Dolar

34,8642

Euro

36,6029

Altın

3.039,20

Bist

10.058,47

Davutoğlu'ndan İİT İnsan Hakları Komisyonu'na raportör ve müeyyide tavsiyesi

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) beş yıldır süren reformların en önemli yapı taşlarından birini hayata geçirerek bünyesinde ilk defa Daimi Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu kurdu. Komisyonun bugün Ankara'da gerçekleştirilen ikinci toplantısına katılan

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-08-27 10:23:48

Davutoğlu'ndan İİT İnsan Hakları Komisyonu'na raportör ve müeyyide tavsiyesi
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) beş yıldır süren reformların en önemli yapı taşlarından birini hayata geçirerek bünyesinde ilk defa Daimi Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu kurdu. Komisyonun bugün Ankara'da gerçekleştirilen ikinci toplantısına katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, komisyondan övgüyle bahsederek, bazı tavsiyelerde bulundu.

İslam coğrafyasında insan haklarının yaşandığı yerlere komisyon tarafından bir raportör gönderilmesi önerisini dile getiren Davutoğlu, hazırlanacak rapor sonucuna göre de müeyyideler uygulanması gerektiğini söyledi.

Ankara Palas'ta gerçekleştirilen İİT Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu ikinci toplantısının açılışında konuşan Ahmet Davutoğlu, İslam dünyasında hiçbir mezhebi, etnik kaygı taşımadan bütün insanların eşit yaşadığı yeni bir siyasal anlayışın egemen kılınması gerektiğini vurguladı. Ortadoğu'da siyasal anlamda değişimlerin yaşandığı bir ortamda böyle bir komisyonun kurulmasının çok doğru ve zamanlı olduğunu belirten Davutoğlu, bu dönemde toplantıların daha sık yapılması ve bu konudaki tartışmaların daha odaklanmış bir şekilde yürütülmesinin önemli olduğunu kaydetti.

Komisyonun bu çalışmalarının, inşa edici bir şekilde insan hakları kavramının siyasal sistemler içerisine yerleştirilmesi çabasının pozitif ve yapıcı bir katkı olduğunu ifade eden Bakan Davutoğu, "Bir de engelleyici katkılar yapmamız lazımdır. Nerede bir insan hakları ihlali olursa önce bağımsız daimi komisyon bir rapor hazırlamalı ve buna karşı hangi ülkede olursa olsun hepimiz ortak tavır takınmalıyız." dedi.

Davutoğlu, "Mali'deki İslam kültür mirasının tahrip edilmesi karşısında önce başka ülkelerin değil önce bizim isyan etmemiz lazım. Oradaki eserler sadece Malilere ait değil, onu korumak sadece malililerin sorumluluğu değil, hepimizin sorumluluğudur." diye ekledi. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Filistin konusundaki her insan hakları ihlalini gür bir sesle hep beraber hiçbir hak gözetmeden dünya gündemine bizim taşımamız lazım. Benim tavsiyem bir insan hakları raportörünün uygulamasının süratle devreye sokulması lazım. Bir olay mı var, ihlal mi var? İİT bir raportör oraya göndersin. Mali'ye, Filistin'e, Suriye'ye..Ve hazırlayacağı rapora göre İİT gerektiğinde bazı müeyyideleri gündeme sokabilsin. Aksi takdirde müeyyidesi olmayan bir komisyonun yapacağı çalışmalar teorik kalır. Bu müeyyideyi ortaya koyabilmek için de kimseden çekinmememiz lazım. Bu mesele artık İslam dünyası için bir varoluş meselesidir. Bütün Müslümanların üslenmek zorunda olduğu bir misyondur."

Kendisinin de şahsen bu komisyonun üyesi olmak istediğini ve bunu tarihi bir misyon olarak kabul edeceğini kaydeden Davutoğlu, "Bakanlık dışında bir görev alma imkanım olsaydı ben bu komisyonun üyesi olmak isterdim. Bunu da tarihte bana yüklenmiş en büyük misyon olarak görürdüm. Bu komisyon teknik bir komisyon değildir, felsefi bir komisyondur zihniyet komisyonudur. Siyasilerden çok daha üstün siyasileri de hesaba çekecek bir komisyon olarak görüyorum. Kendinizi bağımsız addedin. Bütün Müslümanlara karşı sorumluluk sahibisiniz." şeklinde konuştu. Davutoğlu'nun bu sözleri komisyon üyelerinden de alkış aldı.

"SURİYE'DE HİÇBİR DİNİ TOPLULUĞUN HAMİSİ DEĞİLİZ, BAŞKASI DA OLMAMALI"

Konuşmasında İslam dünyasında etnik veya mezhepsel ayrılıklar olmaması gerektiğine değinen Davutoğlu, Suriye konusunda da örnek verdi. Davutoğlu, "Suriye'de hiçbir dini topluluğa herhangi başka bir devletin hamiliği söz konusu olamaz. Çok açık söylüyorum; Türkiye, Suriye'de hiçbir dini topluluğun hamisi değildir, hiçbir ülkenin de böyle bir hamilik rolü oynamaya hakkı yoktur. Bir Avrupa ülkesi Hristiyanların, Ortadoğu ülkesi Şiilerin bir başka Ortadoğu ülkesi Sünnilerin hamisidir diye bir yaklaşım Suriye'yi de bizim medeniyetimizi de yok edecek bir anlayıştır. Biz Suriye'deki kardeşlerimizi hangi dini ya da etnik mezhebe mensup olursa olsun insan hakları açısından aynı görüyoruz. Bu anlayışı kendi içerimizde yerleştirirsek İslamofobi'ye karşı en etkili çözümü kendi içimizde bulmuş oluruz." ifadelerini kullandı.
SON VİDEO HABER

Beşar Esed'ın kardeşi işkenceci Mahir Esed'ın evi

Haber Ara