Dolar

34,9513

Euro

36,7101

Altın

2.995,83

Bist

10.068,75

Kardeş kıskançlığını nasıl önleyebiliriz?

Kardeşler arası geçimsizlik ve bu geçimsizliğin kökenindeki kıskançlık duygusu, birçok ilenin yaşadığı bir problemdir. Kaç yaşında olursa olsun çocuklar için, anne babanın sevgisini bir kardeşle paylaşmak zordur.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-09-05 14:50:44

Kardeş kıskançlığını nasıl önleyebiliriz?
Kardeşler arası geçimsizlik ve bu geçimsizliğin kökenindeki kıskançlık duygusu, birçok ilenin yaşadığı bir problemdir. Kaç yaşında olursa olsun çocuklar için, anne babanın sevgisini bir kardeşle paylaşmak zordur.

Özellikle uzun zaman evin tek çocuğu olarak büyümüş ve ilgi odağı olmuş çocuklar, eve aniden ilgi odağı bir bebeğin gelmesini kolay hazmedemezler.

Bebekler tabi olarak ilgi isterler. Çünkü birçok konuda tamamen annenin bakımına ve ilgisine muhtaçtırlar. Böyle sürekli kucakta taşınan, sık sık emzirilen ve bakımı yapılan sevimli yavru, büyük kardeşin gözünde bir ilgi hırsızıdır.

Daha da kötüsü büyük kardeş, ailelerine katılan bu yeni üyeyi sevmediğini açıkça söyleyemez. Çünkü anne babasının, kardeşini kıskandığı için ondan nefret edeceğini düşünür. İçin için karma karışık duygular besler ve tuhaf hareketler yapar. Mesela, kardeşini çok sevdiğini ispat etmek ister gibi başucundan ayrılmaz. Kucağına almak ister. Abartılı bir şekilde öper, sıkıştırırcasına kucaklar. Oyun oynuyorum diye kocaman oyuncakları beşiğine doldurur. Bu ve buna benzer bir sürü acayip hareketiyle annesini büsbütün korkutur.

Bu sefer anne, küçük kardeşine zarar vermesinden korkarak, onu bebekten uzak tutmaya çalışır. Bu ise büyük kardeşin daha çok zoruna gider. İçine kapanmasına veya huysuzluk etmesine sebep olur.

Birçok zaman göze batacak şekilde bebeksileşir. Mesela altına kaçırır veya bebeksi bir telaffuzla konuşur. Ama ne yaparsa yapsın ilgi geri gelmemektedir. Aksine her yaptığı, daha çok gözden düşmesine sebep olmaktadır.

Annenin sevgisini geri kazanmasının mümkün olmadığını gördükçe işi huysuzluğa vurur. Artık iyi çocuk olmaktan vazgeçmiştir, kötü davranışlarla dikkat çekmeye çalışabilir. Elbette her zaman böyle olmak zorunda değildir.

Doğumdan Önce Alınacak Tedbirler

Aslında kardeş kıskançlığı kaçınılmaz bir durum değildir. Ailenin doğum öncesinden başlayarak alacağı tedbirlerle kardeş kıskançlığı en aza indirilebilir.

Her şeyden önce, ilk çocuğunuzu aşırı ilgiye alıştırmayın. Genellikle ilk çocuklar, anne babanın en hevesli olduğu döneme rast gelirler ve yoğun bir alaka görürler. Çocuğun her yaptığı ilgi odağı olur, büyük annelere ballandırıla ballandırıla anlatılır. Hemen her kıyafetiyle fotoğrafları çekilen çocuğa, bir oda dolusu oyuncak alınır.

Gereksiz yere her konuda çocuğun tercihi sorulur ve ona göre hareket edilir. Elbette bu abartılı ilgiden sonra birden bire gözden düşmek, çocuğunuzun hazmedemeyeceği bir durum olacaktır.

Hem bu abartılı ilgi, kardeş kıskançlığı dışında da sorunlara sebep olur. Çocuğunuzun olgunlaşmasını engeller. Sürekli ilgi görme ihtiyacı hisseden, bencil ve şımarık biri olmasına sebep olur. İleride anaokuluna ve okula alışmasını da zorlaştırır.

Çocuğunuzun sağlam kişilikli bir şekilde yetişip olgunlaşması için ona ılımlı bir alaka gösterin. Sevginizi kazanmak için güzel ve doğru hareketler göstermesini beklediğinizi belli edin. Zaten yapması gereken şeyler için abartılı bir şekilde ilgi göstermeyin. Sadece takdir edin ve zaten bunu yapması gerektiğini bilmesini sağlayın.

Paylaşmaya Alıştırın

Çocuğunuzu kardeş gelmeden çok önce paylaşmaya alıştırın. Kendine ait odası olan, her şeyi istediği gibi düzenlemeye alışan bir çocuk, hayatını yeni bir kardeşle paylaşmak istemeyecektir. Bu sebeple her şeyin kontrolünü onun eline vermeyin.

Oyuncak ve eşyalarını, misafirlerin çocuklarıyla paylaşması gerektiğini öğretin. Fedakâr davranışlarını övün, bencil davranışlarından hoşlanmadığınızı belli edin.

Davranışlarınızla benmerkezcilik duygularını pekiştirmeyin. Mesela sürekli onun ne istediğine veya istemediğine odaklanmayın. Başkalarına bundan bahsedip durmayın.

Onu kendi kendine bakabilecek şekilde yetiştirin. Çocuğunuzun yaşına uygun bir gelişme gösterebilmesi için de bu gereklidir. Çocuğunuz kendi yemeğini yemeğe, elini yüzünü yıkamaya, üstünü değiştirmeye alışsın.

Yaşına uygun bazı işler yapsın ve hatta yardım etsin. Bu gibi olumlu davranışlarla takdir görsün.
Doğumdan önce çocuğunuzu yakında kardeşi olacağı fikrine alıştırın. Bununla ilgili olarak onun fikrini sormayın. Bazen çevrenizdeki kişiler çocuğunuza “Bir kardeşinin olmasını ister misin?” gibi gereksiz sorular sorabilirler.

Çocuklara, böyle bir konuda söz hakkı varmış gibi davranmak saçmadır. Bu gibi anlamsız sorular, onların benlik sınırlarını öğrenmelerini zorlaştırır.

Onun yerine “Kardeşin olunca birlikte oyun oynayacaksınız. Parka gideceksiniz. Ne kadar da eğleneceksiniz kim bilir” gibi güzel şeylerden bahsetmek daha doğrudur.

Bebek için hazırlık yaparken çocuğunuzu dışlamayın, çeşitli vesilelerle onu da hazırlıkların parçası haline getirin. Mesela bebek alışverişi yaparken aldığınız eşyaları gösterin ve benzerini daha önce ona da aldığınızı anlatın. Fotoğraflarını gösterin.

Bazı giyeceklerin aynı renk veya benzerini alarak “İkiniz kardeş kardeş giyersiniz” diye kardeşlik duygularına hazırlayın.

Doğumdan Sonra

Yeni bir bebek dünyaya getiren annenin, onunla daha fazla meşgul olması tabidir. Ayrıca, kendisi de loğusa olduğu için ve bebek görmeye gelenlerle meşgul olacağı için, büyük kardeşin ihmale uğraması kaçınılmazdır.

Bunu mümkün olduğu kadar telafi etmeye çalışın. Mesela, yatma saatinde onunla birlikte bir süre zaman geçirin. Ona masal okuyun.

Baş başa kalabildiğiniz zamanları bol bol konuşarak değerlendirin. Onun kendini ifade etmesine imkan verin. Mesela siz mutfakta meşgulken o da size öğrendiği bir hikayeyi anlatabilir.

Onu dinlemek size hiçbir şey kaybettirmez. Çocuğunuz kendini ifade ettiği müddetçe kötü duygularla daha kolay baş edebilir.

Bebeğin bakımıyla meşgul olduğunuz zamanlarda da onunla konuşabilirsiniz. Küçük getir götür işleriyle size yardım edebilir. Bebekle ilgilenirken ona kendisinin küçüklüğünden bahsedebilirsiniz. “Sen de küçükken muzu çok severdin” gibi sözlerle, hala onun bebekliğini hatırladığınızı anlatabilirsiniz.

İki kardeşin ortak dolapları ve çekmeceleri olabilir, eşyalarını yan yana koyarak, ikisinin aynı değerde olduklarını gösterebilirsiniz. İkisinin fotoğrafını yan yana koymak gibi simgesel hareketlerle, onları ayırt etmediğini gösterebilirsiniz.

Kardeş Büyüdükçe

Bebek büyüdükçe daha az bakıma ihtiyaç duyar hale gelir. Bu dönemde abla veya ağabeyin oyunlarına katılmak ister. Küçük kardeşler büyüklerini örnek alırlar. Onların dünyasına girmek isterler. Ama bazen büyük kardeşler küçüklerin oyununa karışmasını istemez.

Beceremedikleri halde her şeyi yapmak istemelerine kızarlar. Onlara bir şeyler öğretmek yerine kendi kendilerine eğlenmek isterler. Bilhassa aradaki yaş farkı büyükse, büyük kardeş kendi başına veya yaşıtlarıyla oyun oynamak ister.

Bu konularda kardeşler arasında adil ve dengeli bir tutum takınmak gerekir. Mesela büyük kardeş bencilce davranıyor, kardeşinden her şeyi esirgiyorsa zaman zaman bazı şeyleri paylaşması istenebilir.

Ancak onun da henüz çocuk olduğu unutulmamalıdır. Sürekli kardeşine bakıcılık yapmaya mecbur edilmemelidir.
Öte yandan küçük kardeş baskın davranıyor, büyüğün yapabildiği şeyleri kendisi yapamadığı halde, ona mani oluyorsa buna da izin verilmez.

Aileler çocuklardan birine zaaf gösterip adaletten ayrılırsa bu davranış tarzı diğerinde tepkiye sebep olur. Mesela büyük kardeşe, sürekli “Küçük kardeşin görüp özeniyor, bu yüzden bisiklete binme” diye engel olunursa kardeşinden nefret eder. Çoğu zaman adaletsiz davranışların hıncı kardeşten çıkarılır.

Bu sebeple kardeşleri birbiriyle kıyaslamak, aralarında ayrımcılık yapmak, bir tarafın diğerine zulmetmesine seyirci kalmak gibi, nefret ettirici davranışlardan sakınmak gerekir.

O Hala Çocuk

Çocuğunuzun birden bire büyümesini beklemeyin. O hala çocuktur ve sizin affediciliğinize ihtiyacı vardır. Ondan aşırı olgun davranmasını bekleyerek ikiyüzlülüğe itmeyin.

Ufak tefek hataları görmezden gelin, yüzüne vurmayın. Kardeşler arası ilişkilere çok fazla müdahale etmeyin. Her şikâyet edişlerinde olaya müdahil olmayın.

Eğer her şikâyete gelişlerinde olaylara karışırsanız hem şikâyet etmeye alıştırırsınız, hem de “Hep onu tutuyorsunuz” diye suçlamalarına maruz kalırsınız.

Eğer bir taraf zulmediyorsa adil bir şekilde hüküm verin. Çoğu zaman da bir tarafı suçlamadan her ikisine birden öğüt verin ve “Güzel geçinin,” deyin.

Güzel geçinmeyi ve paylaşmayı öğrenmeleri için her iki tarafı da mahrum eden bazı yaptırımlar uygulayabilirsiniz. Mesela:
“Eğer güzelce paylaşamayacaksanız o zaman ben de bu oyuncağı ihtiyacı olan birine vereceğim”
“Güzel güzel oynamayı öğrenmeyecekseniz ben de sizi parka götürmeyeceğim” diyebilirsiniz.

Kısacası olgun, düşünceli ve ölçülü davranın. Siz ne kadar ölçülü davranırsanız bu sorunu o kadar hafif yaşayacaklardır.(islamihayat)
SON VİDEO HABER

Şam'daki tarihi Emevi Camii'nde ilk Cuma namazı

Haber Ara