İslam'a göre Protesto fıkhı nasıl olmalıdır?
Protesto fıkhının oluşmasında ulemanın, fikir adamlarının, aktivistlerin, yazarların, cemaat sorumlularının, sivil inisiyatifin katkıları bir arada değerlendirilmelidir. Ortak kabul görecek kural ve kaideler ortaya konup deklarasyon şeklinde topluma ilan edilmelidir.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-12-23 12:09:28
uygulamanın ve gelişmenin bir fıkhı vardır. İslam hukuk sisteminde an’ın/zamanın vacibi kavramı gelişen hukuk sisteminin önemli birbölümünü içine alır.
Zaman içinde çeşitli şartlara bağlı olarak ortaya çıkan durumlara mukabil ortaya çıkan yaklaşım ve kuralları ihtiva eden bir bölümdür zamanın vacibi. Son çeyrek asırda dünyada vuku bulan olaylara yönelik müslümanların nasıl bir tavır takınacağı ile ilgili her ekol ve yapının içinde bulunduğu coğrafyanın şartlarına bağlı olarak 0rtaya çıkan farklı tavırlar dikkat çekmektedir. Bu tavırların bir kısmı ulemanın çerçevesini çizdiği bir şekilde ifade edilirken bir kısmı ise ya taklit ya da spontane verilen tepkiler olarak ortaya çıkmaktadır.Bu durum ortak bir tavır alma şeklinin oluşmasına engel olmaktadır. Verilen tepkilerin şekli sebep oldukları sonuçlar itibari ile negatif sonuçlara sebep olabilmektedir. Bu durumda negatif sonuçların ortadan kaldırılması için geliştirilmesi gereken bir protesto fıkhının gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Protesto fıkhı içe dönük ve dışa dönük olmak üzere iki kısımda ele alınması gereken bir durum olmakla birlikte esas olarak üzerinde duracağımız kısım dışa dönük protesto fıkhıdır. Protesto fıkhının gerekliliği ve kuralları ile ilgili gelişmeleri ele almadan
önce neyin neden protesto edilmesi gerektiği kısmına değinmek gerekiyor. Hangi alanda hangi sebepten protesto söz konusu olursa olsun ilk önce bu yapılacak protestoların esas noktada kime yarayacağı kısmı hesap edilmelidir. Nihayetinde protestolar her ne kadar spontane gelişiyor gibi görünse de mutlaka bazı kişi ve kurumların ön ayak olması ve perde arkasından
da olsa organize etmesi ile gelişen olaylardır. Bu kısım protestoyu organize eden kişi ve kurumlar için önemlidir. Provokasyon amaçlı kutsal değerlere yapılan saldırılara karşı aceleye getirilmiş ve neticede provokasyonun amacına ulaşmasına hizmet edecek yaklaşımlardan sakınmak lazım. Verilen tepkinin süreç içinde getiri ve götürüsü hesap edilerek hareket edilmelidir.
Günümüz dünyasının bir realitesi olarak ortada duran protesto kültürü ile ilgili bir fıkhımızıngerekliliği artık her müslüman tarafından kabul gören bir durumdur.
Protesto fıkhının oluşmasında ulemanın, fikir adamlarının, aktivitistlerin, yazarların, cemaat sorumlularının, sivil inisiyatifin katkıları bir arada değerlendirilmelidir. Ortak kabul görecek kural ve kaideler ortaya konup deklarasyon şeklinde topluma ilan edilmelidir. Bu fıkhın oluşması için konsorsiyum oluşturulmalı ve üzerinde müzakere edilmelidir. Abant veya Kuzuluk buluşmalarına benzer organizasyonlar ile belli periyotlar ile bu fıkıh geliştirilmelidir. Şiddet olgusunun her türüne karşı bir yaklaşım ile bu fıkıh oluşturulmalıdır. İslam her anlamda yıkıcılığa karşı, onarıma ve inşaaya önem veren bir dindir. İnsana zarar
verecek her tür yaklaşımı rededen bir algı ile protesto fıkhı şekillendirilmelidir. Fiili savaş durumu haricinde İslam düşmanları da dahil hiçbir insana yönelik şiddet uygulanamayacağı ifade edilmelidir. Protestonun sebebi ne olursa olsun
sonucunun müslümanların faydasına olmasına dikkat edilmelidir. Tavır alma ve protesto etmek sadece yürümek ve slogan atmak şeklinde olur gibi dar ve yanlış bir algı ile karşı karşıyayız. Bunun sebebi farklı protesto şekillerinin pek bilinmemesi, bilinse dahi faydası olmayacağı düşüncesidir. Hâlbuki her protesto sebebinin kendisine göre doğuracağı protesto şekilleri vardır. Protesto kültürümüzün zenginleşmesi ve fıkhının oluşması için tarihsel süreç içindeki protesto şekilleri araştırılıp aynı şekilde veya günümüze uyacak biçimi ile uygulanabilir. Farklı ve olumlu etkileri olabilecek protesto şekli için şu örneği verebiliriz. Herhangi bir kutsal değerimize yönelik sesli veya görsel anlamda bir saldırı olduğunu varsayarsak, bu durumda şiddete başvurmadan yürüyüş ve sloganlar ile tepki vermek ilk tepki şekli olarak aklımıza gelebilir. Fakat bu yürüyüşler olsa da olmasa da saldırının şekli ne ise ona mukabil bir şekil ile karşılık verilebilir. Görsel araçlar ile bir saldırı olduğu varsayımı üzerinden şöyle bir protesto şekli olabilir. Dünyanın dikkatini çekecek bir görsel çalışma iyi bir reklam ile bütün dünyaya yayılabilir. Saldırı yapılan kutsalın durumuna göre saldırı konusu olan kısmın öyle olmadığı ile ilgili çok yönlü çalışmalar ile bütün dünya bilgilendirilebilir.
Protesto fıkhının oluşmasına katkıda bulunacak olan kişi ve kurumlar protesto tertip ve karar kurulu oluşturmalıdırlar. Çatı bir kurum olduğu zaman tabela ve etiket reklamı içerikli protestolardan da kurtulmuş olacağız. Protestoların bir mücadele şekli olduğunu unutmamak gerekir. Ne kadar disiplinli olursa o kadar verimli olacağını bilmek gerekir. Bu ve benzeri sebeplerden
dolayı bu konuda da ümmet kurumsallaşmalıdır. Sırf Anadolu sınırları içinde protestoları organize etmekten bahsetmiyorum. Dünyadaki bütün gelişmeleri takip edecek ve tavır alınması gerektiği yerlerde protestoları organize edebilecek bir organizasyonlardan bahsediyorum. İl bazında yerel olarak bunun yapılabildiğine şahit oluyoruz. Bunun daha geniş bir perspektif ve katılım ile yapılabileceğini gösterir. Bu vesile provakatif eylemlerden de kurtulmuş oluruz. Geçmiş dönemde
gö rdük ki bir kısım p r o t e s t o l a r provokasyon amaçlı şer güçler tarafından organize edilmiştir. Tekrar bu hatalara düşmemek için bu konuda kurullar kurulması kaçınılmazdır. Ayetler, peygamberler tarihi ve siyer kitaplarından ölçüler ve sınırlar bulunabilir. Nelere özellikle dikkat edileceği hususlar üzerinde etütleryapılarak günümüze uygun
olan şekli çıkarılabilir. Tarihsel süreç içinde protesto geleneğinin ne şekilde tezahür ettiği üzerinde de araştırmalar yaparak sosyolojik ve sosyo-psikolojik değerlendirmeler yapılabilir.
İyiye, güzele ve doğruya giden yolda tevhid, adalet ve özgürlük hedefine yönelik olarak atılan her adım değerlidir. İslamın yaşanıp yayılması için yapılan her iş değerlidir. Dolayısı ile protesto etmenin gerekliliği üzerinde dururken bu bakış açısını ıskalamamak gerekir. Allah (cc) rızası için gösterilen hiçbir çabayı meyvesiz bırakmaz. Müsl ü m a n l a r olarak yaptığımız bütün
işleri en güzel şekilde yapmak ile mükellefiz. En doğru şekilde yapmak ile mükellefiz.En iyi şekilde yapmaya memuruz. Tevhid merkezli,adalete dayalı, özgürlükgayesi ile mücadele fıkhını oluşturmamız temennisi ile.(Ferhat Özbadem-Özgün İrade Dergisi)
SON VİDEO HABER
Haber Ara