Dolar

34,8846

Euro

36,6454

Altın

3.049,17

Bist

10.058,47

AB'de vize davası başladı

Avrupa Adalet Divanı'nda Türklerin AB'ye vizesiz girmesine emsal teşkil edecek davayı görüşmeye başladı.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-11-07 10:47:49

AB'de vize davası başladı
Türk vatandaşlarına Avrupa'da vize muafiyeti yolunda kritik bir dava olan Demirkan davası, Lüksemburg'daki Avrupa Adalet Divanı'nda (ABAD) dün görüşüldü. 2007 yılında 14 yaşındayken Almanya'daki annesi Eylem ve üvey babası Jörg Huber'in yanına gelmek isteyen Leyla Ecem Demirkan'a Almanya vize vermemiş, bunun üzerine baba Jörg Huber konuyu önce Almanya, sonra da ABAD'a taşımıştı.

Dünkü duruşmada, Türkiye'den Almanya'ya gelecek Türk vatandaşlarının tamamını da ilgilendiren Demirkan davasının tezini, ailenin avukatı Prof. Dr. Rolf Gutmann sundu. Daha önce vize konularındaki altı davada Türkiye'nin tezine hak veren mahkemeye, AB ülkelerinin yoğun siyasi baskı yaptığını söyleyen Türkiye-AB ilişkileri uzmanı Akdeniz Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Harun Gümrükçü, konuyla ilgili Avrupa Birliği'nin 27 üye ülkesinin tamamının, Demirkan davası konusunda negatif görüş bildirdiğini savundu. Türk Üniversiteliler Derneği (Türk ÜniD), Türk-Alman Akademisyenler Platformu (TD-Plattform) ve US Akademisyenler Birliği üyesi üniversiteli ve akademisyenler de, AB ülkelerinin baskısına karşı Türk vatandaşlarının davaya ilgisini göstermek için ABAD'a gelerek duruşmayı bizzat takip etti. Mahkeme heyetinde Baş yargıç M. V. Skouris ve 14 yargıcın yanı sıra, Kanun Raportörü M. A. Rosas ve Başsavcı M. P. Cruz Villalon da hazır bulundu.

ABAD'ın 15 kişilik hakimler heyeti ve başsavcısının yanı sıra, AB ülkelerini temsilen çok sayıda avukat ve uzmanın karşısında ilk sunumu yapan Demirkan ailesinin avukatı Prof. Dr. Rolf Gutmann, öncelikle konunun insan haklarıyla ilgili olduğuna vurgu yaptı. 14 yaşındaki bir çocuğun annesini ziyaret edememesinin insan haklarıyla bağdaşır yanı olmadığını vurgulayan Gutmann, Leyla Demirkan ve ailesinin vize ile ilgili yaşadıklarını Küreselleşen dünya ve gerekleriyle çelişkili bulduğunu ifade ederek "AB, vize uygulamasıyla küreselleşen dünyaya ters düşüyor." dedi. Brüksel'de yapılan 1970 tarihli Ek Protokol'un 41 maddesinin 1. bendinin, mevcut hakları kötüleştirmeye müsaade etmediğini, 1971 yılına kadar Türklerin Avrupa'ya hem hizmet almak, hem hizmet sunmak için vize almadan geldiğini vurgulayan Gutmann, vize uygulamasının haklarda önemli bir kötüleştirme anlamına geldiğini vurguladı. Gutmann, bu tezini ayrıca ABAD'ın daha önce Türk vatandaşları lehinde karar verdiği altı davaya dayandırdı. Dava Türk vatandaşlarının lehine sonuçlanıp, vize muafiyeti sağlansa bile, bunun hiç bir kontrol olmadan Türklerin Avrupa'ya gelmesi anlamına gelmediğini hatırlatan Gutmann, Türk vatandaşlarını yine ceplerinde pasaportları ve paralarıyla Avrupa'ya geleceğini, dolayısıyla bunun AB'nin güvenliğine zarar vermeyeceğinin altını çizdi.

Buna karşılık davalı Almanya'nın avukatı Prof. Dr. Kai von Hailbronner, Avrupa Topluluğu (AT) Avrupa Birliği'nin AB önceki hali olduğu halde savunmasını, Türkiye ile Avrupa Topluluğu arasındaki hukuki anlaşmaların, Avrupa Birliği (AB) hukukunun bir parçası olmadığı üzerine oturttu. Gutmann'ın savunduğu "mevcut hakların korunması" ilkesinin abartılmaması gerektiğini ileri süren Hailbroner, Türkler açısından AB'de hizmet sunmak isteyenlerin haklarının verildiğini, sadece hizmet alma, yani AB'ye turist olarak gelmede tartışma yaşandığını söyledi.

Duruşmada Yunanistan'ı temsil eden avukat B. Koopman ise Türkiye'nin Suriye, İran, Irak gibi ülkelere vize uygulamadığını, vizenin kalkması durumunda Türkiye'den suçluların bile rahatlıkla AB'ye gelebileceğini iddia etti. 27 AB ülkesinin de olumsuz görüş bildirdiği duruşmada ayrıca Fransa, Hollanda, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Makedonya, İzlanda, Slovakya, Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda ülkeleri, Avrupa Birliği Konseyi ve Avrupa Komisyonu avukatları karşı görüşte sunumlar yaptı. Bu sunumlarda öne çıkan görüş ise AB'nin genel bir vize politikası olduğu ve Türkiye'ye farklı bir uygulamanın kaos oluşturacağı yönünde oldu. Mahkeme sonunda konuşan Başsavcı P. Cruz Villalon davayla ilgili kendi görüşünü 28 Şubat 2013 dile getireceğini bildirdi.

Davanın gelecek yıl Haziran ayına kadar süreceği tahmin ediliyor.


SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara