Müjdat Gezen: 'Başbakan ne kadar delikanlı...'
Sanatçı Müjdat Gezen, Sözcü'ye verdiği röportajda Başbakan Erdoğan için 'Ne kadar delikanlı adammış, 300 korumuyla geziyor' dedi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-09-16 15:27:59
İşte o röportajdan satırbaşları:
ATATÜRK OLMASA EZAN SESİNİ DUYAMAZDIK
Atatürk oyunu için geri sayım yapan Müjdat Gezen, “Demokrasiye inanıyorum. AKP’ye de soruyorum. Başbakan’ın söylediğinin dışında fikir beyan edebilecek bir adam var mı?” dedi
Uğur Dündar yazmıştı; “İki büyük tehlike; Müjdat Gezen ve Levent Kırca!…” Eklemişti usta gazeteci en tehlikelisinin kim olduğunu; Müjdat Gezen! Önce hatırlayalım; Müjdat Gezen neden tehlike? Çünkü; 29 Ekim’de ilk kez sahneye koyacağı “1881-…” adlı oyununda Ulu Önder Atatürk’ü anlatıyor. Üstelik; ölüm tarihini koymadan, içimizde yaşadığı mesajını veriyor. “Hayatımın oyunu” diyor. Özel tiyatrolar içinde gelmiş geçmiş en pahalı prodüksiyona imza atıyor. Sponsor arıyor, bulamıyor, yılmıyor. Atatürk’ü anlamanın ve bir kez daha anlatmanın tam sırası olduğunu düşünüyor. Peki ya Müjdat Gezen’i anlamak? Orası izleyenlere kalmış artık…
EĞER TÜRKİYE'DE BİR TEHLİKE VARSA
Haklı mı Uğur Dündar?
1881’in bazı beyinler için tehlike olduğu muhakkak. Ama eğer Atatürk olmasaydı, o insanlar bugün ezan seslerini duyamayacaklardı. O nedenle, ben gözümü açtım Atatürk’ü gördüm. Gözümü kapadığımda da yine onu görmek istiyorum.
Sizce laiklik tehlikesi var mı?
Türk halkı laiklikten kolay kolay vazgeçemez. En kötü ihtimalle Türk halkının yüzde 60’ı içinde bulunduğu sistemden vazgeçemez. Buna imkan yok. Ama eğer Türkiye’de bir tehlike varsa, o karşı taraf için var!
Karşı taraf derken?
Bunlar inananlar ve inanmayanlar diye insanları bölüyorlar. Sonra da ‘Siz yaptınız bunu’ diyorlar. Onlar bizi karşı taraf olarak görüyorlar. O nedenle ben de onlara karşı taraf diyorum. Başbakan’ın tavrına bakın. Bütün yapılan hataları muhalefet yapmış oluyor. Bütün iyi şeyleri de hükümet yapıyor. Buna bir kere fizik olarak imkan yok. Ama halk inanmayı seviyor.
NE DELİKANLI ADAMMIŞ 300 KORUMA İLE DOLAŞIYOR
Bu inanmışlıkla başkanlık sisteminin de önü açılıyor mu?
Tek başına egemen olmak istiyor Tayyip Erdoğan. Ama ben ihtimal vermiyorum. Bakın, başbakan ikide bir ‘Biz’ diyor, ‘Beyaz gömleğimizi giyip de çıktık.’ İdamı kastediyorsa eğer, idamın kalktığını hem kendi, hem de Türk halkı biliyor. Bilmeyenleri nasıl kandırırım diye bakıyor. Ben de diyorum ki; ‘Ne delikanlı adammış; 300 korumayla dolaşıyor.’ Ama başbakan bilsin ki; bizim gömleğimizden başka hiçbir şeyimiz yok!
Afyon’daki ihmale ne diyeceksiniz?
Ağladım… Hüngür hüngür ağladım. Bu nasıl bir ihmalkarlıktır? Çok gücüme gitti. 20 yaşındaki çocukların, bu hayata bu kadar manasız bir şekilde veda etmeleri beni çok üzdü. Kumandanların yarısı içeride zaten. Ehliyetsiz ellere mi kaldı, ne oldu diye düşünüyor insan yani.
Terörün bu kadar ayyuka çıktığını hatırlıyor musunuz?
Hatırlayayım. Başarı da, başarısızlık da bu hükümete aittir. Metro yaptık diye övünüyor. Benim paramla yaptın, bana övünüyorsun. Metro yapmak belediyelerin görevleri arasında ayrıca. Bir belediye ‘Metro yaptım’ diye övünür mü? Ömer Seyfettin’in Diyet’i vardır. Adam kolunu keser verir, ‘Al bir daha konuşma’ diye. Sen de sonra benden vergi bekleme.
Teklif aldığınızı biliyorum. Hep geri çevirdiniz. Politikaya atılmanızın vakti geldi mi?
Birincisi; ben mesleğimi yapıyorum. İkincisi; bir partiye katıldığım zaman, artık onu eleştiremem. O partinin lideri ne yolda gidiyorsa, bizim de arkasına takılıp gitmemiz gerekir. Ki bu da bana uymaz. Demokrasiden bahseden bütün siyasi partilere şunu sormak istiyorum; Sizin kendi içinizde demokrasi var mı? Örneğin AKP demokrasiden bahsediyor. Sen dön de kendi içine bak. Demokrasi var mı? Başbakan’ın söylediğinin dışında bir tek fikir beyan edebilecek bir adam var mı? Yahut CHP’yi ele alalım… Onlara da soruyorum; sizin partinizin içinde demokrasi var mı? Ben öyle bir ortamın içinde bulunamam. Çünkü demokrasiye çok inanıyorum. Sahneye bir oyun koyarken; 40 tane öğrencimin 40 kere fikrini alıyorum. Bu oyunda da öyle. 10 bin sayfa kitap okudum. Çok araştırdım. Ama hâlâ soruyorum…
Uğur Dündar’da okudum; huysuz komşuya nasıl tahammül ettiğini soran oğluna Zübeyde Hanım diyor ki; “Evinde rahat etmek istiyorsan, komşularınla iyi geçineceksin.” Türkiye’ye bir mesaj gibi…
Bire bir gerçek o diyalog. Ama tam da günümüze uygun. Bütün komşularımızla kavgalıyız. İran, Irak, Suriye, Azerbaycan… Kavgalı olmadığımız kimse yok. Yani yine halka geliyorum; temiz yürekli Türk halkı bunlara nasıl inanıyor, ben de buna inanamıyorum. Sümer Tilmaç’ın kolunda ‘Atatürk’ yazan dövme var. Dalga geçmişler; ‘Kim o yahu’ filan demişler. Sonra Kütahya’da bir otelde kahvaltı vermemişler. ‘Siz nasıl Müslümansınız’ demişler. Korkunç yani, ne diyeyim…
ATATÜRK'Ü ANLATAN OYUN İÇİN SPONSOR BULAMADIM
“Hayatımın oyunu” diyorsunuz 1881 için. Çok da büyük bir prodüksiyon…
Kadroda 40 kişi ve 107 farklı rol var. Ben yazıp yönetiyorum. Müzikler Zülfü Livaneli’nin. Dekoru Leyla Gezen’e ait. Kostümlerini Atatürk defilesi de yapan Faruk Saraç hazırlıyor. Afişlerini ise Bedri Baykam yaptı. Makyajlarımızı Derya Ergün yapıyor. Her şeyiyle çok güzel bir çalışma oluyor.
‘Cebimden ödüyorum’
Maliyeti ne peki?
Nasrettin Hoca 40 paradan yumurta alıyormuş. Kırmızıya boyayıp, 30 paradan satıyormuş. Karısı demiş ki; ‘Hoca bu nasıl ticaret?’ Ben boyadan kazanıyorum’ diye yanıtlamış. Ben de bu oyunun her seansına 3 bin lira cebimden ekleyerek oynuyorum. Gazete ilanları, yevmiyeler, kostüm, dekor, ışık, efekt dahil bu kadar para gidiyor. Ama boyadan kazanıyorum. O boya da Atatürkçü gençlik ve Atatürk’ü seven milyonlar. Siz bakmayın Atatürk’ün gözden düşürülmeye çalışılmasına. Bunun gibi ne kadar çok kampanya açılırsa açılsın, her 10 Kasım’da insanlar birbirlerinin omzuna basıyor Anıtkabir’de.
Toplamda kaça mal olacak, hiç hesapladınız mı?
Sanıyorum; dekor ve kostümleri 90 bin lira civarında tutacak. Yani 100 bin lirayı buldurmayacağım. Çünkü bulursa hiç iflah olmam. Ama başka işler yapıp, oralardan aldığım paraları bu oyuna yatırarak döndüreceğim. Konuşmalar, konferanslar filan daha sık olacak hayatımda. Bu oyunu 4-5 yıl oynayacağız.
Sponsor bulsanız?
Bulamadım ki… Çok aradım. Hâlâ da arıyorum.
Turneler de olacak değil mi?
Şu anda belediyelere 5 turne bağlanmış durumda. Silivri, Büyükçekmece, Beşiktaş, Şişli ve Maltepe. Bunlar iç turneler. Ankara, İzmir, Adana ve Antalya da mutlaka olacak.
Hep CHP’li belediyeler…
Yok. Biri değil. Şişli CHP’li değil. Ama demokrat ve Atatürkçü bir belediye. Eğer bir AKP’li belediye çıkıp da ‘Biz de Atatürkçüyüz, gel bizde de oyna’ derse çok mutlu olurum.
Oyun için özel koltuk takımları da alındı…
Tiyatroda, altın varaklı koltuklar dikkat çekiyor. Müjdat Gezen, koltuklar için şunları söylüyor: “Yalnızca o koltuk takımına 10 bin lira harcadım. Çünkü Atatürk’ün oturacağı koltuğu, herhangi bir koltuk olarak görmek istemedim. Atatürk’ün gençliğinde gittiği bir Rum meyhanesi var. Onun koltukları da gelecek. Sonra bir mumya bebek yaptırdım Londra’da. Atatürk’ün ana rahminden çıktığı andaki hali. Birebir gerçek gibi. Atatürk’ün doğumuyla başlayacak oyun.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara