Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Alman ve İngiliz basınından günün özetleri

İngiliz ve Alman basınında ağırlıklı olarak Hindistan'da yaşanan tecavüz vakası öne çıkıyor

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-31 10:15:14

Alman ve İngiliz basınından günün özetleri
ALMAN BASININDAN ÖZETLER:
Hindistan'da tecavüze uğrayan öğrencinin hayatını kaybetmesi ve Almanya'da Sosyal Demokrat Parti'nin başbakan adayı Peer Steinbrück'ün açıklamaları, basının yorum konularını oluşturuyor.

Hindistan`da bir otobüste altı erkeğin tecavüzüne uğrayan ve cumartesi günü yaşamını yitiren üniversite ögrencisi için düzenlenen protesto gösterileri, gazetelerde geniş yer buluyor. Bielefeld`de yayımlanan Westfalen-Blatt'ın yorumu şöyle:
„Tüm Hindistan ayaklanmış durumda. Hindistan`da pek de istisna bir durum olmayan, genç üniversite öğrencisinin bir grubun tecavüzüne uğradıktan sonra hayatını kaybetmesi, insanları derinden sarstı. Yakında dünyanın en kalabalık nüfuslu ülkesi olacak Hindistan`da uzun süre, hem de çok uzun bir süre kadınlara uygulanan şiddet görmezden gelindi. Gelişmekte olan ülke ilk kez, insanlara geldikleri sosyal tabaka ya da cinsiyetlerine göre muamele edemeyeceğini ya da yargılayamacağını anladı. Umulur ki şu an yaşanan şaşkınlığın, gerçekten sonuçları olsun. Bunu önümüzdeki aylar gösterecek. Ağır cinsel suç isleyenlere ölüm cezasının uygulanması, bizim bakış açımıza göre çözüm değil. Hiç kimse birkaç idamla, köklü sorunları çözeceğine inanmamalı. Hindistan olayları görerek, müdahale etmeyi, medeni cesaret sergilemeyi ve caydırmayı öğrenmek zorunda. Gelişmiş bir toplum ancak bireylerin eşit muamele görmesiyle mümkün olur. Hindistan'ın bunu başarmak için atması gereken zorlu adımlar var."

Düsseldorf`da yayımlanan Rheinische Post'un aynı konuyla ilgili yorumu ise şöyle:
„Hint toplumunun geniş kesimleri, altı erkeğin tecavüzüne uğrayarak ağır yaralanan 23 yaşındaki kadının ölümünden derinden sarsıldı. Ülke ancak zihniyet değişikliği ile aşabileceği bir problemle karşı karşıya. Her dört tecavüz suçlusundan üçünün cezasız kaldığı bir ülkede, insanlık ve ahlakın koordinatları sapmış demektir. Kadınlara uygulanan şiddet toplum içinde normal karşılanır hale gelmiş. Kadının tecavüzcüsüyle evlendirilerek, ailenin namusunun temizleneceğine inanılması, açıkça yanlış yönlendirilmiş bir erkek toplumunun içinde bulunduğu büyük bir yanılgı. Kız çocuklarına daha az değer verilen, kızların kürtajla alındığı ülkede 1000 erkeğe 940 kadın düşüyor. Ancak istatikliklerin arkasında cinsi gerginlikler ve yaşanmamış istekler saklı. Son olayda suçlulara yönelik cezalar sert olacak. Bu, Hint yargısının bu suça duyarsız kalmadığı, işe el attığı yönünde dışarıya verdiği bir sinyal. Ancak bunu çok önceden yapması gerekiyordu. Sadece Hindistan`da değil, modern toplumlarda birçok insanın kafasında, kadınların rolü konusunda eksikler var.“

Almanya'da önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimlerde Sosyal Demokrat Parti`nin başbakan adayı Peer Steinbrück'ün, `başbakanın maaşını az bulduğu' yönündeki açıklaması, Alman basınında geniş yankı buluyor. Stuttgarter Zeitung konuyu şöyle yorumluyor:

„Steinbrück`ün Başbakan`ın verdiği hizmet karşılığında az para kazandığı yönündeki tespiti, bir provakasyon. Yanlış olduğundan değil. Sonuç olarak Steinbrück`ten önce birçok kişi banka müdürlerinin başbakandan daha iyi kazandığını söyleyerek, yadsınamayacak ve tartışılmayacak dengesizliğe dikkat çekmeye çalıştı. Ancak bunu yapanlar başbakan adayı değildi. Bunu dile getiren Steinbrück, kendisine göre çok kötü kazanan ülkenin en üst düzey hükümet makamına gelmek istiyor. Bu açıklama özetlemek gerekirse, birilerinin gözü doymuyor izlenimi uyandırıyor. Küstahca ve densiz. Merkel`ın sergilediğinden çok farklı bir tavır. Bu mevki ve perspektif konusunda yeterince gelişmemiş algı ve eksik duyarlılık, Sosyal Demokrat Parti Başbakan adayını saldırılara açık hale getiriyor."

Südwest Presse'nin yorumunda ise şu satırları okuyoruz:
"SPD'nin başbakan adayı Peer Steinbrück Başbakan'ın maaşıyla ilgili açıklamasıyla ikinci kez hata yaptı. SPD'nin ve hedef kitlesinin, politikacıların ne kadar kazandığından daha başka problemleri var; sosyal adaletsizlik, yaşlılıkta yoksullukla mücadele ya da asgari ücretin uygulama alanlarının genişletilmesi gibi. Bu sorunlarla boğuşanlar beş rakamlı bir geliri ayda değil yılda bir kez elde etmekten uzaklar. Steinbrück çok düşüncesiz davranıyor. Amacı, dikkatleri milletvekilliğinin yanısıra elde ettiği yüksek gelirle ilgili sona ermemiş olan tartışmadan başka yöne kaydırmaksa, yine başarılı olamadı. Ne Angela Merkel, ne Gerhard Schröder, ne Helmut Kohl ne de Willy Brandt maaşı iyi olduğu için başbakan oldu. Devletlerin önde gelen politikacıları maaşı için değil, gücünden dolayı, kendi hedeflerini gerçekleştirmeye imkan verdiği için ve ne yapabildiklerini sergilemek için başbakan olurlar. Ve bir de- öyle olduğunu umuyoruz- ülkelerine ve vatandaşlarına karşı sorumluluk duydukları için. Hatta çoğu görevine kendini öyle kaptırır ki, ay sonunda banka hesabına ne kadar para geldiği umurunda bile olmaz. Bir de Steinbrück'ün başbakanın maaşını banka müdürlerininkiyle karşılaştırması aslında başbakanlık görevine nasıl baktığının da göstergesi. Başbakan olmaya soyunan bir kişi insanların günlük yaşamlarına ait endişelerini anlayacak hassasiyette olmalı, Steinbrück şimdiye kadar bunun farkında olduğunu hissettiremedi."

İNGİLİZ BASINI
İngiltere'de gazeteler bugün Hindistan'da toplu tecavüze uğradıktan sonra ölen tıp öğrencisi kadını, Amerika Birleşik Devletleri'nin mali uçurumunu ve İngiltere'nin Avrupa Birliği üyeliğini ele alıyor.

Hindistan mercek altında
Independent gazetesi ana sayfasını Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de toplu tecavüze uğradıktan sonra hayatını kaybeden 23 yaşındaki tıp öğrencisine adamış. Cenazesi kaldırıldığı sırada ülke çapında yapılan anma törenlerinden birinden bir fotoğrafı basan gazete, kurbanın dini bir cenaze töreninde yakıldığını; Hint halkının da hâlâ oldukça öfkeli olduğunu yazıyor.
Aynı şekilde ön sayfasına bir törenden fotoğraf basan Times, Hindistan'da politikacıların tecavüz suçları için yeni kanunlar önermeye hazırlandığını belirtiyor. Times bu yeni önergeler arasında tecavüzden suçlu bulunan kişilerin kimyasallarla kısırlaştırılması olduğunu da aktarıyor.

Hintli tıp öğrencisinin başına gelenlerden yola çıkan Guardian ise cenaze törenini ele almaktansa, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin konuyla ilgili açıklamalarını ön sayfasına taşımış. Ban Ki-mun'un her bir kadının korunması ve saygı gösterilmesi yönünde Hindistan'a çağrı yaptığını yazan gazete, genel sekreterin ayrıca "bu tür suçların işlenmesine karşı caydırıcı önlemlerin arttırılması gerektiğini" söylediğini belirtiyor.

Mali uçuruma saatler kaldı
Financial Times'ın manşetten duyurduğu haber Amerika Birleşik Devletleri'nin düşmesine saatler kalan mali uçurum. Basıldığı sırada hâlâ görünürde bir çözüm olmayan mali uçurum hakkında Financial Times, Demokratların ve Cumhuriyetçilerin çözümsüzlük konusunda birbirlerini suçladığını yazıyor. Gazete, Senato'daki Demokrat ve Cumhuriyetçi liderlerin görüşmelerin olumsuz seyrinden bahsettiklerini, ama tarafların gün içinde bir çözüm bulunması için yeniden masaya oturmaktan kaçmayacaklarını söylediklerini aktarıyor. Financial Times, Cumhuriyetçilerden Mitch McConnell'ın görüş ayrılıklarının tek bir konuda olmadığını söylediğini; Demokratlardan Harry Reid'in de Cumhuriyetçilerin emeklilik maaşı ve sosyal yardımlar hakkında isteklerini "acı bir reçeteye" benzettiğini yazıyor.

İngiltere "ikinci sınıf" AB üyeliğine mi aday?
Times gazetesi, manşetten duyurduğu haberde Avrupa Birliği üyeliği sürekli tartışılan İngiltere'ye Brüksel'deki siyasetçilerin "ikinci sınıf" olarak nitelediği bir tür üyelik sunacağını iddia ediyor. Gazete, siyasetçilerin "kısmi üye" olarak tanımladıkları bu yeni üyelik biçimi sayesinde İngiltere'nin Avrupa'nın ortak pazarında kalabileceğini, ama Avrupa Parlamentosu milletvekilleri ve Avrupa Konseyi'ndeki veto hakkını kaybedeceğini aktarıyor. Times gazetesi, Brüksel'de "İngiltere konusunda ne yapmalı" tartışmalarının hararetlendiği bir dönemde Avrupa Federalistler Birliği'nin ilkbaharda kendi AB anlaşmasını basacağını yazıyor.

Fransa'da %75 çekişmesi
Başka bir haber için yine Financial Times'a bakıyoruz. "Anayasa konseyinin %75'lik vergi artırımını bozmasına rağmen Fransa'nın sosyalist hükümeti zenginleri sıkıştırmaya devam edecek" diyen gazete, Finans Bakanı Pierre Moscovici'nin bu vergi seviyesini sosyal adalet politikalarının önemli bir parçası olarak gördüklerini söylediğini aktarıyor. Gazete, kendilerine konuşan Moscovici'nin bu vergi seviyesinin geçici olduğunu, anayasa konseyinin de kanunu esastan değil bir teknik ayrıntıdan dolayı bozduğunu belirttiğini yazıyor.

Independent: "İngilizler Suriye'ye bulaşmamak istiyor"
Independent gazetesi ön sayfasında yazdığı haberde, gazetenin yaptığı kamuoyu araştırmasına göre İngiliz halkının, ülkelerinin Suriye'deki muhaliflere askeri yardımda bulunmaması gerektiğine inandığını aktarıyor. Gazete, Başbakan David Cameron'ın, Suriye lideri Beşar Esad'a karşı savaşan muhaliflere silah yardımı yapılması doğrultusunda AB liderlerinin aklını çelmeye çalıştığı bir sırada İngiliz halkını bu konuda ikna etmesinin zor olacağını belirtiyor.

Telegraph: "Dini okullar öğrencileri radikalleştiriyor olabilir."
Telegraph gazetesi, İngiltere Eğitim Bakanlığı'nda yayınlanan gizli bir bildiriye dayanarak hazırladığı haberde yetkililerin devlet ve özel okullarda radikalleşmenin önüne geçemediklerinin belirtildiğini yazıyor. Çoğu Müslüman olan 118 muhafazakâr okula giden öğrencilere toplumdan kendilerini ayırmaları yönünde baskı yapıldığı yönünde endişelerin arttığını aktaran gazete, kendilerine konuşan devlet memurlarının okullardaki radikalleşmeyi tespit edecek bir sistem olmadığını kabul ettiklerini de haberine ekliyor.

Times'da Draghi yılın kişisi
Çeşitli konularda "yılın kişisini" belirleyen Times gazetesi, 2012'nin ekonomi dalında yılın kişisinin Avrupa Merkez Bankası başkanı Mario Draghi olduğunu belirtiyor. "Mario Draghi, Euro'yu kurtaracağına dair bir söz vermişti ve bunu şimdilik başarmış gibi gözüküyor" sözleriyle haberine başlayan Times, şunları yazıyor: "Avrupa Merkez Bankası'nın İtalyalı başkanı yaz aylarında azalan güvenin Yunanistan, Portekiz, İspanya ve İtalya'yı vurmasıyla Euro para biriminin çökme riskiyle karşı karşıyaydı. Londra'da bir konuşmada Draghi, Avrupa Merkez Bankası'nın Euro'yu kurtarmak için ne gerekiyorsa yapacağını belirtmişti. Alman Merkez Bankası Bundesbank'ın muhalefetine rağmen kendisi Avrupa Merkez Bankası'nın kurtarma paketi isteyen ülkelerin devlet tahvillerini satın alacak sistemini geliştirdi. Bu, krizde dönüm noktası oldu. Alman siyasetçiler şikayetçi; Avrupalı siyasetçiler de atışmaya devam ederken Draghi, kendi kurumunun piyasalarca dikkate alınan tek kurum olduğunu kanıtladı."

Ekonomik kriz, yılbaşını etkiliyor
İngiltere'de yılbaşı kutlamaları konusunda yapılan bir araştırmayı aktaran Telegraph gazetesi, ekonomik krizden dolayı bu sene halkın çoğunluğunun yılbaşı gecesi evde kalacağını belirtiyor. Gazete, hesaplamalara göre pek çok kişinin yeni yıla girmeden ortalama 10:38'de yatacağını; geçen sene de benzer bir şekilde cep telefonları üzerinden gönderilen yeni yıl mesajlarının gece yarısından sonra değil, yeni yıla girmeden akşam 7:02'de en yoğun seviyede olduğunu aktarıyor.


SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara