Dolar

34,8687

Euro

36,6412

Altın

3.024,54

Bist

10.033,78

Bangladeş'te Müslümanlığa sığmayan uygulama!

Cemaat-ı İslami’nin üst düzey 10 lideri yargılanmaktadır. Ancak Bangladeş halkı, özellikle en üst düzey dört lider; Prof. Gulam Azam, Genel Başkanı Mevlana Mutiurrahman Nimazi, Genel Başkanı Yardımcısı Allame Delvar Hüseyin Sayidi ve Genel Sekreteri Ali İhsan Muhammed Mücahid’in idam edileceği endişesi duymaktadır.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-10 20:53:03

Bangladeş'te Müslümanlığa sığmayan uygulama!
TİMETÜRK / Haber Merkezi


Güneydoğu Asya’da bulunan Bangladeş, 161 milyonluk nüfusuyla dünyanın üçüncü büyük müslüman ülkesi. Nüfusun yüzde 90'ı Müslüman, yüzde 9'u Hindu. Müslümanların çok azı Şii mezhebine bağlı. Ülke Hindistan'dan ayrıldığı 1947'den 1971 yılına kadar Doğu Pakistan olarak adlanıyordu. 1971 yılında Pakistan'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Bangladeş aynı zamanda dünyanın en yoksul ülkelerinden de biri. Ülkede kişi başı milli gelir yaklaşık 700 dolar. BM 2010 İnsani Kalkınma Raporuna göre ülke nüfusunun yüzde 76.54'ü günlük 2 doların altında yaşıyor. Bir çok nehir ve su yollarıyla birlikte doğalgaz yataklarına da sahip olan Bangladeş'in ekonomik olarak dünyanın gerisinde kalmasının en önemli nedeni, iç siyasi karışıklıklar ve dışa bağımlılıktır. Özellikle 1971 yılında Pakistan'dan ayrılmasında teşvik edici rol üstlenen Hindistan bu ülke üzerinde büyük tasarruflara sahiptir. Nüfusun sadece yüzde 9'unu oluşturan Hinduların Bangladeş'in 64 kentinin 40'ında valilik koltuğunda oturması, bu etkiyi en çarpıcı şekilde gözler önüne sermektedir. Hindistan Bangladeş üzerindeki gücünü hem siyasi hem de ekonomik alanda kendi lehine kullanmaktadır. Örneğin Bangladeş'in nehirlerinden biri olan Barak nehri üzerinde kurmaya çalıştığı Tipaimuk barajı “SIPHRO” (Sinlung İndigenous People Human Rights Organization) adlı bir Hindistanlı grup tarafından yayınlanan raporda ağır eleştiriler almıştır. Raporda şu ifadelere yer verilmektedir “163 metre yüksekliğindeki baraj, 275 km kare içindeki bütün arazileri, kanalları ve Surma ve Khusiryara nehirlerini kurutacak, o bölgedeki bütün hayvan üretim çiftlikleri, balıkçılık ve ormanlık alanlar, çöl haline gelecek ve Monipur bölgesinde en az 60 bin kişinin evlerini terk etmesine neden olacaktır.

Hindistan’ın bu ülke üzerindeki etkisini gösteren bir başka konu ise iki ülke arasındaki sınır sorununda kendisini göstermektedir. Son 10 yılda sınır ihlali yapan 1000 Bangladeşli yargılanmadan öldürülmüştür. Uluslararası insan hakları örgütlerinin bile tepkisini çeken konu ne yazık ki Şeyh Hasina liderliğindeki Bangladeş hükümeti tarafından Hindistan ile olan siyasi ilişkilerin bozulmaması için gözardı edilmiştir.

2008'den beri ülkeyi yöneten Avami Partisi ve lideri Şeyh Hasina, hem ekonomik hem de siyasal alandaki başarısızlığı nedeniyle ülkeyi büyük bir kaosun ortasına sürüklemiştir. Anamuhalefet lideri Halide Ziya 19 Kasım 2012’deki son mitinginde ülkenin içine düştüğü durumu “Avami Partisi; kıtlık, her türlü terörizm, cinayetler, yağmacılık, yolsuzluklar ve insanların perişan olduğu kritik bir süreç demektir” diye özetlemiştir. Ziya bu hafta yaptığı açıklamada ise iktidara karşı büyük bir kampanya başlatacaklarını söylemiştir.

Zaten ekonomik ve siyasi zorluklarla mücadele eden Bangladeş halkı şimdi de Başbakan Hasina’nın yeni bir uygulamasıyla kaotik bir sürece sürüklenmektedir. Toplumun en saygın siyasi ve dini muhalefet partisi olan Cemaat-ı İslami’nin lider kadrosu 2010 yılından beri gerçek dışı suçlamalarla tutuklu olarak yargılanmakta ve haklarında idam cezası istenmektedir. Mahkeme iddianamesinde suçları, 1971 yılında Bangladeş’in Pakistan’dan ayrılması sırasında, tecavüz ve cinayet olarak lanse edilse de asıl hedef, bu ayrılığa karşı çıktıkları için cezalandırılmak istenmeleridir. Ülkede yargı siyasallaşmıştır. Başbakan Hasina, Cemaat-ı İslami liderlerinin iki ay içinde idam edileceklerini söyleyerek yargı sürecinin nasıl bu siyasal durumunu gözler önüne sermiştir.

Bu davada Cemaat-ı İslami’nin üst düzey 10 lideri yargılanmaktadır. Ancak Bangladeş halkı, özellikle en üst düzey dört lider; Prof. Gulam Azam, Genel Başkanı Mevlana Mutiurrahman Nimazi, Genel Başkanı Yardımcısı Allame Delvar Hüseyin Sayidi ve Genel Sekreteri Ali İhsan Muhammed Mücahid’in idam edileceği endişesi duymaktadır. Aralarında 2001-2006 yıllarındaki koalisyon hükümetinde bakanlık görevlerinde de bulunmuş bu siyasi figürlerin idam edilecek olması, ülkeyi bir halk ayaklanmasına ve siyasi belirsizliğe itme riski taşımaktadır. Cemaat-ı İslami’nin 10 milyon üyeli gençlik hareketi Cotra Şibir, bu idamlara sessiz kalmayacakların açıklayarak sokak gösterileri organize etmektedir. Ancak son günlerde teşkilat üyesi 4 bin kişi tutuklanmıştır.


Prof. Gulam Azam

Profesör Gulam Azam Bangladeşin saygın siyasi ve dini liderlerinden biridir. Bugün 90 yaşında olan Gulam Azam, Bangladeş Cemaat-ı İslami hareketinin kurucu genel başkanıdır ve bu görevi 31 yıl boyunca sürdürmüştür. Pakistan ve Bangladeş’in tek devlet olduğu yıllarda sivil siyaset için çalışmış, General Eyüp Han’ın askeri yönetimine karşı Bangladeş’in kurucusu Mucib ur Rahman ile birlikte hareket etmiştir. Ülkenin resmi dilinin kabul edilmesi konusunda önemli bir rol oynamıştır. İki ülkenin ayrılması sırasında buna karşı çıkmış, etrafı Hindistan’la çevrili bir Bangladeş’in başarılı olamayacağını söylemiş ve sürekli birleşik Pakistan çağrısı yapmıştır. Gençlik yıllarında da bir çok siyasi ve gençlik teşkilatının kuruluşunu gerçekleştirmiştir. 2000 yılında aktif siyaseti bırakan Ghulam Azam, hayatını kaleme aldığı “Yaşadıklarım” adlı biyografiyi yayınlamıştır. Azam İslam, siyaset, din ve tarih ile ilgili konular hakkında 70’ten fazla kitapçık ve kitap yazmıştır. Kitaplarından bir kısmı İngilizceye de çevrilmiştir. Bazıları şunlardır. Bangladeş ve Cemaat-ı İslami, Siyer-i Nebi, Kuran’ı Kolay Anlamak, Politika : Peygamberin Hayatı, Bangladeş Politika, Demokrasi Hareketi ve Cemaat-ı Islaami, Bangladeş ve Cemaat-i Islaami Geleceği, Benim Bangladeş’im.


Mevlana Mutiurrahman Nizami

2001 yılından bu yana Bangladeş Cemaat-ı İslami partisinin Genel Başkanıdır. Ülkenin ve İslam dünyasının yakından tanıdığı büyük İslam alimidir. 1991’de çok partili sisteme geçildikten sonraki ilk seçimde millet vekili olarak parlamentoya girdi ve kendi partisinin grup başkanlığını yapti. 2001’deki koalisyon hükümetinde önce Ziraat Bakanlığı, sonra da Endüstri Bakanlığı görevini yürüttü. Bu dönemde islami eğitim sisteminin kurumsallaşması konusunda önemli adımlar attı. Pek çok vakıf, dernek, cami, medrese, yetimhane, akademi ve külliyenin kurucu üyesi olan Nizami, ülke çapında dürüstlüğün ve fedakarlığın sembolüdür. Bunun yanısıra ilmi alında ürettiği 19 eseri yayınlanmıştır. Bunların arasında “Terbiye-i- Nefs”, “İslami hareket ve tesŞkilatlanma”, “Allaha yakalaşmanın yöntemleri”, “İslami devrim nasıl gerçekleşir” gibi eserler vardır. Bunun dışında bir çok haftalık gazete ve dergide, bilim sanat teknoloji ve sosyo politik yazıları yayınlanmaktadır.

Allame Delvar Hüseyin Sayidi

Cemaat-ı İslaminin özellikle eğitim programlarında halk üzerinde etkili olan bir hatiptir. Bangladeş Cemaat-ı İslami Merkez Yürütme Komitesi üyesi ve Genel Başkan Yardımcısıdır. 1975 yılında Muciburrahman rejimi sırasında tutuklandı ve hapse gönderildi. Mucip hanedanı yıkılıncaya kadar da içerde yattı. Bir çok ülkede kuran içerikli vaazlar veriyordu. Kraliyek ialesinin konuğu olarak her yıl nac için Suudi Arabista’ın davetlisi olarak bu ülkeye gidiyor. Bugüne kadar 30 kitap yazdı. Bazı zkitapları İngilizceye tercüme edilmiştir. 1991, 1996 ve 2001, seçimlerde milletvekili seçildi. 1996 parlamentoda Cemaati Meclis grup lideri oldu ve daha güçlü bir rol oynadı. Ülkenin bir çok yerinde tefsir dersleri verdi. Bir çok yeni kuruluşun hayata geçirilmesinde rol oynadı. Bugün de Bangladeş İslam Vakfı’nın hayat boyu üyesidir.

Ali İhsan Muhammed Mücahid

Bangladeş’in en saygın din alimlerinden merhum Mevlana Abdul Ali Pharidpuri’nin oğludur. Gençlik yıllarından itibaren Bangladeş’te İslami davet çalışmalarında bulundu. Dawah teşkilatının başkanlığını yaptı. 1983 yılında Cemaat-ı İslami’nin Dakka il başkanı ve sonrasında da 1998 yılında Genel Sekreter Yardımcılığı görevine getirildi. Ali İhsan Mücahit ülke içindeki sosyal çalışmalarıyla tanınmaktadır. Camiler, medreseler, okullar, yetimhaneler kurdu. Bangladeş Publications isimli media kuruluşunun başkanlığı ve haftalık İngilizce gazete The Rising Sun’ın editörlüğünü yaptı. Kaleme aldığı bir çok eser vardır. Bunlar arasında Bugünün islam ve müslümanları, Dünyadaki İslami hareketler ve Cemaat-ı islami’nin Süreci, Adalet ve İnsaf, Türkiye gezi hatirasi vs. Mücahit 2001-2006 yılları arasında Sosyal Refah Bakanlığı görevini sürdürdü.








SON VİDEO HABER

Suriyeli çalıştıran esnaf şaşkın: 'Aha yabancılar da gitti!'

Haber Ara