Hani bazen kızarız bizden yaşça veya makamca küçük birine de deriz ya:
"Ah sen ah yok musun sen?.. Şimdi alacağım ayağımın altına".
Tabii ki koskoca Fazıl Say'ı ayağımızın altına alacak değiliz ama bazen öyle uçuyor ki havalara;
kendisini çok sevdiğimiz; sanatına, parmaklarına, heyecanına hayran olduğumuz için midir nedir bizi çok şaşırtıyor...
Tabii bu arada görünür olan her cisim gibi "hedef" oluyor...
Meselâ saçma sapan bir lâf edip Arabî (evet efendim Arabesk değil Arabî) müzik yapanlara ve hatta dinleyenlere "vatan haini" dedi...
Ömer Hayyam'ın olduğunu sandığı bir dörtlükle Müslümanlara hakaret etti...
Vs, vs., vs...
Ve geçenlerde Müslüm Gürses yoğun bakıma alınınca yumuşacık yüreği merhamete geldi...
Gürses'in ölebileceği ihtimali, helalleşmeden gitme kuşkusu (Fazıl Say dindar değildir mutlaka ama helalleşmeyi de bir türlü karşılıklı "affetme/affedilme" olarak görür) içini yaktı...
Ve bakın nasıl bir mektup yazdı Müslüm Gürses'e...
Sana mektup
Bana iki dakikanı ayırmak ve mektubumu okumak zorundasın.
Uzlaşabiliriz...
Evet, hatalı bir laf ettim sana.
Evet, öfkeliyim sana.
Çünkü sen beni hiçbir zaman anlamaya çalışmadın.
Çünkü sen beni hep "öteki" olarak gördün.
"Batı uşağı" dedin, "elitist" dedin, "kâfir" dedin, "Batı kültürünün taklidi" dedin, "Bizden değil" dedin ya da hep kaçtın, hep sıyrıldın, yüzleşmedin.
Umurunda olmadı ne Nasreddin Hoca’nın danslarını bestelemem, ne Kara Toprak’ı, Veysel’i, Dede Efendi’yi, İstanbul Senfonisi’ni, Nazım Oratoryosu’nu, Altıok’u, Turgut Uyar’ı, Yunus Emre’yi, Mezopotamya’yı, Hezarfen’i bestelemem...
Vatan haini değilsin elbette.
Ama ben vatan hainiysem, halkı kin ve düşmanlığa teşvik suçundan yargılanıyorsam ve hiçbir suçum yoksa, tamamen yanlış ve güdümlü manipüle edilmiş yalanların içinde sen de bu yalana kandırıldıysan, işin aslını bilmiyorsan ve hapis yatmamı istemekteysen, evet sen de hainsin...
Vatanın haini olman gerekmiyor, insani duygulara ihanet etmen yeterli... Uzlaşabiliriz...
Uzlaşabiliriz ama, sen de artık bir adım at ki uzlaşalım.
Bin tane köşe yazarı, 10 bin tane "anti-Fazıl Say" köşe yazısı yazsa ne olacak?
Mezopotamya Senfonisi değersiz bir eser mi olacak?
Ne olacak?
Lütfen bir adım at, uzlaşabil benimle...
Ben sana elimi hep uzattım.
Hiçbir zaman görmedin.
Görmek istemedin.
Şimdi vaktidir...
Uzlaşabiliriz...
Fazıl Say'dan Müslüm Baba'ya mektup var!..
Ama ben vatan hainiysem, halkı kin ve düşmanlığa teşvik suçundan yargılanıyorsam ve hiçbir suçum yoksa.....
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-11-24 00:15:41
SON VİDEO HABER
Haber Ara