Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Önder Aytaç'a şok suçlama: 'Ergenekoncu mu'

Amerika'da yaşayan Cevdet Akbay, yazar Önder Aytaç hakkında şok suçlamalarda bulundu. Akbay, 'Önder Aytaç, Ergenekon’un “Ofis-boy”u Mu, Gülen Camiası’na Sızdırdığı Operasyon el Elemanı Mı?' diye sordu

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-09-29 10:48:11

Önder Aytaç'a şok suçlama: 'Ergenekoncu mu'
Cevdet Akbay'ın o yazısı:

"Ergenekon Davası gizli tanığı Ahmet Faruk, sözkonusu fotoğrafların “Levent Ersöz’ün yakınları” tarafından Hürriyet’e servis edildiğini söylüyor. Bu durumda, Önder Ayraç, Levent Ersöz’ün yakınlarından biri olmuş oluyor! Aytaç, Ergenekon Çetesi’nin Tuncay Güney gibi Gülen Camiası’na yerleştirdiği operasyonel bir eleman mı, yoksa Ergenekon’un evraklarını gazetelere servis eden sıradan bir “ofis-boy” mu?

MEDYANIN GÜNLÜĞÜ-Bülent Ecevit’i, Haberal’in hastahanesinden alınacak bir raporla tasfiyeye çalışan, hiç şüphesiz ki, Derin Devlet idi. Plan işleseydi, 28 Şubat Süreci’nde yaptıkları gibi, seçime girmeden iktidar olacaklardı. Ergenekon’un kirli komplosu keşfedilince önlem alındı, Ecevit iyileşti. Kendilerine teslim olmayan Ecevit’in partisini parçaladılar; 28 Şubat Süreci’nde Refah-Yol’un ortağı DYP’ye yaptıkları gibi (hatırlayalım, Genelkurmay Karargahı’na giren DYP milletvekilleri, ceplerinde “istifa mektupları” ile çıkıyorlardı). Hedefleri, B. Ecevit’siz, D. Bahceli’siz bir“Ergenekon Hükümeti” kurmaktı. 28 Şubat’ta hükümet yıkıp hükümet kurmaya alışmış medya patronlarının yardımıyla ta Almanya’larda işi pişirmeye kalkıştılar.

Tezgâhı öğrenen D. Bahçeli, erken seçim kararı aldırarak, halkı işin içine karıştırmadan iktidar olma planları yapan Ergenekon Çetesi’nin kirli oyununu bozdu. Ergenekon Çetesi, Bahçeli’nin bu tavrını unutmadı; onu partinin başından indirmek için çok uğraştı, en çirkin oyunu 2011’deki “MHP Kasetleri”ydi. Kirli kasetler başka partililere ait olduğu halde, hedef D. Bahçeli’ydi. İsmini aşağıda zikredecegim arkadaşın bu kasetlerle olan yakın ilgisini başka bir yazı konusu.

Bahçeli’nin girişimiyle öne alınan genel seçimlerde AK Parti tek başına iktidar oldu. Ergenekon Çetesi, başta TSK olmak üzere sistem içindeki elemanlarını harekete geçirdi. Onlarca darbe planıyapıldı. Plan, tek başına yeterli olmadığı için, darbe zemini hazırlamak için PKK 2004’te devreye sokuldu. Danıştay ve benzeri cinayetler işlendi, mitingler düzenlendi “kahrolsun irtica!”, “Turkiye laiktir, laik kalacak!” nutuklarıatıldı, vesaire.

Bütün yukarıdaki faaliyetlerle beraber, AK Parti’yi içerden çökertme planları da yapıldı. Hedef, AK Parti’yi zayiflatarak yönetemez hale getirmek ve nihayetinde istifaya zorlamaktı. 2005’lere geri dönüp oradan aktaracağım kısa kısa haberlerle günümüze kadar atlaya atlaya gelelim isterseniz.

Tarih: 15.02.2005 (1). “Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu, bakanlık görevinden ve AKP’den istifa etti.”

Tarih: 8.03.2005 (2). “AK Parti Yozgat Milletvekili Mehmet Erdemir de partisinden istifa ettiğini açıkladı. Erdemir´in istifası da Mumcu bağlantılı. Mumcu´nun ardından AKP Malatya milletvekili Süleyman Sarıbaş 21 şubat pazartesi, Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan da 24 şubat perşembe günü istifalarını sundu… Son olarak geçtiğimiz hafta İstanbul Milletvekili Göksal Küçükali istifa etmişti.”

Tarih: 16.03.2005 (3). “AK Parti Ardahan İl Başkanı Mehmet Ekinci ve yönetim kurulu üyeleri, milletvekili Kenan Altun’un çalışmadığı gerekçesiyle topluca istifa etti. AK Parti Ardahan Milletvekili Kenan Altun ise, il yönetiminin, çalışmadığı yönündeki şikayetler üzerine Parti Genel Merkezi tarafından görevden alındığını ileri sürdü”
Tarih: 31.10.2005 (4). “AKP Çorum Milletvekili Ali Yüksel Kavuştu, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Yücel Aşkın’ın tutuklanma biçimini eleştiren rektörlere, ‘Adam değil’ dedi.”

Tarih: 01.11.2005 (5). “Van Yüzüncüyıl Rektörü Yücel Aşkın’a destek vermek için Van’a giden ve Aşkın’ın tutuklanma biçimini eleştiren rektörlere ‘adam değil’ diyen AKP Çorum Milletvekili Ali Yüksel Kavuştu’nun ve onaylayan AKP Mardin Milletvekili Mehmet Beşir Hamidi’nin bu sözleri için rektörler Ankara’da‘hakaret toplantısı’ yapacak.”

Yukarıdaki kısa haberleri özellikle seçtim. Haberlerde ismi geçenlerin bazısının, mesela E. Mumcu’nun, 2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçimindeki olumsuz tavrını biliyoruz. Bu tavrın, kendilerine yapılan Ergenekon direktifi/tehdidi sebebiyle olduğunu daha sonra ortaya çıkan Ergenekon belgelerinden öğrendik. AK Parti’den istifalarının da Ergenekon baskısı/tehdidiyle olduğu tahmin ediliyor. Bir sonraki haberde, AK Parti’ye mensup milletvekillerini istifa etmek için Ergenekon’un hangi yollara başvurduğunu görüyoruz.

Tarih: 23.04.2006 (6). “3 AKP milletvekilinin 2003 Ekim’inde Ankara Beştepe Hacıbayram Mescidi’nde, Nur Cemaati’nin liderlerinden Mustafa Sungur’la çekilen görüntüleri bir istihbarat raporuna yansıdı. Raporun, AKP’den bir süre önce Anavatan’a geçen Yozgat Milletvekili Mehmet Erdemir’in video görüntüsünün yer aldığı sayfasında ‘04 Ekim 2003 günü. Beştepe Hacıbayram Mescidi’nde Nurcu Mustafa Sungur Grubu’nun sohbet toplantısında elde edilen görüntü’ ibaresi dikkat çekiyor.”

“AKP Çorum Milletvekili, İçişleri Komisyonu Üyesi Ali Yüksel Kavuştu ile Ardahan Milletvekili, Dilekçe Komisyonu Sözcüsü Kenan Altun’un görüntülerinin yer aldığı sayfalardan birinde ise şöyle yazıyor: ‘11 Ekim 2003, Berat Kandili gecesi Beştepe Hacıbayram Mescidi. AKP milletvekilleri A. Yüksel Kavuştu, Kenan Altun ve Mustafa Sungur’un sohbet görüntüsü.’ AKP milletvekilleri Kavuştu ve Altun’a istihbarat raporundaki fotoğrafları gösterdik. Kendilerini teşhis edip raporda belirtilen tarihte mescitte olduklarını doğruladılar.”

“Ali Yüksel Kavuştu- AKP Çorum Milletvekili: Diyanet’in müsaade ettiği bir mescitteyiz.İnkar mı edelim, gerçekten oradayız. Yanımızdaki çocuklarımız da olabilir. Bizi gizlice çekmişler. Namaz kılmak yasak mı? Suçumuz ne, vatandaş olarak bilelim. Bunu yapan MİT ya da olabilir. JİT olabilir. Kaçak çekmişler. Bize açıkca söyleselerdi, çekin, derdik. Bu görüntülerin üç sene sonra meydana çıkmasının manası nedir? Müslüman ülkesinde ibadet ederken bize mani çıkarmasınlar. Bunu yapanlarla ahirette hesaplaşacağız. Dinsiz bir devletin, milletin ayakta durmasına imkan yok. Herkesin inancına ayırım yapmadan saygı duyuyoruz.”

“Said Nursi hazretlerinin 130 eserini okudum. Tahkik etseler, Kuran’dan süzülmüş iman hakikatları olduğunu görecekler. Mustafa Sungur, Bediüzzaman hazretlerinin öğrencisi ve hizmetkárı. Onunla görüşmemin bir sakıncası mı var? Bizi görüntüleyip fişleyenler mertçe söylesin, milletvekili meyhaneye gidebilir ama mescide gidemez, desin.”

“Kenan Altun- AKP Ardahan Milletvekili: Evet, fotoğraftaki benim. Biz her yere gideriz. Hiçbir ayrım yapmayız.. Almanya ziyaretimizde Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) davetine de katıldık. Mustafa Sungur’la yakın ilişkim yok ama anlayamadım, Sungur Bey’in bir sakıncalı tarafı mı var? Bu fani dünyada bizi hangi düşünceyle görüntüye çekmişler? Bu kavga niye? Kardeşlik içinde yaşasak daha iyi değil mi?”
Bir sonraki habere geçmeden önce kısa bir not düşelim. 11 Ekim 2003’te Ergenekon elemanlarıtarafından gizli olarak çekilen görüntülerde ismi geçen Mehmet Erdemir’in 8 Mart 2005’te AK Parti’yi eleştirerek istifa etmesi (7), onun (ve diğerlerinin) bir önceki görüntülerle (veya buna benzer malzemelerle) tehdit edilerek istifa ettirildiği iddiasını güçlendiriyor. İsimleri zikredilen Ali Yüksel Kavuştu ile Kenan Altun’un da benzer baskılara maruz kaldığını, istifa etmedikleri için Hürriyet gazetesinde afişe edildiklerini/hedef gösterildiklerini tahmin ediyorum.

Milletvekili Ali Yüksel Kavuştu, görüntülerin MİT veya JİT’in işi olduğunu söylüyor. 2003’te MİT’in başında Şenkal Atasagun, JİT’in başında ise Levent Ersöz var. Atasagun, 28 Şubat Sureci’nde MİT’in başına getirildi. 1990’lı yıllarda görev yaptığı Şırnak’ta “Sarı Levent” ismiyle tanınan Ersöz, emekli Orgeneral Şener Eruygur’un adamı olarak biliniyor. Eruygur, emekliye ayrıldıktan sonra Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanlığı’na seçildi. 2007 yılındaki, Cumhuriyet Mitingleri’nin organizatörüdür. Aynı zamanda Ergenekon çetesinin önemli sanıklarındandır.

Ergenekon tarafından servis edildiği apaçık ortada olan bu haberin, dönemin CumhurbaşkanıA. Necdet Sezer’in, 12 Nisan 2006 tarihinde İstanbul’da Harp Akademileri Konferansı’nda yaptığı konuşmadan yaklaşık 10 gün sonrasına denk geldiğini de not edelim. Sezer, sözkonusu uzun konuşmasında “İrticai tehdit, kaygı verici boyutlara ulaşmıştır… İrtica siyasete, eğitime ve devlete sızmaya çalışmakta…”sözleriyle açıkça AK Parti Hükümeti’ni hedef almıştı. (8). Sezer’in suçlamalarına Başbakan Erdogan’in tepkisi aynı derecede sert oldu “Kimse bize irtica dersi vermesin… Dindar insanları siyasetten alıkoymak için konuşuyorsanız, bu millet sizi affetmez. Kimse irtica tehlikesi var demesin.” (9).

Sırası gelmişken, apoletli ve apoletsiz darbecilerin (ve destekçilerinin) dillerinden hiç düşürmediği, 28 Şubat post modern ilkel darbesinin birinci gerekçesi olarak gösterilen “irtica”in, Ergenekon’un yayın bülteni görevi yapan Hürriyet Gazetesi’ne yansıma istatistiğine bakalım: 2002: 97, 2003: 109, 2004: 81, 2005: 74, ve yukarıdaki Ergenekon ürünü malzemenin çıktığı 2006: 275! 2004 ile 2005’teki düşüşü, PKK’nin Ergenekon’un direktifiyle tekrar silahlı çatışmaya başlamasına bağlayabiliriz; tırmandırılan çatışmalar gundemi hafiften değiştirmiş olmalı.

“İrtica” istatistiklerine bakildiginida, sözkonusu gizli görüntülerin doğru zamanda (2006) ve doğru yere (Hürriyet) servis edildiğini görebiliriz! Çok profesyonelce bir iş! Ergenekon’un, meşru sivil hükümeti devirmek için üretilen bu tur malzemelere paralel olarak başka eylemleri de oldu 2006’da. Mesela, Rahip Andrea Santora, 5 Şubat 2006’da Trabzon’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. 5, 10 ve 11 Mayıs 2006 tarihlerinde Şişli’de bulunan Cumhuriyet Gazetesi merkezine el bombasıatıldı. Darbeye zemin hazırlamak için 2006’da tezgahlanan en önemli eylem ise, 17 Mayıs 2006 günkü Danıştay 2. Dairesine yönelik silahlı saldırıdır. Saldırıda Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin öldürüldü, 4 üye de yaralandı.

Danıştay Saldırısı, Ergenekon Çetesi’nin ABD’deki hamisi Neocon Çetesi’nin güdümündeki Hudson Enstitüsü’nün daha sonra sızan “kirli planı” ile ilişkilendirilmişti (10-14). Danıştay Saldırısı ’ndan sonra kopartılan ve aşağıda numunelerini vereceğim fırtınalar, bu saldırının çok profesyonelce, uluslararası bir planın ürünü olduğunu, hedefin meşru hükümeti yıkmak olduğunu gösteriyor. Onun için, Danıştay Saldırısı’ndan sonra atılan 18 Mayıs 2006 tarihli manşetleri, sarfedilen ifadeleri tekrar hatırlamakta fayda var (15):

“Laiklige kurşun” (Milliyet), “Kaşıya kaşıya” (Hürriyet), “Yargıya Türk-İslam sentezci saldırı”(Radikal; manşetin altında “Saldırırejimin temeline” ve “Çörtoğlu: En yetkililer saldırıya cesaret verdi” başlıklarını kullanmıştı), “Bu kez de aynı el” (Cumhuriyet; gazetede “Tehlikenin Farkında mısınız?”ve “Danıştay hükümeti suçladı:Yetkililer cesaret verdi, Hükümete tavır” şeklinde başlıklar atılarak saldırılardan hükümetin sorumlu olduğu izlenimini vermişti), “O üyeler vuruldu” (Güneş; gazetede manşetin altında “Türban hakkındaki kararlarından dolayı yobazların dış bilediği, dinci Vakit’in de hedef gösterdiği 5 Danıştay üyesi suikaste uğradı” yazılarına yer verilmişti), “Türkiye’ye kurşun” (Posta; gazetede Alparslan Arslan’in Türk-İslam sentezci olduğuna vurgu yapılarak “Allah’in askeriyiz, türban yüzünden cezalandırılacaksınız, Allah’in gazabı üzerinize olsun” şeklinde bağırdığıyazılmıştır). “Laik Cumhuriyete savaşaçtılar” (Takvim; gazetede saldırgan “mürteci, aşırı dinci” olarak tanımlanmıştı).

Ertesi günkü (19 Mayıs 2006) manşetler ve söylemler direk sivil hükümeti hedef alıyordu (unutulmasın, uluslararası odaklar tarafından planlanan saldırının amacı sivil hükümeti devirmekti): “Öfke”(Akşam; haberde “Yüksek Yargı temsilcileri, hukukçular, rektörler ve onbinlerce kişinin Anıtkabir’e akın ettiği, cenaze törenine katılan Çevre Bakanı’nm Polis kaskıyla kaçırıldığı haberlerine yer verilmişti), “Hükümete öfke” (Cumhuriyet). Takip eden günlerde kışkırtıcı, sivil hükümeti hedef alan, darbe çığırtkanlığı kokan manşetler atıldı, konuşmalar yapıldı. Sivil hükümeti hedef alan en provokatif konuşma, dönemin CumhurbaşkanıA. Necdet Sezer’inkisiydi: “Danıştay’a yapılan saldırı laik Cumhuriyet’e yapıldı. Saldırıya neden olanların tutum ve davranışlarını yeniden gözden geçirmeleri gerekir… Laikliği çeşitli biçimlerde yorumlayarak, için boşaltıp demokrasiyi, dolayısıyla devlet rejimini yıkmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.” Sezer’in hedefinde, yaklaşık bir ay önce kendisini “Kimse bize irtica dersi vermesin!” diye tersleyen Erdoğan ve hükümeti vardı şüphesiz.

Danistan Saldırısı gibi büyük bir planın darbe ile sonuclanmamasinin en büyük sebeplerinden biri Danıştay saldırganının suçüstü yakalanmasıydı.Yakalanmasaydı, suç hükümete yüklenecek, daha önce hazırlanmış manşetler ve planlanmış eylemlerle sivil hükümet yıkılacaktı.

Bu analizden sonra başladığımız haber akışına geri dönelim. Hurriyet’in manipülatif, operasyonel sızdırma haberinden bir gün sonra Yeni Şafak gazetesi olayı “Kim fişledi kim sızdırdı” başlığıyla analiz etti:

Tarih: 24.04.2006 (16). “Üç milletvekilinin 2003 yılında namaz kılarken gizli kamerayla görüntülenmesi ve üç yıl aradan sonra bu görüntülerin ‘tarikat bağlantısı’ yorumuyla basında yer alması ‘vekilleri kim fişliyor’ tartışmasına yol açtı (…) Milletvekilleri izlendiklerini, 3 yıl öncesine ait görüntülerinin Hürriyet gazetesinde yayınlanmasıyla öğrendi.”

“Olaya sert tepki gösteren AK Parti Çorum Milletvekili Ali Yüksel Kavuştu, ‘Bu fişlemeyi kimin yaptığını merak ediyorum. Fişlemeyi ya MİT ya da JİT yapmıştır. Kim yaptıysa mertçe ortaya çıkıp ‘ben yaptım; şu amaçla takip ediyordum’ demelidir (…) Milletvekilerinin ibadetlerinin takip edilmesi vahim bir durumdur. Vekile bunu yapanlar vatandaşlara akla gelmedik iftiralar atabilir’diye konuştu.”

“Görüntülerin 2003′te çekilmesine rağmen bugün piyasaya sürüldüğüne dikkat çeken Kavuştu, ‘Bu görüntülerin neden şimdi yayınlandığınımerak ediyorum’ şeklinde konuştu. Ardahan Milletvekili Kenan Altun ise milletvekili olarak ibadet etme hürriyetlerinin bulunduğunu belirtirken, ‘Fişlemenin kimin tarafından yapıldığını ben de merak ediyorum. Benimle ilgili başka fişlemeler var mı? Türkiye AB yolunda ilerlerken bu tür şeyler eskide kaldı. Eski yöntemlerle hiçbir yere varılamaz’dedi.”

“AK Parti’den isminin açıklanmasını istemeyen bir milletvekili ise ‘kendisinin de fişlendiği’ yolunda ihbarlar aldığını söyledi. Milletvekili, ‘bir ilçe kongresinde yaptığı konuşmanın JİTEM’in istihbarat raporunda yer aldığı’ yolunda kendisine haberler ulaştığını belirterek, ‘Ben henüz bu istihbarat raporunu görmedim. Ancak fişlendiğim konusunda dolaylı bilgiler edindim. İstihbarat raporunu temin edince kamuoyuna açıklayacağım’ şeklinde konuştu.”

Tarih: 10.09.2006 (17). “AKP Çorum Milletvekili Ali Yüksel Kavuştu’ya göre Gülen-Erdoğan arasında sorun yok. Erdoğan’ın cemaatlere karşı ‘kıyak veya cezalandırma’ politikası yürütmediğini anlatan AKP’li Kavuştu şöyle dedi: ‘Mahalli ve genel seçimlerde Gülen cemaati bizi desteklemedi. Başbakan cemaate karşıcezalandırma yöntemine başvurmadı. Süleymancılar DYP’yi desteklemesine rağmen Erdoğan hepsine eşit yaklaşmıştır. Gülen cemaati geçen hükümet döneminde Ecevit’i destekledi. Onlar iktidar kimseşimdiye kadar ona destek verdiler. Şu ana kadar bize desteklerini görmedim. Belki önümüzdeki süreçte görebiliriz.”

Milletvekili Ali Yüksel Kavuştu’nun“Gülen-Erdoğan arasında sorun yok”, ardından “Gülen cemaati bizi desteklemedi”ifadeler dikkatimi çekti. Kavuştu, Gülen Camiası hakkındaki bu fikirlerinden dolayı hedef alındığı akla gelebilir belki ama Ergenekon aleyhinde çalışanların başında Camia geliyor. Acaba, Camia’ya sızan, önceki yazımda bahsettiğim Derin Damar’a mensup birileri, Camia’nin güvenini kazanmak, Camia’daki yerini sağlama almak (deşifre olmamak) için mi Kavuştu’yu hedef aldı?

Tarih: 15 Aralik 2009. Vakit gazetesi, 15 Aralık Salı günü, “Ergenekon Hürriyet’i kullanmış”başlıklı bir yazıyla, Hürriyet gazetesinde 23 Nisan 2006′da “ADD’ye de gitmiştik” başlıklı haberin Ergenekoncular tarafında servis edildiğine dair bir haber yayınladı. Vakit’in haberini bulamadığım için onun aynısı/benzeri olan Yeni Şafak’ın “Ergenekon Hürriyet’i nasıl kullandı?” başlıklı haberini vereceğim.

Tarih: 15/16.12.2009. (18). “Ergenekon iddianamesinin ek klasörlerinde yer alan gizli tanık Ahmet Faruk’un ifadelerine göre, Hürriyet gazetesinde yer alan istihbarî haberin kaynağı Ergenekon! Fotoğrafı bizzat Levent Ersöz’ün yakınında çalışan gizli tanık Ahmet Faruk çekmiş…”

“Ergenekon soruşturması çerçevesinde yargılanan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, AK Parti milletvekilleri Ali Yüksel Kavuştu ve Kenan Altun’un, bir mescidde Mustafa Sungur Hoca ile gizli çekilmiş fotoğraflarını Hürriyet gazetesine servis etmiş. Hürriyet gazetesi de, Levent Ersöz’ün yakınları tarafından getirilen söz konusu fotoğrafları haberleştirerek yayınlamış.”

“23 Nisan 2006 tarihli Gülden Aydın imzalıhaberde, AK Partili iki milletvekilinin 4 Ekim 2003 tarihinde Beştepe Hacıbayram Mescidi’nde Bediüzzaman Said Nursi’nin talebesi Mustafa Sungur ile fotoğrafı yayınlanmıştı. Bir istihbarat raporuna girdiği söylenen fotoğrafla ilgili, ‘Nurcu Mustafa Sungur’un sohbet toplantısında elde edilen görüntü’ ifadeleri yer aldığı ileri sürüldü. Gizli tanık Ahmet Faruk, savcıya verdiği ifadede bu fotoğrafın kendisi tarafından çekildiğini ve birkaç yıl sonra Hürriyet’e sızdırıldığını itiraf ediyor.”

“Ahmet Faruk, bu tür gayri resmi ve gizli istihbarat çalışmalarını Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’le birlikte yaptıklarını anlatırken, şu ifadeleri kullanıyor: ‘Ben Mustafa Sungur hakkında medyaya itiraf şeklinde mektuplar yazacaktım. Mustafa Sungur’un erkek çocuklar ile cinsel ilişkiye girdiğini belirterek onu küçük düşürecektik. Bunların karşılığında Levent Paşa beni Hürriyet veya Doğan Grubu’nda başka bir yerde işe aldıracaktı. Hürriyet’te kendilerine çalışan bir ekibin olduğunu söylüyordu.’”

“Ersöz’ün Ankara’da Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığı’na atanmasıyla birlikte Ankara’da faaliyetlere başlayan gizli tanık Ahmet Faruk, ‘Buradaki çalışmalar tamamen siyasilere yöneliktir. Cemaat ilgisi olan milletvekilleri ile görüşülüp çekimleri yapılıyordu. (…) İstihbaratta çalışan Başçavuş Bayram Güleç’i cemaate ben sızdırdım.(…) Ankara’daki faaliyetlerimiz 1 seneye yakın sürdü. Bu çalışmalar neticesinde darbeye doğru gittiklerini anladım. Çünkü her defasında Ersöz Paşa, Başbakan’a küfür ederek, ‘indireceğiz bunları’ diye söylüyordu’ şeklinde ifade vermiş.”

“…Ergenekon iddianamesinin delil klasörlerinde, var olduğu iddia olunan Ergenekon Terör Örgütü’nün gizli çektiği fotoğrafların, Aydın Doğan’ın sahibi olduğu Milliyet gazetesi ile Aydın Doğan’ın ortak olduğu Cumhuriyet gazetesinde aynen yayınlandığı yer alıyor.”

“… Terör Örgütü üyeleri; Ankara’da, Feyzeddin Erol tarafından 18 Kasım 2003 tarihinde verilen ve dönemin AK Partili Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu, Afyon Milletvekili Ahmet Koca, Diyarbakır Milletvekili İhsan Aslan, Kocaeli Milletvekili Muzaffer Baştopçu, Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaplan, Siirt Milletvekili Ömer Gülyeşil ve Van Milletvekili Maliki Ejder Arvas’ın katıldığı iftar yemeğini gizli kamerayla çekmiş.”

“İftar yemeğinde çekilen görüntüler, Var olduğu iddia olunan Ergenekon Terör Örgütü yöneticisi olduğu gerekçesiyle yargılanan emekli Orgeneral Şener Eruygur ve emekli Orgeneral Hurşit Tolon’a getirilmiş. Şener Eruygur ve Hurşit Tolon’da bulunan gizli çekim görüntüleri, Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerine servis edilmiş.”

“Cumhuriyet Çalışma Grubu tarafından 18 Kasım 2003′te gizli kamerayla çekilen iftar yemeği görüntüleri, Milliyet gazetesinde 3 Ocak 2004 tarihinde (47 gün sonra) ‘Şeyhinin dergâhında’, Cumhuriyet gazetesinde de ‘Kutlu AK Parti’yi zorluyor’ ve ‘Kutlu tarikat yemeğinde’ başlıklarıyla manşetten yer almış.”

Çoğunu aktardığım haberin Vakit gazetesinde “Ergenekon Hürriyet’i kullanmış” başlığıyla verilmesi Hürriyet muhabiri Gülden Aydın’ı çok kızdırdıgi için haberinin kaynağını açıklamak zorunda kaldı. Aydın’ın kısa açıklamasını olduğu gibi sunuyorum:

Tarih: 16.12.2009 (19). “Vakit gazetesi, 15 Aralık Salı günü, ‘Ergenekon Hürriyet’i kullanmış’başlıklı bir yazıyla, Hürriyet gazetesinde 23 Nisan 2006’da ‘ADD’ye de gitmiştik’ başlıklı haberimin Ergenekoncular tarafında servis edildiğine dair bir iftira yayınladı.”

“Vakit’i gazete, yaptığını gazetecilik olarak görmüyorum. Bu yüzden kendilerine bir açıklama göndermiyorum. Sözüm, bu iftiraları sorgusuz alıntılayan ve yaygınlaştıran internet medyasına.”

“Ben, haberin kaynağı ile değil haberin kendisiyle ilgilenirim. Haber doğruysa, kimden geldiğine bakmam. Kendine gazeteci diyen de bakmaz zaten. Vakit’in iftirasında sakladığı şu: Haber doğru mu? Evet. Haberde ismi geçen AKP Milletvekilleri Ali Yüksel Kavuştu ve Kenan Altun’la konuşmuş muyum? Evet. Onlar fotoğrafı, haberi doğrulayıp bana röportaj vermiş,birlikte fotoğraf çektirmişler mi? Evet.”

“Demek ki haberle, haberin doğruluğuyla ilgili bir sorun yok. Geriye haberin kaynağı kim sorusu kalıyor. Haber kaynağının açıklanıp açıklanmaması konusundaki ilkesel tavrı biliyorum. Ama bana ve çalıştığım gazeteye karşı‘Ergenekonculuk’ suçlamasıyla haksız bir linç kampanyasının sürdürüldüğü bu dönemde, kendisinden izin alarak bu haberin kaynağını açıklıyorum.”

“Haber kaynağım: Polis Akademisi Öğretim Üyesi ve Taraf gazetesi yazarı Doç. Dr. Önder Aytaç.”

“Bu durumda Vakit iftiracılarının ve takipçilerinin, Önder Aytaç’ın Ergenekoncu olup olmadığını tartışmaları gerekiyor.”

Çok ilginç bir durum! Ergenekon Cetesi’nin, meşru hükümetin mensuplarını istifa ettirmek, dolayısıyla hükümeti zayiflatarak yıkmak için çektiği malzemeyi Hürriyet gazetesine servis eden, bir önceki yazımda Derin Devlet’in yeni tetikçi yapılanması olan “Derin Damar” Cetesi’nin elemanıolarak takdim ettiğim Önder Aytaç’mıș!
Bunca haberlere ve aradan geçen bunca zamana rağmen Önder Aytaç’ın Hürriyet’in sözkonusu haberi hakkında konuşmaması ve iddiaları reddetmemesi hakkındaki şüpheleri artırıyor! Levent Ersöz yapımı olan malzemeyi nereden temin etti? Neden Hürriyet gazetesine servis etti? Servis ettiği başka malzemeler de var mı? Zaman zaman gizli kasetlerden bahsederek hükümete gözdağı veriyor yazılarında ve twitlerinde; etrafındakilere “elimde birkaç bakanı götürecek malzeme var”dediği söyleniyor. Sözünü ettiği malzemeler de Ergenekon’dan mı miras kalma? Aytaç, Ergenekon Çetesi’nin Tuncay Güney gibi Gülen Camiasi’na yerleştirdiği (20) operasyonel bir eleman mi, yoksa Ergenekon’un evraklarını gazetelere servis eden sıradan bir “ofis-boy” mu?
Ergenekon Davası gizli tanığı Ahmet Faruk, hükümet mensuplarıyla birlikte Bediüzzaman’ın talebelerinden Mustafa Sungur’u da hedef alan sözkonusu fotoğrafların “Levent Ersöz’ün yakınları” tarafından Hürriyet’e servis edildiğini söylüyor. Bu durumda, Önder Ayraç, Levent Ersöz’ün yakınlarından biri olmuş oluyor! Bahsedilen yakınlık, akrabalıktan kaynaklanmıyorsa, ki sanmıyorum, “görev icabı yakınlık” olsa gerek.
Hakkındaki bunca şaibeye rağmen, Ergenekon Terör Örgütü’ne karşı oldukça iyi mücadele veren ve hala vermekte olan Gülen Camiası’nın televizyonunda program yapması, Camia’daki birçok yazar/zevat tarafından el üstünde tutulması ilginç. Üstelik, bazı Camia elemanlarına, mesela Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’ya, yeri geldiğinde ayar çekip tehdit ettiği halde (21; Aytac, “Sizin en yakınınızda zannettiğiniz insanlar bile… olup biten herşeyi bizimle paylaşıyorlar” ifadeleriyle Dumanli’yi tehdit ediyor, mensubu olduğu Derin Damar’in Camia’nin kılcal damarlarına kadar sızdığını ima ediyor)!
Bütün bunlara rağmen Önder Aytaç’ın Ergenekon ile olan ilişkisinin Camia tarafından şimdiye kadar sorgulanmaması ilginç! İlginç olan bir diğer konu, Levent Ersöz’ü tutuklatan Özel Yetkili Mahkeme savcılarının Önder Aytaç’ın ifadesine bile basvurmaması…
Haber kaynağı O. Aytaç’ı çok iyi tanıdığınıtahmin ettiğim Gülden Aydın’ın, “…Önder Aytaç’ın Ergenekoncu olup olmadığını tartışmaları gerekiyor” ağır lafına rağmen Vakit’in, bunca somut verilere ve iddialara rağmen, Önder Aytaç’ın Ergenekon bağlantısı hakkında bir satır haber dahi yapmaması ilginç!
Camia’nın ve Vakit’in sorgulamadığı Önder Aytaç’ın sorgulanma vakti gelmiş, hatta geçiyor. Sorgulamaya, onun MHP’ye kurulan komplo kasetleriyle olan ilgisini; bu kasetleri kullanarak Ergenekon’un hedefindeki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi hedef almasını; meşru sivil hükümeti hedef alırken Ergenekon yöntemlerini kullanmasını tahlil ederek devam edeceğim.

Dr. Cevdet Akbay-Nasname

1) http://www.habervitrini.com/haber/flas-flas-erkan-mumcu-hem-bakanliktan-hemde-ak-partiden-istifa-etti-163095/

2) http://www.haber7.com/haber/20081225/Ak-Partiden-bir-istifa-haberi-daha.php

3) http://www.habervitrini.com/haber/milletvekiline-kizan-ak-parti-il-yonetimi-istifa-etti-166765/

4) http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=168537

5) http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/printnews.aspx?DocID=3471023

6) http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4300123&tarih=2006-04-23

7) http://yenisafak.com.tr/arsiv/2005/mart/09/p10.html

8) http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=4262182

9) http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=4262353

10) http://www.nasname.com/Yazarlar/cakbay/1240.html

11) http://www.nasname.com/Yazarlar/cakbay/766.html

12) http://www.nasname.com/Yazarlar/cakbay/346.html

13) http://www.nasname.com/Yazarlar/cakbay/5962.html

14) http://www.nasname.com/Yazarlar/cakbay/4148.html

15) http://tr.wikisource.org/wiki/Ergenekon_iddianamesi/B%C3%96L%C3%9CM_IV_ERGENEKON_TER%C3%96R_%C3%96RG%C3%9CT%C3%9CN%C3%9CN_GER%C3%87EKLE%C5%9ET%C4%B0RD%C4%B0%C4%9E%C4%B0_EYLEMLER,

16) http://yenisafak.com.tr/arsiv/2006/nisan/24/g03.html

17) http://haber.gazetevatan.com/0/86873/1/Haber

18) http://yenisafak.com.tr/Gundem/Default.aspx?t=16.12.2009&i=229105

19) http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13212143.asp

20) http://www.haber10.com/haber/292554/

21) http://www.medyafaresi.com/yazi/784/onder-aytac-ekrem-dumanli-nin-bana-ayar-verme-gayreti.html

Haber Ara