Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Başbakan onları Milli Görüşçü sanıyor ama değil'

Milli Gazete: Başbakan onları Milli Görüşçü sanıyor ama değil diyerek Erdoğan'ın danışmanlarına yüklendi

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-10-24 09:25:31

'Başbakan onları Milli Görüşçü sanıyor ama değil'

TİMETÜRK / Haber Merkezi

Milli Gazete yazarı Selahattin Toprak'ın Milli Gazete’deki o yazısından ilgili bölüm:

“Erdoğan'ın neredeyse sınırsız yetkiyle donattığı Davutoğlu ve Davutoğlu'nun çevresindeki bürokratlara baktığımız zaman, neredeyse hepsi üniversitede "liberal-İslamcı" çevrelerde okumuş, daha sonra Amerika'da eğitimlerine devam ederek bu "liberal-İslamcı"lıklarına bir de "Batılı liberal-İslamcı"lığı eklemişlerdir. Bunlar, Amerika'daki Demokrat ve Cumhuriyetçi think-tankçilerle epeyce hemhal oldukları için izledikleri politika da doğal olarak "Amerika'dan bağımsız" olamıyor. Mesela konu Suriye olunca, "İslam kardeşliğinden ziyade" Amerika'da epeydir konuşulan "Sünni-Şii ayrımcılığı" üzerinden politika yapıyorlar. Irak ve İran için de aynı şey söz konusu. Yani bir nevi Amerika'da ortaya konulmuş planın aktörleri, öznesi değil, oluyorlar. Erdoğan, bu bürokratlara dış politikayı teslim ederken ilginç bir hata yapıyor: Bu bürokratları Milli Görüşçü zannediyor. Oysa Milli Görüşçü bir bürokratın, Ortadoğu'da izleyebileceği bir politika Amerika'dan, Demokratlardan ya da Cumhuriyetçilerden bağımsız, İslam kardeşliği üzerine kurulu olurdu. Bugün eğer Suriye'de her gün onlarca insan hayatını kaybediyorsa, ki bu kanın akmasının sebebi Esad rejimidir, Erdoğan'ın bürokratları da dolaylı olarak sorumludur. "Batı'da eğitim almakla bunun ne ilgisi var?" diyenlere cevabım şudur:

Batı'da eğitim almış olmak kötü değildir ama bu bürokratların temelinde Milli Görüş'ün olmaması bir sorun. Zira, Milli Görüş'ün temel yapı taşlarından birisi de 28 Şubat döneminde kapatılmış olan Milli Gençlik Vakfı'dır. Buradan yetişen kadrolar Türkiye ve İslam sevdalısı oldukları kadar, Müslüman dünya başta olmak üzere tüm dünyanın dertleriyle dertlenirler. Sadakat sahibidirler ve ihanet etmezler. Oysa, bugün zamanında kıyıda köşede biraz İslamcılık, biraz liberallikle beslenmiş tipler, güç elden gittiği zaman gemiyi ilk terk edenler olmuştur ve olacaktır da. Zira, sorun sadece uygulanan politikalarda değil, politikaları kimin uyguladığı, bunu uygulayanın duruşu, dünyaya bakışının nasıl olduğu da önemlidir. Dünyaya "Ben İslamcıyım ama Batı'yı da, Amerika'yı da hesaba katmazsam olmaz" diyenlere ise yine Rahmetli Erbakan Hoca'nın bir sözüyle bitirelim: "Bana ne Amerika'dan".”

Haber Ara