Kürt meselesi nasıl çözülmez?

Ali Haydar Fırat'ın değerlendirmesi:

Bugüne kadar hep “Kürt sorunu nasıl çözülür” diye konuştuk, tartıştık, yazdık, çizdik. Bütün bunlar yapılırken 30 yılda on binlerce insanımızı kaybetmekten öte bir sonuç elde edemedik. Bazen toplumlar ve insanlar, olayın ve olgunun doğrusal çözümü yerine onun tersten okumaya yönelik bir psiko-politik tercihi daha çok dikkate alır. Belki artık sorunun nasıl çözülemeyeceğini konuşmamız daha sağlıklı sonuç almamıza imkân tanır.

Dolayısıyla “Kürt sorunu nasıl çözülür” önermesi karşısına “Kürt sorunu nasıl çözülmez” önermesini koymak sorunun varlığının kabulüne, ona dair bugüne dek süregelen pratiğe ve neden çözülmesi gerektiğine dair güçlü bir algıya yol açar. Bu aynı zamanda yeni bir yol, yöntem arayışı ve zihinsel yoğunlaşmayı da beraberinde getirir.

İlk olarak “Kürt sorunu vardır” demekle de “Kürt sorunu yoktur” demekle de bu sorun çözülmez. Bugüne kadar bu soruna ilişkin gördüğümüz, duyduğumuz, tanık olduğumuz, açtığımız, kapattığımız hiçbir olay, olgu ve açılımla çözülmez. Soruna sadece siyasi veya ekonomik olarak, sadece terör ve güvenlik meselesi olarak bakınca ya da sadece eğitim ve feodalite ekseninde bakınca çözülmez.

Kürt sorunu “Kürt realitesini tanıyoruz” diyerek de “ AB ’nin yolu Diyarbakır ’dan geçer” demekle de çözülmez.
Kürt sorunu, “Kürt sorunu artık benim sorunumdur” deyip birkaç yıl sonra “Benim için Kürt sorunu bitmiştir” demekle de çözülmez.

Kürt sorunu, ABD ’yi arkana alarak ya da Kürtlerin yaşadığı devletlerle anlaşmalar yaparak kısacası konjonktürel, dış ilişkilerle de çözülmez.

Kürt sorunu “Benim de Kürt arkadaşlarım var ama onlarla hiçbir sorunum yok” diyerek de çözülmez.
Kürt sorunu şiddetin ve ölümün tarafı olarak da çözülmez. Kendinden taraf görerek şiddeti ve terörü yok etmeyi, yakıp-yıkmayı, insan kaçırmayı meşrulaştırarak da çözülmez.

Kürt sorunu, halkların kendi kaderini tayin hakkıyla da Kürtlerin haklarını kabul etmeyen yaklaşımlarla da çözülmez.

Kürt sorunu; asimilasyon, ret ve inkârla da toplumsal, bölgesel, siyasal ayrışmayla da çözülmez.

Kürt sorunu; buyurgan, tahakkümcü, rol tayin edici, eşitsiz ve sağlıksız bir dil ve söylemle de çözülmez.

Kürt sorunu; şiddetle de şiddeti kutsayan ve olumlayan yaklaşımlarla da çözülmez.

Kürt sorunu; faili meçhullerle de o failleri kollamayla da çözülmez.

Kürt sorunu; insanları taraf olmaya zorlamakla, zoru dayatmakla da çözülmez.

Kürt sorunu; dar etnisist, şoven ve kaba milliyetçi yaklaşımlarla da çözülmez.

Kürt sorunu; kutuplaşmalar, saflaşmalar, cepheleşmeler ve karşılıklı nefretle de çözülmez.

Kürt sorunu; milli birlik ve beraberlik söylemi ya da barışın arkasına gizlenmeye çalışılan şiddetle de çözülmez.

Kürt sorunu; samimi olmayan çabalar, içten olmayan kardeşlik temaları ve bin yıllık geçmişe yönelik yüceltici ifadelerle de çözülmez.

Kürt sorunu; parti kapatmakla, dokunulmazlıkları kaldırmakla ve siyasi alanı militerleştirmekle de çözülmez.

Kısacası Kürt sorunu bugüne kadar bildiğimiz, ezberlediğimiz yol, yöntem ve söylemlerle çözülmez.

İşte bütün bu denklemlerin, pratiklerin ve söylemlerin içinde kaldığımız sürece Kürt sorunu çözülmez.
(radikal)