TIMETURK / Haber Merkezi
Almanya'nın doğusundaki Leipzig kentinde ortaya çıkarılan organ bağışı skandalı savcılık tarafından soruşturulmaya başlandı.
Leipzig Üniversitesi Kliniğindeki merkezde organ bağışı için bekleyenlerin listesinde değişiklik yapıldığı iddiaları üzerine, 3 doktor açığa alındı.
Alman medyası klinikte, karaciğer hastası 38 kişinin organ nakli için bekleme sürelerinin kısaltılması için, diyaliz vakası olarak gösterildiğini duyurdu. Usulsüz uygulamanın, biri dışında tümünün, 2010 ve 2011 yıllarında meydana geldiği kaydedildi.
Uzmanlar, bu uygulamanın arkasında organ nakli merkezleri arasındaki rekabetin bulunabileceğini belirtiyor. Dünya çapında organ nakli sıkıntısı çekildiği için bu alanda rekabetin de artmış olduğuna dikkat çekiliyor.
Leipzig Kliniğinin yönetim kurulu başkanı Wolfgang Fleig, hastanede yaşanan skandal sırasında "paranın el değiştirmiş olabileceğini" de kaydetti.
Alman Tabipler Odası başkanı Frank Ulrich Montgomery, denetimlerin sıkılaştırıldığını ve bu tür usulsüzlüklerin geçmişte kaldığını söyledi.
Montgomery, Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesine yaptığı açıklamada, "Organ nakli, hiçbir zaman bugünkü kadar güvenli olmadı." demekle birlikte, eskiden yapılmış usulsüzlüklerin temizlenmesi gerektiğini de vurguladı.
Alman MDR radyosu, patlak veren skandalın özellikle Leipzig'in yer aldığı Saksonya eyaleti açısından olumsuz etki yaratacağını, zira eyalette acil organ nakli için bekleyen çok sayıda hasta bulunduğunu bildirdi.
Almanya Hasta Koruma Vakfı'nın başkanı Eugen Brysch, zararlı sonuçlar yaratan rekabete son verilebilmesi için ülkedeki organ nakli merkezlerinin yarısının kapatılması gerektiğini savundu. Başarılı organ nakli ameliyatları, kliniklerin saygınlığını artıran bir unsur olarak görülüyor.
Alman ARD televizyonu da, ülkede 47 organ nakli merkezi bulunduğunu ancak geçen Ağustos'ta tümünün tek bir yönetim altına alındığını kaydetti.
Alman sağlık bakanlığı, şimdiye dek 10 merkezin denetlendiğini ve üç usulsüz uygulamanın daha saptandığını açıkladı.
Leipzig'deki skandalla, daha önce Münih, Regensburg ve Göttingen kentlerinde ortaya çıkarılan usulsüz uygulamalar arasında bir ilişki bulunup bulunmadığı anlaşılamadı. (BBCTurkçe)