Silahların gölgesinde geçen ramazan ayı!

Suriye halkı, bombaların ve kurşun seslerinin altında, silahların gölgesinde, el feneri ışığının aydınlattığı evlerde, mübarek Ramazan ayını geçirdi. Sivillerin sığındıkları güvenli bölgelerde savaşın sonucunu beklerken, direnişçiler ise daha zor şartlarda tuttukları oruçlu halleriyle Esed ile mücadele ediyor

Arap ülkelerinde yaşanan isyanın son durağı olan Suriye’de, Ramazan ayı bir iç savaşın ortasında geçirildi. Suriye halkı, bombaların ve kurşun seslerinin altında, silahların gölgesinde, el feneri ışığının aydınlattığı evlerinde, mübarek Ramazan ayını idrak etmeye çalıştı. Suriye diktatörü Beşşar Esed ile mücadele eden muhalifler arasında devam eden iç savaş nedeniyle Suriyeli sivil halk, Ramazan ayı boyunca acı, keder, gözyaşı ve kanla yatıp kalktı. Esed’in hedef gözetmeden, rastgele helikopter, uçak ve tanklarla yaptığı bombalamalar sonucunda, sivil halk önce evlerini ardından da Suriye’yi terkediyor.

Halep’in bombalanmasından dolayı şehirde yaşayan insanlar kırsal kesimlere veya bombalamanın olmadığı diğer şehirlere göç ederken, ikinci adımda sığınılan güvenli limanların başında ise Türkiye, Lübnan ve Ürdün geliyor. Halep’in kırsal kesimlerine veya güvenli bulunulan başka kentlere sığınan Halepliler, burada Ramazanı çok zor şartlar altında geçirdi. Ülkede istikrar olmadığı için ekonomi, tarım ve para piyasaları işlemiyor. Bu yüzden fazladan göç alan bölgelerde çok yoğun bir şekilde gıda sıkıntısı yaşanıyor.

Lübnan, Ürdün veya Türkiye’ye gelen Suriyeliler ise Ramazan’ı kendi ülkelerinde değil, başka topraklarda geçirmek zorunda kaldılar. Halep’in merkezinde çatışmaların en yoğun yaşandığı Beydin, Şukkara ve Selahaddin gibi mahallelerde halkın çok az bir kısmı yaşıyor. Halep merkezde genelde direnişçiler bulunuyor. Her gün şehirde pazar kurulmasına rağmen, insansız kent manzarasından pazarcılar da nasibini alıyor. Savaşın Halep’teki kadar yoğun olmadığı İdlib gibi şehirlerde ise Ramazan daha sakin geçiyor.

Şam dışındaki büyük şehirlerin birçok yerinde dükkanlar kapalı. Fırınlar ise günün iftara yakın gibi belirli saatlerinde açılıyor ve daha sonra hemen kapanıyor. Fırınlar açıldığı sırada, yeni pişen ekmeklerin kokusu şehrin her tarafına yayılıyor. Ekmeklerini alır almaz hızlı bir şekilde evlerine dönmek zorunda kalan sivil halk, burada ellerindeki kısıtlı yiyeceklerle oruçlarını açıyor.

Esed’in ordusuna direnen muhaliflerin imkanları daha da kısıtlı... Direnişçi gruplar; ellerine günü birlik olarak ulaşan gıdalarla kıt kanat geçiniyorlar. Ülke dışından gelen yardım kuruluşlarının sunduğu yemeklerle oruçlarını açan direnişçiler, sahuru ise katıksız kuru ekmekle geçiştiriyor (Hüseyin Kulaoğlu / Yeni Akit)