AİHM: Anadilde eğitim, ifade özgürlüğüdür!
Eğitim-Sen, tüzüğündeki 'anadilde eğitim hakkı' ifadesinin kaldırılması için kapatma davası açılmasının ardından başvurduğu AİHM'deki davayı kazandı. Mahkeme, tüzüğe müdahaleyi, 'ifade özgürlüğü ihlali' olarak niteledi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-09-26 17:46:45
Sendikaya 7 bin 500 Euro (17 bin 250 TL) manevi tazminat ile 411 Euro (945 TL) masraf ödeyecek. Karara üç aylık itiraz süresi var.
Eğitim-Sen, tüzüğündeki "anadilde eğitim hakkı" ifadesi nedeniyle önce Valilik sonra Genelkurmay Başkanlığı'nca savcılığa şikayet edildi. Hakkında kapatma davası açıldı. Dava yerel mahkemede düştüyse de Yargıtay'da görüşülmeye devam ederken, sendika tüzükte değişikliğe gitti, ifade kaldırıldı. AİHM başvurusu sürecinde, 2011'de anadilde eğitim hakkı tekrar tüzüğe girdi.
Valilikten suç duyurusu
13 Ocak 1995'te kurulan Eğitim-Sen, Eylül 2001'de tüzüğünün 2. maddesinin üçüncü fıkrasına şu ifadeyi ekledi:
"Toplumun bütün bireylerinin, temel insan hakları ve özgürlükleri doğrultusunda, herkesin kendi anadilinde, cins ayrımcı olmayan, eşit, demokratik, laik, bilimsel, parasız ve kamusal nitelikli eğitim görmesini savunur."
Ankara Valiliği, 15 Şubat 2002'de Anayasa'ya ve sendikal kanunlara aykırı olduğu gerekçesiyle tüzükteki "anadil" ifadesinin silinmesini talep etti. Sendika kabul etmeyince, Valilik savcılığa 29 Mart'ta suç duyurusunda bulundu.
Savcılık ise "konunun parlamentoda tartışılması gerektiğini" belirterek 16 Temmuz'da takipsizlik kararı verdi.
Ancak Genelkurmay Başkanı'nın talebiyle Ankara Valisi sendikaya ifadenin çıkarılması için tekrar istekte bulundu.
"İfade özgürlüğü ihlal edildi"
Genelkurmay Başkanlığı'nın, 27 Haziran 2003'te Çalışma Bakanlığı'na yazdığı "sendikanın tüzüğünün değiştirilmesi için girişimde bulunulmasını arz ederim" yazısı üzerine Valilik harekete geçti. 12 Nisan 2004'te sendikanın kapatılması talebiyle yine suç duyurusunda bulundu.
Bu kez dava açıldı. Ankara 2 Nolu İş Mahkemesi, sendikanın "anadilde eğitim hakkı" ifadesini tüzükten çıkarması için önce 60 günlük süre tanıdı, ardından dava düştü. Dosya Yargıtay'a taşındı, karar bozuldu ancak mahkeme ilk kararında ısrar etti.
Eğitim-Sen ise 3 Temmuz 2005'te dava Yargıtay aşamasındayken tüzüğünden bu ifadeyi kaldırdı, dava düştü.
Sendika, AİHM'e başvurarak, mahkeme sürecinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) "ifade özgürlüğü" ve "sendika kurma özgürlüğünü" düzenleyen 10. ve 11. maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürdü.
AİHM, Türkiye'nin, kapatma davasıyla bu maddeleri ihlal ettiğine karar verdi ve dün verdiği kararla tazminata hükmetti.
Kararda, "anadil talebinin, ulusal güvenliği ya da kamu düzenini tehdit etmediğinin" altı çizildi.
"Sendikaya tüzük değişikliği baskısı yapmak üzere açılan kapatma davası, 'toplumsal ihtiyacın karşılanması' olarak açıklanamaz. Ayrıca, anadilde eğitim talebi, 'silahlı direnişi ya da şiddet kullanımını' özendiren bir kapsamda olmadığından da ifade özgürlüğü kapsamındadır."
Eğitim-Sen "anadilde eğitim" ifadesini 15 Mayıs 2011'deki 8. Olağan Genel Kurulu'nda tekrar tüzüğüne koymuştu. (AS)
SON VİDEO HABER
Haber Ara