Dolar

34,9448

Euro

36,7331

Altın

2.986,72

Bist

10.125,46

Kur'an'a yeteri kadar önem veriyor muyuz?

Kur'an, bütün insanlığa huzur kaynağı olacak şekilde eşsiz bir hazine olarak elimizin altında duruyor.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-09-07 14:24:24

Kur'an'a yeteri kadar önem veriyor muyuz?
Bize düşen, bu kurtuluş reçetesini duvarlarda asılı olduğu yerlerden kurtarmak, onu okuyup anlamak ve anladığımızı hayatımıza yansıtmaktır.

Bu gün sizle Alperen Yiğit isimli okurumuzun şu sorusunu paylaşmak istiyorum: "Yıllardır evimizin duvarında Kur'an asılı durur. Kur'an'a ayrı bir saygı gösterilir. Ancak bazı özel günler hariç evimizde Kur'an okunduğunu hatırlamıyorum. Ben de okumuyorum. Ne tavsiye edersiniz?"

Evet Alperen Bey, toplum olarak ihmallerimize kurban verdiğimiz bir konuyu dile getirmişsiniz. Bunun için size teşekkür ediyorum.

Kur'an, bize saadete giden yolları gösteren ilahi bir mektup gibidir. Bir insanın bu mektuptan uzak durması, onu açıp okumaması ne büyük kayıptır!

Şimdi gelin, isterseniz hep beraber bir zihin jimnastiği yapalım. Düşünelim ki evimize postacı bir mektup getirdi. Merak edip de mektubu okumak istemez miyiz? Belli ki mektup bize gelmiş ve içinde bizimle alakalı birtakım mesajlar var. Elbette merak ederiz ve hemen açıp okumak isteriz.

Hatta mektuptaki ifadeler Türkçe olmasa, başka bir dille yazılmış olsa bile dil bilen birisini bulur, tercüme ettiririz. İşte aynen bunun gibi Kur'an da Rabbimizden bize gönderilen bir mektup, özel bir mesaj gibidir. Şayet biz o mektubu okumayıp, güzel kılıflar içine koyarak evimizin en güzel köşesine asarsak ondan istifade edememiş oluruz.

KUR'AN KILIFLARA HAPSEDİLMEMELİ

Bu arada büyüklerimizin hakkını da yemeyelim. Elbette onlar Kur'an'a saygıdan dolayı ona bu muameleyi yapıyorlar. Ancak unutmayalım ki, Kur'an'ın okunmayıp kılıflara hapsedilmesi ona karşı büyük bir haksızlık ve aynı zamanda saygısızlıktır.

Burada şunu da ifade etmek gerekir: Kur'an sadece okunmak için gönderilmemiştir. O, okunsun, anlaşılsın ve yaşansın diye bir rehber kitap olarak bizlere gönderilmiştir. Onun içindeki mesajlar hayata uygulandığı takdirde insanlara hem bu hem de öte dünyada mutluluğu kazandırır.

Ayrıca Kur'an bizim için adeta bir kullanma kılavuzu gibidir. Nasıl mı? İsterseniz bir örnekle izah etmeye çalışalım. Şimdi düşünelim ki, sevdiğimiz biri bize bir cep telefonu alsın. Cep telefonunun kutusu açıldığında içinden minik bir kullanım kitapçığı çıkar. Kitapçığın üzerinde "kullanma kılavuzu" yazar. Bu kılavuzda o cep telefonunun en iyi şekilde kullanabilmesi için nelerin yapılması, nelerin de yapılmamasıyla alakalı bilgiler yer alır. Biz de o bilgiler ışığında cep telefonunu kullanırız.

Bu örnekte olduğu gibi, Kur'an-ı Kerim de bizim için bir kullanma kılavuzudur. Neyin kullanma kılavuzu mu? Elbette üzerinde yaşadığımız dünyamızın. Rabbimiz hem bu dünyada hem de ahirette mutlu olabilmemiz için bizlere bu kitap içinde birtakım hayat prensipleri veriyor. Bizden de bu prensipleri hayatımıza yansıtmamızı istiyor.

NİÇİN KUR'AN OKUMALI?

Yüce Allah kelamını bize anlatırken: "Ey insan­lar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdeki dertlere bir şifa, müminlere doğru yolu gösteren bir yol gösterici ve rahmet geldi" (Yunus sûresi, 10/57) buyurur. Bu ayete göre Kur'an, insanları kötülük ve günah­lara karşı uyaran, ikaz eden bir öğüt, insanın ruhî-bedenî her türlü rahatsızlıklarını giderici bir şifa, insanların yanlış yollara girmeden, doğru yolda yaşamalarını te­min eden bir başvuru ve başucu kitabıdır.

Aklıma bir büyüğümüzün konuyla alakalı sohbetlerindeki şu ifadeleri geldi. İsterseniz sözlerimizi o ifadelerle noktalayalım: Kur'an bütün insanlığa huzur kaynağı olacak şekilde eşsiz bir hazine olarak elimizin altında duruyor. Bize düşen, bu kurtuluş reçetesini duvarlarda asılı olduğu yerlerden kurtarmak, onu okuyup anlamak ve anladığımızı hayatımıza yansıtmaktır.

O yüzden Kur'an okumayı ihmal etmemeli, günlük hayatımız içinde mutlaka Kur'an'a yer ayırmalıyız. Allah bizleri Kur'an'dan ve onun nurlu yolundan ayırmasın.

SÖZÜN ÖZÜ

1. Kur'an Rabbimizden bize gönderilen bir mektup, özel bir mesaj gibidir.

2. Kur'an bizim için bir kullanma kılavuzudur. Neyin kullanma kılavuzu mu? Elbette üzerinde yaşadığımız dünyamızın!

3. Kur'an okumayı ihmal etmemeli, günlük hayatımız içinde mutlaka Kur'an'a yer ayırmalıyız.

BİR SORU-BİR CEVAP

Hayızlı bir hanımın tırnak veya saçlarını kesmesinde mahzur var mı?

Soru: "Hayız halinde bir kadının tırnaklarını veya saçlarını kesmesinin mahzurlu olduğunu duydum. Bu bilginin dinî bir dayanağı var mı?" Sevda Esenler

Bazı âlimlerimiz insanın mükerrem, yani saygıdeğer, hürmete layık bir varlık olmasından dolayı bu haldeyken saç veya tırnak kesmesini uygun görmezler. Dolayısıyla bu türlü işlerin gusül sonrası yapılması tavsiye edilir.
İnsan mükerremdir ve onun mükerrem olan bütün azalarına itina ve saygı gösterilmelidir. Bu, tırnak da olsa ait olduğu bedenden kirlilik halindeyken ayrılmamalıdır. İşte bu incelikten dolayı insan bedeninden kıl, tüy, tırnak parçaları gibi şeyleri cünüpken kesip atmaması uygun olur.

GUSLE ZARAR GELMEZ

Şunu da ifade edelim ki, insan cünüpken tıraş olur, tırnak keser, bedeninden herhangi bir parça ayrılmış olursa guslüne bir zarar gelmez.

Hayız hali devam eden hanımlar için de durum böyledir. Onlar da bu müddet içinde böyle bir temizlik yapmamalı, bu halden çıktıktan ve guslettikten sonra böylesi bir temizliği tercih etmeliler. Şayet yaparlarsa elbette bir şey de lazım gelmez. Gusül gerçekleşmiş olur. Bir vesveseye kapılmaya da gerek yoktur.

TEFEKKÜR ATLASI

Allahım, ne büyüksün!

İnsan gönül gözüyle; çiçeklerin çehrelerinde parıldayan manadan, ağaçların dal ve yapraklarında cilve çakıp duran canlılık ve güzelliklere kadar, çevresinde olup biten şeylere ibret gözüyle bakabilse, her şeyin ötelere ait sırlı hayat kaynağından fışkırıp geldiğini anlayacak ve tabiatın baş döndüren güzelliği karşısında büyülenip kendinden geçecektir.

O'nun eşsiz sanatı

Eşyadaki bütün bu süslü vaziyetler, bu baş döndürücü keyfiyetler, bu birbirine tebessüm edip yardıma koşmalar Rabbimize açılan birer penceredir. Bize düşen bu pencerelerden bakıp her biri birer hikmet goncası olan O'nun eşsiz sanatlarını seyrederek büyük bir heyecanla, "Allahu ekber - Allahım ne büyüksün" diyebilmektir. (Ali Demirel/Bugün Gazetesi)

SON VİDEO HABER

Emlakçılar arasında silahlı çatışma: 2 ölü

Haber Ara