Kaddafi'yi bitiren proje: 160 milyar dolar nereye gidecekti?
Libya'ya yapılan uluslararası müdahalenin arka planında 'Türkiye'ye yatırım yapacağım' dediği bu 160 milyar doların olduğu kulaktan kulağa dolaşıyor bugünlerde.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-12-30 13:46:36
"Kaddafi'yi bitiren çılgın proje"
Zenginin malı züğürdün çenesini yorar misali, Tunus'un eski Devlet Başkanı Bin Ali'nin mallarının satışa çıkarılmasının ardından Libya'nın devrik lideri Muammer Kaddafi'nin paralarını konuştuk durduk…
Eldeki verilere göre NATO müdahalesi öncesinde petrol ve doğalgaz paralarının toplandığı devlet hesaplarında yani Libya Ulusal Varlık Fonları'nın (SWF) kasasında 160 milyar dolar vardı. Büyük bir bölümü ABD ve İngiliz bankalarında saklanan bu paralardan Fransa, İtalya ve İsviçre'de ciddi anlamda paya sahipti. Bu büyük fon özellikle hizmet, sanayi, gayrimenkul ve petro-kimya sektöründeki yatırımları finanse ediyordu.
Bunun dışında Kaddafi'nin Libya dışına çıkarmadığı, ama son dönemlerde Türkiye'ye aktarmayı planladığı söylenen, şahsına ait bir 160 milyar dolardan daha söz ediliyor. 160 milyar dolar, yani Türkiye'nin net kamu borcu stokunun yarısından da fazla!
Libya'ya yapılan uluslararası müdahalenin arka planında 'Türkiye'ye yatırım yapacağım' dediği bu 160 milyar doların olduğu kulaktan kulağa dolaşıyor bugünlerde. Müdahalenin tek bir sebebi olamayacak ya da hepsi Türkiye'ye aktarılmayacak kadar gerçek dışı elbette, ama ekonomi politik çalışan bir gazeteci için peşinden gitmeye değer bir iddia ve sizi Kaddafi'nin sonunu hazırlayan projeyle yüzleştiriyor.
Çılgın bir proje
Kaddafi 2009 yılında Afrika Birliği'nin (AU) başkanı seçildiğinde ilk iş olarak 53 Afrika ülkesini 'Afrika Birleşik Devletleri' çatısı altında birleştirmeye çalıştı. Bu öneri 'tek ordu', 'tek pasaport' ve 'Altın Dinar' adı verilen yeni bir para birimini içeriyordu. Üyeler bunu değerlendireceklerini söyleyerek toplantıdan ayrıldılar. Birliğin hedefi son derece açıktı; 2025 yılına kadar 'bütünleşmiş ve entegrasyonunu tamamlamış' bir Afrika oluşturmak…
Pepe Escobar da 2011 yılında yazdığı birkaç yazısında Libya müdahalesinin asıl sebebinin 'Afrika Birleşik Devletleri' projesi olduğunu söylüyor. Kaddafi'nin bu projeyi ne kadar ciddiye aldığı gerek Merkez Bankası'nın kasasında bu iş için tahsis ettiği 143.8 ton altın rezervi (7.5 milyar dolardan fazla) gerekse kendisini bir Afrika lideri olarak lanse etme çabasından anlaşılıyor. Hatta Kaddafi üye ülkelere, sırf Batı güdümünden kurtulabilmeleri, yolsuzluk, adam kayırma gibi iç sorunlarını aşabilmeleri için 97 milyar dolarlık yatırım sözü bile vermiş. Bu kapsamda 30 milyar dolar bir yatırımı da hemen hayata geçirmiş.
Libya'nın Afrika'yı özgürleştirecek, bağımlılıktan kurtaracak bu projesi en çok Fransa'nın uykularını kaçırmış olacak ki Libya diktatörünün devrilmesini en çok o istedi. Çünkü bu proje 'Kara Kıta'yı' uzun yıllardır sömüren Fransa'yı by-pass ediyordu. Buna bir de Fransız bankalarında tutulan 30 milyar doların Türk bankalarına transfer edileceğine dair duyumlar da eklenince Paris Çarşı'sı karıştı.
Libya aslında Fransa'nın ayağına asıl doğalgaz anlaşmasını iptal ederek bastı. Libya'nın güneybatı çöllerinde oldukça zengin doğalgaz yatakları mevcut. Bu rezervler için Fransa ve Libya 30 milyar dolarlık bir anlaşmaya imza atmıştı. Fakat bir şekilde Kaddafi bu anlaşmayı feshetti ve İtalya'ya yönlendirdi. İtalya ile yürütülen hat Libya gazını Trablus üzerinden İtalya'ya, oradan da Avrupa'ya ulaştırıyor. İşte bu dönem tam da Berlusconi'nin 2010 yılı başlarında Kaddafi'nin elini öptüğü döneme denk geliyor. Libya doğalgazına ait tüm işler neredeyse şu anda tamamen İtalya'nın elinde.
Unutmadan, Junior Kaddafi Seyfulislam'ın İtalya Başbakanı Berlusconi'nin seçim kampanyası için yaklaşık 1 milyar dolar harcadığı söyleniyor. Diğer taraftan baba Kaddafi'nin de Nicolas Sarkozy'nin cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası için 50 milyon avro harcadığı çokça yazılmıştı.
Libya'da neden olağanüstü hal ilan edildi?
Peki, ama bu kadar yakın ilişkiler içindeyken nasıl oldu da Fransa ve İtalya Kaddafi'yi ilk 'kışkışlayan' taraf oldu? Libya yönetimine yönetime yakın, oradaki iş ve siyaset dünyasını çok iyi bilen bir kaynağım Libya müdahalesinden 10 ay öncesinde ülkede tabiri caizse 'olağanüstü hal' ilan edildiğini, Kaddafi dâhil devletin tüm kademelerinde belirsizliklerin ve tedirginliklerin olduğunu söylüyor. Postal sesi NATO'dan önce gelmiş olsa gerek ki 'Libya'da o sene resmi olarak bütçe yapılmadı, hiçbir rakam açıklanmadı' diyor görüştüğüm kaynak.
Hatta Türk taahhüt firmalarına dahi ödeme yapılmayışının arkasında bu sebep var. Savaşın yaklaştığını düşünen hükümet ülkeden para çıkışını engellemeye çalışmış; tabi ki başkasına ödemesi gereken paraları… Ancak bu sözde OHAL döneminde İtalyan istihbarat görevlilerinin Libya'da 'fink attığı', Bingazi'deki olayları dolaylı bir şekilde örgütledikleri düşünülüyor.
Ez cümle, halkın değil NATO'nun diktatör devirdiği bir ülkede, diktatörün vatanperver ve anti-emperyalist projesi diktatörün sonu oldu. Ne devrim inandırıcı geliyor, ne de diktatörün vatan aşkı… Ne ironi ama!
***
Tüm bu hikayenin bir de finansal ve 'kadın' boyutu var ki, onu da bir sonraki yazıya saklıyorum.(Sinem Köseoğlu-YeniŞafak)
SON VİDEO HABER
Haber Ara