Basra. Çok geniş bir alanda orada ticari, finansal hareketler var. Ayrıca Necef, Musul gibi kentler de var. Bağdat'ın durumu çok kötü. Kent fiziksel olarak çok kötü durumda. Güvenlik problemleri de var, az da olsa. Ama bunu çok da abartmamak lazım.

TURİYAD'ın Güney Irak'a yönelik projeleri, faaliyetleri var mı?

Biz politikamızda sadece Kuzey Irak'ı ele almıyoruz Güneyi de çok önemsiyoruz. Sağlığımızı, yaşamımızı tehdit edecek ciddi bir problem yok. Kent çok harap ama güvenlik açısından kaygı verecek bir durum yok, diye düşünüyorum. Yabancılara karşı saldırı boyutu çok azalmış durumda. Daha çok kendi içlerinde bir mezhep çatışması var. Siz onun arasında kalırsanız tabii ki risk var. Ama siz dikkatli davranıp güvenli bölgelerde ticaretinizi yürütürseniz, görüşmelerinizi orada yaparsanız bir sorun yok. Zaten orada iş yapıyorsanız dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi kuzeye de gitseniz, güneye de gitseniz Afrika'ya da gitseniz mutlaka yerel bir partnerle iş yapılmasını öneriyorum. Kendi üyelerimize de bunu söylüyorum. Bir de oraya ciddi sermaye götürmeye gerek olmadığını düşünüyorum.

"Yabancı bir firma Irak'a Türk ortakla girerse sonuç alabilir"

Türkiye'nin sermayesinin yetmediği mega projeler var, mesela HES'ler, büyük güneş santralleri, büyük fabrikalar, rafineriler. Bunlara Türkiye'nin sermayesi yetmez. Burada yabancılarla kol kola gitmekte fayda var. Güçlü Amerikan, İtalyan şirketleri, Hollandalı şirketler, Fransız şirketler. O ülkeye ilgi duyan şirketler var. O insanlar orada iş yapamıyorlar. Ama Türkiye araya girdiği zaman hem dini bağlantı, hem kültürel bağlantı, dil avantajı ve gelenek görenek ile ABD'li firma Türklerle ortaklaşa iş yapma kültürü ile girerse sonuç alabilir. Ya da Türkiye'nin Maliki'nin çıkardığı duvarları aşmak için de yabancı ortaklara ihtiyaç var. Şöyle örnek vereyim, diyelim ki müteahhitlikte Türkiye'deki kar marjını varsayalım ki yüzde 15 kabul ediyoruz. Kuzey Irak'ta şu an bu yüzde 20-25'ler seviyesinde. Ama güneyde risk var ama kazançlar yüzde 40'lar civarında.

Maliki'den kaynaklanan sıkıntılar devam eder mi?

Çok büyük projelerde problem yaratabiliyorlar. Çok büyük projelerde Amerikan şirketleri tercih edilebiliyor. Ya da başka tür yurt dışındaki şirketler tercih edilebiliyor. Tansiyon yükseldiği zamanlarda Türk şirketlerine zorluk çıkarabiliyorlar. Bir ara şirket tescillerini engellediler. Bazen hava koridorunu kapatabiliyorlar ama bunlar çok kısa sürüyor. Bence Irak gerçekten bize dost bir ülke.

Irak'ta çıkacak petrolün yıllık parasal değeri 300 milyar dolar civarında. Irak'ın toplamı bu. Kürt ve Arap bölgelerin toplamı. Türkiye'nin yıllık gayri safi milli hasılası 800 milyar dolar. Aşağı yukarı yarısına yakın bir rakama tekabül ediyor. Nüfus yarısı kadar. Kraşımızda zengin bir ülke var ama kim ilgilenecek, bu önemli. Ticaret odalarına, başka yerlere diyorum neden Irak'a ilgi göstermiyorsunuz, büyük fırsatlar var, diyorum. Tamam, yapacağız diyorlar ama bir şey yok. Heyet gelmiyor, gitmiyor. Kürt paranoyası var, ondan bir korku var. Mesela Mersin serbest bölgesinde yüzlerce firma vardı Iraklı. Bu firmaların yüzde 60-70'i Dubai'ye gitti. Tansu Çiller döneminde çok ciddi baskı yapıldı o bölgede. Onları fırsat yaratırsak, ikna edebilirsek, tekrar davet edebiliriz Mersin'e, Antep'e, Hatay'a, İskenderun'a, Mardin'e. Şu an sadece Mersin'de 133 tane şirket var Irak sermayesi olan. Yavaş yavaş onlarla da görüşmeye başlıyoruz.

Sanayicilerin orada karşılaştığı sorunlar neler? Mesela Habur'da kuyruklar hala devam ediyor mu?


Habur'da halen 5-6 güne düşen kuyruk var. Özellikle TIR'ların girişinde ve de çıkışında zaman zaman aynı sorunlar var. Turistik veya ticari amaçlı gittiğiniz zaman iş adamı hüviyetiyle sorun olmuyor, rahat geçiyorsunuz. 2- 2.5 saatte işiniz bitiyor. O bile kötü çünkü, çift taraflı kontrol var. Ama TIR'ların durumu çok kötü ve insanlar orada 5-6 gün bekliyor. Önümüzdeki dönemde Irakla ilgili yapılacak çok şey var. Şu anda mal ve hizmet ihracatı 13 milyar dolar civarında. 2023'te ülkemizin 500 milyar dolar ihracat hedefi var. Biz bunu zor ama ulaşılması mümkün bir hedef olarak görüyoruz ve diyoruz ki, Irak'a yapılan ihracat 50 milyar doları geçecek.

Yabancı yatırımcılar da var mı dernekte?

Derneğimizin adının, Türkiye Irak Uluslararası İş Yatırımcıları Derneği konulmasının esas amacı şu, Türkiye'nin sermaye ve know- how'ının yetmediği yerlerde yabancılarla kol kola girelim diyoruz. Biz derneğimizin tüzüğünü de böyle oluşturduk, yabancı üye de kabul edeceğiz biz. İkinci 6 aydan sonra hem ulusallaşma sürecimizi hızlandırmak istiyoruz, hem de uluslararası düzeyde Irak'a ilgi duyan yabancı yatırımcıları; Amerikalılar, Fransızlar, İtalyanlar, teknolojileri gelişmiş olan ülkeler, bize üye olacaklar. Böylece biz 5 tane Türkiye'den üye, 5 tane yabancı üye 10 kişilik ortak bir sektörel grup oluşturulacak. Buna mesela Ekonomi Bakanlığı destek verebilir. Bu insanların bizimle buluşması, kaynaşması için. Biliyorsunuz yurtdışı seyahatler çok pahalı.

Peki Irak'ta birikmiş sermaye ne durumda?
Tespitlerimize göre, Irak'ta çok ciddi oranda birikmiş sermaye var. Ve bu insanlar Türkiye'ye ciddi güven duyuyorlar. Milyarlarca dolar ifadesini kullansak haksızlık olmaz. Belki 100 milyar dolara yakın bir sermayeden bahsedebiliriz Irak'ın tamamında. Burada insanların bireysel birikiminden bahsediyorum. Hem Saddam döneminde oluşan bir zenginlik, hem de sonrasında oluşan bir zenginlik var. Bu insanlar yurtdışına götürüp yatırım yapmak istiyorlar. Bir kısmı Irak'ı güvenli bulup orada yatırım yapıyor, bir kısmı da gelip İstanbul'dan, İzmir'den, Mersin'den ev alıyor. Bir de iş yapmak istiyorlar. İş merkezlerinden ofis satın alıyorlar. Türklerle iş yapmak istiyorlar. Buna dönük politika oluşturmak lazım. Hükümetin yabancı yatırımı teşvik kanunu kapsamında, nasıl Arap dünyasına dönük bir takım politikalar geliştiriyorsa, Irak'a dönük de bir takım politikalar geliştirmesi lazım. O insanlar buraya geldiğinde 'Irak destek ofisi' gibi bir ofis kurup oradan gelenlere rehberlik yapmamız lazım. Irak sermayesinin Türkiye'ye sağlıklı bir şekilde yönlendirilmesi için hükümetin buna özel bir teşvik getirmesi söz konusu olabilir. Benim önerim bu. Oradan gelen sermayenin Türk iş adamlarıyla buluşup doğru yatırım alanlarına yönlendirilmesi lazım. Biliyorsunuz, Doğu ve Güneydoğu bölgesi, 6'ıncı bölge, kalkınmada öncelikli bölge ilan edildi. Irak sermayesi oraya daha sıcak bakabilir, İstanbul, Mersin, İzmir'in yanı sıra. Bir Iraklı ile bir Türk vatandaşı ortak bir şirket kurabilir. 6'ıncı bölge teşviklerinden yararlanarak burada bir fabrika kurup üretim yapabilir. Bu üretimini Irak'a ihraç edebilir. 6'ıncı bölgede, Irak sınırına yakın olan bölgelerde özel bir teşvikle bu çok cazip hale getirilebilir.

Irak üzerine çok yazdık çizdik.

O yazılardan birinde, yaklaşık 10 yıl önce Irak ile ticaret hacminin 30-40 milyar dolarlara çıkabileceğini iddia ettik.
Türklere ve Türklerin ürettiği ürünlere karşı Irak'ta aşırı bir sempatinin olduğunu, somut örneklerle açıklamaya çalıştık.
Bu nedenle yıllarca Çinlilerin, Fransızların, İngilizlerin binlerce kilometre aşarak girdiği Irak pazarına biraz daha eğilmemiz gerekliliğine dikkat çektik.

Ve nihayet geçtiğimiz yıl (birazda Avrupa'da ki sıkıntılar nedeniyle) Irak'a olan ihracatımız olması gereken seviyeye ulaşmak için yükselmeye başladı.

Önceki gün sohbet ettiğimiz Feridun Gündüz'ün söyledikleri ise çok daha iddialı. 50 milyar dolarlık ticaret hacmi, karşılıklı yatırımlarda artış ve yüz milyarlarca dolarlık müteahhitlik hizmetini hedef olarak belirleyen TÜRİYAD'ın Irak Raporu'nda ki somut fırsatlar, hedeflerin ulaşılabilirliğini de gösteriyor.

Sulh sağlandığında Türk müteahhitler akın edecek

Şu an Kuzey Irak'tan giden tüm ürünlerin önemli bir kısmı Güneye gidiyor. Orada müteahhitlik sektöründe Türkiye'nin 2,4 milyar dolarlık projeleri var. Bunun 10-20 katına çıkması işten bile değil. Sadece Irak'ın merkezi Bağdat hükümetinin biraz daha ılımlı yaklaşması ve Türkiye'ye karşı önyargılarından arınması lazım. Türkiye'yi yönetenlerin biraz daha ılımlı bir dil oluşturması lazım. Öyle olduğunda rakam vermek oldukça zor ama, yüz milyarlarca dolarlık inşaat potansiyeli var Bağdat'ta. Düşünün; koskoca bir ülke, 25 milyonluk bir ülke. Bir de para var. Ve ülkenin her tarafı harap, yani yapılmaya aday. Kim yapacak bunu? Türkiye'den müteahhitler yapacak. Bunun önünü açmanın yolu da iyi siyasi ilişki. Nasıl ki Kürt bölgesi kendi içinde barışı yakalamış ve ülkenin önünü açabilecek adımlar atmış, aynı şekilde güneyde de bir sulh sağlandığı zaman oraya da Türk müteahhitler akın edecekler.

Sert bir cümle bile ticareti engelliyor

Ben buna yürekten inanıyorum. Irak'ın Türkiye ile ilgili ön yargılarını biran önce kırması lazım. Diplomatlarımızın, hükümeti yönetenlerin, özellikle Sayın Başbakanımızın daha itidalli davranması lazım. Çünkü bu ülke bizim kardeş ülkemiz. Farklı mezhepler olabilir. Türkiye'nin oranın ticaretine çok ihtiyacı var. Başbakanın kullandığı sert bir cümle bile ticarete ciddi bir engel koyabiliyor. Başbakanın kullandığı çok sıcak bir cümle ticaretin önünü açabiliyor. Irak halkı, Kürtler gibi Araplar da kollarını açmış Türkleri bekliyor aslında. Bu uzanan ellere biz de sevgiyle karşılık verebilirsek önümüz çok açık aslında. (Dünya)
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara