Emre'den flaş açıklamalar!
Tam Saha Dergisi’ne röportaj veren Emre Belözoğlu, gündemi sarsacak açıklamalar yaptı...
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-11-02 14:56:36
‘JÜBİLE YAPARDIM’
“İngiltere'den Türkiye’ye dönerken bazı zorluklarla karşılaşacağımın, Türkiye’deki sistemin özellikle benim yapımdaki bir oyuncu üzerinde oluşturacağı baskıları artıracağının bilinciyle geldim. O sırada 27-28 yaşındaydım, yani futbol için olgun sayılacak bir dönemi yaşıyordum. Açıkçası Türkiye’ye geldiğimde hedeflerim arasında futbolu F.Bahçe’de bırakmak vardı ve bunu ilk geldiğim gün de söylemiştim. Benim açımdan çok güzel bir dört seneydi. İçinde zorlukları da barındıran, ama mutlulukları daha fazla olan bir dört seneydi.
‘SORUN ÇÖZÜLMEDİ!’
Dört yılın sonunda ayrılmamız gerekiyordu çünkü böylesi F.Bahçe adına da Aykut Kocaman adına da daha iyi olacaktı. Bu süreçte kimseyle aramda kişisel bir problem yaşamadım. Hiç kimseye kin gütmedim. Çözülmeden devam eden bir problem olduğu için ayrılmam Fenerbahçe ve Aykut Kocaman adına da benim adıma da doğru oldu.
Bursa maçının ardından soyunma odasında benim adıma yapılan bir hata vardı ve çıkıp bu hata için her şeyden önce Aykut hocamın evine giderek özür diledim.
Bunu kadro dışı bırakılma cezamın kaldırılması için yapmadım. Hocanın yüzüne de söylediğim gibi, “Bir gün teknik adamlık ve futbolculuk hayatlarımız bitebilir, o zaman karşı karşıya geldiğimizde size sarılmak isterim” diyerek özür diledim. O da sağ olsun F.Bahçe’nin menfaatleri adına böyle bir karar verdi. İyi de oldu. Ben de 6 ay boyunca iyi oynadım. Sonunda da bu ayrılık yaşandı.”
‘F.Bahçe istemeyince Atletico’ya imzaladım’
“2011’in Ekim-Kasım aylarıydı, menajerim vasıtasıyla Avrupa’nın üç takımından teklif geldi. Bunlardan birisi de Atletico Madrid’di. FIFA kurallarına göre mukavelemin bitmesinde 6 ay kala bir başka kulüple görüşme ve imza atma hakkım vardı.
LİGİN son 3-4 ayına girilirken iş netleşmeye başladı, önümdeki bulutlar dağıldı, daha doğrusu önüme bulutlar geldi (gülüyor), önümü göremez oldum. Onlara “31 Mayıs’a kadar F.Bahçe’yi bekleyeceğim” dedim. Fakat F.Bahçe’den teklif gelmeyince 1 Haziran’da imzayı attım.”
‘Türkiye Falcao’yu bile bozabilir’
“Yurt dışında havalı, egolu yıldız yok. Falcao çok mütevazı. Ama Türkiye’ye gelse egosunu ortaya çıkarmak durumunda kalacak.” “Havalı utbolcu bizde çıkıyor, yurt dışında havalı, egolu oyuncu pek yok. Falcao çok mütevazı birisi. Türkiye’de bazen egonuzu ortaya çıkarmanız gerekiyor, Avrupa’da ise buna gerek yok. Belki Falcao da Türkiye’ye gelse egosunu göstermek zorunda kalacak. Ama İspanya’daki görüntüsü muhteşem. Burada ise bazen adamın öyle can damarına basıyoruz ki, ister istemez “Heeeyt” demek zorunda kalabiliyor.
‘Attığım her adım yanlış anlaşılıyor’
“Estonya'ya golümden sonra hep beraber sevinelim diyorsunuz ama Emre yine algıyı yönetemiyor. Çünkü Emre’nin arkadaşlarını çağırıp “Gelin, gelin” derken ki mimikleri sert bulunuyor. Yani “Gelin, gelin” derken sırıtmam bekleniyor.
Benim arkadaşlarımı sevince çağırmam hakaret olarak algılanıyor. Orada ben Hamit’i çok iyi bildiğimden böyle bir hareket yaptım. Kendisiyle aramda hiçbir sorun yok.”
‘En iyi Milli Takım bu’
“Abdullah hoca bu jenerasyonun bebekliğini biliyor. Oyuncularla iletişimi mükemmel. Böylesine bir Milli Takım ilk kez oluştu. Bu yüzden takımdan çok ümitliyim.” “Türk futbol tarihinde ilk defa bugünkü gibi bir durum var. Aslında Fatih Hoca da bir Olimpik Milli Takım serüveninin ardından çok başarılı bir A Milli Takım ekibi yakalamıştı. O ekip hem G.Saray’da hem de Milli Takım’da çok başarılı işler yaptı. Aynı kadro Fatih Hoca, Mustafa Hoca ve Şenol Hoca gibi Türk futbolunun en önemli üç teknik direktörünü ortaya çıkardı.
Abdullah Hoca da daha bebek denilecek yaştan itibaren bu oyuncuların çocukluk yapılarını, karakterlerini, neler yapabileceklerini, psikolojilerini, onlara nasıl yaklaşabileceğini çok iyi biliyor. Zaten Abdullah Hoca oyuncuyla ilişkiyi çok iyi yönetebilen bir teknik adam. Böyle bir hocanın burada olması hem oyuncular hem de Türk futbolu için çok büyük bir avantaj. Böyle bir takım ilk defa oluştu. O yüzden çok ümitliyim. Ben burada olurum veya olmam, bilmiyorum. Çağırılırsam elbette gelirim.”
'Arda’nın tercümanı benim’
“Arda çok keyifli, çok eğlencelidir. Zaten herkes de bunu bilir. Atletico Madrid’e gitme kararı vermemin bir kaç önemli faktöründen birisi de Arda’nın orada olmasıydı. Onunla çok keyifli zaman geçiriyorum.
İspanyolca ile İtalyanca aynı gramere sahip. 15-20 gün boyunca bize yardımcı olan arkadaşlarımızdan İspanyolca kelimeler öğrendim. Şimdi hem futbolculuk hem de Arda’ya tercümanlık yapıyorum (gülüyor).”
‘Hocalık kafamda yok’
“Futbolu bıraktıktan sonra hocalık hedefim yok. Türkiye’de çok hoca var deniyor ama ne kadar hoca var diye düşünmek lazım. Eleştirmek haddim değil ancak Türkiye’de hocaları, yöneticileri, oyuncuları nerede görüyoruz, buna bakmak gerek. Ben çok hoca olduğunu düşünüyorum ama yetersiziz. Avrupa’nın istikrarlı futbol ülkelerinden birisi olmak istiyorsak, vites büyütmemiz gerekiyor.”
‘Futbolu Avrupa’da bırakacağım’
“Tesislere çok yakın bir yerde oturuyorum. Ailemi de Madrid’e götürmekle çok doğru bir karar verdiğimi anladım. Burada mutlu ve huzurluyum. Atletico ile 2 senelik mukavelem var. Bu sezon istediğim gibi geçerse önümüzdeki sezon da kalırım. Sonrasında da devam etmek ve futbol hayatımı Avrupa’da sonlandırmak isterim.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara