Neden bugün İslami Sinema yapılmıyor?
TYB İstanbul'da gerçekleştirilen sinema sohbetlerinde Bünyamin Yılmaz'ın sorularını cevaplayan sinema yazarı Abdulhamit Güler'den önemli açıklamalar.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-12-27 15:21:04
TYB İstanbul’da gerçekleştirilen sinema sohbetlerinde Bünyamin Yılmaz’ın sorularını cevaplayan sinema yazarı Abdulhamit Güler, devletin sinemaya destek vermek yerine, sinema biletleri ve kazançlarından verginin kaldırılması ve sponsorluğun yüzde 100 vergiden düşürülmesi gerektiğini ifade etti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı’nın organize ettiği “Sinema Toplantıları”nda konuşan sinema yazarı Abdulhamit Güler, Türk sinemasının 2012 yılı karnesini değerlendirdi. Kızlarağası Medresesi’nde gerçekleştirilen, Bünyamin Yılmaz’ın hazırlayıp sunduğu programda konuşan Güler, toplam film, yerli film, izleyici sayıları gibi verilerden yola çıkarak gişe okuması yaptı.
Geride bıraktığımız yılda satılan sinema bileti sayısının 42 milyonu geçtiğini ifade eden Güler, 2011 ile kıyaslandığında yüzde 2 oranında artış olduğuna dikkat çekti. Buna mukabil yerli film sayısındaki düşüşün altını çizen Abdulhamit Güler, "Geçen sene çekilen yerli film sayısı 75 iken bu sene sayı 55'lere kadar düştü. Bu çok ciddi bir gerileme. Yüksek bütçeli yapımların ilgi çekmesi ve piyasadaki tekelleşmenin bunda etkisi olduğuna inanıyorum. Uzun süreli olmasa da yüksek bütçeli film yapma endişesi sektöre darbe vurabilir" dedi.
SANAT UNSURU İHMAL EDİLMEMELİ
Türkiye'deki dizi sektörünün sinema ile olan ilişkisine ve karşılıklı etkileşimine de dikkat çeken Güler, dizi sektörünün sinemayı itici bir unsur olmakla beraber, eski Yeşilçam filmleri vb. eserlerin yapılmamasını da dizilere bağladı.
Hollywood'un dünya sinema sektöründeki hakimiyetinden yola çıkarak popüler sinema ve sanat sineması kıyaslamasına da değinen Güler, "Öncelikle sinemanın sanat olduğunu kabul etmeliyiz. Bu noktadan sonra da zaten sinemayı sanat için yaparsak, popüler sinemadan uzaklaşmış oluruz. Elbette tamamen uzak duralım, hiç popüler film yapılmasın demiyorum. Sektör bu şekilde ayakta duruyor. Ancak kendimize, toprağımıza ve değerlerimize yönelik sinema yapmanın derdinde isek bunun tek yolu sinemanın sanat unsurunu ön plana koyarak üretim yapmaktır" şeklinde konuştu.
MÜSLÜMANCA SİNEMA ELBETTE OLABİLİR
Bünyamin Yılmaz'ın İran Sineması örneğinden yola çıkarak "Müslümanca sinema olabilir mi, nasıl olur" sorularına da cevap veren Güler, İran Sinemasının bu noktada güzel bir örnek olduğuna işaret etti. Kendisini 'dindar' olarak nitelendirdiğini belirten Abdulhamit Güler, herhangi bir sıfat kullanmak zorunda olunmadığını, lakin ortaya bir teori koyabilme adına buna mecbur kalındığını söyledi. İslami, Beyaz, Muhafazakar, Dini ya da Millî, ne isim verilirse verilsin, Müslümanca düşünen, Müslümanca zikreden, Müslümanca konuşan birinin sanat yapma durumunda Müslümanca sinema yapması gerektiğini söyleyen Güler, sohbet sonrası izleyici sorularına da cevap verdi.
Özellikle 90'lı yıllarda Müslümanların sorunlarını ele alan filmler yapılmasına rağmen bugün böyle bir şey olmadığının belirtilmesi üzerine Bünyamin Yılmaz'ın iktidar-sanat ilişkisi bağlamında "Neden bugün İslami Sinema yapılmıyor" sorusuna cevap veren Güler, iktidarı da eleştirerek şunları söyledi:
ÜLKE SINIRLARINI AŞMAK GEREK
"90'lı yıllarda Müslümanlar mağdur idi. İtiraz ettikleri şeyler vardı. Ve sinemayı da bu bağlamda propaganda aracı olarak kullandılar. Yazık ki sadece propaganda aracı olarak görüldü. Böyle olduğu için de iktidar olununca itiraz edecek bir şey kalmadı. İtiraz edemeyen Müslümanın, Müslümanca sinema yapması ise zor. Bu aslında zihnimizin sınırlarının ne kadar dar olduğunu gösteriyor. Bir Müslümanın meselesi, ülke sınırlarıyla sınırlı olamaz. Filistin, Suriye, Çin, Rusya'daki Müslümanların sorunları neden bizim sorunumuz değil. Hatta neden sadece Müslüman sıfatlı sorunlar söz konusu. Bugün ülkemizde açlıktan ölen insanlar varsa, gelir uçurumu artmışsa, kapitalist düzenin sadece kullanıcısı değişmişse, Müslüman bunları nasıl dert edinmez? "
İZLEYİCİ DE SORUMLU
Sektörün maddi sorunlarının da konuşulduğu sohbette devletin desteği meselesine de değinen Güler, sinema biletleri ve kazançlarından verginin kaldırılması ve sponsorluğun yüzde 100 vergiden düşürülmesi gerektiğini belirtti. Böyle yaptıktan sonra devletin herhangi bir desteğine sektörün ihtiyacı kalmayacağını belirten Güler, izleyicinin de mevcut tabloda mesuliyet sahibi olduğuna dikkat çekti. İzlenilen filmin doğru seçilmesinden, düzenli olarak sinemaya gitmeye kadar izleyicinin sektöre doğrudan etki edecek hareketlerde bulunması gerektiğinin altını çizdi.
Haber Ara