Umuda yolculuğun zorlu durağı: Es-Selame Sınır Kapısı

Saldırılardan kaçanlar araçlarla ya da yürüyerek yaptıkları zorlu yolculukların sonunda sınır bölgesine ulaşabiliyor. Fazla yük yapmamak için yanlarına belli eşyalarını alan Suriyeliler, sınır kapısında Özgür Suriye Ordusu'na bağlı görevlilerce daha önce TIR'lar için kullanılan giriş ve çıkış alanlarına yönlendiriliyor.

Üstü kapalı, iki ucu açık bu geçiş alanlarda yerlere serdikleri battaniyelerde oturan göçmenler, geceyi de yanlarından bir an olsun ayırmadıkları eşyalarıyla yine burada geçiriyor. Çok geniş olmayan bu alanlarda çocuğundan yaşlısına yüzlerce kişi uyuyor.

Türkiye'den gönderilen yemeklerle sabah ve akşam karınlarını doyuran göçmenlere, yine Türk tarafından verilen gıda ve ilaç yardımlarıyla da kolaylık sağlanıyor.

Römorklarla su dağıtımı

Traktörlere bağlı römorklarla dağıtılan suları yanlarındaki plastik şişelere doldurarak kullanan göçmenlerin arasındaki çocukların fazlalığı da dikkat çekiyor. Zorlu şartlara aldırış etmeden zaman geçirmeye çalışan çocukların oyuncakları bazen boş bir pet şişe bazen de buldukları ağaç dalları oluyor.

Kadınlar ise ellerinde yıkadıkları kıyafetleri giriş alanlarına astıkları iplerde kurutmaya çalışıyor. Yanlarına aldıkları Suriyeli göçmenler zamanlarını kurtuldukları saldırıları anlatarak geçirmeye çalışıyor.

Binlerce kişinin kaldığı söz konusu bölgelerde tuvalet konusunda da sıkıntı yaşanıyor. Kalabalık nedeniyle temizliğin de sorun olduğu bölgenin güvenliği Özgür Suriye Ordusu askerlerince sağlanıyor.

Gazetecilerle konuşmaktan çekinen göçmenlerin en büyük hayalini ise Suriyelilerin Türkiye'deki kaldığı kamplara bir an önce yerleştirmek oluşturuyor. Göçmenler Türkiye'nin yanı sıra diğer devletlerden yardım beklediklerini de kaydediyor.

Yaşadıkları dramı paylaştılar

Suriye rejimine bağlı askerlerin saldırıları devam ediyor. Bu saldırılardan kaçanların anlattıkları ise hükümete bağlı ordunun ''acımasız'' yüzünü gösteriyor.

Esed rejimine bağlı ordunun saldırılarından kaçışları sürüyor. Suriye-Türkiye sınırındaki Es-Selame Sınır Kapısı da hayatta kalan ve başka ülkeye gidemeyen Suriyelilerin mekanı oldu.

Azez'deki saldırıların ardından Mari köyündeki evini terk etmek zorunda kalan Reca Mecar adlı kadın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çok zor günler yaşadıklarını belirtti. Gece yattıkları sırada hava saldırısına uğradıklarını dile getiren Mecar, evlerine bomba atıldığını bildirdi.

Avluya düşen bomba sonucu birçok akrabasının ağır yaralandığını ve Türkiye'ye getirilerek tedavi edildiğini anlatan Mecar, ''Biz Allah'ın rahmeti altında yaşamak istiyoruz ama yönetim buna müsaade etmiyor'' dedi.

Azez'e yapılan saldırılarda Terifat bölgesinden kaçan Suzan Hacı Ali ise uçağın sabahın erken saatlerinde yaşadıkları bölgeyi vurduğunu söyledi.

Bombalı saldırıya uykuda yakalandıklarını vurgulayan Ali, yanlarındaki eve bomba düştüğünü ve yıkılan evde komşularının hayatını kaybettiğini bildirdi. Özellikle küçük çocuklarının saldırıda çok korktuğunu belirten Ali, Esed yönetiminin saldırılara son vermesini istedi.

Hükümete bağlı ordunun saldırıları nedeniyle birçok kişinin hayatını kaybettiğini ya da evlerini bırakarak kaçmak zorunda kaldığını dile getiren Ali, yabancı devletlerden kendilerine yardım edilmesi talebinde de bulundu.

'Sivil ya da çocuk ayırmıyorlar''

Halep'teki saldırılar nedeniyle evlerini terk eden Türkmenlerden Muhammed Hüseyin ise Esed rejimine bağlı uçak ve helikopterlerin çocuk ya da sivil ayrımı yapmadan vurduğunu savundu.

Saldırıların Ramazan ayında da devam ettiğini ifade eden Hüseyin, şunları kaydetti:

''Bir gece yattığımız sırada şiddetli patlama sesi duyduk. Patlamayla evimizin sallandığını hissettik. Pencereden baktığımda yanımızdaki evin bombalandığını gördüm. Ev kullanılamaz duruma gelmişti. Saldırıda komşularımızdan bazıları öldü. Bunun üzerine tüm ailemle bir araca binerek Türkiye sınırına doğru kaçtık. Türkiye'nin bize yardımlarından dolayı büyük mutluluk duyuyoruz. Biz sadece haklarımızı istiyoruz. Ülkemizde verdiğimiz de sadece bunun mücadelesi. Bu konuda diğer ülkelerin de desteğini bekliyoruz.''