Dolar

34,8813

Euro

36,7455

Altın

3.042,60

Bist

10.147,80

Filiz İşikırık: Hedefim Şanlıurfaspor'un bayan futbol takımını kurup yönetmek

Kadın futbolunun en ilginç figürlerinden birisi olarak gösterilen ve 'Rüzgarla yarışan kız' diye adlandırılan Filiz İşikırık, hedeflerini anlatırken iddialı açıklamalarda bulundu.

İnanılmaz süratiyle 10 metre geriden başladığı bir koşuyu rak

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-08-01 10:17:29

Filiz İşikırık: Hedefim Şanlıurfaspor'un bayan futbol takımını kurup yönetmek
Kadın futbolunun en ilginç figürlerinden birisi olarak gösterilen ve 'Rüzgarla yarışan kız' diye adlandırılan Filiz İşikırık, hedeflerini anlatırken iddialı açıklamalarda bulundu.

İnanılmaz süratiyle 10 metre geriden başladığı bir koşuyu rakibinin 5 metre önünde bitirebilen, yeteneği sayesinde Şanlıurfa'dan çıkıp Türkiye'nin en başarılı kadın takımlarından Lüleburgaz 39'da forma giyen 19 yaşındaki genç kızın en büyük hayali bir gün doğduğu kente dönüp bir kadın takımı kurabilmek.

Futbol Federsayonu Basın Departmanı tarafından hazırlanan TamSaha dergisine konuşan Filiz İşikırık, "Takım iyi oyunculardan kurulu olunca ister istemez sen de iyi oluyorsun. Takım arkadaşlarından her zaman yeni şeyler öğreniyorsun. Günden güne değişmeye başladım. Hızımı da daha bilinçli ve ekonomik şekilde kullanıyorum artık." diyerek, şöyle konuştu:

"Eskiden millî formayı çok uzakmış gibi görüyordum. Sanki benim için çok zordu ama artık yapıştım, bırakamıyorum. Millî formayı giymek çok gurur verici bir şey. Neredeyse lig maçlarından daha çok Portekiz maçını düşündüm.

En büyük hedefim Şanlıurfaspor'un bayan futbol takımını kurup o takımın başına geçmek. Millî Takım'a daha çok Filizler gelsin istiyorum. Mardin'de, Diyarbakır'da, Gaziantep'te ve Hakkari'de bayan futbolu var ama Şanlıurfa'da yok, inşallah zamanla olacak.

Çok hırslı ve çok inatçı bir insanım, futbol yüzünden babamdan sopa bile yedim ama hiç vazgeçmedim. Futbol oynamama izin vermediği günlerde ona, "Bir gün millî formayı giyeceğim, görürsün" demiştim. Artık babam bana antrenman yaptırıyor diyebilirim.

Benim hayallerim küçük bir çocuğun uçurtmasının peşinden koşması gibiydi. Ya da küçük bir çocuğun yaptığı küçük kayığı suya koyup peşinden koşması gibi. Hayallerim için gözyaşı bile döktüm, canım çok acıdı. Ancak hiçbir zaman bırakmadım hayallerimi."

TamSaha dergisinden Selim Şakarcan'a konuşan Filiz İşikırık'ın röportajının ayrıntısı şöyle:

U19 Millî Takımı ile Avrupa Şampiyonası finallerinde oynadın. Kadın futbol tarihimizin ayrıcalıklı isimlerinden birisin. Seni tanıyabilir miyiz?

20 Ağustos 1993'te Şanlıurfa Siverek'te doğdum. Çocukluğumdan beri futbol oynuyorum ama 4 senedir bir takımın forması altındayım. Şimdiye kadar üç farklı kulüpte oynadım.

Kulüpte futbol oynamaya 15 yaşında başladın.

Evet, 15 yaşımdayken Gaziantep Gazikent'te başladım. 1 sezon Gazikent'te oynadıktan sonra Gölcükspor'a transfer oldum. Gölcükspor'da iki sezon forma giydim. Son 1 sezondur ise Lüleburgaz 39 takımının futbolcusuyum.

Millî Takım'a ilk ne zaman davet edildin?

U17 Millî Takımı'nın Bulgaristan'la deplasmanda hazırlık maçları vardı. İlk olarak o kampa çağrıldım ve ilk maçımda forma giyme şansım oldu. O kampta dört hazırlık maçının ikisinde oynadım. Daha sonra U19 Millî Takımı'nda forma giymeye başladım. Ancak üst adalemdeki 5 ay süren sakatlığım nedeniyle U19 Millî Takımı'nda fazla oynayamadım. Kendimi geliştirmem gerektiğini biliyordum. Lüleburgaz 39'dan transfer teklifi geldiğinde kulüpten istediğim tek bir şey vardı. O da beni çalıştırabilecek bir antrenör. Kulüp bana bu konuda yardımcı oldu. Antrenörüm ve takımdaki büyüklerden bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Her geçen gün yeni şeyler öğrendim ve kendimi geliştirdim. Hatta geçen seneye kadar göğüs kontrolünü yapamıyordum. Kendimi geliştirerek bu noktaya geldim.

Bu süreçte, futbolda iyi bir antrenörden doğru eğitim almanın ne kadar önemli olduğunu fark etmişsindir.

Evet, kesinlikle çok önemli. Bir de büyük bir takımda forma giymek çok farklı. Takım iyi oyunculardan kurulu olunca ister istemez sen de iyi oluyorsun. Takım arkadaşlarından her zaman yeni şeyler öğreniyorsun. Günden güne değişmeye başladım. Hızımı da daha bilinçli ve ekonomik şekilde kullanıyorum artık. Geçen sezon neredeyse her maçta golüm vardı ama şampiyon olamadık. Ataşehir Belediyespor şampiyon oldu, tebrik ediyorum.

Millî Takım'da oynamak sana neler kattı?

Hamdi Aslan döneminde Millî Takım'da oynamaya başladım. Hamdi Hoca beni o zaman stoper oynatıyordu, öyle tercih ediyordu. Ancak Mustafa Nur Gülen Hoca ile tekrar santrfor oynamaya başladım. Aslında U17'de fazla oynayamadım. U19 Millî Takımı'nda ise çok ümitli değildim. Hatta Millî Takımlarda çok fazla oynayamayacağımı düşünmeye başlamıştım. U19 Millî Takımı'nın bir maçında yedektim ve kenarda ısınıyordum. Maçın bitmesine 5 dakika kala antrenörümüz Nihan Hoca beni çağırdı. "Filiz" demesi ile benim hocamın yanında bitmem bir oldu. Hocam çok şaşırmıştı. Oyuna girmeyi o kadar çok istiyordum ki, hocam çağırdığı anda yanına koştum. Daha sonra bendeki değişimi Millî Takım'daki hocalarım da fark etti ve çok memnun oldular.

Genç takımlarda hiç resmi maçta oynamamıştım, ilk resmi millî maçım A takımla oldu. Almanya'ya karşı ilk kez bir resmi maçta oynadım. İlk golümü Antalya'da Mardan Stadı'nda Rusya'ya karşı attım. Daha sonra Kuban Turnuvası'nda Romanya'ya 3 gol attım. Eskiden millî formayı çok uzakmış gibi görüyordum. Sanki benim için çok zordu ama artık yapıştım, bırakamıyorum. Millî formayı giymek çok gurur verici bir şey. Uzun zamandır Avrupa Şampiyonası'nı düşünüyordum. Neredeyse lig maçlarından daha çok Portekiz maçını düşündüm.

Senin bu gelişiminde antrenörlerinin de katkısı olmuştur.

Tabii ki... Hem kulüp takımındaki hem de Millî Takım'daki antrenörlerimin bende çok büyük emeği var. Kulübümde önce Baki Hoca vardı, sonra antrenörüm değişti ve İsa hoca ile çalıştım. Her ikisinin de bana katkısı çok büyük. Millî Takım'da da Taygun Hoca özellikle benimle çok ilgilendi. Taygun Hocanın dediklerini kafama soktum. Özellikle Kuban Turnuvası'nda çok şey kazandığımı düşünüyorum. Hocam her hatamı yazar ve bana anlatırdı. Bana bir çalışma programı vermişti.

Taygun Hocam gibi Nihan ve Mustafa Hocamın da bana çok katkıları, yardımları oldu. Hatta ilk A takım kampına gittiğimde Mustafa Hoca bir şeyler yazmıştı ve benim kafam çok karışmıştı. "Allah'ım ben bunları yapabilecek miyim?" demiştim. Mustafa Hoca bana korkuyu yok etmem için çok yardımcı oldu. Eskiden antrenmanlarda "Acaba o hareketi nasıl yapacağım?" diye çok zorlanırdım. Artık antrenmanlarda çok rahatım. Kendime güvenim arttı. Hocalarımın bana çok önemli desteği oldu. Kulübümde A Millî Takım'da forma giyen 5 oyuncu var. Onlar da A Millî Takım kamplarında bana çok destek oldu. Hata yaptığımda her zaman beni uyarıyorlardı. Benim iyiliğim için uyardıklarını biliyordum ve her zaman dediklerini yapmaya çalışıyordum.

Şanlıurfalısın, hem erkek hem de kadın futbolu hakkında neler söylemek istersin?

Şanlıurfaspor'un bu sene TFF 1. Lig'e yükselmesiyle çok mutlu oldum. Tebrik ediyorum ve 1. Lig'de de başarılar diliyorum. Şanlıurfa'da bayan futbolu yok denilecek düzeyde. Bizim zamanımızda yapılan okullar arası turnuva duyduğum kadarıyla bir kez daha yapılmış ama pek iyi bir turnuva olmamış. En büyük hedefim Şanlıurfaspor'un bayan futbol takımını kurup o takımın başına geçmek. İnşallah bunu başaracağım. Millî Takım'a daha çok Filizler gelsin istiyorum. Mardin'de, Diyarbakır'da, Gaziantep'te ve Hakkari'de bayan futbolu var ama Şanlıurfa'da yok, inşallah zamanla olacak.

Türkiye'deki ligi nasıl görüyorsun? Sence yeterli düzeyde mi?

Ligimiz 12 takımla oynanıyor ama aslında 12 takım diyemeyiz; çünkü takımlar arasında çok büyük farklar var. Özellikle 2-3 takım diğerlerine göre çok güçlü. Sponsoru olan takım en iyi futbolcuyu alıyor ve şampiyon oluyor. Ligin rekabet düzeyi yüksek değil bence. Büyük takımlar ve sponsorlar lige katılırsa kalite de artacaktır. Aslında ligimizde çok değerli oyuncular var. Ligin kalitesi arttıkça onlar da ortaya çıkacaktır.

Şanlıurfa'dan, ailenden ve arkadaşlarından ayrılmak zor olmadı mı?

Tabii ki zor oldu ama ben futbol oynamak istiyordum. Futbol oynarken eğitimime de devam etmek istedim. Lüleburgaz 39'a transfer olurken kulübümden üniversiteye hazırlanmamda bana destek olmalarını talep ettim. Sağ olsunlar, bu konuda destek olacaklarını söylediler. Futbolun yanında eğitimime de devam etmek istiyorum. Çünkü bence eğitimsiz bir antrenör, iyi bir antrenör olamaz. Ben oyuncuma futbol dışında da eğitim verebilmeliyim. Farklı konularda da onu yetiştirmeliyim. Onu sadece futbolcu olarak değil insan olarak da yetiştirmeliyim.

Şanlıurfa'da futbol takımı olmadığı için Urfa'dan ayrıldığını söylemiştin.

Evet, Şanlıurfa'da futbol takımı olsaydı, hatta İkinci Lig'de bile olsaydı yine Urfa'da kalırdım. Urfa'da oynasaydım belki ailem de daha çok destek olurdu. Babam artık hedefi büyüttü, Avrupa'ya gitmemi istiyor. "Baba dur, tekniğim o kadar iyi değil" diyorum.

Ailenin desteği nasıl, özellikle ilk başladığın günlerde destek oldular mı?

Futbola başladığım ilk gün sadece dedem ve amcam bana destek oldu. Bana futbolu sevdiren amcamdır. Dedem ise ilk günlerde bana çok destek oldu. Beni Gaziantep'e dedem götürmüştü. Daha sonra başarı üstüne başarı geldikçe babam da sıcak bakmaya başladı. Hocalarım da babama benim yetenekli olduğumu söyleyince futbol oynamama izin verdi.

Çok hırslı ve çok inatçı bir insanım, futbol yüzünden babamdan sopa bile yedim ama hiç vazgeçmedim. Futbol oynamama izin vermediği günlerde yine bana çok sinirlenmişti, ben de ona "Bir gün millî formayı giyeceğim, görürsün" demiştim. Sonunda millî formayı giydim. Artık babam bana antrenman yaptırıyor diyebilirim. Hatta geçen gün Danimarka maçını izlemeye geldi. Maçlarıma sadece babam gelmez, maçım yakındaysa akrabalarım da gelir. Gölcükspor'da oynarken Gaziantep'te maçım vardı. Ben de maça Şanlıurfa'dan gitmiştim. Akrabalarım otobüsleri hazırladılar, hatta bana otobüsün en arkasında uyumam ve dinlenmem için yatak yapmışlardı. Daha öncesinde Gaziantep'te de oynadığım için orada da tanıyorlardı beni. Ailem bayraklarla, tezahüratlarla destekledi. Üçüncü golü ben attım, ailem neredeyse sevinçten stadı yıkıyordu.

Eskiden beni futboldan kaçırmaya çalışan insanlar artık beni desteklemeye ve maçlarıma gelmeye başlamışlardı. Eskiden futbolu pek sevmeyen ve amcamla tartışan dedem artık, "Televizyonu açayım da belki Filiz çıkar, izlerim" diyor. Tabii basının kadın futboluna ilgi göstermemesi de çok kötü. İlgi gösterseler ailelerimiz de bizi izlerdi.

Futbol dışındaki zamanlarını nasıl değerlendiriyorsun?

Ben daha çok yalnızlığı seviyorum. Boş zamanlarımda kendi içime kapanıp yalnız kalmayı tercih ederim. Müziği çok seviyorum, kulaklık hiç kulağımdan çıkmaz. Avrupa Şampiyonası'na müzik ve kitapla hazırlandım diyebilirim. Şampiyonlar Ligi müziği gibi UEFA ve FIFA'nın müziklerini ve Millî Takım'ın şarkılarını dinledim. Bu şarkıları dinleyerek maçlara motive oldum. Tarihe de meraklı olduğum için daha çok tarih kitapları okuyorum.

Şanlıurfa tarihi hakkında neler söylemek istersin? Şanlıurfa'da gezilmesi görülmesi gereken yerler nereler?

Harran Üniversitesi, dünyanın ilk üniversitesidir. Barajlar, Urfa Kalesi, Göbekli Tepe, en önemlisi Balıklı Göl Şanlıurfa'da görülmesi gereken yerler. Ancak ben Şanlıurfa tarihinden çok İslamiyet öncesi Türk tarihi ve Osmanlı tarihiyle ilgiliyim.

Futbol oynamak isteyen kızlara, kardeşlerine neler söylemek istersin? Belki Şanlıurfa'ya bir mesaj vermek istersin.

Evet, Şanlıurfa'ya mesaj vermek istiyorum. Eskiden Şanlıurfa'da futbol oynadığım arkadaşlarım şu anda beni bu durumda görseler şaşırırlar. Bir çoğu belki şu an evli ya da nişanlıdır. Futbol oynayan kardeşlerime, futbolu bırakmamalarını ve futbolun yanında eğitimlerine de devam etmelerini söylemek istiyorum. Bence futbol ve eğitim birbirini tamamladığı zaman çok güzel oluyor. Şanlıurfa'da futbol oynayan kardeşlerim merak etmesin kimse futbol takımı kurmazsa ben gelip kuracağım. Onlar sadece oynamaya devam etsinler. İleride Millî Takım'a sadece 1 değil de 11 Filiz göndermek isterim.

Sadece Urfa'da değil Diyarbakır, Mardin ve doğudaki tüm illerde kızların futbol oynamasını istiyorum. Sponsorların ve basının desteğiyle eminim ki kadın futbolu erkek futbolundan daha çok seyirci çekecektir. Umarım kardeşlerimiz futboldan manevi kazancın yanında maddi kazanç da sağlar. Benden sonra gelen kuşağın benden daha iyi olmasını isterim. İnşallah da öyle olur.

Çok teşekkür ederim Filiz. Paylaşmak istediğin başka konular var mı?

Hayallerimden hiçbir zaman vazgeçmedim. Benim hayallerim küçük bir çocuğun uçurtmasının peşinden koşması gibiydi. Ya da küçük bir çocuğun yaptığı küçük kayığı suya koyup peşinden koşması gibiydi. Ben inatçı bir insanım, hayallerimden asla vazgeçmedim. Hayallerim için gözyaşı bile döktüm, canım çok acıdı. Ancak hiçbir zaman bırakmadım hayallerimi. Ben onları sevdim, onlar da beni sevdi. Şu anda bunları söylerken gözlerim bile doluyor. Hayallerim beni bırakmadı, ben de onları öksüz bırakmak istemedim. Futbol oynayan kardeşlerim de hayallerini bırakmasın. Hayalden vazgeçmek kadar kötü bir şey yoktur, çünkü yeni bir hayali yaşatmak da çok zordur. Futbol oynayan kardeşlerimin de hayallerinin peşinden gidip çok başarılı olmalarını isterim. Bir gün bayrağımızı Avrupa'da en önde dalgalandıracağımıza inanıyorum, bunu çok istiyorum.

Haber Ara