Çarpıtılan haber hakkında açıklama
Yazar Hüseyin Hatemi, Yeni Şafak gazetesinde bugün yayınlanan 'Sadr'ın kanseri' başlıklı yazısında 5 Mayıs 2012'de servis ettiğimiz bir habere atıfta bulunarak, ajansımızı itham altında bırakabilecek ifadelere yer vermiştir.
Sayın Hatemi y
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-08-14 15:35:49
Sayın Hatemi yazısında şöyle yazmıştır: "... Cihan Haber Ajansı'na Suriyeli İhvan'ın lideri Riyad El-Shakfa'nın 5 Mayıs günü verdiği beyanat, internetten bulunabilir. Bu zat'ın beyanatında zurnanın zort dediği yer şu mealde idi: Ayaklanmaların (Esed devrildikten sonra) İran'a geçmesiyle (oradaki kürd, belûc, türkmen, arap sünnîlerin de (Afganistan'dan gelen müstevlilerin Safevî baharını Isfahan'da boğdukları gibi), Şi'î'leri yok etmesi ile asıl İslâmî bahar başlayacaktır! Aklını yitirmemiş birisi bu sözleri duyunca asıl amacın Esed'in zalimliği değil, İran'ı, Kerbelâ'yı, Necef'i, Şam'ı; Afganistan'ın Taliban yönetimindeki bölgelerinden beter etmek olduğunu anlar..."
Aşağıda tekrar paylaştığımız söz konusu haberde iddia edildiği gibi ifadeler kesinlikle yer almamaktadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Ajansımızın servis ettiği haber şu şekildedir:
Riyad Al-Shakfa: Esed giderse İslam coğrafyasına birlik gelebilir
ANKARA (CİHAN) - Müslüman Kardeşler Suriye Başkanı Riyad Al-Shakfa, Beşşar Esed rejiminin sonunda teslim olacağını belirterek, ayaklanmaların İran'a geçmesi durumunda "Orada Arap baharı değil İslami bahar başlayacaktır." dedi.
Ankara'da düzenlenen 'Uluslararası Müslüman Kardeşler ve Hasan El- Benna Sempozyumu'na katılmak için Türkiye'ye gelen Müslüman Kardeşler Suriye Başkanı Riyad Al-Shakfa, Müslüman Kardeşler hareketi ve Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler hakkında Cihan Haber Ajansı (Cihan)'na değerlendirmelerde bulundu.
"ARAP BAHARI MÜSLÜMAN KARDEŞLERİ YENİDEN HAREKETE GEÇİRDİ"
Müslüman Kardeşler'in Arap baharını başlatmak gibi bir rolü olmadığını ancak yönlendirme noktasında öne çıkan organize bir grup olduğunu ifade eden Shakfa, Arap baharının uzun süredir bu rejimlerin altında baskıda kalan harekete de canlandırıcı bir etki yaptığını vurguladı.
Baskıcı rejimlerin ortadan kalkmasıyla devletin yapıcı kadrosu içine girdiğini aktaran Shakfa, yıllardır menfi mücadele içinde bulunan Müslüman Kardeşler hareketinin Arap baharıyla birlikte pozitif bir mücadele içine girdiğinin altını çizdi.
"Müslüman Kardeşler hareketi ılımlı olmasıyla öne çıkan ve İslam âleminde organize olabilmiş en büyük harekettir." diyen Shakfa, "Bu sayede insanlar arasında kabul görmüş ve geniş bir kitleye yayılabilmiştir. Şu anda tüm İslam ülkelerinde faaliyet göstermektedir." dedi.
"ESED ENİNDE SONUNDA TESLİM OLACAKTIR"
Çoğu Arap ülkesinde oluşan ayaklanmaların planlanmış hareket olmadığını savunan Shakfa, "Arap baharı tamamen bir halk hareketidir. Ortadoğu, onlarca yıldır devam eden dikte rejimlerin baskısı sonucu patlamaya hazır hale gelen bir volkan gibiydi. Müslüman Kardeşler, bu halkların bir bölümünü teşkil etmektedir ve halkla birlikte hareket etmektedir. Fakat organize olan bir grup oldukları için bu ayaklanmalarda yönlendirme gücü olan bir grup olarak öne çıkmıştır. Bu sebeple seçim noktasına gelebilmiş halklardan ciddi oylar almaya başlamıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Ülkesindeki rejim karşıtı hareketleri değerlendiren Shakfa Suriye'deki hareketlenmenin diğer ülkelerde yaşananlara benzediğini ancak Suriye hükümetinin kanlı bir müdahale ile rejimi korumak istemesinin bu ayaklanmayı diğerlerinden farklı kıldığını belirtti. Esed'in bu mücadeleye girerken sonuçlarını göze aldığını ifade eden Shakfa, yaptıklarının bedelinin ağır olacağını ve hükümeti düşürmekten başka bir alternatifini bulunmadığının farkında olduğunu iddia etti.
Demokrasiye geçişin olası etkilerinden bahseden Shakfa, "Bu uzun dikte yönetimlerden dolayı Arap halkımızın siyasi tecrübesi çok zayıftır. Demokratik sistemlere bizim halkımız yabancıdır. Dolayısıyla sistemde bazı açıklıklar kalabilir. Bununla beraber kusurlu bir demokrasiyle dikte arasında kıyaslama bile yapılamaz. Biz öğrenmemiz gerekenlerle birlikte demokrasiyi kabul etme eğilimindeyiz." dedi.
"TÜRKİYE DEMOKRATİK GELİŞME SAYESİNDE KALKINMA ELDE EDEN BİR ÜLKEDİR"
Suriye Müslüman Kardeşler Hareketi Başkanı Shakfa, Türkiye'deki değişim hakkında ne düşündüğü sorusuna da "Türkiye, devleti ve vatandaşıyla değişim talep eden halkların yanında yer almaktadır. Türkiye, demokrasi tecrübesiyle başarıya ulaşmıştır. Bu demokratik gelişme neticesinde bir kalkınma da elde edilmiştir. Dolayısıyla örnek alınabilecek bir ülkedir. Suriye halkı Türkiye'de gerçekleştirilen demokratik süreci kendi içinde uygulamayı hedefliyor." şeklinde cevap verdi.
Esed rejiminin devrilmesi durumunda ortaya çıkacak tabloyu değerlendiren Shakfa, "Esed giderse İslam coğrafyasına birlik gelebilir. Açıkçası halkları inceleyecek olursak gerek Arap halkları gerek İslam halkları birleşme arzusundadır. Bu istekleri demokrasi sayesinde daha kolay alacaktır. Ancak böyle bir birleşmenin çok uzun yıllar alacağı da bir gerçektir. Baskıcı rejim taliplerine baktığımızda ise böyle bir birleşmenin taraftarı olmadıkları görüşmektedir. Çünkü sahip oldukları konumun muhafazası için bu tür ayrılıkların her zaman var olması gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
"IRAK, ETNİK BİR MEZHEBİN DİKTESİ ALTINA GİRMEKTEDİR"
Irak'ın Bağdat yönetiminin sergilediği ayrımcı ve sert tavır hakkında konuşan Shakfa, "Şunu net bir şekilde ortaya koymak gerekir ki Irak'ta son zamanlarda yaşanan rejim sorunları, İran ve Amerika'nın üretmiş olduğu ortak bir projedir. Sabah akşam Amerika'ya karşı görüş bildiren İran, el altından Amerika ile bu konuda ittifak etmektedir. Saddam'ın devrilmesinin en büyük sebebi Saddam'ın Irak'ı yavaş yavaş bir İslam ülkesi yapmaya yönelik çalışmalarıdır. Son dönemlerinde Saddam, laik duruşundan uzaklaşarak ülkesinde bir iman ve inanç kampanyası başlatmıştı. Irak gibi petrolü ve güçlü ekonomisi olan bir İslam ülkesinin Amerika ve İran için tehdit oluşturacağı düşüncesiyle Saddam'ın baskıcı duruşu kullanılarak Irak yoksulluğa ve ayrımcılığa çekilmiştir." dedi.
Irak'ın geçmiş dönemlerini yaşamış birisi olarak konuşan Shakfa, Baas Partisi'nin o dönemlerde Saddam'ın yönlendirmesiyle kendisinden bazı dini kitaplar talep ettiklerini ve Saddam'ın altı ay içerisinde rejim değişikliğine gidecek çalışmaların başlatılmasına yönelik talimat verdiğini iddia etti. Amerika'nın Irak'ı Saddam Hüseyin'in elinden alarak İran'a teslim ettiğini öne süren Shakfa, Şii nüfusunun Irak'ta çoğunluk olmadığını ancak seçim sürecinde birçok hileye başvurularak sayılarının galip getirildiği iddiasında bulundu.
"SURİYE'DEN SONRA SIRA İRAN'A GELECEK"
"Önceden bir kişinin diktesi altında kalan Irak, son süreçte bir etnik bir mezhebin diktesini yaşamaktadır." diyerek Suriye konusuna dönen Shakfa, "Benim görüşüme göre Suriye'den sonra ayaklanmalar İran'a geçecektir." yorumunu yaptı.
"Ayaklanmaların İran'a geçmesi durumunda, orada Arap baharı değil İslami bahar başlayacaktır" diyen Shakfa, İran yönetiminin de bundan ciddi korkuları olduğunu ve bu sebeple Esed'e destek verildiğini ifade etti.
Esed rejiminin düşmesi halinde sıradaki ülkenin İran olacağını kaydeden Shakfa, Suriye'deki devrimin başarılı olması halinde Iraktaki durumun da etkileneceğini öngördü. Suriye rejiminin Iraktaki Şiilerin başa gelmesinde destek verdiğini hatırlatan Shakfa, "Suriye'deki devrimin başarısı bütün bölgede ciddi değişikliklere yol açacaktır. Bu sayede İran, Irak, Suriye üzerindeki Hizbullah ittifakının beli kırılacak ve bölge böyle bir beladan kurtulmuş olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara