Dolar

34,9531

Euro

36,6087

Altın

3.019,92

Bist

10.058,63

'Onları terk etmemi hazmedemiyorlar'

Gazeteci ve televizyoncu Yiğit Bulut, kendisine yöneltilen eleştirilerin hiçbir dayanak noktası olmadığını söylüyor. Bulut, kendisine bu kadar yüklenilmesinin sebebini 'İnsanların ait olmak için canını vereceği bir sosyeteyi terk etmemi, bu tarafa geçmemi hazmedemiyorlar' sözleriyle açıklıyor.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-01-06 11:13:12

'Onları terk etmemi hazmedemiyorlar'
TIMETURK / Haber Merkezi


Üzerinde çok konuşulan çok tartışılan bir isim Yiğit Bulut. Kimi ölesiye nefret ediyor kimi ölesiye seviyor. Medyada yorumcu olarak başlayıp, yayın yönetmenliğine kadar yükselen Bulut, en çok iktidar yakalası olduğu söylenerek eleştiriliyor. Yiğit Bulut ise bu konuda oldukça rahat gözüküyor ve 'Ben söylediklerimi hep söylüyordum. Söylediklerimi eleştireceklerse kendi ekonomik programlarını ortaya koysunlar' diyor.

Kariyerinize ekonomi yorumculuğu ile başladınız ve yayın yönetmenliğine kadar yükseldiniz. Ekonomi alanından başlamanın artısı oldu mu sizin için?

Tabi ki katkısı oldu. Gazetecilerin çoğu ekonominin detaylarını bilmez. Bu detayları, grafik okumayı, piyasalara nereden bakılacağını bildiğim için avantajını gördüm.

MEDYA HALA BİR CADI KAZANI

Medya kurumları hep kaynayan bir kazan diye nitelendirilir. Siz ekonomi eğitimi almış bir genç olarak medyaya girdiğinizde ortam nasıldı?

Doğru, medya hala bir cadı kazanı. Medyadaki yükseliş kriterleri ile düşüş kriterleri bir banka gibi değildir. Bankada bir fon yöneticisinin yıllık geliri bellidir ve matematiksel olarak sabittir. Medya bu tip rasyonel kriterlere değil, subjektif kriterlere sahiptir. Yükseliş ve düşüş farklı sebeplerden olabilir. Sektör olarak dışarıdan çok cazip görünür ama içine girdiğinde kriterlerin tanımlamaz, laboratuvarda incelenemez olması bir açıdan dezavantajdır. Uzun ve orta vadede insana bir miktar da acı çektirebilir.

Referans, Radikal, Vatan, Habertürk'te yazdınız. Bu kurumları değerlendirecek olursanız birbirlerinden farkları ya benzer yanları neydi?

Çok büyük fark ya da benzerlik yok. Hepsi kendine has. Kiminin yayın politikası tam çizgide, kimi sağında, kimi solunda kalır. Ama genel olarak yayın politikası açısından hepsi aynı ortalamaya girer. Radikal farklı gibi görünüyor ama o da değil çünkü günlük bir gazete çizgisinde yoluna devam etmeye çalışıyor. Bir Taraf gibi değil, ekstrem uçlara kaymıyor. Ortada kalmaya çalışıyor.

BENİ HAZMEDEMİYORLAR


Hükümetin politikalarıyla paralel düşünen çok yazar, akademisyen var . Neden tepkiler daha çok size yöneliyor?

Beni yazdığım ekonomik, siyasi tezlerle ilgili eleştiremiyorlar çünkü eleştirmek için bilmek lazım. Ben bundan 10 sene önce AB dağılacak, çok büyük bir kriz çıkacak, altın bin doları, petrol yüz doları geçecek dedim. Benim çizgim hiç değişmedi. 10 senedir ağzımdan çıkan her cümle 'İMF'yi kovalım'dır. Yerleşik medya düzenindeki beni eleştirenlerin eleştirmesi için bilmesi lazım.

Tamam bunlara itirazımız yok ama neden özellikle size yükleniyorlar?

Bunu ilk defa size söylüyorum. 'Bu adam bizdendi. Bizi terk etti, Recep Tayyip Erdoğan'ın yanına geçti. Onun sempatizanı oldu destekliyor.' Bunu hazmedemiyorlar. Nasıl insanların ait olmak için canını vereceği bir sosyeteyi, bir topluluğu terk eder ve bu tarafa geçer diyorlar. Genelde iş hep ters çalışıyor. Mesela Ahmet Hakan'ı devşirdiler. Bu taraftan, o tarafa. Genelde devşirmeler bu taraftan o tarafa oluyor. Doğan Grubu'nun, başka grupların tepesindeyken, medyanın merkezindeyken, Başbakana, hem de başbakan bu kadar güçlü değilken, bu kadar yakınlaşması, iltifat etmesi, peşinden gitmesi, tezlerine inanması onların hazmedemediği bir şey.

KAVUN KARPUZ DA ATSINLAR

Bu kadar nefret söylemi sizi üzüyor mu?

Hiç üzmüyor. Ondan fazla sevgi söylemi var. Her hafta Ak Parti Gençlik Kolları'yla 2 ya da 3 konferans yapıyorum. Hatta bazen bir ilde 3 konferans birden yapıyoruz. İnanılmaz güzel insanlarla karşılaşıyorum. Bir sevgi seli var. O nefret söylemleri belli bir odaktan çıkıyor. İtibarsızlaştırmak için yapıyorlar. Çünkü onlardan olmayan birinin mutlaka mundar edilmesi lazım.

Size jöle ya da yumurta fırlatılmasını eylem olarak nasıl buluyorsunuz?


Bunları basın abartıyor. Çanakkale 1300 kişilik iki konferans yaptık. Bir kişi yumurta attı onu da zaten kendi arkadaşları dövdü. 6.5 saat konferans yaptık. Bana karşı gerçekleştirilen eylemler çok küçük. Ben izin veriyorum zaten, 'Konuş, atacağın bir şey varsa at' diyorum. Eylem olması güzel bir şey. İstanbul Üniversitesi'nde 2 kız çıktı bir öğrenci kolektifi adına. 'Buyurun siz anlatın ekonomik modelinizi sorgulayalım' dedim. Zaten bir şey bilmiyorlar. En sonunda utandılar. 'Biz gidelim' dediler.

KÖŞE YAZARLARI ZIR CAHİL

Röportajın tamamı için tıklayınız


SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara