Zaman yazarından ezber bozan PKK yazısı
6 asker ve 2 korucunun şehit olduğu Geçimli saldırısında ölen PKK'lılardan üçünün, üzerlerinde sadece el bombaları bulunan kız çocukları olduğu yazan Mümtazer Türköne Zaman'daki köşesinde 'PKK'lı 3 kız çocuğu için hep beraber üzülelim' dedi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-08-09 11:56:51
İşte Türköne'nin o yazısından bir bölüm:
Çukurca'daki Geçimli Karakolu'na yapılan saldırıda üç askerimiz şehit düştü. Yürek parçalayan manzaralar.
Uzman Çavuş Kâmil Çelikkaya'nın cenazesi Ankara'da Kocatepe Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra toprağa verildi. Er Hakan Oktay'ın cenazesi Ordu'da, Yaşar Karadağ'ın naaşı ise Diyarbakır'da defnedildi. İnsanı irkilten bir ayrıntı: Şehitlerin kimlikleri ancak DNA testleriyle tespit edilip, son yolculuklarına uğurlanmış. Bu üç asker, saldırı anında mevzide nöbet tutan askerler. Saldıran PKK'lılar engeli uzun namlulu silahlarla aşamayınca roketatar kullanmış. Şehitlerimizin bedenlerinin paramparça olması bu yüzdenmiş.
"16-17 YAŞINDA 3 PKK'LI KIZ"
Aynı saldırıda üç PKK'lının bedenleri, kimlik tespiti için morga kaldırılıyor. Herkesi şoke eden bir manzara ortaya çıkıyor. Üzerlerinde el bombaları bulunan bu üç kişi, 16-17 yaşlarındaki kız çocukları. 16-17 yaş, hele kız çocukları için bu hazin tabloya hiç uymuyor. Hangi politika, hangi ideoloji, hangi savaş?.. Bu üç cansız bedenle bu kavramları yan yana koyabilir misiniz? Kim bilir belki de, bedenleri paramparça olmadan önce üç şehidimizin durdurduğu grubun içindeki üç kişidir, bu kız çocukları.
ENSARİOĞLU: "DEVLET FAZLA ADAM ÖLDÜRDÜM DİYE SEVİNEMEZ"
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, "Devlet fazla adam öldürdüm diye sevinemez." diyor. Bu sözlerde bir miktar serzeniş var. "Öldürerek bu işleri bitirmek mümkün değil." diye ekliyor. Dengeyi, durumu "karşılıklı bir çatışma" olarak tanımlayarak kuruyor. Olaya, sözlere ve maksada takılmadan, Ensarioğlu'nun ikazı üzerinde dikkatle durmak lazım. 30 yıldır Türkiye, PKK terörü ile boğuşuyor. Bu süre zarfında çok şey değişti.
"DEVLET ARTIK PKK'LI ÖLDÜRDÜĞÜ İÇİN SEVİNMİYOR"
80'li yılların sonlarında "Anadolu'dan Görünüm" programında PKK'lıların cansız bedenleri TRT aracılığıyla teşhir edilirdi. Herhalde birileri bu manzaranın caydırıcı olacağını düşünmüştü. Bugün, PKK'lılarla girilen çatışmalarda "ölü ele geçirmek" tabiri yerine "etkisiz hale getirildi" deniyor. Baskının, yıldırmanın, korkutmanın yerini şefkat ve ikna çabaları alıyor. Bu, bir devlet politikası. Devlet, artık PKK'lı öldürdüğü için sevinmiyor. (...)
"DEVLET VATANDAŞINI ÖLDÜRDÜĞÜ ZAMAN ÜZÜLECEK"
İnsan hayatından daha değerli bir politik ideal olamaz. Tersinden insan hayatına saygı, politik idealleri güçlendirir. Devlet, vatandaşını yaşatacak. Onun hayat hakkını neye mal olursa olsun koruyacak. Mecbur kalıp, elindeki silahın tetiğine basanı öldürdüğü zaman da sevinmeyecek. Derin, çok derin bir üzüntü duyacak. Öldürmeye mecbur kalmasının sebeplerini ortadan kaldırmaya çalışacak.
"ÖLEN PKK'LI 3 KIZ ÇOCUĞU İÇİN HEP BİRLİKTE ÜZÜLELİM"
İnsan hayatına değer vermek, politik sorunları çözmenin aracı değil, amacıdır. Vatandaşının hayatı konusunda her hal ve şartta titizlik gösteren devlet, herkesin rızasını kazanır.
Devlete başkaldırdığı için öldürdüğü kişinin başında devlet adını verdiğimiz heybetli varlık, diz üstü çöküp, başını iki elinin arasına koyup hüngür hüngür ağladığı zaman, işte o zaman devlet kendisini yaşatacak enerjiyi de, gücü de bulmuş olur.
Öyleyse, böyle bir devletin vatandaşları sıfatıyla ölen PKK'lı üç kız çocuğu için hep birlikte üzülelim.
Haber Ara