Dolar

34,8684

Euro

36,6737

Altın

3.022,06

Bist

10.051,58

AID: İnsanlar açlıktan yaprak yiyiyor

Suriyede'ki insanlık dramı her geçen gün daha da büyüyor. Kışın ani ve sert bastırması, açlık, salgınlar, temiz su sıkıntısı dramın katlanarak devam etmesine sebebiyet veriyor. Dramı yerinde gözlemleyen 'Gönüllü Eczacılar' dan çağrı var.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-23 15:25:25

AID: İnsanlar açlıktan yaprak yiyiyor
TIMETURK / Haber Merkezi



Gönüllü Eczacılardan Suriyelilere Hijyen ve Temel İhtiyaç Malzemesi Yardımı Çağrısı



İstanbul’daki eczacı dostların destekleriyle Suriyeli bayanlara giyim ve temizlik malzemesi yardımı başlattık. Hedeflenen yardım toplandı ve hatta çok şükür rakamlar bunun üzerine de çıkmış oldu. Yardımlar hazırlanıp Reyhanlı’ya gönderildi. Biz de bizzat gidip Suriye’de neler yaşandığını, insanların ne durumda olduğunu görme ve onların dertlerine ortak olma kararı verdik. 15 Aralık Cumartesi sabahı İstanbul’dan, AID (ULUSLARARASI DOKTORLAR BİRLİGİ) öncülüğünde, 8 kişilik eczacı ekibi ile önce Adana’ya, ardından Hatay-Reyhanlı ve oradan da Suriye’ye gittik. Tabi bu yolculuk yazıldığı kadar kolay olmadı. Sonuçta sıcak yataklarımızdan kalkıp, savaşın ve havanın soğukluğunda çırpınan bir ülkeye gidiyorduk.

Daha Suriye’ye gitmeden, Reyhanlı’daki Suriyeli insanlar ve Suriye plakalı araçlar; bizlere durumun vahametini göstermiş oldu. İnsanların kendivatanlarını bırakıp bir başka vatana gitmelerinin ne demek olduğuna şahit oluyorduk. Tabi bu insanlar yine de bir nebze daha şanslı sayılabilirdi. Kısmen imkânlarıyla kısmen de tanıdık birileri vasıtasıyla normal hayatın devam ettiği bir yerde hayatlarını sürdürmeye başlamışlardı.




Daha önce duymuş olduğumuz şeylere şimdi de göreceklerimiz ekleniyordu. Daha gittiğimiz ilk çadır kampında –bizim montlarımız altında ancak ısındığımız- soğuk havada çorapsız çocukların durumları yürek dağlayıcı bir manzara oldu. İmkânsızlığın hâkim olduğu bu bölgede insanlar, en azından bombaların altında kalmadan hayatta kalmış olmanın getirisiyle yaşamlarını devam ettirme çabasındaydılar. Bu kampta sağlık ocağı olarak kullanılan konteynıra geçip, burada görevli olanSuriyeli doktor ile görüşüp, genel sağlık durumu ile ilgili bilgi aldık.



Tabi durum pek de iç açıcı değildi. İlaç ve medikal malzeme yok denecek kadar azdı. Doktordan eksik olan ilaç ve malzeme isimleri isterken –neredeyse ne varsa gönderin dercesine- heyecanla ilaçları saymaya başlamıştı.



Temiz su eksikliği, soğuk hava ve imkânsızlık çok ciddi hastalıklara ve salgınlara yol açmıştı. Burada da 2 ay öncesine kadar çadır olmaması, insanların bu süre zarfında zeytin ağaçları altında, yağmur çamur demeden dayanabilmiş olduklarını duymak, durumu daha da netleştirmişti zihinlerimizde.




Buradan bir araçla Atme Köyü’nden geçip daha yukarı bir tepede bulunan Kâh çadır kentine geçtik. Kâh çadır kenti; 510 çadırdan oluşan çok yoğun bir nüfusu barındıran bir kamp. Burada da imkânsızlıklar hat safhada. Elektrik yok, su tulumbaları ise yeni yapılmış durumda. Bu kampa Suriye’nin dört bir yanındanzengin-fakir, yaşlı-çocuk, Arap-Türkmen insanlar gelmiş ve yerleşmişler. Bundan hareketle anladığımız; savaş tüm insanları aynı kefeye koyan bir felaket manasına geliyor.



Burada kampın içinde dağılıp, insanları daha yakından gözlemleme ve konuşma fırsatı bulduk. Görmüş olduğumuz ve bize söylenenler karşısında “ama televizyonlar böyle göstermemiş, gazeteler böyle yazmamıştı” diyerek hayretle ne yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. “Açlıktan yaprak yiyen insanlar” var, evet.İnanması zor, ama maalesef Suriye’deki durum bu kadar ciddi.

Sonuç olarak bu insanların bu zulme maruz kalmalarının tek sebebi; çizilen sanal sınırların ötesinde yaşıyor olmaları. Müslüman bir insana zalimin karşısında ve mazlumun yanında olmak bir vazifedir. Suriyeli kardeşlerimizi hayat mücadelesinde yalnız bırakmamayı, acılarını kederlerini paylaşmayı şiar edinmeliyiz. Bu konuda, özellikle biz ve bizim oraya gidip orada yaşananları gören insanların gerekli kamuoyunu oluşturması gerekiyor. Bunun yanında bu insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli en temel ihtiyaçlarının da karşılanması boynumuzun borcudur.

Bizler sıcak yuvalarımızda ve karnımız tok uyuyorken; Suriye’deki kardeşlerimiz soğukta üşümemeli ve açlıkla baş başa kalmamalılar. Mevla’m Suriye’deki kardeşlerimizin yardımcısı olsun. Bizlere de kardeşlerimizin bu sıkıntılarını gidermek adına güç ve kudret versin.

Emeği gecen tüm Eczacı büyüklerimize Suriyeli mazlumlar adına teşekkür ederiz.

Gönüllü Eczacılar





Haber Ara