Meryem Cemile ile muhteşem röportaj
Ünlü İslam düşünürü Mevdudi'nin manevi kızının ölümü tüm dünyayı yasa boğdu. Alman Yahudisi bir ailenin kızıyken 18 yaşında İslam'ı seçen ve yazdığı kitaplarla İslam dünyasında büyük ilgi gören Meryem Cemile ile 2005'te yapılan bir röportajı siz Timeturk okuyucaları ile paylaşıyoruz.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-11-01 14:17:13
Haber Çevirisi: Ayşe Erem
Önceki adı Margaret Marcus olan Meryem Cemile, 1934 yılında New York'ta doğmuştu. Felsefe eğitimi gören Cemile, 1961 yılının Ramazan ayında İslam'ı seçerek Pakistan'a yerleşti. İşte 2005 yılında Meryem Cemile'nin Young Muslim Digest’a verdiği röportaj!
YMD : Mevlana Mevdudi aracılığıyla din değiştirdiğinizi biliyoruz ,ancak ilk olarak sizi İslama neyin celbettiği hakkında bir bilgimiz yok. İslama ilk ilgi duyduğunuz günleri biraz aydınlatabilir misiniz?
MC: Muhammed Esed (Leopold Weiss) gibi Arapların her şeyine duyduğum hayranlık ile İslama ilk olarak ilgi duymaya başladım. Araplar hakkında tüm kitapları okudum, Ümmü Gülsüm tarafından kaydedilen kayıtları dinlemeyi çok severdim. Daha sonra bu kitapların çoğu Oryantalistler yada misyonerler tarafından haksız olduğunu bildiğim negatif görüşler sundu. Beni İslamı seçmemde etkileyen Muhammad Marmaduke Pickthall'ın çevirisiyle Kuran hakkında bilgi sahibi oldum.
YMD: 1962'den beri Pakistan'da yaşıyorsunuz. Sizin durumunuzdaki gibi bu kültür değişimlerinde ideolojilerde ne gibi deneyimleriniz oldu? Tabi sizin müslüman kültüründen beklentileriniz oldukça yüksek olmuştur ve başlangıçta bazı hayal kırıklıkları yaşamış olmalısınız. Pakistan'dan bir kez bile dışarı çıkmamanın sebebi bu alternatiflerin eksikliği mi yoksa Pakistan'da bulduğunuz şeyin sizi tatmin etmesi mi yoksa sadece aile bağları mı?
MC: Pakistan'a iki yıl boyunca mektuplaştığım Mevlana Mevdudi'nin davetiyle yerleştim. Bana yeni İslamı seçmiş biri olarak manevi desteğin yanı sıra Pakistan'da kalıcı bir ev de verdi ve iyi bir eş bulmamda bana yardımcı oldu.Eşimin ailesiyle çok iyi ilişkilerimiz var.Başka hiçbir yere gitmek istemedim,Amerika'da benim için hiçbir şey olmadığına ikna oldum. Pakistan hakkında ilk izlenimim çok iyi bir müslüman ülke olmasıydı. Hayal kırıklığı ile bir çok eksiklikler saha sonra geldi.
YMD: Hacca gittiniz mi ve izlenimleriniz nelerdir ? Eğer Umre'ye gittiyseniz her iki Mescid-i Haram'da Arapların İslam'a bağlılıklarıyla ilgili değişiklikler gördünüz mü?
MC: Tanıdığım Hacca gidip gelmiş herkesle konuştum ve okuyabileceğim kadar her şeyi okudum. Mescid-i Haram'ın genişlemesine çok üzülüyorum ve Mescid-i Nebi Peygamberimizle ilişkisi bulunan birçok tarihi yeri içeren kutsal şehrin Osmanlı yapılarının neredeyse hepsinin toplu imhasıyla gerçekleştirilebildi. Her şey modernleştiriliyor,batılılaştırılıyor ve çoğu uygunsuz teknolojilerle yapılıyor. Ama rahatlık ve konaklama oldukça düzgünleşti. Tüm bunlara rağmen Hacca gidenlerinin hepsi hayatlarındaki en güzel deneyimlerden biri olduğunu anlatıyor.
YMD: Mevlana Mevludi'yi yakından tanıyorsunuz. Fikirleri bugünün Müslüman toplumunun geleceği ile ne kadar alakalı? Bugün Pakistan'daki İslam cemaatinin uygulamaları ve politikaları hakkında görüşleriniz nelerdir? İlk olarak 1941'de yayınlandığından bu yana politikaları nasıl değişti?
MC: 1941 başlarında Mevlana Mevludi kültürel konularda İslam'ın batı ile ilişkileri hakkında endişeliydi. Şimdi her şey politikadır. Politikayı İslam'ın merkezine yerleştirmek İslam geleneklerine zıttır. Ama İslam cemaati, laik askeri diktatörlerin kötü aşırılıklarını durdurma için bütün haklara sahipler.
YMD: Sizin tutarsız yaklaşma mantığınız İslam'i öğretinin şimdiki formlarından ve hatta İslam cemaatinden uzaklaşmanıza neden olduğu söyleniyor. Ayrıca dini uyanışın batıdan alıntı olduğu farkındalığı giderek artıyor, dirilişçi tesfirden kendinizi uzaklaştırdığınız ve hatta kendi akıl hocanız Mevlana Mevludi'yi İslam ideolojisi içinde modern konseptleri özümsemesini eleştirdiğiniz söyleniyor. Buna ne kadar katılıyorsunuz?
MC: Mevlana'nın takipçilerinin yaşamındaki güzellik gerekliliğini küçümsemesi, sanayileşmeyi,teknolojiyi ve evrimciliği tüm kalbiyle kabul etmesi beni hayal kırıklığına uğrattı. Ama artık daha az eleştiriyorum. Mevlana Mevdudi,Şeyh Hasan el Benna Seyyid Kutup tüm hayatlarını İslam davasına adadılar ve bütün zamanlarını,enerjilerini ve kaynaklarını sonuna kadar bunun için kullandılar. Tüm yaşamları boyunca kesinlikle şeriata uydular ve birçoğunu da bu konuda teşvik ettiler.
YMD: Bir keresinde Muhammed İkbal'ın İslamda Dini Düşüncenin Oluşması adlı kitabında yazılanlara tamamen karşı olduğunuzu söylemiştiniz. Bunun temel nedenlerini anlatır mısınız?
MC: Muhammed İkbal'in kitabında 19. yy batılı filozoflar ile inandırıcı olmayan bir uzlaşma girişiminde.Kitap evrimcilik ve ilericilik üzerine yazılmış.Modern İslamın bilinen en iyi klasikleri arasında kalacak.
YMD: Muhammed Esed'i yazılarından ve Pakistan dışişleri bakanı olmasından biliyorsunuz. Esed'in 'Mekke Yolu' ve 'İslam Dönüm Noktasında' gibi çalışmaları İslam'ı seçmenizde etkili oldu mu? Ve düşüncelerinde kendinizi sonraki yıllarda uzlaştıramadığınız bir değişim sezdiniz mi? Eğer öyleyse tam olarak nerelerde ayrıştığınızı açıklar mısınız? Onun yorumu hakkındaki görüşleriniz nelerdir? İslami çalışmalara, özel yada kurumsallaşmış alanlara dahil edilmesini önerir misiniz?
MC: Mekke Yolu kitabı beni Müslüman bir ülkede yaşamaya teşvik etti ve diğeri de benim tüm edebi kariyerimi kesinleştirdi. Ama onun Kur'an mesajı genelde Şeyh Muhammed Abduh'un Manar'ı üzerine kurulu. Modernlik ve natüralizm ile dolu. Muhammed Esed Şeyh Muhammed Abduh'un büyük bir hayranıdır ve ondan çok etkilenmiştir.
YMD: Bosna-Hersek eski başkanı Aliya Ali İzzet Begoviç modern Avrupa tarihinde ismi en az duyulan Müslüman entelektüellerinden biridir. Onun hayatı ve işleri ile ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir? Batı ve Doğu arasında İslam çalışmasını nasıl derecelendirirsiniz?
MC: Sadece kısa bir biyografi ve ölüm ilanını okudum.Batı ve Doğu arasında İslam'ı okumadım. Diyebilirim ki Aliya Ali İzzet Begoviç en seçkin Bosna Müslüman devlet adamı olarak tanınır.
YMD: 1969'da yazılanlara gidersek,Müslüman ulemasının (onurlu istisnalarla) kendini misyona adayan İsa'ya karşı Ferisiler gibi olduğunu belirtmiştiniz.Bazı Ulemalarımız Talmud'u alta koyup,Hahamları utandırdı. 35 yıl sonra bugün bu durum ne kadar ilerledi?
MC: Bazı Ulema eksikliklerine rağmen aralarından dürüst olanları şeriatı destekliyor,bid'a lar ile savaşıyor ve geleneksel İslam Medeniyetinin temel ayağı olarak kabul edilebilirler.
YMD: İslam'ın yaygınlaşması hakkında Oryantalistlerin yaklaşımında belirgin bir fark görüyor musunuz? Özellikle de Normal Daniel tarafından?
MC: En taraftar oryantalist bile İslam'ın modern yaşamın gerekliliklerine uyum sağlaması gerektiğini düşünüyor, hatta bazıları Kur'an ve Hadislerin eleştirilmesini öneriyor, tıpkı İncil çalışmaları gibi modernciler arasından Müslüman Martin Luther'in rolünü oynayacak birini arıyorlar ve İslam'ı Vatikan ll gibi güncelleştirmek istiyorlar.
YMD: Bir kaç yıl önce Frithjof Schoun Sufi uygulamalarından ötürü eleştirilmişti, buna çok sert tepki gösterdiniz.Onun tarafından öne sürülen fikirleri ve geliştirmeye çalıştığı uygulamaları destekliyor musunuz?
MC: Frithjof Schoun'ı kınayan makaleyi görünce tamamen şok oldum ve kasıtlı küçük düşürücü bir iftira olarak düşündüm. Dirilişçi (dini duyguları harekete geçiren) kitaplardan bir türlü tatmin olmazken Schoun'un yazılarından hemen etkilenmiştim.Yazılarında güzelliğin gerekliliği ve İslam sanatı vurgulanmış,sanayicilik ve modern bilim eleştirilmiş ve İslam medeniyetini her açıdan desteklemiştir.Schoun'un kitapları boşandığı üçüncü eşiyle tanışana kadar benim en sevdiğim kitaplardı. Çok yakın arkadaş olduk ve tüm deneyimlerini Schoun ile 30 yıllık yaşamıyla ilişkilendirdi. Tüm bunlardan sonra makalenin doğru olduğu ortaya çıktı. Eşi Schoun hakkında ruhani rehberlikten diskalifiye edecek en şok edici gerçekleri sakladı. Schoun'un nikahsız 3 kadınla ile yaşadığını gizledi. Çıplaklığı seviyordu ve çocuklara cinsel istismardan sanıktı. Onlarca tek bir saydam peştamal ile sarılı çıplak göğüslü kıza sarılmıştı.En genç karısının çıplak 50 resmini çizmişti.Eğlence için takipçileriyle yerel Hint dansı yapıyorlardı. Schoun'un evinin dışında Meryem Ana heykeli vardı. En kötüsü de kendi takipçilerinin diğer müslümanlarla arkadaş olmasını yasakladı. Hala Schoun'un tüm kitapları bende duruyor hala beni çok etkiliyorlar ama onlara derin bir utanç duymadan bakamıyorum.
YMD: Schuon, Seyyed Hossein Nasr, Martin Lings gibi Sufi görüşlerin neo-savunucularının ve propagandacıları hakkında değerlendirmeleriniz nelerdir? İslam'ın tevhit inancına karşı pateizmi sunmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
MC: Schuon, Seyyed Hossein Nasr, Martin Lings gibi yazarlar benim favori yazarlarım. Batı felsefesinin daha derin bir eleştirisi bilim ve teknoloji dirilişçi yazarlarda bulunmaz. Martin Lings Seerat Kur'an ve Hadis odaklı bu zamana kadar en iyi İngilizdir.
YMD: Rene Guenon'un yazılarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Batı kültürüne karşı yaptığı olumlu eleştirileri döngüsel açıklama takıntılığı ile yok etti ve Mısır'da uzun yıllar kalmasına rağmen rasyonel olarak İslam'ın yansımasına katkıda bulunmadı. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?
MC: Hiçbir modern yazar modern medeniyete saldırmamıştır. Onun yanında dirilişçi yazarlar çocuksu kalır.Onun evrimcilik,ilericilik üzerine olan tüm saldırısı kararlı ve reddedilemez. Döngüyü kanıtladı ve ilerlemeyi çürüttü.
YMD: Kendi zamanınız dışında, geçen yy'ın ilk yarısında Braille tarafından yapılan İslam Ansiklopedisinde geçmişte İslam'da daha az etkili olanların kayıtlarını bulduğunuzda ve birçok güçlü Müslüman kişiliğin dışlanması hakkında ne düşünüyorsunuz?
MC: İslam ansiklopedisi tamamen oryanlatist bir çalışmadır. Geçmişte ve şimdi dışlanan müslümanlar ciddi alimleri onlar hakkında cahilleştirerek kendi hain planlarına hizmet ediyor.
YMD: Sizce Müslüman dünyasındaki eğitim sistemi ne kadar etkili? Batı tarzı eğitim sistemi uygulama çabaları bugün müslüman gençliği arasındaki kalıcı dönüşüm İslami gereksinimlere uyma konusunda yeterli olacak mı? Yoksa İslami dünya görüşünün kurucu ilkelerini koruyarak yeni bir eğitim yapısından önce toptan bir değişim mi gerekli?
MC: Günümüzdeki müslüman ülkelerdeki eğitim sistemi batının bir taklididir. İslam inancını ve yaşama şekline zarar veriyor. Mevlana Madudi 1939'da Talimat ve Tanqihat'ı yazdığında bunun hakkında çok endişeleniyordu.Tüm kusurlarına rağmen laikleştirmenin ve dini medreselerin kapanmasına en çok karşı olan benim.
YMD: Yahudiler 20.yy başlarında ortaya çıkan Siyon Liderlerinin Protokollerini reddederken Protokollerin Yahudi egemenliği planını oluşturduğuna dair inanış yaygınlaştı. Protokoller ve Siyonizm hakkında kendi görüşleriniz nelerdir?
MC: Kimse bu protokollerin gerçek olup olmadığını bilmiyor. Eğer öyleyse İsviçre'de 1897'de Basle'de ilk Siyonist Kongresin'de muhtemelen Theodore Herzl tarafından yazılmıştır. Protokoller ve Yahudi devleti arasındaki benzerlikler oldukça çarpıcı. Anti-semitizm ırk yahudilik ve siyonizmi ayrıştırmada başarısız olan protokoller tarafından üretilmiştir. Ortodoks Yahudilik ve Siyonizm uzlaşmaz.
YMD: 11 Eylül 2001 Dünya Ticaret Merkezi saldırısı İslami uyanış umutlarına derin bir etki yaptı.Bu gelişme ne kadar önemli? O zamandan beri İslam ve müslüman dünyasıyla ilgili kürsel gelişmeler hakkında değerlendirmeleriniz nelerdir?
MC: Bush yönetimi altındaki Amerika İslam ile savaşmakla meşgul, aynı sömürgecilik ve emperyalizm 100 yıl önce Fransa ve İngiltere'de de vardı.Ama ayaklanmalar ve intihar saldırıları etkili cevap değil. Özellikle kadın ve çocuklar ve yaşlılar Cihat mücadelesine kalifiyesizler. Cihat şeriata göre yürütülmelidir.
YMD: 21. yy İslam umutları ve müslüman insanların geleceği hakkında görüşleriniz nedir? Manevi güç üzerine kurulu bir umut vizyonu görüyor musunuz? Müslüman ümmeti bugün sayısız topluluğa karşı tek başına mı?
MC: Umutsuzluk ve ümitsizlik İslam da yasaklanmıştır. İslam atmosferinde ve geleneksel çevrenin belirtilerinin çoğu yok oldu özellikle mimari, bayanların yanı sıra erkeklerin de giysilerini unutmaları katastrofik bir kayıptır. Takva yavaş yavaş büyüyerek gelecek yüzyıla kalacak. Kıyamet günüyle ilgili Hadislerin çoğu günümüzde görülmekte. Yüce Peygamberimiz : ''Kötü olanlardan ayrışın , kendi işlerinize konsantre olun ve ölüm sizi alana kadar İslam ağacının köklerine sıkıca tutunun,'' demiştir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara