TİMETÜRK / Haber Merkezi
Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) tarafından hazırlanan basın özgürlüğü raporunda hükümete yönelik ağır eleştiriler yer aldı. Raporda Başbakan Erdoğan’ın, medya organlarını bazı yazarları işten atmaya zorladığı belirtildi. 76 gazetecinin hapiste bulunduğuna dikkat çekilen raporu, Yayıncılar Birliği Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Ragıp Zarakolu Taraf ’a değerlendirdi. Türkiye’nin basın özgürlüğü açısından 1990’lara döndüğünü belirten Zarakolu, o yıllarda birçok gazetecinin öldürüldüğünü, şu an ise cezaevine girdiğini söyledi.
CPJ’nin Ekim 2012 tarihli özel basın özgürlüğü raporunun çok önemli olduğunu söyleyen Zarakolu, “Maalesef Gazetecileri Koruma Komitesi, zaman zaman bu tür raporlar yayımlamak durumunda kalıyor. Türkiye’nin düşünce, basın ve yayınlama özgürlüğü açısından kara listede bulunması beni çok üzüyor. Türkiye’nin bunu aşması gerekiyor. Bunun için zihniyet değişikliğine ihtiyaç var” dedi.
“Yaşananların tanığıyım”
Raporda geçen “En çok Kürtlere ilişkin haber yapanlar yargılanıyor” sözleriyle ilgili “Bir anlamda bunun tanığıyım” diyen Zarakolu, şöyle devam etti: “Dayanışma için 20 yıldır Kürt basınında yazıyorum. Gazetecilerin kaçırılmasına, 72 yaşındaki başyazarların öldürülmesine tanık oldum. Şimdi bu sorunlar yaşanmıyor. Ama, öldürülmediğimiz için ya da Uğur Mumcu gibi vurulmadığımız için teşekkür mü etmemiz gerekiyor? Türkiye’nin şu anki durumu 10 yıllık bir sürecin sonucu. Ama siz 10 yıl sürekli reformlardan, iyileştirmeden bahsettiğiniz halde, gazeteciler hâlâ politik görüşlerinden dolayı cezaevindeyse, siyasi sebeplerle 30 yıldır tutuklu olanlar varsa, bunu sorgulamamız gerekiyor.”
İktidar zihniyeti değişmiyor
Zarakolu, Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısının çok fazla olduğunu söyleyerek 200 yıllık demokrasi mücadelesinin sonucunun bu olmaması gerektiğini ifade etti. Yasalardaki tuzakların otorite tarafından kötüye kullanıldığını, yargı mekanizmasının vatandaşın hakkını korumaktan çok devletin ve sistemin hakkını koruduğunu belirten Zarakolu, bunun için hangi iktidar gelirse gelsin zihniyetin değişmediğini belirtti. Zarakolu, “Daima devletin çıkarlarını vatandaşın çıkarlarından üstün gören bir sistem mevcut. Dolayısıyla ben zihniyet değişikliği olmadığı sürece Türkiye’de, hiçbir değişikliğin sonuç getireceğine inanmıyorum” dedi.
Türkiye’nin siyasi ve terör olaylarını birbirinden ayıramadığını söyleyen Zarakolu, şunları söyledi: “Bu ayrımı yapamadığı sürece Türkiye kendi sistemini gayrıresmi durumuma düşürmüş oluyor. 12 Eylül yasası ve zihniyeti değişmediği sürece istediğiniz kadar oy alın yine de meşruluğunuz tartışma konusu olacaktır. Aynı Beşşar Esed gibi.” (TARAF)